Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/195 E. 2019/690 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/195 Esas
KARAR NO : 2019/690
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/02/2019
NUMARASI : 2018/863 ESAS – 2019/183 KARAR
DAVA : KONKORDATO (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 18/04/2019
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA:Davacı vekili, 14.09.2018 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirketin 1988 yılında tescil edildiğini, “51 ayakkabı ve ayakkabı yan sanayi “ meslek grubunda faaliyetlerini sürdürdüğünü, tasarımlarında renkli ve farklı çizgi yakalayan …. markasının, Türkiye’de toplam 51 mağazasının bulunduğunu, müvekkili şirketin faaliyet dengelerinde 2017 ve 2018 yıllarında ortaya çıkan normal akıştan sapmaların temel nedeninin tamamen çevre etkenlerde ki olumsuzlukların doğal bir yansıması olduğunu, döviz kurlarındaki hızlı artış, enflasyondaki olumsuz seyrin eğim kazanması bu gelişmelerde önemli bir paya sahip olduğunu, müvekkili şirketin AVM’lerdeki mağazalarda faaliyet gösterdiğini, döviz cinsinden yüksek kiralar nedeni ile gelir / gider dengesinin tahmin edilemez şekilde bozulduğunu, gelişen aşama itibarıyla, temel olarak piyasalardaki dalgalanma ve belirsizliğin sakinleşmesi için makul bir zaman aralığının önem taşıdığını, nakit akım planlarının kriz ortamı gereklerini karşılayacak şekilde revizyonunun kaçınılmaz hale geldiğini, 13.09.2018 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan Türk Parasının Kıymetinin Korunması hakkında kararda değişiklik yapılmasına ilişkin karar çerçevesinde mühlet içindeki borçlandırıcı sözleşmelerin Türk Parası üzerinden yapılacağını, daha önce döviz cinsinden yapılan sözleşmelerin Türk Lirasına çevrileceğini iddia ederek, konkordato başvurularının kabulü ile müvekkili şirket lehine derhal 3 aylık geçici mühlet kararı verilmesini, gerekli ihtiyati tedbir kararlarının alınmasını, kesin mühlet sonunda şartların tamamlanması halinde konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Alacaklıların bir kısmı, davaya müdahale talebi ile birlikte yazılı beyanlarını dosyaya ibraz etmiş ve duruşmaya katılarak beyanda bulunmuşlardır.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:Mahkemece, 02.10.2018 tarihli ara karar ile, davacı vekilinin, bankalarca konulan blokelerin kaldırılmasına ilişkin talebinin kısmen kabulüne, konkordato talep eden şirketin faaliyetine devam edebilmesi, çalışanlarına ödemelerin yapılabilmesi, tedarikçilerden üretim için malzeme temini sağlanması için bankalarca davacı şirketin banka hesaplarına gelen gelirlere bloke konulmamasına ,konulmuş olan blokelerin kaldırılmasına karar verilmiş, ara karara, asli müdahiller …Bankası A.Ş vekili ve… Bankası A.Ş vekilinin itirazı ise, 09.11.2018 tarihli ara karar ile, konkordato talep eden şirketin faaliyetlerine devam edebilmesi, tedarikçilerden üretim için malzeme sağlanması gerektiği, konkordato alacaklıları arasındaki eşitlik prensibi ile HMK 389. maddesi gereğince mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği ve gecikme nedeniyle ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi nedeniyle müdahil banka vekillerinin ihtiyati tedbir kararına itirazlarının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ;Ara karar, yasal süre içerisinde, asli müdahil …. Bankası A.Ş vekili ve …. Bankası A.Ş vekili tarafından istinaf edilmiştir.Asli Müdahil … Bankası A.Ş vekili istinaf nedenleri olarak, davacı firmanın hesaplarında bulunan ve müvekkili banka tarafından konulan blokelerin müvekkili bankanın rehin, takas mahsup hakkından kaynaklandığını, öncelikle rehin hakkına istinaden davacı hesaplarına bloke konulduğunu, mahkemece, maddi hukuktan kaynaklanan hakların kullanılmasının tedbir yolu ile önlenmesinin mümkün olmadığını, belirterek 09.11.2018 tarihli bir kısım İhtiyati tedbirlerin kaldırılmasına yönelik talebin reddine dair kararın kaldırılmasını istemiştir….. Bankası A.Ş vekili istinaf nedenleri olarak, 02.10.2018 tarihli ara karar uyarınca davacı şirketin hesaplarına bankalarca konulan blokelerin kaldırılması ve bloke konulmamasına İlişkin tedbire itirazlarının reddedildiğini, tarafların, bankanın rehin, mahsup ve hapis hakkını kabul ettiklerini, genel kredi sözleşmesinin 11. maddesinde, rehin, mahpus ve hapis hakkının düzenlendiğini, borçlu kadar alacaklının da tedbir kararı alınırken menfaatinin gözetilmesi gerektiğini, maddi hukuka İlişkin haklara etki edebilecek İhtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, belirterek, 09.11.2018 tarihli ve 02.10.2018 tarihli ara kararların kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, İİK 285 vd maddelerinde düzenlenen konkordato talebidir.Mahkemece, davacı şirketin banka hesaplarına gelen gelirlere bloke konulmamasına, konulmuş blokelerin kaldırılmasına dair, ihtiyati tedbir kararına itiraz üzerine verilen karar istinaf edilmiştir.28.02.2018 tarihinde kabul edilip, 15 Mart 2018 tarihli Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren, “İcra Ve İflas Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun “un 13 vd maddelerinde, 2004 sayılı İİK ‘nun “ Konkordato İle Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılması “ üst başlığını taşıyan on ikinci babında değişiklikler yapılmış, İflasın ertelenmesi kaldırarak konkordato yeni bir içeriğe kavuşturulmuştur. Geçici mühlet başlığını taşıyan 287/1. Fıkrada, mahkemenin konkordato talebi üzerine 286. maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhal geçici mühlet kararı vereceği ve 297’ nci maddenin ikinci fıkrasındaki haller de dahil olmak üzere borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alacağı düzenlenmiştir. İİK 287/son fıkrada “ Geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz “ ifadelerine yer verilmiştir. Her ne kadar 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 394/5. fıkrasında, itiraz hakkında verilen karara karşı, kanun yoluna başvurulabileceği düzenlenmişse de, 2004 sayılı İİK ‘daki İhtiyati tedbire karşı kanun yoluna başvurulamayacağına dair düzenleme özel yasaya ilişkin olduğu gibi, yasanın kabulü de sonraki tarihlidir. Bu durumda, davacı borçlu için mahkemece oluşturulan geçici hukuki koruma niteliğindeki ihtiyati tedbir kararına karşı yasa yoluna başvurulamayacağının kabulü gerekecektir.
Açıklanan nedenlerle, İİK 287/son fıkrası gereğince tedbir kararlarına karşı kanun yoluna başvurulamayacağından, ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran müdahil vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 352/1-b bendi gereğince reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1- Asli Müdahil … Bankası A.Ş ve asli müdahil …. Bankası A.Ş vekilinin, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/863 Esas sayılı derdest dava dosyasında verilen 09.11.2018 tarihli, İhtiyati tedbir kararına karşı yapılan itirazların reddine dair ara karara ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 352/1- b bendi gereğince REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan, asli müdahillerin peşin olarak yatırdıkları 134,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 55,50 TL harcın asli müdahillerden ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4-Asli müdahillerin yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 2004 sayılı İİK’nun 287/son fıkrası gereğince, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 352/1- b bendi ve aynı yasanın 362/1- f bendi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.18/04/2019