Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1784 E. 2022/1363 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1784 Esas
KARAR NO: 2022/1363
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/01/2019
NUMARASI: 2018/464 Esas, 2019/68 Karar
DAVA: GENEL KURUL KARARININ İPTALİ
KARAR TARİHİ: 10/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesi ile; müvekkillerinin davalı kooperatifin ortakları olduğunu, kooperatifin ortak sayısının 1081 olması gerektiğini, savcılık soruşturma dosyasında ortak sayısının 765 olarak tespit edildiğini, buna rağmen hazirun cetvelinde ortak sayısının 105 olarak gösterilerek 06/05/2018 tarihli genel kurula birçok ortağın davet edilmediğini, 60 ortakla toplanan 06/05/2018 tarihli genel kurulda çağrılmayan kişilerin toplantı ve karar nisabını etkilemesi nedeniyle genel kurulda alınan kararların tamamının iptali gerektiğini; davacılardan bir kısmının toplantıya katıldığını, ancak gündem maddelerine geçilmeden verdikleri önergenin hukuka aykırı şekilde gündeme alınmadığını; toplantıya katılan davacılardan bir kısmının alınan kararların tamamına muhalif kaldıklarını; toplantı tutanağının usulüne uygun olmayıp anlaşılmaz nitelikte olduğunu; kooperatifin bütçesi ile yönetim ve denetim kurulu raporlarının gerçeğe aykırı şekilde hazırlandığını, raporları hazırlayan yönetim ve denetim kurulu üyelerinin kooperatif alanında bilgi ve tecrübeleri bulunmayıp, bu kişilerden bazılarının kooperatifin inşaat işini yapan işçiler olduğunu, bütün işlerin kooperatif müdürü tarafından yürütüldüğünü, yönetim ve denetim kurullarının müdürün talimatları ile hareket ettiğini; kooperatifin ürettiği inşaatların kaçak ve projeye aykırı olduğunu, ortak yerlerin meskene çevrilerek satıldığını; ortaklara maliyet fiyatından konut tahsis etmesi gereken kooperatifin maliyet fiyatının üzerinde ve eşitliğe aykırı satışlar yaptığını; kooperatifin borç batağında olduğunu, davalı kooperatif yetkililerin kooperatif hesaplarını boşaltma ihtimali olduğunu belirterek 06/05/2018 tarihli genel kurul kararlarının tamamının iptaline, kooperatife dava sonuna kadar kayyım atanmasına, tedbiren kooperatif adına kayıtlı taşınmazların devrinin önlenmesine ve banka hesapları üzerindeki tasarruf yetkisinin durdurulmasına, yine tedbir kararı ile dava sonuna kadar ortaklardan tahsilat yapılmamasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı kooperatif vekili cevabında; davacılardan … ve …’un ödemelerini tamamlayarak tapusunu aldıklarını ve istifa ettiklerini, bu nedenle kooperatif ortağı olmadıklarını, davacı …’in ise istifa eden ortaktan bağımsız bölüm aldığını ve hiçbir zaman kooperatif ortağı olmadığını, buna göre bu davacıların aktif husumet ehliyeti bulunmadığını; bir ortağın birden fazla pay sahibi olması mümkün olduğundan davacıların mesken sayısı kadar ortak olması gerektiği iddiasının doğru olmadığını, genel kurul kararı doğrultusunda ödemelerini yapan üyelerin tapuları verilerek kooperatifle ilişkilerinin kesildiğini, kooperatifin istifa eden ortağın istifasını kabulden kaçınamayacağını, 2013/221 Esas sayılı davada sabit fiyatlı konut alanların ortak olarak kabul edilmesi üzerine ilişiği devam eden sabit ödemelilerin de ortak olarak kaydedildiğini, soruşturma dosyasında bahsedilen ortak listesinin gerçek ortak listesi olmayıp bir zamanlar kooperatifle ilişkisi bulunan kişiler olduğunu; davacılardan genel kurula katılanların tamamının muhalif oy kullanmadığını; genel kurul toplantısının usul ve yasa uygun yapıldığını; gündeme önerge vermek için ortakların en az % 10’nun imzası gerektiğini, önerge verenlerin sayısının bu oranın altında olduğunu; davacı tarafın iddialarının tamamına yakınının iptali istenen genel kurul kararları ile hiç bir alakası olmadığını, kararların yasaya, ana sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olmadığını; yönetim ve denetim kurullarına seçilenlerin yetkisiz ve işi bilmez olduğu iddiasının doğru olmadığını, davacıların da aday olmasının mümkün olduğunu; bodrum katlarda bağımsız bölüm yapılması hususunda iptali istenen genel kurulda karar alınmadığını, bu sorunların da büyük oranda aşıldığını; kooperatifin ortaklara maliyetine konut vermek zorunda olmadığını, kooperatifin değişik tipte konutu olduğundan, ödeme ve teslim