Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1744 E. 2022/1325 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1744 Esas
KARAR NO: 2022/1325
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 28/11/2018
NUMARASI: 2017/18 Esas, 2018/1173 Karar
DAVA: ALACAK (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında, yabancı bir TV kanalında yayınlanacak … adlı programda, davalı şirketin hastanelerinde tedavi gören yabancı uyruklu hastaların tedavi süreçlerinin yayınlanması amacıyla 19/01/2014 tarihli Sponsorluk Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 3.4 nolu maddesine göre davalı sponsorun bölüm başına 4.000 EURO + KDV olmak üzere 35 bölüm karşılığı KDV dahil 165.200 EURO ödeyeceğini, 01.09.2014 – 31.12.2014 tarihleri arasında gerçekleştirileceği kararlaştırılan faaliyetlere 01.09.2014 tarihinde iki hasta ile başlandığını, ancak davalının hastanelerde çekimler için uygun ortam olmadığı gerekçesiyle çekimleri geciktirdiğini ve en son çekimin 15.09.2015 tarihinde yapılabildiğini, sözleşmede, faaliyete başlanmasından sonra Eylül ayı içerisinde davalının ödeme yapması kararlaştırılmasına rağmen davalının hiçbir ödeme yapmadığını, müvekkilinin program için TV kanalını ve alt yapımcı şirketlere ödemede bulunduğunu ayrıca bankadan kredi çekildiğini, 02.01.2016 tarihinde yayınların başlamasına rağmen davalının ödeme yapmaması üzerine ödenmesi gereken 165.200.00 EURO tutar için fatura düzenlenerek davalıya gönderildiğini ancak davalı şirketin ihtarname keşide ederek; -müvekkili şirketin yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle sözleşmenin 21.10.2015 tarihli ihtarname ile feshedildiği, sözleşmedeki tarihler arasında verilen bir hizmette olmadığı, bu nedenle fatura bedeli ve muhteviyatının kabul edilmediği gerekçesiyle faturayı iade ettiğini, müvekkiline 21.10.2015 tarihli fesih ihbarının tebliğ edilmediğini, feshin öne sürüldüğü tarihlerde ve sonrasında çekimlerin yapıldığını belirterek sözleşme kapsamında hazırlanarak yayınlanan 9 adet bölüm ile yayıma hazırlanan ancak davalı şirketin müdahalesi sonucu yayınlanamayan 4 adet bölüm olmak üzere toplam 13 adet bölümün KDV hariç 52.000 EURO tutarındaki bedeli ile çekimleri ile hazırlıkları yapılarak giderleri ödenmiş 22 bölüm için ise kar yoksunluğu ile yapılan giderler için şimdilik 50.000 EURO olmak üzere toplam 102.000 EURO alacağın fiili ödeme günündeki kur üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; davacının sözleşme ile belirlenen 01.09.2014 – 31.12.2014 tarihleri arasında taahhüt ettiği program çekimini ve yayımını gerçekleştiremediğini, sözkonusu tarih üzerinden uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen çekimler yapılmadığı gibi … kanalında herhangi bir programının olmadığının anlaşıldığını, bunun üzerine 21.10.2015 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğini, davacının buna rağmen fatura düzenleyerek gönderdiğini ancak haksız olarak düzenlenen bu faturanın müvekkiline ait kayıtlara alınmadığını ve iade edildiğini, feshe rağmen davacı yetkililerinin pilot deneme kapsamındaki çalışmaların devam edilmesini istemesi üzerine görüşmelere iyiniyetli olarak devam edildiğini, yapılan deneme çalışmalarının kurgu ve prodüksiyon kalitesinin müvekkilinin iletişim politikasına ve marka değerine uygun olmaması ve düşük kalitede olmasından dolayı bu şekilde yayınlanmasının mümkün olmamasından dolayı sözleşmenin yenilenmediğini, karşılıklı ihtarlara ve sözleşmenin feshine rağmen davacının haksız ve mesnetsiz bir şekilde dava açtığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davacı yapımcının, davalı sponsorun da görüntülerini içeren programları yapma ve ilgili TV kanalında yayınlama faaliyetini 01.09.2014 ila 31.12.2014 tarihleri arasında gerçekleştireceği kararlaştırılmasına rağmen, bu yükümlülüğünü yerine getiremediği, davacının bu yükümlülüğü davalıdan kaynaklı nedenlerle yerine getiremediği iddiasını ispat edemediği, davacı sözleşme ile belirlenmiş tarihte borcunu ifa etmediğinden TBK’nın 117/2 fıkrasına göre yasa gereği temerrüte düştüğü, bu durumda davacının yeniden süre vermeden sözleşmeyi