Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/200 E. 2019/463 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/200 Esas
KARAR NO : 2019/463
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 02/10/2018 (Ara Karar)
NUMARASI : 2018/861 Esas
KARAR TARİHİ: 07/03/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Konkordatonun tasdikini talep etmesi üzerine, 18/09/2018 tarihli tutanak ile 3 ay geçici mühlet kararı verilerek konkordatonun amacına uygun tedbir kararları hüküm altına alınmıştır. Davacı vekili, 20/09/2018 tarihli dilekçesi ile, geçici mühlet kararına kadar geçen son bir kaç gün içerisinde müvekkilinin farklı mağazalardan, yerine yenisini koyması mümkün olamayacak sayıda, satışa konulan ayakkabı ve aksesuar cinsi emtianın haczedilerek muhafaza altına alındığını, müvekkili şirketin banka hesaplarına haciz ve bloke işlemleri uygulandığından hiç bir parasına erişemediğini, POS hesaplarına da bloke konulduğundan hiç bir yere ödeme yapamadıklarını belirterek muhafaza altına alınan tüm mallar üzerindeki hacizlerin kaldırılarak müvekkiline iadesine, banka hesapları üzerindeki hacizlerin de blokeleri ile birlikte kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmiştir.Talep üzerine komiser heyetinden görüş istenmiş, komiser heyetince verilen 01/10/2018 havale tarihli raporda; 18/09/2018 tarihinden önce uygulanan hacizlerin ancak konkordatonun bağlayıcı hale gelmesinden sonra kaldırılabileceği, tüm hacizlerin kaldırılmasının takdir ve değerlendirmesinin mahkemeye ait olduğu, bankalar tarafından davacı şirket hesaplarına konulan blokelerin, davacının ticari faaliyetine engel olabilecek nitelikte olduğu, bu nedenle blokelerin kaldırılmasının amaca uygun olduğu belirtilmiştir.Bunun üzerine ilk derece mahkemesi 02.10.2018 tarihli ara kararla; tedbir kararından önce uygulanan hacizlerin kaldırılması ve muhafaza altına alınan emtiaların davacıya teslimine ilişkin talebinin reddine, bankalarca konulan blokelerin kaldırılmasına ilişkin talebinin kısmen kabulü ile Konkordato talep eden şirketin faaliyetlerine devam edebilmesi, çalışanlara ödemelerin yapılabilmesi, tedarikçilerden üretim için malzeme temini sağlanması için bankalarca davacı şirketin banka hesaplarına gelen gelirlere bloke konulmamasına, konulmuş olan blokelerin kaldırılmasına karar verilmiştir.Söz konusu karara müdahiller vekili tarafından itiraz edilmiş, mahkemece 09.11.2018 tarihli ara kararla ve “Konkordato talep eden şirketin faaliyetlerine devam edebilmesi, çalışanlara ödemelerin yapılabilmesi, tedarikçilerden üretim için malzeme temini sağlanması gerektiği ve konkordato alacaklıları arasındaki eşitlik prensibi ile HMK 389. maddesi gereği mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğabileceği” gerekçesi ile itirazlarının reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı Müdahiller … Bankası ile …Bankası A.Ş vekilleri istinaf taleplerinde özetle; Davacı firmanın hesaplarında bulunan ve müvekkili banka tarafından konulan bloklerin, müvekkil bankanın rehin, taksa-mahsup hakkından kaynaklandığını, bu hakkın da maddi hukuka dayandığını, maddi hukuktan kaynaklanan hakların kullanılmasının tedbir yoluyla önlenmesinin hukuken mümkün olmadığını, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 26.06.2013 tarih, 2013/4049 E., 2013/4406 K. sayılı kararınında bu yönde olduğunu belirterek, Yerel Mahkemenin 09.11.2018 tarihli bir kısım ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına yönelik taleplerinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmişlerdir. İstinaf dilekçesi davacı vekiline 21/12/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine 26/12/2018 tarihli dilekçesi ile cevap verilerek; konkordato kurumunun amacının, borçlunun borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemediği, ödememe tehlikesi altında altında olduğu hallerde vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmesi yahut muhtemel bir iflas halinden kurtulmak amacıyla harekete geçilmesi olduğunu, banka hesaplarına konulan blokelerin kaldırılmaması halinde müvekkili şirketin hiçbir parasına ulaşamayacağından, işçiler dahil hiçbir yere ödeme yapılamayacağını, ticari faaliyetin birkaç günde duracağını, şirketin faliyetlerine devam edebilmesi, çalışanlara ödemelerin yapabilmesi, tedarikçilerinden üretim için malzeme temini sağlaması ve hepsinden önemlisi konkordato sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi amacıyla verilen ihtiyati tedbir kararının hukuka uygun olarak verildiğinden istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.İİK.nun Geçici mühlet başlıklı 287.maddesi gereğince, Konkordato talebi üzerine mahkeme, 286 ncı maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve 297 nci maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır.İİK.nun 287/son.maddesi gereğince; Geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.
Mahkemece, konkordato talep eden hakkında geçici mühlet kararı ile birlikte anılan tedbirlere hükmedildiği, müdahil bankalarca yapılan itirazların reddedildiği anlaşılmaktadır. Kanun koyucu, tedbirlerin kabulüne dair kararlara karşı istinaf kanun yolu öngörmemiştir. Bu sebeple, ilgilinin istinaf başvurusunun, İİK.nun 287/son ve HMK’nun 352. Maddeleri gereğince sair yönler incelenmeksizin usulden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Müdahillerin istinaf başvuruları USULDEN REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 32,30 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 121,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 98,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,20 TL olmak üzere toplam 55,50’şer TL harcın istinaf kanun yoluna başvuran müdahillerden tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Müdahiller tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına;4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan ön inceleme neticesinde, İİK.nun 287/son ve HMK’nun 352. Maddeleri gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/03/2019