Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1903 E. 2020/599 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1903 Esas
KARAR NO: 2020/599
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/516 Esas
KARAR NO: 2019/229
KARAR TARİHİ: 04/03/2019
DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 27/02/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müflis …A.Ş’nin iflasına karar verildiğini, müvekkilinin, müflis şirketin muhasebecisi olarak 17.07.2014-15.08.2015 tarihleri arasında çalıştığını, iş akdinin haksız olarak feshedildiğini, Ağustos 2015 tarihi içerisinde aldığı son maaşının 2.600,00 TL olduğunu, sosyal güvenlik primini eksik ödeyen müflis şirket tarafından bu maaşın resmî kayıtlarda 1.200,00 TL olarak gösterildiğini, maaşının bankadan ve bir kısmının ise elden ödendiğini, şirketin iflasına karar verilmesi üzerine, İstanbul … İflas Müdürlüğünün … sayılı dosyasına, 4.111,00 TL kıdem tazminatı , 3.039,00 TL ihbar tazminatı, 1.733,00 TL yıllık izin ücreti, AGİ ve maaş bakiyesi 4.687,00, resmî tatil ücreti 690,00 TL olmak üzere toplam 14.260,00 TL alacağı için masaya başvurduğunu, alacağının bir kısmının kabul edilip bakiye kısmının ise eksik inceleme sonucu red edildiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 9.800,00 TL alacağın faizi ile birlikte masaya kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında; iflas idaresinin 12/04/2016 tarihli kararı ile istenen alacağın 4.460,00 TL lik kısmının kabulü ile işçi alacağından kaynaklanması sebebi ile 1. sıraya alınmasına, bakiye 9.800,00 TL lik kısmının ise muhakemeyi gerektirdiği gerekçesiyle reddedildiğini, müflis şirket masasında yapılan sıra cetvelinin 21.04.2016 tarihli Takvim ve 05.04.2016 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, davacının davasını 27.07.2016 tarihinde açtığı göz önüne alındığında süre yönünden davanın reddi gerektiğini, kayıt kabul davasında ispat yükü alacaklı olduğunu iddia edene ait olduğunu, borcun doğumu ve varlığını usulüne uygun şekilde ortaya koyan hukuki ilişkiyi ispat eden delil ve belgelere dayanması gerektiğinden davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davacının işten çıktığı 15/08/2015 itibariyle; 3.294,07 TL kıdem tazminatı, 2.378,01 TL ihbar tazminatı, 1.366,67 TL yıllık izin ücreti alacağı, 4.687,00 TL Agi ve bakiye maaş alacağı bulunduğu, davalı şirketin iş akdinin feshinden sonra 13/08/2015 tarihinde 5.000,00 TL ödeme yaptığı, bu ödemenin öncelikle agi ve maaş alacağından düşüleceği (4.687,00 TL ücret alacağı) 313,00 TL nin ise kıdem tazminatı alacağından mahsup edildiğinde bakiye kıdem tazminatı alacağının 2.981,07 TL, 2.378,01 TL ihbar tazminatı,1.366,67 TL yıllık izin ücreti alacağının 09/09/2015 iflas tarihine kadar işleyen faizi ile toplam alacağın 6.767,78 TL olduğu, bu alacaktan iflas masası tarafından kabul edilen 4.460,00 TL nin düşülmesi ile kaydı gereken bakiye alacağın 2.307,78 TL olduğu tespiti ile bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; davacı, müflis şirkette muhasebe müdürü olarak çalıştığını, müvekkilin maaşı, bilirkişi tarafından tanık beyanı ve İTO cevabı ortalaması esas alınarak 2.050,00-TL olarak hesaplandığını, ancak davacının yaşı, mesleği ve 35 yıllık tecrübesi göz önünde bulundurulduğunda, davacının maaşının 2.050,00-TL olması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, gerçek değeri yansıtmayan maaş tespitine itiraz ettiklerini, yine davacı lehine, resmi tatil ücreti hesaplanmadığını, müvekkilinin banka hesabına, müflis şirket tarafından yapılan ödemelere ilişkin bir kısım dekontları, “müvekkilin iş yerinden maaş ödemelerini parça parça aldığının ispatı bakımından delil listesi ekinde dosyaya sunduklarını, dava dilekçesinde talep ettikleri ve iflas masasına bildirdikleri alacak kalemleri, dekontları sunulan bu ödemeler düşüldükten sonra, kalan miktar üzerinden talep edildiğini, müflis şirket tarafından, iflas masasında reddedilen kısmın içerisinde, davacı müvekkile yapılan bu ödemelerin yer alması söz konusu olmadığını, Aksi halde, davacının kendi hesabına yatan miktarların dekontlarını, dosyaya sunup, bir de açtığı davada maaş alacağının olduğunu iddia etmesi abesle iştigal olduğunu, kaldı ki mahkemece mahsup edilen 5.000,00 TL’lik ödemenin fesih tarihinden sonra değil önce olduğunu, bu nedenle davacı tarafa, 13/08/2015 tarihinde yapılan bu ödeme, “davacının dosyada ve iflas masasında talebimizin dışında kalan” ve müflis şirket tarafından davacıya ödenmiş olan geçmiş dönem ödenmeyen maaşlarının, toplu olarak ödenmesinden ibaret olduğu, ayrıca müflis şirket tarafından kabul edilen 4.460,00.