Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1825 E. 2022/1265 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1825 Esas
KARAR NO: 2022/1265
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 09/10/2018
NUMARASI: 2014/2615 Esas, 2018/946 Karar
BİRLEŞEN İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE
TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2014/2620 ESAS SAYILI DOSYASINDA
DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 27/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜNÜŞÜLDÜ:
ASIL DAVA; (İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/2615 Esa sayılı dosyası ) Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 19/08/2011 ile 27.02.2014 tarihleri arasında gıda teknikeri ve sevkiyat sorumlusu olarak müflis şirkette aylık 1.930,31 TL maaşla haftanın 6 günü 08:00 ile 18:30 arası haftalık olarak öğlen bir saatlik dinlenme haricinde toplam 9,5 x 6 = 57 saat çalıştığını, haftalık 45 saati aşan 12 saat haftalık fazla mesai ücretinin bugüne kadar hiçbir şekilde ödenmediğini, iflas idaresi tarafından hesaplamış oldukları 19.626,14 TL fazla mesai alacağının oy çokluğu ile reddedildiğini, diğer alacaklarının kabul edilerek sıra cetveline kaydedildiğini, iş kanunu mevzuatı gereğince fazla mesai alacaklarının bilirkişi marifetiyle hesaplanarak kabul edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, müflis şirketten işçilik alacakları olduğundan bahisle 35.223,59 TL alacak kayıt talebinde bulunduğunu, alacak talebinin 7.857,55 TL’sinin kabul edilerek İİK 206. maddesinin 5. fıkrası gereği işçilik alacağı olması nedeniyle sıra cetveline 1. sıradan kaydedildiğini, fazla mesai talebine ilişkin 27.366,03 TL’nin ise reddedildiğini, davacı talebinin tevsik edici dayanak belge sunulmadığı ve talep edilen mesai ücretinin nasıl hesaplandığı ve hangi dönemlere ilişkin talepte bulunduğu belirlenemediğinden reddine karar verildiğini, iflas idaresinin red kararının hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
BİRLEŞEN DAVA; (Birleşen İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/2620 Esas sayılı dosyası ) Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 02/05/2012 ile 27.02.2014 tarihleri arasında satın alma ve üretim bölümlerinde müflis şirkette aylık 1.191,76 TL maaşla haftanın 6 günü 08:00 ile 18:30 arası haftalık olarak öğlen bir saatlik dinlenme haricinde toplam 9,5 x 6 = 57 saat çalıştığını, haftalık 45 saati aşan 12 saat haftalık fazla mesai ücretinin bugüne kadar hiçbir şekilde ödenmediğini, iflas idaresi tarafından hesaplamış oldukları 8.985,01 TL fazla mesai alacağının oy çokluğu ile reddedildiğini, diğer alacaklarının kabul edilerek sıra cetveline kaydedildiğini, iş kanunu mevzuatı gereğince fazla mesai alacaklarının bilirkişi marifetiyle hesaplanarak kabul edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, müflis şirketten işçilik alacakları olduğundan bahisle alacak kayıt talebinde bulunduğunu, alacak talebinin fazla mesaiye ilişkin 8.985,01 TL’sinin reddedildiğini, davacı talebinin tevsik edici dayanak belge sunulmadığı ve talep edilen mesai ücretinin nasıl hesaplandığı ve hangi dönemlere ilişkin talepte bulunduğu belirlenemediğinden reddine karar verildiğini, iflas idaresinin red kararının hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; asıl ve birleşen dava davacılarının müflis şirkette 19/08/2011-27/02/2014 ve 02/05/2012-27/02/2014 tarihleri arasında çalıştıkları, davalara konu talebin, her iki davacı yönünden müflis şirkette çalıştıkları dönemde yaptıkları fazla mesai ücretlerine ilişkin olduğu, davacılar tarafından fazla mesai yapıldığına dair yazılı belge sunulmadığı ancak tanık anlatımları kapsamında fazla mesainin yapıldığı hususunun hakkaniyet indirimine tabi olmak üzere ispat edilebileceği, tanık …’ün beyanları doğrultusunda davacı …’nun haftalık ortalama 12 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada 12.655,27 TL fazla mesai alacağının hesaplandığı, anılan tanığın birleşen dava davacısı …’yi ise tanımadığını, bu