Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1791 E. 2022/1208 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1791 Esas
KARAR NO: 2022/1208
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/05/2018
NUMARASI: 2016/419 Esas, 2018/622 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında 2012 yılında davalı tarafından işletilmekte olan “…” isimli otele verilecek hizmetleri konu alan … Rezervasyon Sistemi Kullanım Sözleşmesi ve Otel Web Sitesi Tasarım ve Mobil Uygulama Sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşmelerden doğan edimlerini yerine getirerek ilgili ücretlere hak kazandığını, bu kapsamda taraflar arasında cari hesap ilişkisinin söz konusu olduğunu, davalının sözleşmeden kaynaklı borcunu ödemediğini, davalı tarafından cari hesap borcuna 26/04/2013 tarihinde sadece bir adet ödeme yapıldığını, bu ödeme düşüldükten sonra davalının bakiye borcunun icra takibine konu edildiğini, davalının icra takibine itiraz dilekçesinde kısmi itirazda bulunarak borcun 2.011,45 TL’sini kabul ettiğini ve gerisine itiraz ettiğini, icra takibinin itiraz edilen kısım bakımından durduğunu belirterek davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki tüm itirazlarının iptali ile icra takibini devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasında bir ticari ilişki olmadığını, ticari ilişkinin sözleşmede görünen … Tic, Ltd. Şti. ile olduğunu, davaya konu hizmet açısından otelin kiralama yolu ile devredildiği için davalı sıfatlarının bulunmadığını, davacının tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını, dava tarihinde davacı tarafa ödenmemiş bir faturalarının bulunmadığını, dava dilekçesinde davacı tarafın hangi faturaların ödenmediğini, fatura ve tutar olarak belirtmediğini, davacı tarafa Üsküdar … Noterliğinin 21.07.2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile otel işletmesinin kiralama yolu ile devredildiği, devir alan şirketin unvan, adres ve mersis numarası ile birlikte bildirildiğini, davaya konu hizmetin verildiği otelin … Tic. Ltd. Şti.’ne 25.02.2014 tarihli kira sözleşmesi ile kiralandığını, 01.02.2013 tarihli sözleşmenin 7. maddesinde belirtilen “Bu sözleşmedeki hak ve borçlar, otelin mülkiyetinin değişmesi veya otel yönetiminin değişmesi durumlarında yeni hak sahibine veya yeni yönetime herhangi bir işleme gerek olmaksızın devredilir veya devamlılığını sürdürür.” hükmüne göre otel yönetiminin değişmesi durumunda herhangi bir merasime gerek kalmaksızın sözleşmenin yeni yönetime devredileceğinin belirtilmesi sebebiyle müvekkilinin 25.02.2014 tarihinden sonraki hizmetlerden ve faturalardan dolayı sorumluluğu bulunmadığını, icra takibinde talep edilen faizin hukuki olmadığını ve müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, davacı tarafın sözleşmenin 10. maddesi uyarınca cezai şart talebinde bulunmasının hukuken mümkün olmadığını, bunun için maddede sözleşmenin feshedilmesi şartının aranıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece Mahkemesince, taraflar arasında otel web sitesi tasarım ve mobil uygulama sözleşmesi imzalandığı, otelin kiralama yoluyla 01/03/2014 tarihinde devredildiğinin 21/07/2014 tarih ihtarname ile bildirildiği fakat sözleşmeden kaynaklı borcun nakli için sözleşme yapılmadığı gibi davacı tarafın rızasının alınmadığı, ayrıca devir tarihinde bildirim de yapılmadığı, bu nedenlerle takibe konu borç nedeniyle davalının sorumlu olduğu, cari hesap farklılığının davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı defterlerine işlenmemesinden kaynaklandığı, faturaların sözleşme hükümlerine uygun olarak düzenlendiği, hizmetlerin verilmiş olup davacı tarafça fatura alacaklarının talep edilebileceğinden bahisle itirazın iptali davasında yapılan kısmi itiraz ve ödeme hususları dikkate alınarak 3.780,18 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmiş olup ayrıca bilirkişi raporuyla takip tarihi itibariyle davacının 5.059,06 TL alacaklı olduğu tespit edilmiş ve takibe konu alacak miktarından fazla olan kısım için dava ıslah edilmiş olduğundan Yargıtay HGK’nın 2010/9-424 E.