feshetme hakkının bulunduğu, davacının ediminin 31.12.2014 tarihine kadar yerine getirmemesi nedeniyle davalının haklı olarak 21.10.2015 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiği, davalının sözleşmeyi feshinden sonra davacının pilot/deneme kapsamında çalışmaya devam etmesi hususunda taraflar arasında yeni bir anlaşma olduğu, davacı yapımcının hazırladığı pilot/deneme amaçlı 9 adet bölümün, davalıya ait hastanelerin görüntülerinin doğal akışına uygun ve herhangi bir televizyon kanalında yayınlanabilir nitelikte bulunduğu, bu nedenle davacının 9 adet bölümün bedeli olan 4.000 EURO X 9 = 36.000,00 EURO + 6.480,00 EURO KDV olmak üzere toplam 42.480.00 EURO ‘luk bedeli talep etme hakkı bulunduğu, davacının bunun dışında alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 42.480,00 Euro alacağın dava tarihinden itibaren kamu bankalarınca döviz cinsinden açılan 1 yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanarak davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; müvekkilinin 2014 yılı Eylül ayında iki hasta ile programın yapım faaliyetine başladığını, ancak davacının Eylül ayı içinde yapması gereken ödemeyi yapmayarak programın gecikmesine kendisinin neden olduğunu, borcun ifa edilmemesinde temerrüde düşülmesi halinde, TBK’nın 125/2 fıkrası uyarınca hemen sözleşmeden dönülmesi gerektiğini, bu hakkın derhal kullanılmaması halinde borcun ifa edilmesi için yeniden süre verilmesi gerektiğini, oysa davalının 31.12.2014 tarihinden uzunca bir süre geçtikten sonra 21.10.2015 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini, bu fesih ihbarının müvekkiline de ulaşmadığını, davalının sözleşmeyi derhal feshetmeyerek ve çekimlere izin vererek gecikmiş ifayı beklediğini, bu nedenle sözleşmenin belirsiz hale geldiğini ve müvekkiline ifa için ek süre verilmesi gerektiğini, müvekkilinin yapımını tamamladığı bölümlerin TV kanalında yayınlandığını, raporda yayınların eksiksiz ve kaliteli olduğunun tespitte edildiğini, davalının bir yandan sözleşmeyi feshettiğini belirtmesine rağmen bir yandan da müvekkili ile görüşmelere devam ettiğini, çekimlerinin tamamlanmasından sonra ödemeye yanaşmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın tamamen kabulünü talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; davacı yapımcının sözleşmede kararlaştırılan tarihte borcunu ifa etmediğini ve temerrüde düştüğünü, müvekkilinin sözleşmeyi feshinden sonra davacının deneme kapsamında çalışmaya devam ettiğini, yapılan deneme çalışmalarının kurgu ve prodüksiyon kalitesinin müvekkilinin iletişim politikasına ve marka değerine uygun olmaması ve düşük kalitede olması nedeniyle sözleşmenin yenilenmediğini, çekimi yapılmış yayınların yayınlanmasına izin vermediklerini, bu nedenle yeniden şifahi olarak ikinci bir sözleşme yapıldığını kabul etmenin hukuken mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, sponsorluk sözleşmesi kapsamında alacak istemi ile çekimleri ve hazırlıkları yapılmasına rağmen yayımlayan bölümler için kar yoksunluğu ve masrafların tazmini istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; taraflar arasında 19.06.2014 tarihli sponsorluk sözleşmesi yapıldığı, sözleşmeye göre davacının yapımcı, davalının sponsor olduğu, sözleşmenin konusunun yapımcı (davacı) tarafından yapımı gerçekleştirilecek ve … kanalında yayınlanacak olan “…” (…) isimli televizyon programına sponsor (davalı) tarafından sözleşmede belirtilen şekillerde sponsor olunması ve taraflarca ortaklaşa belirlenen ve programın yayınlanacağı ülkelerin yasalarına ve yayıncı kuruluşun kurallarına uygun şekilde sponsorun görüntülerinin ve tedavi süreçlerinin yayınlanmasına ilişkin olarak tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesi olduğu, davalının 21.10.2015 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiği, davacının çekimleri tamamlanan ve yayımlanan 9 adet bölüm ile 4 adet bölüm olmak üzere 13 adet bölümün ücretini, ayrıca çekimleri yapılan 22 adet bölüm için kar yoksunluğu ve masrafların tazmini talebi ile eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacı yapımcının çekimleri ve yayınları