Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1905 E. 2022/1247 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1905 Esas
KARAR NO: 2022/1247
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 02/04/2019
NUMARASI: 2017/498 Esas, 2019/209 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ: 27/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında ticari ilişki gereği müvekkilinin davalı şirketten 33.120,24 TL cari hesap ekstresinden kaynaklı alacağının bulunduğunu, davalı şirketin borcu ödememesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip başlattıklarını, davalının soyut ve gerekçesiz bir şekilde takibe itiraz ettiğini, taraf defterleri incelendiğinde müvekkili şirketin davalıdan cari hesap ekstresi ve ekstrede yer alan faturalardan alacağı bulunduğunun görüleceğini belirterek davalının takibe itirazının iptali ile takibin devamına, davalının % 20’den az olmamak üzere icra tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; davada yetkili mahkemenin müvekkili şirketin adresi olan Bakırköy Mahkemeleri olduğunu, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının kötüniyetli takip başlattığını belirterek davanın reddine ve davacının % 20’den az olmamak üzere icra tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre davacının 33.120,24 TL alacaklı olduğu, fakat cari hesabı oluşturan faturaların davalı tarafa tebliğ edildiğine dair bir delil sunulmadığı, sadece faturanın düzenlenip deftere işlenmesinin davacı tarafı alacaklı konumuna getiremeyeceği, ayrıca fatura konusu hizmetin verilip verilemediği hususunun da ispat edilemediği, dergiye alınan proje ve işlere ilişkin belge olmadığı gibi müşterilere kesilen faturalara veya davalı tarafça yapılan ödemelere ilişkin kayıt ve belge sunulmadığı, sadece dosyaya sunulan mail yazışmalarına göre alacağın varlığının tespitinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; taraflar arasında davalıya tasarım, reklam ve ilan hizmetleri verilmesi hususunda anlaşma olduğunu, müvekkili şirketin defterleri lehine delil teşkil etmeye uygun olup müvekkilinin defterlerine göre takip tarihi itibarıyla davalıdan 33.120,24 TL alacakları bulunduğunu, delil olarak davalı defterlerine de dayanmalarına rağmen davalının defterlerini ibraz etmediğini, HMK’nın 222/5 fıkrası uyarınca karşı tarafın defterlerini ibrazdan kaçınması halinde ibrazı talep eden tarafın iddiasını ispatlamış sayılacağını, ancak mahkemenin HMK’nın 222/5 fıkrasını uygulamadığını, sunulan mail yazışmalarında davalının faturaları teslim aldığı ve sözleşme konusu hizmetlerin verildiğinin açık olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, cari hesap alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacı şirketin 33.120,24 TL cari hesap ekstresinden kaynaklı alacağının tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalı aleyhine takip başlattığı, davalının yasal süresinde takibe itiraz ettiği, bunun üzerine davalının takibe itirazının iptali ve takibin devamı için bu davanın açıldığı görülmektedir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili hükmü istinaf etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının davalıdan cari hesap ilişkisinden kaynaklı alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. İlk derece mahkemesinde alınan bilirkişi kök raporunda; davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğunu ve sahibi lehine delil teşkil ettiği, davalının defterlerini ibraz etmediğini, davacının taraf ticari defterlerine göre davalı taraftan 25.04.2017 takip tarihi itibarı ile 33.120,24.TL alacaklı olduğu, dosyada davacı tarafça kesilen faturaların davalı taraf tebliğ edildiğini gösteren belge bulunmadığı ve inceleme sırasında ibraz edilmediği, davacının davalının sahibi olduğu dergiye alınan ilan/paralı haber/advertoriale ilişkin, ayrıca sözleşme gereği davacı tarafından yapılan proje satışlarına ilişkin bilgi ve belge bulunmadığı, davacı tarafından yapılan tahsilatlara ve müşterilere kesilen faturalara ve bu faturalar nedeniyle davalı tarafa yapılan ödemelere ilişkin belge de bulunmadığı, davalı tarafından direk kesilmiş ve mutabık kalınan davacı payı tahsilatına ilişkin bir bilgi, belge ve açıklama bulunmadığı belirtilmiştir.Davacının itirazı üzerine bilirkişiden alınan ek raporda; sunulan mail yazışmalarına göre davacının davalı taraftan 11.241,86 TL olduğu belirtilmiştir.Dava tarihinde yürürlükte olan HMK’nın 222/2 fıkrası; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” hükmünü düzenlemektedir. Alacağının varlığını ve miktarını ispat yükü davacıya aittir. Davacının takip konusu fatura içeriği hizmeti verdiğini usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekir. Somut olayda, davacının sadece kendi ticari defterlerine dayanarak alacağının varlığını ispatladığından söz edilemez. Diğer taraftan dosyaya sunulan mail yazışmalarına göre de davacının takip konusu hizmeti verdiği ispatlanmış değildir. Bu durumda, davacının hizmet verdiğini ispatlayamadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi yerindedir. Hernekadar davacı taraf, davalının defterlerini ibrazdan kaçındığını, bu nedenle HMK’nın 222/5 fıkrası uyarınca iddialarının ispatlanmış sayılması gerektiğini belirtmişse de, davacı delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediğinden, anılan hükmün somut olayda uygulanması da mümkün değildir.Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/498 Esas, 2019/209 Karar ve 02/04/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b-1 bendi ve aynı yasanın 362/1.a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.27/10/2022