Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1847 E. 2022/1301 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1847 Esas
KARAR NO: 2022/1301
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 09/10/2018
NUMARASI: 2016/1280 Esas, 2018/958 Karar
DAVA: TAZMİNAT (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 03/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili nezdinde sigortalı olan işyerinde 09/04/2016 tarihinde davalının kazı çalışması sırasında …’a ait enerji nakil hattına hasar vermesi sebebiyle zarar meydana geldiğini, tespit edilen 9.007,00 TL’nin sigortalısına ödendiğini, halefiyete dayalı işbu davanın açıldığını belirterek sigortalısına ödediği 9.007,00 TL hasar bedelinin ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesi HMK’da yazılı şartları taşımadığından ve husumetin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Karayolları Genel Müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiğinden davanın bu sebeplerle usulden reddi gerektiğini, müvekkilinin kazı işlemlerinde herhangi bir kusur veya ihmali bulunmadığını, kazı işleminin gerçekleştirilmesi kararının alınması ve kazı işlemlerinin hangi güzergahta, hangi şartlarda ve nasıl gerçekleştirileceği konularının idari merciler tarafından belirlendiğini, müvekkili şirketin bu hususlarda herhangi bir tasarruf yetkisi olmadığını, müvekkilinin kendisine verilen kroki üzerinde kazı çalışması yaptığını ve kesinlikle güzergah dışına bir çalışması olmadığını, iddia edilen zarar ve içeriği fahip olup somut verilere dayanmadığını, müvekkili temerrüde düşürülmediğinden ödeme tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini, ayrıca talep edilebilecek faizin de yasal faiz olduğunu, davanın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Karayolları Genel Müdürlüğüne ihbarını talep ettiklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısı …’a ait enerji nakil hattının davalı şirketin yaptığı kazı çalışması sırasında hasarlandığı, davacı sigorta şirketi tarafından yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucunda tespit edilen 9.007,00 TL hasar bedelinin sigortalısına ödendiği, hasarın meydana gelmesinde davalının %100 oranında kusurlu olduğu ve davacının dava dışı sigortalısına ödemiş olduğu bedelin tamamından sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, 9.007,00 TL’nin dava tarihinden itibaren sürecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin, yetkili mercilerden almış olduğu ihale, yetki ve izin çerçevesinde işlemlerini yerine getirmiş olduğundan ve ortada kamu yararına bir çalışma yürütüldüğünden idarenin, kural olarak, yürüttüğü kamu hizmeti nedeniyle meydana gelen zararları tazminle yükümlü olduğunu, dosya kapsamı itibariyle müvekkilinin kusurlu veya hukuka aykırı bir fiilinin ispatlanamadığını, enerji sağlandıktan sonra satın alınan yakıtın iddia edilen zarar ile ilgisinin olmadığını, zira bu hususun 09.04.2016 ve 13.04.2016 tarihli akaryakıt faturalarından anlaşıldığını, sarfedilen yakıtın tamamının enerji ihtiyacı için jeneratörde kullanılıp kullanılmadığının belli olmadığını, yakıt dışında zarar iddiasına esas olan diğer alacak miktarlarının da iddia edilen zarar ile bağlantılı ve uyumlu olmayıp fahiş tutarlar içerdiğini, zarar kapsamını belirleyen kalemler ve belgelerinin Mahkemece irdelenmediğini, müvekkiline izafe edilecek bir kusurun bulunup bulunmadığının tespiti açısından tanık deliline dayanmalarına rağmen talebin Mahkemece dikkate alınmadığını, yaşanan elektrik kesintisi olmasaydı AVM’nin yapacağı elektirk tüketimi için ne kadar ödeyeceği hesaplanmadığını ve tespit edilen zarardan mahsup edilmediğini, bu yönüyle eksik ve hatalı değerlendirme yapıldığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia olunan davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesinde halefiyet düzenlenmiştir. Maddede, sigortacının sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği ifade edilmiştir. Sigortalının tazminat alacağının hukuki temelinin haksız eylemden, kanundan veya sözleşmeden kaynaklanmış olması arasında hiçbir fark yoktur. TTK 1472. maddeden kaynaklanan halefiyet hakkı sigortacıya, zarar sorumlusundan, sigortalısına ödediği sigorta bedeli kadar talep hakkı ve bunun doğal sonucu olarak da zarar sorumlusuna karşı dava hakkını sağlamaktadır. Bu dava türüne doktrin ve uygulamada sigortacının rücu davası adı verilmektedir. Halefiyete dayalı olan rücu davasında, esas itibariyle sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. Her tazminat davasında olduğu gibi, sigortacının açtığı rücu davasında da davalının kusurunu ve zararı ispat etmek davacı sigortacıya düşer. Halefiyete dayalı sigorta rücu davasında sigortacı halefiyet hukuki ilişkisi sebebiyle ancak selefinin sahip olduğu haklara sahip olur. Sigortacı halefiyete dayanarak rücu davasını zarar sorumlusu aleyhine yönelttiğine göre, sigortalının zarar sorumlusuna karşı açacağı tazminat davasında sigortalı neyi ispat etmesi gerekiyorsa, sigortacıda bu davada onu ispat etmekle yükümlüdür.Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 18/12/2017 tarihli raporda; davalı şirketin iş makinesi elemanının %100 oranında kusurlu olduğu, davacı şirkete sigortalı … A.