zamanlarının farklı olabileceğini; kooperatifin borç batağından olduğu iddiasının da asılsız olduğunu; kooperatife borcu bulunan davacıların kooperatifin faaliyetlerini engellemek amacıyla hareket ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davacılar …, …, …, …’a genel kurul çağrı belgelerinin gönderildiği, ancak bu şahısların genel kurula katılıp alınan kararlara muhalif kalmadıklarından dava açma haklarının bulunmadığı, davacı …’in ise davalı kooperatifte ortak olduğuna ilişkin dosyaya yeterli kanıt sunulmadığı; davacılar … ve …’un genel kurula çağrılmamasının usulü eksikliklik olduğu, ancak sırf bu iki davacının genel kurula davet edilmemesinin sonuca etkili bulunmadığı, toplantıda alınan kararların oy ve karar nisapları göz önünde tutulduğunda bu iki davacı genel kurula katılıp olumsuz oy kullansa dahi bunun sonuca etkili olmadığı, 06/05/2018 tarihli genel kurulda alınan kararların iptali talep edilmiş ise de, genel kurulda alınan kararlarda kanun, ana sözleşme hükümlerine bir aykırılık bulunmadığı gibi, toplantı ve karar nisaplarının yasaya ve ana sözleşmeye uygun olduğu gerekçesiyle davacılar …, …, …, … ve … tarafından açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, diğer davacılar tarafından açılan davanın ise esastan reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davacılar vekilleri tarafından istinaf edilmiştir. Davacılar vekili istinaf nedenleri olarak; inşa edilen 1081 konuttan 136’sının arsa sahiplerine verilmesinden sonra 948 mesken olduğunu davalının da kabul ettiğini, buna göre 948 ortak olduğunu, ancak mahkemece tapu kayıtları getirtilmeden, mesken sayısı tespit edilmeden ve yerinde bilirkişi incelemesi yapılmadan, ortak sayısına ilişkin müfettiş raporunu da dikkate almadan, gerçek sayının çok altında olan hazirun cetveline göre hüküm tesis edildiğini, bilirkişi raporunda ortaklık kayıtlarının karışık ve hatalı olduğuna ilişkin görüşüne gerekçe gösterilmeden itibar edilmediğini, üye sayısının tespiti gerektiğini, kooperatifin istifa şartıyla tapu vermesi nedeniyle baskı ile alınan istifaların üye sayısında dikkate alınamayacağını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünün talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili, istinaf talebinin reddini savunmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, kooperatif genel kurulu kararlarının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davacılar …, …, …, … ve … tarafından açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, diğer davacılar yönünden ise, genel kurul kararlarının toplantı ve karar nisabına uygun olup, kararlarda yasaya ve ana sözleşmeye aykırılıkta bulunmadığı gerekçesiyle davanın esastan reddine karar verilmiş, davacılar vekili hükmü istinaf etmiştir.1-Davacılar …, …, …, … yönünden yapılan istinaf incelenmesinde; Davacılar 06/05/2018 tarihli genel kurula ortak olmasına rağmen birçok ortağın çağrılmadığını, hazirun listesinin gerçek ortak sayısını göstermediğini, bu nedenle alınan kararlarda toplantı ve karar nisabının olmadığını ileri sürmüşler, mahkemece davacılar …, …, … ve …’ın genel kurula katılıp alınan kararlara muhalif kalmadıklarından bu davacılar yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Toplantı ve karar nisabı sağlanmadan alınan kararlar Kooperatifler Yasası’nın emredici kanun hükümlerine aykırılık teşkil ettiğinden mutlak butlanla batıl (yok hükmünde) kararlardandır. Genel Kurulun bu tür kararlarının iptali, bir aylık hak düşürücü süreye de tabi olmaksızın her zaman istenebilir. Ortakların mutlak butlanla kararların iptalini isteyebilmesi için genel kurul toplantısında hazır bulunması ve itirazını tutanağa yazdırması da gerekmez. Buna göre mahkemece anılan davacıların genel kurula katılarak kararlara muhalif kalmadıkları nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2- Diğer davacılar yönünden yapılan istinaf incelemesinde; Mahkemece genel kurul kararlarının toplantı ve karar nisabına uygun olup, kararlarda yasaya ve ana sözleşmeye aykırılıkta bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bilirkişi heyeti raporunda; 2006 yılında kurulan kooperatifin genel kurul toplantılarında, inşa edilecek konut ve ortak sayısının tespit edilmemiş olması nedeniyle istifa ve ihraçları dikkate