davacı yönünden farazi anlatımda bulunması sebebiyle davacı iddialarına dayanarak karar verilemeyeceği de değerlendirilerek birleşen davada iddianın yerinde olmadığı kabul edilerek asıl davanın kısmen kabulü ile bilirkişi raporunda tespit edilen tutar üzerinden emsal içtihatlar uyarınca yapılan % 30 hakkaniyet indirimi sonrasında tespit edilen 8.859,00 TL fazla mesai alacağının müflis şirketin iflas masasına 1. sıradan imtiyazlı alacak olarak kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen davanın ispat edilemediği gerekçesiyle reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davalı … idaresi vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı … idaresi vekili istinaf dilekçesinde; kararın hukuka, yasaya ve hakkaniyete aykırı olduğunu, iflas idaresinin red kararının hukuka ve yasaya uygun olduğunu, fazla mesaiye ilişkin belge sunulmadığı gibi tanık beyanlarına itibar edilmesinin de mümkün olmadığını, davacı tanıklarının işveren müflis şirkete karşı dava açmış olması sebebiyle beyanlarına itibar edilemeyeceğini, raporun tanık beyanlarına göre hazırlandığını, İİK 206. maddesine göre işçi alacaklarının imtiyazlı alacak olduğunu, ancak 1. sırada ödenecek işçi alacaklarının iflasın açılmasından evvelki bir yıl içinde doğmuş olan işçi alacağı olduğunu, daha önce doğmuş olan alacakların imtiyazlı alacak olarak kabul edilerek öncelikle ödenmesinin mümkün olmadığını, kabul manasına gelmemekle birlikte 1. ve 4. sıraya kaydı gereken tutarların ayrı ayrı hesaplanması gerektiğini iddia ederek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava,İİK nun 235. maddesinde düzenlenmiş olan sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davasıdır. Davalı vekilinin istinaf başvurusu asıl dosya üzerinden verilen karara ilişkin olup istinaf incelemesi de asıl davaya yönelik olarak yapılacaktır. İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/2620 Esas sayılı dosyasının 08/01/2015 tarih ve 2015/6 Karar sayılı karar ile Mahkemenin 2014/2615 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Kayıt kabul davalarında, dava açma süresi, ilan halinde gazetede yapılan son ilandan, tebliğde ise tebliğ tarihinden itibaren 15 gündür. Mahkemece bu süre re’sen gözetilir, çünkü hak düşürücü süredir. Asıl davada, iflas dairesinin cevabi yazısında, İflas idaresi tarafından düzenlenen sıra cetvelinin 17.12.2014 tarihli … gazetesinde ve 19.12.2014 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ayrı ayrı ilan edildiği, dosya davacısının alacak kaydı sırasında sıra cetvelinin tebliği için tebliğ gideri vermediği, davacının müflis masasına 10 kayıt numarası ile 27.433,69 TL alacak talebinde bulunduğu, alacak talebinin 7.857,55 TL’sinin kabul edilerek 1. sıraya alındığı, 27.366,03 TL’sinin ise reddedildiği belirtilmiştir. Bu durumda, asıl davanın son ilan tarihi olan 19.12.2014 tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde açılması gerekir. Davacı davasını, 30.12.2014 tarihinde yasal süre içerisinde açmıştır. Birleşen davada ise, iflas dairesinin cevabi yazısında, iflas idaresi tarafından düzenlenen sıra cetvelinin 17.12.2014 tarihli … gazetesinde ve 19.12.2014 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ayrı ayrı ilan edildiği, dosya davacısının alacak kaydı sırasında sıra cetvelinin tebliği için tebliğ gideri vermediği, davacının müflis masasına 7 kayıt numarası ile alacak talebinde bulunduğu, alacak talebinin 13.895,73 TL’sinin reddedildiği, 3.811,36 TL’sinin kabul edilldiği belirtilmiştir. Bu durumda, birleşen davanın son ilan tarihi olan 19.12.2014 tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde açılması gerekir. Davacı davasını, 31.12.2014 tarihinde yasal süre içerisinde açmıştır. Asıl ve birleşen davanın yasal süresi içerisinde açıldığının tespiti sonrasında işin esasının incelenmesine geçilmiştir. Dosyanın incelenmesinden, davalı müflis …. hakkında İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/272 esas sayılı dosyasında, 27.02.2014 tarihinde iflas kararı verildiği, kararın 05.04.