Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1812 E. 2020/358 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1812 Esas
KARAR NO : 2020/358
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/09/2018
NUMARASI : 2018/325 Esas, 2018/905 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas (İflasın Açılması)
KARAR TARİHİ: 06/02/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili kamu tüzel kişisinin davalı şirketten ilama dayalı alacağı bulunduğunu ve alacağın tahsili için takip başlattığını, davalı şirketin tasfiye halinde olduğunu ancak tasfiye memurunun icra takibinde bilerek tebliğleri almadığını, bunun üzerine takibi iflas yolu ile takibe çevirdiklerini, iflas ödeme emrinin borçlu asile 09/03/2018 tarihinde tebliğ edildiğini belirterek borcunu ödemeyen, tebligatları almayarak taahhütlerinden kurtulmak için kaçan ve alacaklıların haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunan davalı şirketin İİK’nın 177 maddesi gereğince iflasına karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesi, davalı şirketin tasfiye halinde olmasına rağmen icra dosyasında ödeme emri tebliğinin tasfiye memuruna yapılmadığı, bu nedenle iflas ödeme emri kesinleşmediğinden davanın usulden reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekiline 26/12/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı taraf yasal 10 günlük istinaf süresi geçtikten sonra 09/01/2019 tarihinde karara karşı istinaf yoluna başvurmuşsa da, kararda istinaf süresinin iki hafta olarak belirtilmesi ve davacı tarafında bu süre içerisinde istinaf yoluna başvurması karşısında istinaf talebinin süresinde olduğu kabul edilmiştir. Dosya içindeki evraklardan gerekçeli kararın ve davacı Kurumun istinaf dilekçesinin davalı şirkete T.K. 35. madde uyarınca tebliğ edildiği, ancak davalı şirketin hüküm öncesi tasfiyeye girdiği anlaşılmaktadır. Tasfiye halindeki tüzel kişilere tebligatın tasfiye memuruna yapılması gerekmekte olup, iflas talebine yönelik davada istinaf hak ve görevi tasfiye memuruna aittir. Diğer taraftan HMK’nın 347.maddesi gereğince istinaf dilekçesinin karşı tarafa tebliği zorunludur. Aynı madde hükmü gereğince karşı tarafın bu dilekçeye karşı 2 hafta içerisinde cevap verme hakkı vardır. Bu hakkın göz ardı edilmesi yasaya aykırılığın yanında Anayasa’nın 26. ve 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 27.maddesi uyarınca savunma ve hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğindedir. Bu sebeple, davalı şirketin ticaret sicilinden davalı şirketin tasfiye işlemlerinin sona erip ermediği ve son durumu sorulup, şirkete atanmış olan tasfiye memuru belirlenerek, gerekçeli kararın ve istinaf dilekçesinin tasfiye memuruna usulüne uygun olarak tebliği sağlanarak, verilmesi halinde ilgili dilekçelerinde dosyasına eklenip, yasal süreler beklendikten sonra dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmek üzere dosyanın mahalline geri çevrilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Yukarıda açıklanan eksikliklerin ikmali amacıyla Dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE,2-Eksiklikleri ikmal edildikten sonra istinafen incelenmesi için tekrar dairemize GÖNDERİLMESİNE,6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352/1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda oybirliği ile karar verildi. 06/02/2020