Ş.’ye ait AVM’nin enerji hattının koparılması nedeniyle toplam zarar ve ziyanın 120.093,81 TL olduğu, davalı tarafın %100 kusurlu olması sebebiyle bu bedelin tamamından sorumlu olacağı, ancak davacı sigorta şirketi, … Sigorta Poliçesi olduğundan bu hasar miktarının kendi payına düşen %7,5’luk kısmı olan 9.007,00 TL’yi sigortalısına ödediğinden davalı firmanın bu bedelden sorumlu olacağı, davacının, davalıdan ödeme tarihinden itibaren avans faizi talep edebileceği belirtilmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 25/05/2018 tarihli raporda kök raporda tespit edilen hususlardan farklı bir değerlendirme ve sonuca varılmadığı görülmüştür.Dosya kapsamından, davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına sigorta poliçesi uyarınca eksper raporu ile tespit edilen 120.093,81 TL hasar bedelinin koasürans dağılımına göre davacı için belirlenen %7,5 sorumluluk oranına denk gelen 9.007,00 TL’nin 21/07/2016 tarihinde ödendiği, davacının işbu davayı dava dışı sigortalısına yaptığı ödeme sebebiyle halefiyete dayalı açtığı, sigortalı AVM’ye enerji sağlayan nakil hattında davalı tarafından kazı çalışmasının yapıldığı hususlarında taraflar arasında bir uyuşmazlık yoktur. Çözümlenmesi gereken uyuşmazlık hasarın meydana gelmesinde davalıya atfedilebilecek bir kusur olup olmadığı, var ise bunun derecesi, zararın kapsamı ve miktarının doğru olarak tespit edilip edilmediği noktalarında toplanmaktadır.Dosya kapsamından, davacı ile dava dışı sigortalı … AŞ arasında 29/10/2015-29/10/2016 tarihleri arasında geçerli işyeri sigorta poliçesi düzenlenerek “…” isimli AVM’nin sigortalandığı, ayrıca sigorta edilen riskin davacı sigorta şirketi ile birden çok sigorta şirketi arasında bölüşüldüğü, buna göre koasürans dağılımının … Sigorta %17,5, … Sigorta %17,5, … Sigorta %15, … Sigorta %12,5, … Sigorta %10, … Genel Sigorta %10 ve … Sigorta %10 olduğu anlaşılmıştır.Dosya kapsamında yer alan … Ltd. Şti. tarafından tanzim edilen 29/06/2016 tarihli eksper raporuna göre, kablo hasarı olarak 38.262,99 TL, hidrofor değişim bedeli olarak 3.200,00 TL, mağazalardan tahsil edilmeyen jeneratör yakıt farkı olarak 15.320,42 TL ve jeneratör üretimine göre ortak alanların elektrik gideri olarak 63.310,40 TL olmak üzere toplam hasar miktarının 120.093,81 TL olduğu belirtilmiştir. Öncelikli olarak sigorta eksperlerinin hukuki statüsü ve sigorta eksperleri tarafından tanzim edilen raporların hukuki niteliği üzerinde durmak gerekir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 2/1-n bendinde sigorta eksperinin, sigorta konusu risklerin gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan kayıp ve hasarların miktarını, nedenlerini ve niteliklerini belirleyen ve mutabakatlı kıymet tespiti, ön ekspertiz ve hasar gözetimi gibi işleri mutat meslek olarak yapan tarafsız ve bağımsız kişi olarak tanımlandığı, sigorta eksperlerinin düzenlendiği aynı kanununun 22/13. fıkrasında sigorta eksperlerinin tarafsız olmak zorunda olduğu, yine aynı kanunun 22/17 fıkrasında eksperler tarafından düzenlenen raporların delil niteliğinde olduğu düzenlenmiştir. Yasal düzenleme dikkate alındığında sigorta eksperleri tarafından düzenlenen raporların yargılama aşamasında itibar edilecek türden bir belge olduğuna şüphe yoktur. Somut olayda davalı tarafından kazı çalışması yapıldığı sırada sigortalı AVM’ye enerji sağlayan nakil hattına davalı personelinin kullandığı iş makinesinin kepçesiyle kopararak hasar verdiği, meydana gelen hasara göre zararın kapsamı ve miktarının ayrıntılı ve gerekçeli olarak ortaya konulduğu sigorta eksperi tarafından düzenlenen ekspertiz raporundan anlaşılmıştır. Öte yandan dava dışı sigortalıya müşterek sigortadaki sorumluluk oranına göre ödeme yapan başka bir sigorta şirketi tarafından aynı davalıya karşı aynı olay sebebiyle açılan ve istinafa konu edilip Dairemizden geçen başka bir kararda İBB’ye karşı açılan İstanbul 13. İdare Mahkemesi’nin 2016/1694 Esas, 2017/1779 Karar sayılı dosyasında eksper raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verildiği ve kararın kanun yolundan geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır. Kesinleşen idare mahkemesi kararı ve dosya kapsamından, davalı şirketin köprü ayağı yapımı çalışmaları sırasında gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek AVM’ye enerji sağlayan enerji nakil hattının kopmasına neden olduğu anlaşılmaktadır. Bunun yanında davalı yüklenici şirketin taraf olmamasına karşın idare mahkemesinin dava dosyasında belirlenip hükmedilen tazminat miktarının bu dava yönünden güçlü delil niteliğinde bulunduğu açıktır. Nitekim benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2012/13333 Esas, 2013/12235 Karar sayılı emsal kararı da bu doğrultudadır. Tüm bu hususlar ve dosya kapsamında yer alan diğer deliller hep birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafın hasardan sorumlu olmadığı ile hasarın kapsam ve miktarına yönelik savunmaları yerinde görülmemiş olup açıklanan sebeplerle ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,1-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1280 Esas, 2018/958 Karar ve 09/10/2018tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1b-1 bendi gereğince REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanuna bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının davalı tarafından peşin olarak yatırılan 158,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 77,30 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE,3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf aşamasında davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1b-1. maddesi ve aynı kanunun 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.03/11/2022