- 511 K. Sayılı içtihatı doğrultusunda 810,95 TL’lik alacak miktarının ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karar yasal süresi içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf talebinde, alacağın dayanağının tam olarak belirtilmediğini, alacağın sözleşmeden kaynaklandığı belirtilmişse de icra takibinin faturaya dayalı olup olmadığı, fatura ise hangi faturalar olduğu, fatura değil ise tazminat talepli olup olmadığının açık olmadığını, bu haliyle dayanağı belli olmayan bir icra takibi için verilen itirazın iptali kararının hatalı olduğunu, alınmamış hizmetin bedelinin ödenilmesinin istenildiğini, davacı tarafa Üsküdar … Noterliğinin 21.07.2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile otel işletmesinin kiralama yolu ile … Tic. Ltd. Şti.’ne 25.02.2014 tarihli kira sözleşmesi ile kiralandığının ve bu tarihten sonra yapılan hizmetlerden müvekkilinin sorumlu olmayacağının belirtildiğini, taraflar arasında imzalanan 01.02.2013 tarihli sözleşmenin 7. maddesi uyarınca müvekkilinin 25.02.2014 tarihinden sonraki hizmetlerden ve faturalardan dolayı sorumluluğu bulunmadığını, icra takibinde talep edilen faizin hukuki olmadığını ve müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, kök rapor ile ek raporun çelişkili olduğunu, kök raporda müvekkilinin defterlerinde davacı için 1.480,38 TL alacak kaydı gözüktüğü, bunun da dava öncesi 2.011,45 TL olarak ödendiği, bununla birlikte davacı tarafın alacak kaydına dayanmış olduğu faturaların müvekkili tebliğ edildiğine ilişkin de herhangi bir belgeye rastlanmadığının ifade edildiği, hal böyle iken ek raporda 5.059,06 TL alacak olduğu yönünde görüş bildirilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişilerin alacak kaydı olmayan ve verilmemiş bir hizmet sebebiyle müvekkili için borç oluşturduğunu belirterek ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, fatura bedelinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 5.791,63 TL asıl alacak, 467,93 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.259,56 TL üzerinden takip başlatıldığı, davalının, 643,42 Euro borcu olduğundan bahisle 05/11/2015 tarihi itibari ile TCMB efektif satış kuru üzerinden hesaplanan 2.011,45 TL dışında kalan kısım bakımından ödeme emrine süresinde itiraz ettiği, eldeki itirazın iptali davasının yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Davacı vekili 12/12/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile, toplanan deliller ve alınan bilirkişi kök ve ek raporları ile talep edilebilecek tutarın 5.059,06.TL olarak belirlendiğinden bahisle dava dilekçesi ile talep edilen 4.248,11 TL’nin 5.059,06 TL olarak ıslahı ile 5.059,06.TL’nin davalıdan takip tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki tüm itirazlarının iptaline karar verilmesini talep etmiş olup ıslah edilen tutar olan 810,95 TL’ye ilişkin harcın yatırıldığı anlaşılmıştır. 23/12/2016 tarihli bilirkişi raporunda; incelemeye sunulan davacı şirkete ait ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davacının kendi ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibarıyla davalı şirketten 5,059,06 TL alacaklı olduğu, incelemeye sunulan davalı şirkete ait ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davalının kendi ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibarıyla davacı şirkete 1.480,38 TL borçlu olduğu, taraftarın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 31.12.2013 tarihi itibarıyla mutabık oldukları, ancak 2014 yılı içerisinde davacının ticari defter kayıtlarında yer alan ve rapor içerisinde detayları belirtilen faturaların davalı kayıtlarında yer almadığı, anılan faturaların toplam tutarının 3,578,68 TL olduğu, davalının …, … ve … seri numaralı faturalara ihtarname yolu ile itiraz ettiği, … numaralı faturanın davacı tarafından davalıya tebliğ edildiğine dair dava dosyasında herhangi bir belgeye rastlanmadığı, davacının keşide ettiği faturaların dava dosyasına sunulu sözleşmeler çerçevesinde düzenlendiğinin kabulü halinde davacının ticari defter kayıtlarına göre talep edebileceği takip tutarının 5.059,06 TL olacağı, davacının bu alacağı için takip tarihinden itibaren ticari avans faiz talep edebileceği, aksi halde davacı alacağının bu faturalar haricinde tarafların 31.12.2013 tarihi itibarıyla mutabık oldukları 1.480,38 TL ile sınırlı olacağı, bu alacak tutarına, takip tarihinden davalı yanın 04.05.2016 tarihinde yaptığı ödemeye kadar işleyecek faiz, icra giderleri ve vekalet ücretinin ilave edilmesi ile hesaplanan tutardan davacı ödemesinin mahsup edilmesi gerektiği bildirilmiştir. Davacı tarafın bilirkişi raporuna itirazları üzerine 3’lü bilirkişi heyeti oluşturularak alınan 