Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1773 E. 2022/1225 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1773 Esas
KARAR NO: 2022/1225
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 27/03/2019
DAVA: MENFİ TESPİT (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı alacaklının müvekkili hakkında 30/09/2016 tarihinde toplam 14.983,59-TL aidat ve işlemiş faiz toplamının tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçtiğini, ödeme emrinin usulsüz tebliğinden dolayı takibin kesinleştiğini, bu sebeple menfi tespit davası açtıklarını, müvekkilinin Üsküdar … Noterliğinin … tarihli ihtarnamesiyle üyelikten ayrıldığını kooperatife bildirdiğini, kooperatifin çıkma talebini reddettiğini, bunun üzerine Üsküdar … Noterliğinin 17/04/2012 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesini göndererek “Kooperatifler Kanunu’nun 10. Maddesi ve kooperatif ana sözleşmesinin 13. Maddesinin ‘Yönetim kurulu çıkma isteğini reddederse noterden yapılacak bildirimle çıkma isteği gerçekleşir’ hükmü gereğince üyelikten çekildiğini usulünce bildirdiğini, müvekkilinin 2012 yılı nisan ayından bu yana üyeliğinin söz konusu olmadığını, takibe konu aidatların 2012 yılı Haziran ile 2016 yılı Ağustos aylarını kapsadığından bahisle icra dosyası sebebiyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, davalının alacak tutarının %20’si oranında tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, müvekkili … Yapı Kooperatif Başkanlığı’nda kooperatif üyesi olup, 2012-2016 tarihleri arasındaki üyelik aidatlarını ödemediğini, bu nedenle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı dosyasından davacı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, davacının müvekkili kooperatif ile üyelik sözleşmesi yaptığını ve 230 numaralı üye olduğunu, davacı tarafın beyan ettiği üzere usulüne uygun üyeliğin sonlanması hususunun mevcut olmadığını, bu nedenle davacı tarafın ilamsız takibe konu borçtan sorumlu olduğunu, müvekkili kooperatif tarafından 08.01.2012 tarihinde alınan genel kurul kararında 303-TL, 25.11.2012 tarihinde alınan genel kurul kararında 140-TL, 05.06.2016 tarihinde alınan genel kurul kararında 100-TL aidat alınması kararlaştırıldığını, müvekkili kooperatif kayıtlarında yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda ve dosyaya ibraz ettikleri belgelerden de açıkça anlaşılacağı üzere, genel kurullarda alınmış olan karar uyarınca belirtilen aidatların ödenmemesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının müvekkili … Yapı Kooperatif Başkanlığı’nda kooperatif üyesi olup, Ağustos 2012 – Ağustos 2016 tarihleri arasındaki üyelik aidatlarını ödemediğini, bu nedenle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı dosyasından davacı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davacının kooperatif üyeliğinden istifa etmesine rağmen taşınmazı kullanmaya ve semerelerinden yararlanmaya devam ettiğinden bahisle davacının davasının reddine, kötüniyet tazminatı olarak davacı aleyhine alacağın %20 si oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacının 26.03.2012 tarihli Noter ihtarnamesi ile davalı Kooperatifin ortaklığından istifa ettiği, Kooperatif anasözleşmesi ve Kooperatifler Kanunu gereğince kooperatiflerde açık kapı ilkesi gereğince her ortağın kooperatiften çıkma hakkının bulunduğu, davacının 17.04.2012 tarihli ihtarname ile davalı kooperatife çıkma iradesini bildirdiği, bu şekilde davacının kooperatiften çıktığının kabülü ile davalı kooperatif ile ortaklığının kalmadığı, davacıdan talep edilen aidatların ödeme emri ile talep edilen ve davalı vekilinin beyanı ile açık olan 2012 yılı 6. ayından sonraki aidatlar olduğu, istifa etmiş bir ortaktan istifa tarihinden sonra gerçekleşen genel kurul kararı ile belirlenen aidat talebinin yerinde olmadığından bahisle davanın kabulü ile davacının İstanbul Anadolu … İcra Dariseninin … E. sayılı dosyası ile yapılan takipte borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafından her ne kadar İİK 72/4 maddesi gereğince kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de davalının hem haksız hemde kötüniyetli olduğuna dair dosyada delil bulunmadığından davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak, müvekkili Kooperatif tarafından, 08.01.2012 tarihinde alınan genel kurul kararında 303-TL, 25.11.2012 tarihinde alınan genel kurul kararında 140-TL ve 05.06.2016 tarihinde alınan genel kurul kararında 100-TL aidat alınmasının kararlaştırıldığını, yerel mahkemenin gerekçeli kararında atıf yapmış olduğu İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1160 (eski no: 2012/990) Esas numaralı dosyada mahkemenin, her ne kadar davacı tarafın borçlu olmadığına kanaat getirmiş ise de, bu kararın taraflarınca temyiz edildiğini, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 