Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1951 E. 2020/470 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1951 Esas
KARAR NO: 2020/470
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/02/2019
NUMARASI: 2018/933 Esas, 2019/106 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/02/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolunun işletme hakkı sahibi olduğunu, davalının … plakalı aracı ile 10/05/2017 ile 15/07/2017 tarihleri arasında ücret ödemeksizin köprü ve otoyol geçişi yaptığını, para cezasını ödemediğini, davalı aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalıya ait aracın kamyonet türü ticari vasıfta bulunduğunu, görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, davacının kaçak geçişten kaynaklı alacağını tahsili amacıyla davalı aleyhine giriştiği takibe karşı davalı itirazının iptali istemine ilişkindir. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi;mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Somut olayda davalıya ait aracın ruhsatında kamyonet olduğunun belirtilmesi tek başına işleminin tüketici işlemi olmadığını göstermez. Davacıya ait otoyolu kullanan davalının ticari veya mesleki amaçla hareket etmemesi gerekir. Dava konusu aracın ruhsatında kullanım amacı yük nakli-hususi yazmaktadır. Aracın, davacı tarafından ticari veya mesleki amaçla kullanıldığına dair dosyada bir delil bulunmamaktadır.(Bkz. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 05/10/2015 tarih, 2015/31448 E, 2015/28506 K. Sayılı ilamı) Buna göre, davacının tüketici olduğunun kabulü gerekir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden başvurunun esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nun 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan davacının peşin olarak yatırdığı 165,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 353/1a-3 ve 362/1-c maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.20/02/2020