-TL’lik kısmı dava sırasında tenzil etmiş olmalarına rağmen, karar verilirken, mükerrer olarak aynı miktar bilirkişi raporunda hatalı olarak belirtildiği şekilde yeniden düşülduğünü, bu sebeplerle verilen karar usul ve esas yönünden de yasaya aykırı olup düzeltilerek yeniden esas hakkında bir karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, İstanbul … İflas Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilgili vermiş olduğu 26/09/2016 tarihli cevabı yazıda, müflis … A.Ş hakkında İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/96 Esas sayılı dosyasında 09/09/2015 tarihinden geçerli olmak üzere iflas kararı verildiği, düzenlenen sıra cetveli 21/04/2016 tarihli Takvim Gazetesi ile 25/04/2016 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, 09/12/2015 tarihinde davacı tarafından iflas masasına 14.260,00 TL alacak kaydı yaptırıldığı, alacağın 4.460,00 TL’si birinci sırada kabul edilmiş olup bakiye 9.800,00 TL’si reddedildiği, davacı tarafından masraf yatırıldığından red kararı alacaklı vekiline 20/05/2016 tarihinde tebliğ edildiği bildirilmiştir. Davanın, 27/05/2016 tarihinde yani red kararının tebliğ tarihinden itibaren yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığının anlaşılması üzerine işin esasının incelenmesine geçilmiştir. Davacının iş yeri sicil dosyası, celp edilmiş, emsal ücret araştırılması yapılmış, tanıklar dinlenmiş, uzman bilirkişiden rapor alınmıştır. 25/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda; SGK dönem bordrosunda davacının 30 günlük prime esas ücreti 1.541,12 TL olduğu, yeminli dinlenen tanık beyanında davacının 2.500,00-2.600,00 TL aylık ücret aldığı, İTO emsal araştırmasında ağustos 2015 tarihinde aylık net ücretinin 1.500,00 TL olabileceği bildirildiği, bu sebeple tanık beyanı ve İTO cevabı ortalaması esas alınarak ücret tespitinin yapıldığını, buna göre davacının ücretinin 2.050,00 TL olarak esas alındığını, buna göre davacının, kıdem tazminatı : 3.294,07 TL, ihbar tazminatı : 2.378,01 TL, yıllık izin : 1.366,67 TL, agi ve maaş bakiye : 4.687,00 TL olarak hesaplandığı, huzurda dinlenen tanık ifadesinde davacı işçinin resim tatillerde çalıştığına ilişkin herhangi bir beyana rastlanmadığı gibi dosyada da bu konuda herhangi bir ispat aracı bulunmadığından resmi tatil ücreti hesabı yapılmadığı, dosya da bulunan banka dekontları incelendiğinde müflis şirket tarafından davacıya ödemeler yapıldığı, ancak ödeme tarihleriyle iş akdinin fesih tarihi karşılaştırıldığında, 12/03/2015 ve 27/03/2015 tarihli ödemelerin akdin fesih tarihinden çok önce olduğu, iş akdinin feshi ile doğabilecek alacakların iş akdinin feshinden önce ödenmesi mümkün olmaması ve iş veren tarafından herhangi bir açıklama yapılmadan yatırılmış olması karşısında sadece 13/08/2015 tarihli 5.000,00 TL’lik ödeme dikkate alınarak mahsup edildiği, bu ödemelerin öncelikle AGİ ve maaş alacağından düşüldükten sonra kalan 313,00 TL kıdem tazminatı alacağından mahsubu ile birlikte bakiye kıdem tazminatı alacağının 2.981,07 TL, ihbar tazminatı alacağının 2.378,01 TL, yıllık izin ücreti alacağının 1.366,67 TL olduğu, iflas tarihine kadar işleyen faiziyle birlikte toplam alacağın 6.767,78 TL olduğu, bu alacaktan iflas masası tarafından kabul edilen 4.460,00 TL nin düşülmesi ile kaydı gereken bakiye alacağın 2.307,78 TL olduğu tespiti yapılmıştır. Somut olay incelendiğinde; Davacı tarafın iflas masasına yapmış olduğu 09/12/2015 tarihli dilekçede yer alan alacak kalemleri; kıdem tazminatı : 4.111,00 TL, ihbar tazminatı : 3.039,00 TL, yıllık izin : 1.733,00 TL, agi ve maaş bakiye : 4.687,00 TL, resmi tatil ücreti : 690,00 TL olmak üzere 14.260,00 TL şeklinde beyan ve talep edilmiştir. Mahkemece emsal ücret araştırması yapılmış olup İTO, emsal ücret araştırmasında Ağustos 2015 tarihinde aylık net ücretin 1.500,00 TL olabileceği, İstanbul S.M.M.O ise işletmelerde bağımlı olarak çalışan meslek mensupları için asgari ücret olmamakla birlikte ücreti meslek mensubunun tecrübesi, çalıştığı şirkette aldığı rol, sektörel bilgi düzeyi ve piyasa koşullarına göre belirleneceği şeklinde cevap verilmiş, dinlenen tanık beyanında davacının 2.500-2.600 TL aylık ücret aldığı ifada edilmiş, SGK dönem bordrosunda davacının 30 