01/11/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda; davalı tarafından, davacıyla yapılan sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin otelin yeni işletmecesine “borcun nakli” yoluyla devredildiğine ilişkin herhangi bir somut veriye rastlanmadığı gibi 21/07/2014 tarihli noter bildiriminden önce de otelin devrinin yapıldığına ilişkin davacıya birbildirimde bulunulduğua ilişkin de herhangi bir delil sunulmadığı, bu durumda davalının 5.059,06 TL’den sorumlu olması gerektiği, davacının keşide ettiği faturaların dava dosyasına sunulu sözleşmeler çerçevesinde düzenlendiğinin kabulü halinde davacının ticari defter kayıtlarına göre talep edebileceği takip tutarının 5.059,06 TL olacağı, davacının bu alacağı için takip tarihinden itibaren ticari avans faiz talep edebileceği bildirilmiştir. Davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibarıyla davalıdan 5,059,06 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre takip tarihi itibarıyla davacıya 1.480,38 TL borçlu olduğu, taraftarın ticari defter kayıtlarına 31/12/2013 tarihi itibarıyla 1.480,38 TL yönünden mutabık oldukları, davacının ticari defter kayıtlarında yer alan 2014 tarihli …, …, … ve … seri numaralı toplam tutarı 3.578,68 TL olan faturaların davalıya ait ticari defterlerde kayıtlı olmamasından farkın oluştuğu anlaşılmaktadır.Davacıya ait ticari defterlerde kayıtlı olup davalıya ait ticari defterlerde kayıtlı olmayan ve taraflar arasında cari hesap farklılığı oluşturan faturalar aşağıda gösterilmiştir.1-17.02.2014 tarihli … seri numaralı “sistem senelik bakım bedeli-website bakım bedeli” açıklamalı faturanın KDV dahil 236,00 Euro karşılığı 707,39 TL, 2-07/07.2014 tarihli … seri numaralı “üyelik ve bakım bedeli-websitesi senelik destek bedeli” açıklamalı faturanın KDV dahil 236,00 Euro karşılığı 683,90 TL, 3-07.07.2014 tarihli … seri numaralı “ihlal bedeli” açıklamalı faturanın KDV dahil 354,00 Euro karşılığı 1.025,85 TL, 4-15.09.2014 tarihli … seri numaralı “… rezervasyonları bağlantı bedeli” açıklamalı faturanın KDV dahil 409,70 Euro karşılığı 1.161,54 TL. Somut olayda taraflar arasında davalı tarafından işletilmekte olan “…” isimli otele verilecek hizmetleri konu alan … Rezervasyon Sistemi Kullanım Sözleşmesi ve Otel Web Sitesi Tasarım ve Mobil Uygulama Sözleşmesi imzalandığı ihtilafsız olup davalı davaya konu hizmetin verildiği otelin … Tic. Ltd. Şti.’ne 25.02.2014 tarihli kira sözleşmesi ile kiralanması sebebiyle sözleşmenin 7. maddesinde belirtilen “Bu sözleşmedeki hak ve borçlar, otelin mülkiyetinin değişmesi veya otel yönetiminin değişmesi durumlarında yeni hak sahibine veya yeni yönetime herhangi bir işleme gerek olmaksızın devredilir veya devamlılığını sürdürür.” hükmüne göre 25.02.2014 tarihinden sonraki hizmetlerden ve faturalardan dolayı sorumluluğu bulunmadığını iddia etmiş ise de dosya kapsamına bu iddiaları destekler mahiyette herhangi bir delilin sunulmadığı, bu anlamda iddiaların soyut beyandan öteye geçemediği dikkate alındığında davalının bu hususa yönelik istinaf sebebi yerinde değildir. Bu tespitten sonra davacı tarafından Webhotelier Rezervasyon Sistemi Kullanım Sözleşmesinin cezai şart başlıklı 10. maddesi uyarınca düzenlendiği anlaşılan 07.07.2014 tarihli 218385 seri numaralı “ihlal bedeli” açıklamalı KDV dahil 354,00 Euro karşılığı 1.025,85 TL bedelli fatura dışında kalan dava ve takip konusu olan diğer 3 adet fatura konusu hizmetin yerine getirilip getirilmediğinin açıklığa kavuşturulması gerekir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun dördüncü kısmında “ İspat ve Deliller “ düzenlenmiştir. İspatın konusu HMK 187/1. fıkrada “ İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabileceği çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir” şeklinde ifade edilmiştir.189/3. fıkrada, kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususların başka delillerle ispat olunamayacağına yer verilmiştir. HMK 190 maddede ise ispat yüküne yer verilmiş, 1.fıkrasında, ispat yükünün kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu ifade edilmiştir.Somut davada, davacıya ait ticari defterlerde kayıtlı olup davalıya ait ticari defterlerde kayıtlı olmayan ve taraflar arasında cari hesap farklılığı oluşturan 17.02.2014 tarihli … seri numaralı “sistem senelik bakım bedeli-website bakım bedeli” açıklamalı KDV dahil 236,00 Euro karşılığı 707,39 TL, 07/07.2014 tarihli … seri numaralı “üyelik ve bakım bedeli-websitesi senelik destek bedeli” açıklamalı KDV dahil 236,00 Euro karşılığı 683,90 TL ve 15.09.2014 tarihli … seri numaralı “… rezervasyonları bağlantı bedeli” açıklamalı KDV dahil 409,70 Euro karşılığı 1.161,54 TL bedelli faturalara konu hizmetlerin davalıya verildiğinin ispat külfeti davacı şirket üzerindedir. Verilen hizmete ilişkin fatura düzenlemek tek başına fatura konusu alacağa hak kazandırmayacağından davacı tarafça fatura konusu hizmetin davalı müşteriye verilmiş olduğunun ispatlanması gerekecektir. 