taahhüt ettiği tarihte tamamlamadığı, bu nedenle davalı sponsorun 21.10.2105 tarihli sözleşmeyi feshinin haklı olduğu, ancak sözleşmenin feshinden sonra davacının pilot/deneme kapsamında çalışmaya devam etmesi hususunda taraflar arasında yeni bir anlaşma olduğu, bu anlaşma gereği davacı yapımcının çekimini tamamladığı ve yayımlanan 9 adet bölüm bedelinin davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, taraf vekilleri hükmü istinaf etmiştir. Taraflar arasında düzenlenen sponsorluk sözleşmesinde, davacı yapımcının … kanalında yayınlanacak olan … isimli televizyon programında, her bölümde davalı sponsora ayrılacak 10 dakikalık süre içinde, davalı sponsor şirketin görüntülerinin ve tedavi süreçlerinin yayınlanması konusunda anlaşıldığı, davalı sponsorun da bunun karşılığında yayın başına 4.000 EURO + KDV olmak üzere toplam 35 bölüm için KDV dahil 165.250.00 EURO bedel ödeyeceği, sözleşmenin 5.3 maddesi uyarınca sözleşmede belirtilen faaliyetin 01 Eylül – 31 Aralık 2014 dönemi arasında gerçekleştirileceği, sözleşmenin 5.4 maddesi uyarınca davacı yapımcının yükümlülüklerini gerçekleştirememesi durumunda, yapımcının yapılan ödemelerin tamamını geri iade edeceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmede belirtildiği üzere davacı yapıcının davalı sponsorun da görüntülerini içeren programları yapma ve ilgili TV kanalında yayınlama faaliyetini 01.09.2014 – 31.12.2014 tarihinde gerçekleştirecektir. Ne var ki davacının da kabulünde olduğu üzere bu dönem içerisinde çekim ve yayımlama yükümlülüğü yerine getirilememiştir. Davacı taraf, davalıdan kaynaklı nedenler ile bu yükümlülüğün yerine getirilenemediğini iddia etmişse de, bu iddiasını ispata dair herhangi bir delil sunulmamıştır. Bu nedenle davalının bu savunması yerinde görülmemiştir. Diğer taraftan TBK’nın 117/2 fıkrası uyarınca borcun ifa edileceği gün birlikte belirlenmiş ise, bu günün geçmesiyle borçlu temerrüde düşmüş olur. Şayet ifanın belirli bir süre içinde yapılması kararlaştırılmışsa, sürenin sonuncu günü dahi borç ifa edilmiş değilse, ihtara gerek kalmaksızın borçlu temerrüde düşer. Somut olayda, sözleşmenin 5.3 maddesi uyarınca davacının gerçekleştirmeyi üstlendiği programların çekim ve yayımlanmasına ilişkin yükümlülüğünü 31.12.2014 tarihine kadar ifa etmesi gerektiğinden, davacının TBK’nın 117/2 fıkrası uyarınca ihtara gerek olmaksızın temerrüde düştüğü anlaşılmaktadır. Davalının da 21.10.2015 tarihli ihtarname ile davacının borcunun ifada temerüdde düşmesi nedeniyle sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği, dava öncesi karşılıklı keşide edilen ihtarnameler ile davacının fesih ihbarına vakıf olduğu anlaşılmaktadır. Ancak sunulan ihtarnameler ve dosya kapsamından, davalının sözleşmeyi feshinden sonra davacının pilot/deneme kapsamında çalışmaya devam etmesi hususunda taraflar arasında yeni bir anlaşma olduğu, davacı yapımcının hazırladığı pilot/deneme amaçlı 9 adet bölümün, davalıya ait hastanelerin görüntülerinin doğal akışına uygun ve herhangi bir televizyon kanalında yayınlanabilir nitelikte bulunduğu, 9 adet bölümün TV kanalında yayımlandığı, taraflar tacir olup, TTK’nın 20 maddesi uyarınca ticari işletmesi ile ilgili bir iş gören tacirin ücret isteyebileceği, bu nedenle davacının 9 adet bölüm bedeli toplam 42.480.00 EURO’yu talep edebileceği anlaşıldığından, mahkemece bu miktara hükmedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden HMK’nın 353.b.1 bendi gereğince tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/18 Esas, 2018/1173 Karar ve 28/11/2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince ayrı ayrı esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 3.752,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.671,30 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE, 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın davalı tarafından peşin olarak yatırılan 2.677,92 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.597,22 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa İADESİNE, 4-Taraflarca yapılmış olan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.03/11/2022