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Asıl dava davacısı bakımından İstanbul Anadolu … İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasına sunulan alacak kayıt dilekçesinde kıdem tazminatı olarak 4.836,38 TL, ihbar tazminatı olarak 2.276,56 TL, ücretli izin alacağı olarak 694,61 TL, fazla mesai alacağı olarak 19.626,14 TL ve son 1 yıl fazla mesai alacağı olarak 7.739,89 TL talepte bulunulduğu, iflas idaresince 7.857,55 TL’nin kabul edilerek 1. sıraya alındığı, 27.366,03 TL fazla mesai ücret alacağının ise hiçbir belge sunulmadığı ve nasıl hesapladığının belirlenemediği gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmıştır. Birleşen dava davacısı bakımından İstanbul Anadolu … İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasına sunulan alacak kayıt dilekçesinde kıdem tazminatı olarak 2.154,00 TL, ihbar tazminatı olarak 1.405,53 TL, ücretli izin alacağı olarak 251,83 TL, fazla mesai alacağı olarak 8.985,01 TL ve son 1 yıl fazla mesai alacağı olarak 4.910,72 TL talepte bulunulduğu, iflas idaresince 3.811,36 TL’nin kabul edilerek 1. sıraya alındığı, 13.895,73 TL fazla mesai ücret alacağının ise hiçbir belge sunulmadığı ve nasıl hesapladığının belirlenemediği gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmıştır. Mahkemenin 05/11/2015 tarihli celse ara kararında davacı … için talep edilen miktar ile iflas masasınca reddedilen miktar birbirinden farklı olduğundan davacı vekiline bu konuda beyanda bulunması için süre verilmiş olup davacı vekili 10/11/2015 tarihli beyan dilekçesinde, İstanbul Anadolu … İflas Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına müvekkilinin fazla mesai ücreti olarak 19.626,14 TL alacak kaydı yapıldığını, ayrıca toplamda 19.626,14 TL fazla mesai ücretinin son bir yıla tekabül eden 7.739,89 TL olduğu hususunun da belirtildiğini, İstanbul Anadolu … İflas İdaresince ise müvekkilinin son bir yılına tekabül eden 7.739,89 TL fazla mesai alacağının da toplam mesai ücretine eklenerek talepte bulunulduğuna kanaat getirildiğini, oysaki müvekkilinin, müflis şirketten toplamda 19.626,14 TL fazla mesai alacağı söz konusu olduğunu, dolayısıyla iflas idaresinin toplamda 27.366,03 TL olarak sehven hesaplama yaptığı ve reddettiğinin aşikâr olduğunu belirtmiştir. Mahkemenin 09/02/2017 tarihli celse ara kararında davacı vekiline 10/11/2015 tarihli beyan dilekçesi ve talebi hakkında HMK 31. md gereğince açıklama yapmak üzere süre verilmiş olup davacı vekili 20/02/2017 tarihli beyan dilekçesinde; 1) Müvekkili … için İstanbul Anadolu … İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasında sadece fazla mesai alacağı olarak toplam 8.985,01 TL başvuru yapıldığını, ayrıca son bir yıllık fazla mesai alacağının da 4.910,72 TL olarak belirtildiğini, ancak iflas idaresinin de tüm fazla mesai alacağı olarak belirttikleri 8.985,01 TL’ye son bir yıllık 4.910,72 TL fazla mesai hesabını da ekleyerek talep edilen toplam rakamın fazla tespit edilmesine sebep olduğunu, iflas idaresinin verdiği kararda belirtmiş olduğu 13.895,73 TL’nin bu miktarların toplamı olduğunu, iflas masasında talep edilen toplam fazla mesai alacağının 8.985,01 TL olarak dikkate alınmasının talep edildiği, 2) Müvekkili … için İstanbul Anadolu … İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasında sadece fazla mesai alacağı olarak toplam 19.626,14 TL başvuru yapıldığını, ayrıca son bir yıllık fazla mesai alacağının da 7.739,89 TL olarak belirtildiğini, ancak iflas idaresinin de tüm fazla mesai alacağı olarak belirttikleri 19.626,14 TL’ye son bir yıllık 7.739,89 TL fazla mesai hesabını da ekleyerek talep edilen toplam rakamın fazla tespit edilmesine sebep olduğunu, iflas idaresinin verdiği kararda belirtmiş olduğu 27.366,03 TL’nin bu miktarların toplamı olduğunu, iflas masasında talep edilen toplam fazla mesai alacağının 19.626,14 TL olarak dikkate alınmasının talep edildiği görülmüştür.