alarak belli bir tarihteki ortak sayısını tespit etme imkanının bulunmadığı, davayla ilgili belge ve kanıtların dosya kapsamında mevcut olduğu, 30/06/2013, 22/06/2014, 14/06/2015, 26/06/2016 tarihlerinde ve 2017 yılında yapılmış olan genel kurul toplantıları hakkında aynı iddialarla iptal davası açıldığı, taahhütlü mektup gönderilen ortaklarla ortaklar cetveline yazılan ortakları göstermek üzere bir liste düzenlendiği, bu listenin istifa dilekçeleri ve yönetim kurulu kararları ile karşılaştırılması sonucunda kooperatifin ortaklarla ilgili kayıtların karışık ve hatalı olduğu, gerçek durumu yansıtmadığına ilişkin örnekler bulunduğu, çağrı mektubu gönderilmesine ve ortaklar cetevelinde yer almasına rağmen davacılar …, …, …, … isimli dört ortağın genel kurul toplantısına katılmadıkları, davalı kooperatifin istifa ettikleri ispat edilemeyen … ve … adlı davacıların genel kurul toplantısına davet edilmemesi ve ortaklar cetveline yazılmamasıyla ortaklık hakkının ihlal edildiği, genel kurulun toplantıya davet usulünde kararların alınmasında herhangi bir aykırılık bulunmadığı, genel kurul tutanağında davacıların kararlara muhalif kalma sebeplerinin belirtilmediği, 06/05/2018 tarihli toplantıya temel oluşturan ortaklar cetvelinin gerçek durumu yansıtmaması sebebi ile genel kurul toplantısının, dolayısıyla toplantıda alınan tüm kararların iptalinden söz edilebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. ve ana sözleşmenin 28. maddesi emredici nitelikte olup, aynı Yasa’nın 53. maddesinde çağrıda usulsüzlük halinde, genel kurula bu nedenle katılamayan ortaklara bu toplantıda alınan kararların iptali davası açma hakkı verilmiş ise de çağrıdaki usulsüzlük, alınan kararların salt bu nedenle iptali ya da yokluğu sonucunu doğurmamaktadır. Diğer yandan, genel kurul toplantısına çağrılması gereken ortakların çağrılmaması ve gelmemeleri toplantı ve karar nisabını etkiliyorsa, bu durum, kararın yok sayılmasını gerektirir. Bu nitelikteki kararların yokluğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmediği gibi açılacak dava da herhangi bir süreye tabi değildir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. maddesi, “Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4′ ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” hükmünü; aynı Kanun’un 51/1. maddesi ise “Kanun veya ana sözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur” hükmünü ana sözleşmenin 33. maddesinin 1. fıkrası, “Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması şarttır. İlk ve müteakip toplantılarda aynı nisap aranır” hükmünü, 2. fıkra ise “Genel kurulda kararlar, ortakların en az 1/4′ ünün hazır olması şartıyla oylama sırasındaki mevcudun yarıdan fazlasının oyu ile alınır” hükmünü içermektedir. Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, yok hükmündedir ve baştan beri hüküm ifade etmezler. Somut davada, davacılar hazirun cetvelinin gerçek ortak sayısını göstermediğini ileri sürmüş, mahkemece kooperatifin ortak sayısı tespit edilmemiştir. Kooperatifin 30/06/2013 ve 22/06/2014 tarihli genel kurul kararlarının iptali için Aynı nedenlerle açılan davalarda verilen kararlar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Bu durumda mahkemece anılan davalar sonucu verilen kararlarda gözetilerek, kooperatifler konusunda uzman bir bilirkişi veya bilirkişi heyetine kooperatif defter, kayıt ve belgeleri ile genel kurul tutanakları ve hazirun cetveli üzerinde inceleme yaptırılarak, kooperatif ortak sayısının tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, toplantıya davet edilmeyen ortak bulunup bulunmadığı, varsa nisaba etkisinin olup olmadığı konularında açıklamalı, denetime elverişli bilirkişi raporu aldırılarak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir. Buna göre yukarıda 1 ve 2 nolu bentler ile belirtilen nedenler ile davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1a.6 bendi uyarınca esası incelenmeden ve sair hususlar incelenmeksizin kararın kaldırılmasına karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/464 Esas, 2019/68 Karar ve 30/01/2019 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacılardan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a6.fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.10/11/2022