Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1957 E. 2020/510 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1957 Esas
KARAR NO : 2020/510
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/745 Esas
KARAR NO : 2019/173
KARAR TARİHİ: 04/03/2019
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 20/02/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; … Mah. …. Sok. Ataşehir/İstanbul adresinde bulunan …. AVM’nin müvekkil şirket nezdinde 30.09.2016 – 30.09.2017 tarihleri arasında … numaralı Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile … A.Ş. adına sigortalı olduğunu, 06.04.2017 tarihinde davalının koruma ve gözetim yükümlülüğünde olan AVM içerisinde yer alan otoparkta park halinde bulunan …’ye ait … plakalı aracın çalındığını, bahse konu aracın çalınması nedeniyle toplam 4.308,55-TL tazminat bedeli müvekkil şirket tarafından yukarıda belirtilen poliçeye istinaden poliçe limitleri dahilinde ödendiğini, sigortalının tüm dava ve talep haklarını müvekkili şirkete devir ve temlik ettiğini, hasar tazminatının ödenmesi neticesinde, TTK madde 1472 gereği müvekkili şirketin sigortalısının halefi durumuna geçerek kusurlu olan davalıya kusuru oranında rücu talebinde bulunmuş olup davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine davalıya karşı İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 4.308,55-TL asıl alacağın ödeme tarihinden itibaren işlemiş 277,37-TL yasal faizi ile toplam 4.585,92-TL için ilamsız icra takibinde bulunulduğunu, icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında; müvekkili şirketin, davacı taraf veya tazminat talebine konu fiillerle ilgili üçüncü kişilerle ticari, hukuki veya fiili hiçbir ilgisi, dolayısı ile “pasif husumet” ehliyeti bulunmadığını, işbu davanın husumet yokluğu sebebi ile reddi gerektiğini, davacı tarafından, müvekkili şirketin AVM güvenliğinden sorumlu olduğu ve hırsızlık olayının gerçekleşmesinde kusurlu davrandığının iddia edildiğini, davacının iddialarının …A.Ş. nezdinde değerlendirildiğini, davalı müvekkili şirket ile davacının sigortalısı arasında güvenlik sistemine dair herhangi bir sözleşme, hukuki ya da ticari ilişki bulunmadığını, nitekim dosyaya, …’ in sorumlu olduğu iddiasını ispat edici nitelikle herhangi belge de sunulmadığını, müvekkili şirketin … Alışveriş Merkezi’nin güvenliğine ilişkin hiçbir yükümlülüğü ve sorumluluğu bulunmadığını, müvekkil şirketin, güvenlik sistemlerinin (alarm sistemi vb.) kurulumu ve güvenlik sistemlerinin haber alma merkezi ile bağlantısının yapılmasını temin eden bir şirket olduğunu, dolayısıyla müvekkili şirketin hiçbir koşulda belli bir bölümün fiziki güvenliğini temin etmek amacıyla fiziki güvenlik hizmeti vermediğini, davacının, 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun ve bu kanuna dayalı olarak hazırlanan tüzük ve yönetmelikler çerçevesinde belirtilen koruma, güvenlik ve eğitim hizmetleri veren … A.Ş. yerine, müvekkili şirkete karşı hukuki yollara başvurmuş olabileceğinin taraflarınca düşünüldüğünü beyan ederek davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, Davalı …. ile … A.Ş.’nin farklı şirketler oldukları, dosyaya sunulan ekspertiz raporunda “sigortalının AVM güvenliğinin sağlanması hususunda anlaşmış olduğu …. firmasının ihmalinin de söz konusu olduğu görüşündeyiz.” şeklinde açıklama bulunmakla birlikte davalı ….’nin, güvenlik sistemlerinin (alarm sistemi vb.) kurulumu ve güvenlik sistemlerinin haber alma merkezi ile bağlantısının yapılmasını temin eden bir şirket olduğu ve fiziki güvenlik hizmeti vermediği, ayrıca davacının … A.Ş. ile davalı …. arasında organik bağ bulunduğuna ilişkin iddiasının yanı sıra taraf değişikliği talebinde de bulunmasına göre HMK 124/3. ve 4. fıkraları koşullarının oluşmadığı kabul edilerek davanın husumet nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; davalı ile … A.Ş. şirketleri arasında organik bağın olduğu açıkça görüldüğünü, asıl sorumlunun davalı şirket ile arasında organik bağ bulunan ve aynı şirketler grubuna ait … A.Ş. olduğu ifade edilerek HMK madde 124 kapsamında taraf değişikliği talep edildiğini, davalı ve dava dışı şirketin isim benzerliği, aralarındaki organik bağ ve diğer hususlar düşünüldüğünde dürüstlük kuralına aykırı olmayan kabul edilebilir bir yanılgı olduğu anlaşıldığını, buna göre, HMK madde 124/3-4 hükmünün açıkça şartları oluşmuş olmasına rağmen davanın reddine karar verilmesi hukuka aykırı olduğundan mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava; sigortacının dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine gereğince ödediği hasar bedelinin 6102 Sayılı TTK’nın 1472-1481.maddeleri uyarınca sorumlulardan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Davacı İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile 06/03/2018 tarihinde toplam 4.584,55 TL üzerinden icra takibi başlattıktan sonra ödeme emrinin borçlu/davalıya 13/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça 15/03/2018 tarihinde hiçbir borcu olmadığını belirtilerek, borcun tamamına ve faize itiraz ederek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 10/08/2018 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır. 6100 sayılı …nun tarafta iradî değişiklik başlıklı 124.maddesine göre, bir davada taraf değişikliği ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün ise de maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Davacı taraf, …A.Ş. aleyhine dava açması gerekirken dava dilekçesinde …A.Ş.nin gösterilmek suretiyle farklı tüzel kişiliği bulunduğu anlaşılan bir başka şirkete dava açmıştır. İcra takibi de sözleşmenin imzalandığı bu şirkete karşı yapılmamış, farklı tüzel kişiliği bulunan bir şirkete (…A.Ş.) yapılmıştır. Bu durumun maddi bir hatadan kaynaklandığı kabul edilse de itirazın iptali davalarında …nun 124.maddesini bu olayda uygulamak mümkün değildir. Zira …. A.Ş. aleyhine başlatılmış bir icra takibi yoktur. Dolayısıyla adı geçen şirketin yaptığı bir icra takibine itiraz da yoktur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2010/19-638 E. 2010/694 K.sayılı kararı da bu yöndedir. Anılan kararda değinildiği üzere, itirazın iptali davaları, takibe yapılan itiraz üzerine açılabildiğinden ancak takibin tarafları davada yer alabilirler. Usulen takibin tarafı olmayan ve o takip nedeniyle borçlu sıfatı da bulunmayanın itirazın iptali davasında taraf olarak yer alması, davanın ona yöneltilmesi olanaklı değildir. İlk derece mahkemesince açıklanan nedenlerle yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmektedir.Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesinin kararında usul veya esas yönünde hukuka aykırılık bulunmadığından 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 353/1.b.1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılmış olan toplam 165,70 TL’ den mahsubu ile bakiye kalan 66,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,3-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1.a Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.20/02/2020