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, fazla mesai ücretine dair delillerin yeterli olup olmadığı ile davacının fazla mesai alacağının 1. sıraya kayıt ve kabulüne dair kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır.Mahkemece, davacıya ait SGK kayıtları ve ekli belgeler ile taraf delillerinin dosyaya celbedildiği, tanık dinlenildiği ve bilirkişi raporu alındığı görülmüştür.Davacı tanığı … 09/02/2017 tarihli duruşmadaki yeminli beyanında, davacıları iş yerinden tanıdığını, davacılarla birlikte üretim bölümünde çalıştıklarını, kendisinin 2004 yılından 2014 yılına kadar bu işyerinde çalıştığını, davacılardan …’in 2011 yılında çalışmaya başlayıp 2014 yılında ayrıldığını, diğer davalı …’yi tam hatırlamadığını, … ile aynı dönemde çalışmış olmaları gerektiğini, ne kadar maaş aldığını bilmediğini, primlerin asgari ücret üzerinden yattığını, haftanın 6 günü sabah 08:00 akşam 18:30 saatleri arasında çalışma olduğunu, her zaman olmasa da ara sıra mesai yapıldığını, 18:30’dan sonra yapılan fazla mesainin ücretinin ödendiğini, 08:00-18:30 arası yapılan fazla mesainin ücretinin ödenmediğini, kendisinin de davalı şirkete dava açtığını, henüz sonuçlanmadığını, … ile …’nun fazla mesai ücreti alıp almadığını bilmediğini beyan etmiştir. 15/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda, davacı …’nun SGK cetveline göre 19/08/2011-27.02.2014 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı, davacının son ücretinin SGK kayıtlarında yer aldığı gibi brüt 1.930,31 TL olarak kabulünün gerektiği, davacı …’nin SGK cetveline göre 02/05/2012-27.02.2014 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı, davacının son ücretinin SGK kayıtlarında yer aldığı gibi brüt 1.191,76 TL olarak kabulünün gerektiği, tanık beyanına göre çalışma saatinin haftada 6 gün 08:00 -18:30 olarak belirtmesi sebebiyle haftalık 45 saati aşan çalışmaların fazla çalıma süresi olarak hesaplandığı, bu sürenin ise haftalık 12 saat olduğu, yapılan hesaplama neticesinde davacı …’nun net fazla mesai alacağının 12.655,27 TL olduğu, hakkaniyet indirimi yapılması hususunun mahkemenin takdirinde olduğu, davacı …’nin ise fazla mesai ücret alacağı talebinin tanığın adı geçen davalıyı hatırlamadığını beyan etmesi ve dosyada başkaca delil bulunmaması sebebiyle ispatlanamadığı kanaatine ulaşıldığı, yine de takdir mahkemeye ait olmak üzere net fazla mesai alacağının 5.849,22 TL olarak hesaplandığı, hakkaniyet indirimi yapılması hususunun mahkemenin takdirinde olduğu belirtilmiştir. Davacı vekilinin 20/02/2017 tarihli beyanına göre asıl dosya davacısı … için İstanbul Anadolu … İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasında sadece fazla mesai alacağı olarak toplam 19.626,14 TL üzerinden başvuru yapıldığı, son bir yıllık fazla mesai alacağı olan 7.739,89 TL’nin de ayrıca hesaplanarak gösterildiği ve buna göre iflas masasında talep edilen toplam fazla mesai alacağının 19.626,14 TL olduğu belirtilmiş olup davacı tarafın talebinin son bir yıllık fazla mesai alacağı olarak ayrıca gösterilen 7.739,89 TL de içinde olmak üzere 19.626,14 TL olduğunu kabul etmek gerekir. Talep, işçinin fazla mesai alacağının müflis masasına kayıt edilmesidir. Mahkemece bilirkişi raporunda tespit edilen tutar üzerinden yapılan hakkaniyet indirimi neticesinde tespit edilen 8.859,00 TL fazla mesai alacağının müflis şirketin iflas masasına 1. sıradan imtiyazlı alacak olarak kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Fazla mesai alacağının tanık beyanları doğrultusunda hesaplandığı, tanık anlatımlarının bilgi ve görgüye dayalı olduğu, salt müflis şirkete karşı davasının olmasının beyanlarına itibar edilmemesi sonucunu doğurmayacağı, bunun dışında dosya kapsamına yansıyan ve ispat edilen bir husumetin mevcut olmadığı gözetildiğinde bilirkişi tarafından tanık beyanları esas alınarak fazla mesai alacağının hesaplanmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Diğer yandan İİK’nun 206. maddesinde adi ve rehinli alacakların sırası düzenlenmiştir. Birinci sıra alacakları ise aynı maddenin dördüncü fıkrasında, A, B ve C bendelerinde sayılmıştır. İİK’nun 206/4-A bendinde, işçilerin