3’lü bilirkişi heyetinden alınan 01/11/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda açıkça bahsi geçen faturalara konu hizmetin yerine getirildiğine dair bir tespit bulunmayıp daha çok hizmetlerin verileceği “…” isimli otele ait web sitesi olan “www…com” üzerinden genel değerlendirme ve yıl bazında karşılaştırma yapılarak tespitlerde bulunulmuş olduğu anlaşılmakla buna göre davacının bu 3 fatura alacağına hak kazandığını ispat etmiş olduğunun kabulü mümkün olmayacaktır. Çünkü davacı, davalıya faturalara konu hizmeti verdiğini usulüne uygun delillerle ispatlayamamıştır. Hal böyle olunca davacı tarafından … Rezervasyon Sistemi Kullanım Sözleşmesinin cezai şart başlıklı 10. maddesi uyarınca düzenlenen 07.07.2014 tarihli … seri numaralı “ihlal bedeli” açıklamalı KDV dahil 354,00 Euro karşılığı 1.025,85 TL bedelli faturanın da bir dayanağı kalmamıştır. Şöyle ki davacı bu fatura dışındaki diğer faturalara konu hizmeti verdiğini ispat edemediğinden davalının sözleşmenin ilgili maddesi uyarınca borca aykırı bir davranışından da bahsedilemeyecektir. Öte yandan davalı her ne kadar kendi ticari defterlerine göre davacıya 1.480,38 TL borçlu olarak gözükse de icra takibine 2.011,45 TL bakımından itiraz etmediği ve borçlu olduğunu kabul ettiği, bu miktarı 04/05/2016 tarihinde ödediği de anlaşılmıştır. Bu nedenle ilk derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile davacı tarafından hizmetin verildiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır. Açıklanan nedenlerle ve özellikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190. maddesindeki, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, TMK nun 6. maddesindeki, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu düzenlemeleri ve tüm dosya kapsamından davacı şirketin faturalara konu hizmeti davalı tarafa verdiğini dolayısıyla faturalara konu alacağa hak kazandığını usulüne uygun delillerle ispat edemediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince yeniden esas hakkında davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin yapmış olduğu istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen nedenler ile KABULÜ ile, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/419 Esas, 2018/622 Karar ve 29/05/2018 tarihli kararının HMK 353/1b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden esas hakkında HÜKÜM TESİSİNE, 2-a)Davanın REDDİNE, b)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanuna bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 177,79 TL harçtan mahsubu ile bakiye 97,09 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE, c)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT gereğince davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 4.248,11 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE, d)Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
e)Davalı tarafından yapılan 96,75 TL posta masrafları ve yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, İstinaf Başvurusu Yönünden; 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davalı tarafından peşin olarak yatırılan 52,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 28,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 4-Davalı tarafından yapılan 31,63 TL istinaf yargılama giderileri ile peşin olarak yatırılan 173,60 TL istinaf harçları olmak üzere toplam 205,23 TL’nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 6-Taraflarca yatırılan gider avansından sarf edilmeyen miktarın kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa İADESİNE, 7-6100 sayılı HMK’nın 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra artan kısmın yatıran tarafa İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/2 bendi ile aynı yasanın 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.20/10/2022