09.04.2018 tarihinde vermiş olduğu karar ile, bu dosyada alınan kök rapor ve 3 ek rapor arasındaki çelişkinin giderilmemesi ve hükme esas alınan raporun niçin hükme esas alındığının açıklanmaması yönüyle ilk derece mahkemesinin kararını bozduğunu, nitekim bu dosyada alınan kök rapor ve iki ek rapor uyarınca davacının müvekkiline farklı tutarlarda da olsa borçlu bulunduğunun tespit edildiğini, yalnızca 2. ek raporda davacının müvekkiline borçlu bulunmadığının tespit edildiğini, davacı, kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini iddia etmesine rağmen, taşınmazı kullanmaya ve semerelerinden yararlanmaya devam ettiğini, davacı tarafça, üyelikten istifa edildiği gerekçesiyle ödemelerden muaf olduğu iddia edilmişse de, bu iddianın yerinde olmadığını, zira kooperatifin konut inşaatlarını tamamlamış, davalıya ait taşınmazın tapuda adına tescil edildiğini, tahsis edilen taşınmazın kullanımının davalıya geçtiğini, hal böyle olunca istifa ile birlikte davacının yükümlülüklerini yerine getirmemiş olup, kooperatife olan borçlarını da ödemediğini, müvekkilinin üzerine düşeni sonuna kadar yaptığını ancak karşı tarafın bu ilişkiden kaynaklanan borçlarını ödemediğinden bahisle yerel mahkeme kararının bozularak ortadan kaldırılmasına, beyanları doğrultusunda, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, kooperatif aidat alacağı için yapılan icra takibinden dolayı borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin menfi tespit istemidir. Davacının davalı kooperatif üyesi olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Öncelikle bu ihtilafın çözülmesi gerekmektedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun Ortaklığın sona ermesi üst başlığı altında Ortaklıktan çıkma serbestisi – tazminat alt başlığında 10 uncu maddesinin “Her ortağın kooperatiften çıkma hakkı vardır. Çıkma keyfiyetinin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürmesi halinde ayrılmak istiyen ortağın, muhik bir tazminat ödenmesine dahi hüküm anasözleşmeye konulabilir.”, Ortaklıktan çıkmanın sınırlandırılması alt başlığında 11 nci maddesinin “Kooperatiften çıkma hakkının kullanılması, anasözleşme ile en çok 5 yıl için sınırlandırılabilir. Haklı ve önemli sebeplerle bu süreden evvel çıkabileceği hususunda Anasözleşmeye hüküm konulabilir. Bir ortağın hiçbir suretle kooperatiften çıkamıyacağına dair bağlamalar hükümsüzdür.”, Bildirme süresi ve çıkma zamanı alt başlığında 12 nci maddesinin “Çıkış, ancak bir hesap senesi sonu için ve en az 6 ay önceden haber verilerek yapılır. Anasözleşmede daha kısa bir süre belirtilip hesap senesi içinde çıkışa müsaade edilebilir.” ve Ortaklıktan çıkmayı kabulden kaçınma alt başlığında 13 ncü maddesinin “Yönetim kurulu, anasözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe rağmen, bir ortağın kooperatiften istifasını kabulden kaçınacak olursa, ortak çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirir. Bildiri tarihinden itibaren çıkma gerçekleşir.” hükmünü düzenlemiştir. Konut Yapı Kooperatifi Ana sözleşmesinin Ortaklıktan Çıkma başlıklı 13 ncü maddesinin “Her ortak, hesap senesi sonundan en az 1 (Bir) ay önce yönetim kuruluna yazı ile başvurmak suretiyle ortaklıktan çıkabilir. Yönetim kurulu bu hükme uygun olarak yapılacak isteğe rağmen, yazılı başvurunun kooperatif kayıtlarına girişinden itibaren 1 (Bir) ay içinde kabulden kaçınırsa, ortak, çıkma dileğini noter aracılığı ile yönetim kuruluna bildirir. Bildiri tarihinden itibaren çıkma gerçekleşir.” hükmünü düzenlemiştir. Davacı taraf, Kooperatifler Kanunu ve Ana sözleşme gereği kooperatiften çıkma iradesini yazılı olarak Üsküdar … Noterliği’nin 26/03/2012 tarihli ihtarnamesiyle kooperatife bildirmiş, kooperatif yönetim kurulu çıkma talebini reddetmiş olup bunun üzerine davacı taraf Kooperatifler Kanunu ve Ana sözleşmeye uygun şekilde noter aracılığı ile yani Üsküdar … Noterliği’nin 17/04/2012 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesini göndererek çıkma dileğini yönetim kuruluna bildirmiştir. Davacının kooperatiften çıkmak için uyguladığı usulün Kooperatifler Kanunu ve ana sözleşmeye uygun olduğu, ana sözleşmede Kanun’da düzenlenen ayrıksı durumların bulunmadığı, bu suretle davacının 17/04/2012 tarihi itibariyle davalı kooperatiften çıktığının kabulünün gerekeceği, davacının kooperatif üyesi olmadığı dönemlere ilişkin (30/06/2012 – 30/08/2016 tarihleri arası) aidat alacağı için başlatılan icra takibinde davacının borçlu olmadığının tespitine yönelik ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından peşin alınan 347,40 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 266,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa İADESİNE, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b1 ve 362.1.a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.20/10/2022