Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2041 E. 2020/600 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2041 Esas
KARAR NO: 2020/600
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1105
KARAR NO: 2019/378
KARAR TARİHİ: 03/04/2019
DAVA: İFLAS (Adi Takipten Doğan İflas (İİK 156)
KARAR TARİHİ: 27/02/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile davacıya çek verildiğini çeklerin karşılıksız çıktığını, davacı tarafın davalılara yaptığı tüm ihtarların cevapsız kaldığını, borcun tahsili amacı ile borçlu davalılara karşı iflas yolu ile takibe başlandığını, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası ile kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takipte ödeme emrinin davalılar tarafından alındığını 5 günlük yasal süresi içinde itiraz etmedikleri gibi 10 günlük yasal süresi içerisinde de ödeme yapmadıklarını, davacı tarafın yapmış olduğu araştırmada borçlu davalıların ekonomik durumunun iyi olmadığını öğrenildiğinden bahisle tacir olan borçlu davalılara karşı müvekkilimin alacaklarını tahsil edebilmek için davalıların ayrı ayrı iflasına karar verilmesini yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalılar üzerinde müştereken ve müteselsilen bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar cevap dilekçesi sunmamış, duruşmaya katılan davalılar vekili müvekkillerinin ödeme gücü bulunmaması nedeniyle depo emrinin gereğini yerine getiremediklerini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davacı tarafça davalılar aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, takibin itiraz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine davalıların iflası istemiyle işbu davanın açıldığı, davalılar adına usulüne uygun olarak tebliğ edilen depo emrine karşın gereğinin yerine getirilmediği, mahkememizin 03/04/2019 tarihli celsesinde davalılar vekilinin müvekkillerinin ödeme gücü bulunmadığından depo emrinin gereğini yerine getiremediklerini belirttikleri, ilanların İİK 166/2 maddesinde öngörüldüğü şekilde usulüne uygun şekilde yapıldığı,bu haliyle davalıların iflas şartlarının oluştuğu anlaşılmakla açılan davanın kabulü ile davalı şirketlerin iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalılar vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde, hükme esas alınan bilirkişi raporu hükme elverişli olmadığını, hesaplamalar doğru yapılmadığını, yeni bir rapor alınması gerektiğini, ayrıca müvekkilimin alacaklı görünen davacı tarafa borcu bulunmadığını, dava konusu borcun kaynağı araştırılmadan, itirazlarımız dikkate alınmaksızın müvekkiller hakkında iflas kararı verildiğini, davada yapılması gereken ilanlar usulüne uygun yapılmadığını, bu nedenle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, İİK 171 vd maddelerinde düzenlenmiş olan, kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla takip sonucu, borçluluların borcu ödememesi, itiraz veya şikayette bulunmaması sonucu açılan iflas davasıdır. 2004 sayılı İİK 154. maddenin üst başlığı ise, “ İflas Yolu İle Takip “ olup ilk maddede yetki düzenlenmiştir. Maddede, İflas yolu ile takipte yetkili merciinin, borçlunun muamele merkezinde bulunan icra dairesi olduğu, 154/3.fıkrada ise, borçlu ile alacaklının yetkili icra dairesini yazılı anlaşma ile tayin etmişlerse, o yerin icra dairesinin dahi iflas takibi için yetkili sayılacağı, iflas davaları için yetki sözleşmesinin yapılamayacağı, iflas davasının mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılacağına yer verilmiştir. Maddedeki iflas davasının açılacağı yetkili yer mahkemesinin yetkisi, mutlak yetki olup, kamu düzenine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/1- ç bendinde, yetkinin kesin olduğu hallerde, mahkemenin yetkili bulunması dava şartları arasında sayılmıştır. Yani aynı yasanın 115.maddesinde belirtildiği gibi, mahkemece, davanın her aşamasında ve kendiliğinden araştırılması gerekir. Bu açıklamalar sonrasında somut olay değerlendirildiğinde, dava, davalı borçlunun sicil adresinin yetki çevresinde bulunan Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmıştır. Dosya kapsamından, davacı alacaklının, 15/10/2018 tarihinde, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında, davalı borçlu şirketler hakkında 25/09/2018 keşide tarihli 100.000 TL bedelli çeke dayalı olarak toplam 