iş ilişkisine dayanan ve iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflas nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatlarının birinci sıraya kaydolunacağı düzenlenmiştir. Somut davada talep konusu davacının alacağı fazla mesai ücretidir. Fazla mesai ücret alacağı da, İİK nun 206. maddenin birinci sırasında yer alan alacaklardandır. Bu nedenle iflas tarihinden geriye doğru bir yıllık fazla mesai ücret alacağının birinci sıraya, geri kalan kısmının ise dördüncü sıraya kaydı gerekir. Ne var ki davacı vekili, dava dilekçesinde fazla mesai alacaklarının yazılmasını talep ettikleri sıraya dair bir istemde bulunmamıştır. Söz konusu dilekçenin, konu, sonuç veya içeriğinde bu şekilde bir istemde bulunulmamıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun ikinci bölümünde “Yargılamaya Hakim Olan İlkeler” üst başlığı altında 26. maddede “Taleple bağlılık ilkesi” düzenlenmiştir. 26/1. fıkrada, hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebileceğine yer verilmiştir. Yasal düzenleme emredici niteliktedir. Bu nedenle, mahkemenin, taleple bağlılık ilkesine aykırı şekilde talep edilen alacağın 1. sıraya kaydına karar verilmiş olması isabetli kabul edilmemiştir. Bu nedenle, fazla mesai alacağının 1. ve 4. sıraya kaydı gereken miktarların tespitinde iş bu davada talep olmadığından hukuki yarar görülmemiştir. Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş ise de davalı tarafın bu hususu istinaf başvurusuna konu etmediği anlaşılmakla buna yönelik değerlendirme yapılmamıştır. Açıklanan sebeplerle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun taleple bağlılık ilkesi ve diğer yasal düzenlemeler kapsamında davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile tekrardan yargılama yapılmasına gerek olmadığından HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince ilk derece Mahkemesi kararının asıl dava yönünden kaldırılması ile yeniden esas hakkında asıl davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Birleşen dava bakımından ilk derece Mahkemesince davanın reddine yönelik verilen karara karşı istinaf başvurusu olmadığı anlaşılmakla birleşen davaya ilişkin verilen karar kesinleştiğinden birleşen dava bakamından yeniden hüküm tesisi yoluna gidilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/2615 Esas, 2018/946 Karar ve 09/10/2018 tarihli kararının asıl dava yönünden HMK 353/1b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden HÜKÜM TESİSİNE, 2-A1)Asıl davanın kısmen KABULÜNE, A2)Bilirkişi raporunda tespit edilen 12.655,27 TL üzerinden yapılan %30 hakkaniyet indirimi neticesinde tespit edilen 8.859,00 TL fazla mesai işçilik alacağının müflis ….’nin İflas masasına kayıt ve kabulüne, fazlaya dair talebin reddine, A3)Alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 55,50 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, A4)Davacı tarafından yapılan 768,50 TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre hesaplanan 495,53 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA, A5)Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 25,20 TL başvuru harcı ile 25,20 TL başvuru olmak üzere toplam 50,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, A6)Davalı taraf masraf yapmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA, A7)Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 bendi gereğince hesaplanan 8.859,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, İstinaf Başvurusu Yönünden; 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davalı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 4-Davalı tarafından karşılanan 44,40 TL istinaf karar harcı, 121,30 TL istinaf başvuru harcı olmak üzere toplam 165,70 TL’nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 5-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA, 7-Taraflarca yatırılan gider avansından sarf edilmeyen miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-2 bendi ve aynı Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliyle karar verildi.27/10/2022