Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1749 E. 2022/1207 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1749 Esas
KARAR NO: 2022/1207
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 19/02/2019
NUMARASI: 2017/555 Esas, 2019/179 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ: 20/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket tarafından işletilen köprü ve otoyoldan, davalı şirkete ait …, …, …, …, …, … plakalı araçların ihlalli geçişleri nedeniyle doğan ve yasal süresi içerisinde ödenmeyen geçiş ücretleri ve yasadan kaynaklı para cezalarının tahsili amacıyla davalı aleyhinde Beykoz İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine borcun tamamı yönünden davalının itiraz ettiğini, araçların OGS veya HGS’den geçiş ücretinin tahsil edilememesi ve OGS/HGS ile ilgili anlaşmalı bankadan provizyon alınamaması halinde gişedeki bariyerin açılmadığını ve gişe memurunun nakit yada kart ile ödeme talep ettiğini, ödeme gerçekleşmezse bilgilendirme amaçlı ihlalli geçiş bildiriminin sürücüye teslim edildiğini, ihlalli geçişi takiben 15 gün içinde ödeme yapılması halinde ceza tahakkuk ettirilmediğini, müvekkili şirketin 15 günlük sürede ödeme yapılmaması halinde araç sahiplik bilgisine ulaşabildiğinden, bu sürede araç sahiplerine bilgilendirme yapma imkanı olmadığını belirterek davalının ihlalli geçiş ceza tutarına yönelik takibe itirazının iptaline takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin adresi itibariyle İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, araçların geçiş tarihinde kesilen cezaların 6001 sayılı Kanunun aradığı şekilde müvekkiline tebliğ edilmediğini, tebligat yapılmış olsaydı müvekkilinin yasal süresinde ödeme yapacağını ve 10 katı ceza ödemekten kurtulacağını, ayrıca bankadan alınan HGS hareket bilgileri incelendiğinde geçiş yapılan tarihte plakaları verilen araçların yeterli bakiyelerinin de mevcut olduğunun görüleceğini, ön ve arka plakaları yeterince açık okunabilmesine ve o güzergâhtan hızla geçiş yapılamamasına rağmen hukuka aykırı şekilde müvekkiline ihlalli geçiş cezaları kesildiğini, OGS/HGS okuma cihazında teknik bir arıza ve yetersizlik olabileceğini, bu nedenle geçiş tarihi ve yeri belirtilen müvekkiline ait araçların geçiş yaptığı güzergahlardaki HGS izleme ve kayıt cihazlarının bozuk olup olmadığı, bu cihazların periyodik bakımlarının yapılıp yapılmadığı hususunda gerekli araştırma yapılmasını belirterek davanın reddine, takibin iptali ile %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece Mahkemesince, cihaz etiketlerinde sorun yaşanması ya da davalının banka hesabında geçiş ücretinin bulunmasının davacının sorumluluğunda bulunmadığı, davacının, ihlalli geçiş yapılması neticesinde oluşan ceza miktarını talep etmeye haklı olduğu, davacının yasa tarafından kendisine verilen görevi yerine getirdiği gerekçesi ile davanın kabulü ile itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karar yasal süresi içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf talebinde, mahkemece müvekkili aleyhine eksik inceleme sonucu hüküm kurulduğunu, davacının açmış olduğu davayı kabul etmemekle birlikte dava dilekçesinde 10 katı kadar ceza tutarı talep edildiğini, sonrasında 06/06/2018 tarihli dilekçe ile 7144 sayılı yasanın 6001 sayılı 30. maddesinin 5. fıkrasında yapılan değişiklik gereğince kısmi feragat edildiğini, bu sebeple davanın kısmen kabul, kısmen reddi yönünde karar verilmesi gerekirken mahkemece 4 katı tutarında ceza uygulanmasına gerektiği yönünde karar verildiğini, gerek karayolları ile ilgili kanun hükümleri gerekse genel kanun hükümleri gereği geçiş ihlallerine ait ceza ihtarlarının müvekkiline tebliğ edilmediği halde icra takibi yönlendirilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca bankalardan alınan HGS hareket bilgileri incelendiğinde geçiş yapılan tarihteki plakalı araçlara ait yeterli bakiyenin bulunduğunun görüleceğini, cezalı geçişlerin yapıldığı dönemde müvekkilinin … Bankası OGS’si kullandığını, ancak OGS’ye bakiyenin … Bankasından aktarıldığını, bu hususun belirtmesine ve talep edilmesine rağmen ne … Bankasından ne … bankasından araştırma yapılmadığını, … bankasında daima bakiye olmasına rağmen aktarmanın eş zamanlı olmaması sebebiyle cezalı geçiş olabileceğini belirterek ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili, istinafa cevap dilekçesinde istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, ihlalli geçiş ceza ücretinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Beykoz İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 1.212,90 TL geçiş ücreti ve 12.129,00 TL ceza ücreti olmak üzere toplam 13.341,90 TL üzerinden takip başlattığı, davalının hiçbir borcu olmadığından bahisle ödeme emrine süresinde itiraz ettiği, eldeki itirazın iptali davasının yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Davacı vekili 06/06/2018 tarihli dilekçesinde; 7144 sayılı torba kanun ile bu kanunun yürürlük tarihi olan 25.05.2018 tarihi itibari ile tahsil edilmemiş ceza tutarları hakkında uygulanmak üzere geçiş ücretinin, geçiş tarihinden itibaren 15 (onbeş) gün içerisinde ödenmemesi halinde tahakkuk eden geçiş ücretinin 10 katı tutarındaki cezanın 4 katı olarak değiştirildiğini, hazine payı uygulamasının ortadan kaldırıldığını belirterek huzurdaki davada harca esas değerin 6.064,50 TL olarak değiştirilmesini talep etmiştir. 11/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davalıya ait araçların davacı tarafın işletmecisi olduğu otoyol ve köprü gişelerinden farklı tarih ve mevkilerde giriş-çıkış yapması esnasında araçlarda bulunan OGS-HGS cihaz etiketlerinden geçiş ücretinin ilgili banka hesaplarından provizyon yapılamayarak/kurulamayarak tahsili mümkün olmadığından ücretsiz geçmesine izin verilerek ihlalli geçiş bildirimlerinin düzenlendiği, davalı tarafın OGS-HGS cihaz tanıma sistemlerinde arıza olup olmadığı ve bakımlarının yapılıp yapılmadığı hususunda geçiş yapan araçların farklı tarih, mevki ve saatte köprü/otoyol geçişi yapması söz konusu olup arıza veya bakım eksikliğinin olay tarihi itibariyle belirlenmesi veya test edilmesinin mevcut durumda/tarihte mümkün olamayacağı, ancak davalı tarafın kerdi araçlarındaki OGS-HGS cihaz etiketlerinde bir sorun veya arıza olabitme ihtimali olmakla birlikte bu hususun davalının sorumluluğunda olacağının da açık olduğu, otoyol ve köprü geçişlerinde kullanılan otomatik plaka tanılama sistemlerinin elektranik-mekanik cihaz ve ekipmanlarla çalışmakta olup sistemde kamera (IP network yapısında, üzerinde IR aydınlatma ihtiva eden özel kameratar), otomatik bariyer (uzaktan kumanda edilen, motorlu), bilgisayar ve yazılımı, güç ünitesi vb. ekipmanlardan oluştuğunu ve elle çalışmayı gerektiren bir sistem olmadığı, davacı tarafın işlettiği geçiş gişelerinde görevli çalışanların HGS-OGS geçiş sisteminde aksaklık halinde nakit ödeme/banka kartı gibi tahsilat işlemlerini yaptığı, bu durumda söz konusu otomatik ödemede aksama halinde aracın geçişine bariyerlerin açılması yönünde komut gönderilerek araç geçişini sağlandığı, dava konusu araçlar farklı olup sürücülerinin de farklı olabileceği dikkate atırıdığında geçiş anında gişede durmak ve onay için beklemek zarunda kalacağından ücretin tahsili konusunda bilgi sahibi olmak durumunda olduğu, davalı tarafın iddia ettiği banka hesaplarının uygun (bakiye yeterli) olduğu hususunun bu aşamada provizyonla internet üzerinden sorgulanmakta ve onay alınmakta olup olumsuz durumda (bağlantı sağlanmaması dâhil) gişe görevlisinin müdahalesi ile geçişlerin nakit-banka kartı vb. seçenekler ortaya çıkacağı gibi geçiş ücretini sonradan süresi içinde ödemek durumunda cezai tutarın söz konusu olamayacağı, davacı tarafın alacağa esas ihlalli geçişlere ait tutarın toplam 1.212,90 TL olacağı belirtilmiştir.Davanın dayanağını oluşturan 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30/5. maddesinde “…(5) 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza genel hükümlere göre tahsil edilir. …” hükmü düzenlenmişken 25/05/2018 tarih ve 30431 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 16/5/2018 tarih ve 7144 sayılı Kanunun 18. maddesi ile birinci ve beşinci fıkralarında yer alan “on” ibareleri “dört” şeklinde değiştirilmiştir. Aynı Kanunun 19. maddesi ile 6001 sayılı Kanuna geçici 3. madde ilave edilmiştir. 6001 sayılı Kanuna eklenen Geçici 3. madde de ise “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden yapılmış olan geçişlerde araç sahiplerine bu Kanunun 30. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca tahakkuk ettirilen ancak bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla tahsilatı yapılmamış olan para cezaları hakkında bu Kanunun 30. maddesinde yer alan oranlar uygulanır.” düzenlemesi yapılmıştır.Kanunun 30. maddesinin, 27.03.2015 tarihli ve 6639 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değişiklik yapılan (7) numaralı fıkrasında, geçiş ücreti ödenmeden geçiş yapılması hâlinde ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere bu maddenin (1) numaralı ve (5) numaralı fıkralarında belirtilen cezaların uygulanmayacağı öngörülmektedir.6001 sayılı Kanunun 30/7 maddesinin Anayasa aykırılığı iddiası ile açılan davada, Anayasa Mahkemesi 18.01.2018 tarih, 2017/166 E. 2018/8 Karar sayılı kararında “… İşletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücreti ödenmeden geçiş yapılması hâlinde yaptırım uygulanmasına sebebiyet veren eylem ücret ödemeden geçiş yapılması anında tamamlanmış olacaktır. Bu durumda, kuralda belirtilen ödemesiz geçiş tarihinden itibaren on beş gün içinde geçiş ücretinin ödenmesi hâlinde cezanın uygulanmayacağına ilişkin düzenleme oluşan neticeyi ortadan kaldırılmakta olup ihlalli geçiş eylemini gerçekleştirenler lehine getirilmiş bir düzenlemedir…. kuralda, cezasızlık hâlinin kapsamı, eylemin sonucu olarak öngörülen yaptırımın hangi hâlde uygulanmayacağı, ödemenin hangi süre içinde yapılması gerektiği açık, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olarak belirlenmiştir. Geçiş ücretinin ödenmesi şekil ve yöntemlerinin tümünün önceden öngörülmesi ve kanun koyucu tarafından tek tek belirlenerek kanun metninde ifade edilmesi oldukça güçtür. Geçiş ücretinin tahsili yöntemlerinin zaman içinde değişip gelişebileceği ve otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerinin tahsili yöntemlerinin benzerlik arz ettiği hususları dikkate alındığında kuralda belirlilik ilkesine aykırılık bulunmamaktadır…” yönünde karar vermiştir. Bu durumda davalının ihlali sebebiyle davacının, davalıya ayrıca bir bildirim yapmasına gerek bulunmadığı anlaşılmaktadır.Geçiş esnasında ödeme olmadığında veya HGS veya OGS sisteminden provizyon alınamadığı takdirde gişe çıkışlarındaki bariyerler açılmadığından, davalı ücret ödemeden geçiş yaptığını bilmektedir. OGS ve HGS kartlarından para çekilmemesi halinde davalı geçiş ücretini ödemek zorundadır. Somut uyuşmazlıkta, davacının özel hukuk hükümlerine tabi ticari şirket olduğu, davacıya 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için farklı hukuki rejim ve usulleri düzenleme yetkisi verildiği, davalı şirkete ait araçların davacı şirketin işlettiği köprü ve otoyollardan ihlalli geçiş gerçekleştirdiği, davacı tarafından 13.12.2016 tarihinde başlatılan takipten sonra 16.05.2018 tarihli değişiklik ile “…geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. …” hükmündeki “on” ibaresinin “dört” şeklinde değiştirildiği, yasal düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih itibari ile geçiş ücreti davalıdan tahsil edilmediğinden bu durumdan davalının da faydalandığı, davacının ihlal sebebi ile davalıya ayrıca bir bildirim yapmasına gerek bulunmadığı, buna göre yasal değişiklik ve davacı vekilinin 06/06/2018 tarihli dilekçesi de dikkate alındığında takip tarihi itibari ile davacının, davalıdan 1.212,90 TL asıl alacak ve 4.851,60 TL ceza tutarı olmak üzere toplam 6.064,50 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla Mahkemece tesis edilen karar usul ve yasaya uygundur. Öte yandan yargılama sırasında 6001 Sayılı Yasa’nın 30/5 fıkrasında yapılan değişiklikle dava tarihinde geçiş bedelinin 10 katı tutarında uygulanan cezanın 4 katına düşürüldüğü anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde 10 katı olarak talep edilen ceza tutarından sonrasında 06/06/2018 tarihli dilekçe ile yasa değişikliği gereğince kısmi feragat edildiğini, bu sebeple davanın kısmen kabul, kısmen reddi yönünde karar verilmesi gerektiğinden bahisle Mahkemece verilen hüküm davalı tarafından bu yönüyle istinaf edilmiştir. Davacının fazlaya ilişkin talebinin davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun nedeniyle konusuz kaldığı gözetildiğinde davacının 06/06/2018 tarihli dilekçesinin feragat olarak değerlendirilemeyeceği, bu durumda Mahkemece ancak fazlaya ilişkin talebin konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilebilecek ise de bu bakımdan davalının istinaf talebinde hukuki yararın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle Mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/555 Esas, 2019/179 Karar 19/02/2019 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1.bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanuna bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın davalı tarafından peşin olarak yatırılan 104,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,30 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa İADESİNE,3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.20/10/2022