110.780,82 TL alacağın tahsili amacı ile kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile icra takibi başlattığı, ödeme emri davalı şirketlere 17/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, herhangi bir itiraz olmaması nedeniyle takibin kesinleştiği, davacı vekili tarafından 09/11/2018 tarihli dilekçe ile iş bu iflas davasının açıldığı anlaşılmıştır. Öncelikle, 2004 sayılı İİK‘nun 176. maddesindeki yasal düzenleme kapsamında atıf yapılan İİK.nun 156/son fıkrası uyarınca, iflas isteminin, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir sene içerisinde, yani hak düşürücü süre içerisinde yapılıp yapılmadığının değerlendirilmesi gerekmiştir. Kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takipte, iflas davasının ödeme emrine itiraz edilsin edilmesin bir sene içinde açılması gerekir. (İİK 176, 156/son) Söz konusu yasada, iflas istemenin, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir sene sonra düşeceği belirtilmiştir. Somut olayda, iflaslı takibe ilişkin ödeme emri borçlulara 17/09/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, dava ise, 09/11/2018 tarihinde yani bir senelik hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Kambiyo senetlerine özgü iflas ödeme emrini alan borçlu öngörülen sürede takip konusu borcu ödemez, itiraz ve şikayette bulunmazsa alacaklı ticaret mahkemesine dava açarak takip borçlusunun iflasını isteyebilir (İİK 173. M.) Davanın yasal sürede ve şekil şartlarına uygun açılmış olduğunun anlaşılması sonrasında işin esası incelenmiştir. Mahkemece, alacaklı tarafından iflas avansının mahkeme veznesine depo edilmesi sağlanmış ve İİK 173. madde düzenlemesi kapsamında aynı yasanın 166. maddesi gereğince gerekli ilanlar yaptırılmıştır. Diğer yandan, 173/3. maddesinde belirtildiği şekilde, faiz ve icra masrafları dahil olmak üzere, davacının depo emrine esas olacak alacağı ile ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 04/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda, ayrıntılı şekilde alacak, ferileri, faiz ve icra masrafları teker teker hesaplanmış ve sonuç olarak 20/03/2019 tarihi itibarı ile depo kararına esas alacağın 136.747,27 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir. Mahkeme tarafından, İİK 173/3. fıkrası gereğince, İİK 158. maddesinde düzenlenen biçimde davayı takip eden davalılar vekiline, 17/03/2019 tarihinde söz konusu meblağın mahkeme veznesine depo edilmesi için ihtarda bulunulmuştur. Ancak verilen süre veya daha sonraki aşamada davacı alacaklının alacağı ödenmediği ve dolayısı ile depo emri yerine getirilmediğinden davalı şirketin iflasına karar verilmiştir. İİK 173/3. fıkrasında “….yedi gün içinde faiz ve icra masrafları ile birlikte borcun ifa veya o miktar meblağın mahkeme veznesine depo edilmesini 158. madde uyarınca emreder. Bu emir yerine getirilmezse borçlunun iflasına karar verilir …” düzenlemesi mevcuttur. Davalılar vekili her ne kadar dava konusu borcun kaynağı araştırılmadan müvekkiller hakkında iflas kararı verildiğini ve yapılması gereken ilanların usulüne uygun yapılmadığını iddia etmiş ise de borcun ve takibin dayanağın … Edirne Şubesine 25/09/2018 tarihli … seri nolu 100.000,00 TL bedelli çek olup davalılardan … Şirketinin çekin keşidecisi diğer davalı … şirketinin ise lehtar/ciranta olduğu görülmüştür. Dayanak yapılan çek, sebepten mücerret bir ödeme aracı olup, mevcut bir borcun tediyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerektiği, bunun aksini iddia eden davalıların bu iddialarını ispatla yükümlü olduğu, kaldı ki söz konusu çeke ve takibe davalılarca itiraz edilmediği ayrıca yasal ilanların usulüne uygun yapıldığı nazara alındığında mahkeme kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle İlk derece mahkemesince verilen karar esas ve usul yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi uyarınca reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalıların istinaf başvurularının esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, davalılar tarafından peşin yatırılan 165,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın davalılardan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davalılarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK’nın 164/2 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.27/02/2020