günlük prime esas ücreti 1.541,12 TL olduğu görülmüştür. Yargıtay kararlarında da açıklandığı üzere, imzalı bordrolarda yer alan ücretin her zaman gerçeği yansıtmadığı, bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazandığı, böyle durumda tanık beyanları da gözetilerek emsal ücret araştırması yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda bilirkişi tarafından tanık beyanı ile İTO cevabı ortalaması alınarak ücret tespiti yapılması yerinde görülmüştür. Bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada davacının, kıdem tazminatı : 3.294,07 TL, ihbar tazminatı : 2.378,01 TL, yıllık izin : 1.366,67 TL, agi ve maaş bakiye : 4.687,00 TL, olmak üzere toplam 11.725,75 TL alacağı bulunduğu tespiti yapılmış, davacının resmi tatillerde çalıştığına ilişkin dosyada bu konuda herhangi bir ispat aracı ve tanığın da bu konuda herhangi bir beyanı bulunmadığından, resmi tatil ücreti hesabı yapılmamıştır. Bilirkişinin yapmış olduğu hesaplama hüküm kurmaya elverişli bulunsa da davacıya yapılan ödemelere ilişkin davacı tarafından dosyaya sunulan banka dekontlarından 12.03.2015 ve 27.03.2015 tarihli ödemelerin akdin fesih tarihinden çok önce olduğu, iş akdinin feshi ile doğabilecek alacakların iş akdinin feshinden önce ödenmesi mümkün olmaması ve işveren tarafından herhangi bir açıklama yapılmadan yatırılmış olması karşısında, sadece 13.08.2015 tarihli ve 5.000,00 TL’lik ödeme dikkate alınarak mahsup edilmesi hatalı olmuştur. Nitekim davacının iş akdinin 15.08.2015 tarihinde feshedildiği dikkate alındığından 13.08.2015 tarihli ve 5.000,00 TL’lik ödeme de fesih tarihinden önce yapıldığından diğer ödemeler gibi davacı alacağından mahsup edilmemesi gerekmektedir. Bu itibarla davacının, iflas tarihi itibariyle toplam 11.725,75 TL alacağı bulunduğu, bu alacağın 4.460,00 TL’si iflas idaresi tarafından kabul edilmiş olup dava konusu edilmediğinden bakiye alacak miktarı 7.265,75 TL’dır. Bu nedenle, bu miktarın davacının alacağı olarak iflas masasına kaydı gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmamıştır. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK 353/1.b.2 bendi gereğince yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiğine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunu KABULÜ İLE, HMK’ nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/516 Esas, 2019/229 Karar, 04/03/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE 2- Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, a- 7.265,75 TL’nin davalı müflis … A.Ş.’nin İstanbul … İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasında düzenlenen 12/04/2016 tarihli sıra cetveline KAYIT VE KABULÜNE, Fazlaya ilişkin talebin reddine b-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu’na bağlı tarife gereğince alınması gereken 54,40 TL karar ilam harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, c-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 29,20 TL peşin harç olmak üzere toplam 58,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, d-Davacı tarafından sarf edilen ayrıntısı UYAP’ta kayıtlı tebligat, posta masrafı ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.124,50 TL yargılama giderinden kabul red oranı ( % 74,14) üzerinden hesaplanan 833,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerine bırakılmasına, e-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, f- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın kabul edilen oranı nazara alınarak hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap ve takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, g-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden davanın reddedilen oranı nazara alınarak hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 2.534,25 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, h-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının HMK 333.maddesi gereğince taraflara iadesine, 4-İstinaf incelemesi yönünden; a- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılmış olan toplam 288,65 TL’ den mahsubu ile arta kalan 56,55 TL harcın karar kesinleştikten sonra istem halinde davacıya iadesine, b- Davacının istinaf yargılaması aşamasında yapmış olduğu 232,10 TL istinaf harcı ile 29,95 TL posta giderinden oluşan toplam 262,05 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/2 bendi ile aynı kanunun 362/1.a Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.27/02/2020