Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1734 E. 2019/1569 K. 19.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1734 Esas
KARAR NO : 2019/1569
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 12/12/2018
NUMARASI : 2018/547 ESAS – 2018/1265 KARAR
DAVA : SIRA CETVELİNE İTİRAZ (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
KARAR TARİHİ: 19/09//2019
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından 19/06/2018 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirketin müflis banka hakkında verilen iflas kararı sonrasında bankanın vadesiz hesaplarında kalan cariye alacaklarını tahsil amacıyla iflas müdürlüğüne kayıt talebinde bulunulduğunu, talebin 769,30 TL’lik kısmının reddedildiğini, reddin haksız olduğunu iddia ederek 769,30 TL alacağın kayıt kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, dava hak düşürücü süre içerisinde açılmamışsa öncelikle usülden reddi gerektiğini, 23.07.2016 tarih ve 29779 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu ‘nun 22.07.2016 tarihli ve 6947 sayılı kararı ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun 21.07.2016 tarih ve 9029 sayılı yazısında yer alan talebi üzerine, 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 107. maddesinin son fıkrası hükmü uyarınca … Bankası A.Ş ‘nin faaliyet izninin kaldırılmasına karar verildiğini, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/41 Esas sayılı dosyasında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından açılan İflas davasında bankanın iflasına, iflasın 16.11.2017 tarih saat 15.28 itibarıyla açılmasına, İflas tasfiyesinin fon tarafından yerine getirilmesine karar verildiğini, İflas tasfiyesinin İstanbul …İflas Müdürlüğünün …İflas sayılı dosyası üzerinden TMSF tarafından önerilen ve icra hakimliğince atanan İflas idaresi tarafından yürütüldüğünü, davacının alacak talebinin 185 kayıt numarasıyla kayıt altına alındığını, banka kayıtlarında davacı alacağının toplam 22.791,62 TL olarak sıra cetveline yazılmasına karar verildiğini, masa kararının usul yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:
Mahkemece, 5411 sayılı yasanın 106/5.maddesinde “ Fon bu kanunun uygulanması ile sınırlı olmak üzere 2004 sayılı İcra İflas Kanunun 166’ıncı, 218 inci, 219’uncu, 223’üncü, 234’üncü, 236’ıncı, 249’uncu ,251’inci, 254’üncü maddelerindeki yetki ve görevler hariç olmak üzere İflas dairesi, alacaklılar toplantısı iflas idaresi görev ve yetkilerine sahip olarak bankayı tasfiye eder “ şeklinde düzenleme bulunduğunu, bunun dışında bankacılık yasası uyarınca iflasına karar verilen bankaların, İflas ve tasfiyesine ilişkin usul ve esasları düzenleyen yönetmelik olduğunu, faaliyet izni kaldırılan bankalardaki sigortalı mevduat ve sigortalı katılım fonunun ödenmesi ile bankaların İflas ve tasfiyesine ilişkin usul ve esaslar hakkındaki yönetmeliğin 4. bölümünün İflas yolu ile tasfiye başlığını taşıdığı ve 13. maddesinde, fonun İflas talebinin düzenlendiği, yönetmeliğin 14. maddesinde ise, 5411 sayılı yasanın 106/5. madde düzenlemesine uygun bir hükme yer verildiğinin görüldüğünü, yönetmeliğinin 14/1. maddesinde 5411 sayılı Kanunun 106. maddesi ile fona verilen 2004 sayılı İİK’nun 106,218,219,223,234,236,249,251 ve 254. maddeleri dışında kalan İflas dairesinin alacaklılar toplantısı ve İflas idaresi görev ve yetkilerinin Fon adına Tasfiye Daire Başkanlığınca yerine getirileceği, Fon Kurulunun, Fon’un alacaklılar toplantısı yetkisi kapsamında Tasfiye Daire Başkanlığı ‘nın önerisi ile İflas İdare memurlarını kısmen veya tamamen görevden almaya ve bunların yerine seçilecek adayları belirlemeye yetkisi olduğunu, bankanın İflas tasfiyesinin başladığında 2004 sayılı kanun uyarınca İflas Müdürlüğü tarafından yapılacak ilandan ayrık olarak Tasfiye Daire Başkanlığı tarafından ulusal çapta yayın yapan en yüksek beş gazeteden birinde ilan ettirileceği, ilanda İflas tasfiye işlemlerinin ve tasfiyenin 5411 sayılı kanun ve 2004 sayılı kanun hükümleri uyarınca Fon tarafından yapılacağı hususlarına yer verileceğinin düzenlendiğini, 19.maddede, tasfiye şeklinin belirlenmesi, 20. maddede İflas idaresinin seçimi ve alacaklılar toplantısı, 21. maddede İflas idaresinin görevlerinin belirlendiğini, TMSF’nın 17.11.2017 tarihli 2017/289 sayılı kararı ile, 5411 sayılı yasanın 106. maddesi gereğince bankaların İflas ve tasfiyesine ilişkin yönetmeliğin 20. maddesi gereğince İflas tasfiyesinin yürütülmesi için İflas İdare memuru adaylarının isimlerinin yazılarak belirlendiği, İİK 218. maddesi gereğince bankanın İflas tasfiyesinin adi şekilde yapılmasına, Fon tarafından belirlenen İflas İdare memuru adaylarının İstanbul 1. İflas Müdürlüğüne sunulduğunu, anılan İflas müdürlüğünün ise İstanbul 15. İcra Hukuk Hakimliği ‘ne sunduğunu, anılan mahkemenin 2017/7-6 D.İş sayılı 24.11.2017 tarihli kararı ile gösterilen adaylardan İflas İdare memurlarının seçilmesine karar verildiğini, müflis bankanın İflas tasfiyesinin 5411 sayılı yasanın 106/5 ve buna dayalı olarak çıkarılan yönetmelik gereğince Fon tarafından yürütüldüğünün açık olduğunu, Fonun İflas İdare görev ve yetkilerine haiz olarak İflas tasfiyesini yürüttüğü anlaşıldığından bu sıfatla Fon tarafından atanan İflas İdare memurları tarafından düzenlenen sıra cetvelininde TMSF’nın bankacılık kanunu gereğince tek yanlı olarak aldığı idari nitelikte bir işlem olduğunun kabul edilmesi gerektiği, Fon tarafından atanan İflas İdare memurlarınca alınan kararla reddedilen sıra cetveline İlişkin kararın idari nitelikte olduğu bu işlemlere karşı idari yargı yerinin görevli olduğu, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin, 2014/7272 Esas, 2015/3936 Karar ve 26.05.2015 tarihli, 2015/4750 Esas, 2016/1217 Karar ve 29.02.2016 vb kararlarında bu doğrultuda olduğu, HMK 114.maddesinde dava şartlarının düzenlendiği, mahkemenin görevli olmasının dava şartları arasında yer aldığı, idari yargı yerinin görevli olması nedeniyle davanın, görev-yargı yolu – dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine karar verilmesi gerekçesi ile karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Karar, taraf vekilleri tarafından, mahkemenin hüküm kısmında gösterilen süre içerisinde istinaf edilmiştir.
Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, mahkeme kararının yerinde olmadığını iddia ederek dava dilekçesini özetlemiş ve kararın kaldırılıp yeniden esas hakkında talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf nedenleri olarak, mahkeme hükmü özetlendikten sonra, İflas İdare memurlarının Fon tarafından belirlenmiş olmasının vb işlemlerin idari işlem olduğu kanaati ile idari işlem niteliği kazandırmayacağını, bankaların iflasında daha etkin ve hızlı hareket edilmesini teminen bazı özel düzenlemelere ihtiyaç duyulmasının, bu konuda bazı özel düzenlemeler yapılmasını gerektirdiğini, bu konuda TMSF ‘ye bir takım yetki ve sorumluluk yüklendiğini ancak bu durumun yapılan işlemlerin İflas prosedürü dışında yapıldığını veya işlemlerin bizzat TMSF tarafından yapıldığını göstermediğini, müflis bankanın İflas yolu ile tasfiyesinin 5411 sayılı Bankacılık Kanununa göre yürütüldüğünü, adli yargının görevli olduğunu, İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 22/01/2019 tarih, 2019/178 Esas ve 2019/68 Karar sayılı kararında görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğunun belirtildiğini, gerekçeli kararın dilekçe ekinde ibraz edildiğini, bu nedenlerle dava şartı yokluğundan davanın usulden ret kararının yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu gereğince faaliyet izni kaldırılarak yönetim ve denetimi Fona intikal eden ve Fonun İflas talebi üzerine aynı kanun gereğince iflasına karar verilen müflis bankadan olan alacak talebinin kayıt ve kabulü ile İflas idaresinin işlem ve uygulamasının iptali istemine ilişkindir.Davacı dava dilekçesinde, dava değerinin 769,30 TL olarak göstermiş ve sonuç ve istem kısmında ise 769,30 TL alacağın ödenmesini talep ve dava etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2.fıkrasında, miktar ve değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu düzenlenmiştir. Aynı yasanın, “ Parasal sınırların artırılması “ üst başlığı ile, ek madde 1’de, 200’üncü, 201’inci, 341’inci, 362’inci ve 369’uncu maddelerdeki parasal sınırların her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 04.01.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunun mükerrer 298’inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması süreti ile uygulanacağı, ikinci fıkrada, 341’inci, 362’inci ve 369’uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınılacağı ifade edilmiştir. 2016 yılı yeniden değerleme oranı %3,83 dir. 12/12/2018 hüküm tarihinde, istinaf kanun yoluna başvuru dava değeri, 3.560,00 TL olarak belirlenmiştir. Yukarıda ayrıntılı şekilde ifade edildiği üzere, iş bu davada ki dava değeri ise, 769,30 TL ‘dir.
Bu durumda, davacı tarafın kesin nitelikte bir karara karşı istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşıldığından, taraf vekillerinin istinaf dilekçelerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 352/1-b bendi gereğince miktar itibarı ile reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1-Davacı ve davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2 ve 352/1-b bentleri gereğince miktar yönünden REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.19/09/2019