Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1723 E. 2022/1223 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1723 Esas
KARAR NO: 2022/1223
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 15/02/2019
NUMARASI: 2017/709 Esas, 2019/160 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının hiçbir borcu olmadığından bahisle haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini, davalı tarafa platform hizmeti verildiğini, borcun ödenmesi için ihtar çekildiğini, ödenmemesi üzerine icra takibi yapıldığından bahisle davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe itirazının iptali ile takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili dava dilekçesi ile, davacı tarafça taraflar arasındaki ticarete ilişkin cari hesap sözleşmesi veyahut başkaca bir delil sunulmadığını, cari hesap ilişkisinin bir sözleşmeye dayanması gerektiğinden bahisle davanın reddine ve davacının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, ispat yükünün davacıda olduğunu, davacı ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede davacının defter kayıtlarının açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yapıldığı ve kendi lehine delil olabileceği, takip konusu faturanın davacı lehine delil niteliği bulunan ticari defterlerinde kayıtlı olup bedelinin de ödenmediği, davalının ticari defterlerini ibraz etmediği, fatura konusu malın davacı tarafça davalıya teslim edildiği, BA-BS formlarında tespit edilemeyen ve başka bir şekilde de karşılığında mal veya hizmet verildiği ispatlanamayan 2 faturanın hesaplama dışında bırakılması neticesinde davanın kısmen kabulü ile davacının davalıdan takip tarihi itibarı ile 24.290,70 TL asıl alacak ve 1.096,08 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.386,78 TL alacak talep edebileceği, davacının takip talebine konu alacağın tespit edilebilinir ve belirli kılacak herhangi bir fatura ve belge eklemediği, bu sebeple davalı açısından alacağın likit olmadığından bahisle icra inkar tazminatının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; taraflar arasında itiraza uğramayan 29.01.2016 tarihli mutabakat mevcut olduğunu, bu mutabakat ile davalı tarafın 62.211,85 TL borcu olduğunu kabul ettiğini, gerek mutabakat raporu gerekse ihtarname ile alacaklarının net bir şekilde belirlenebilir olduğunu, icra takibine de alacaklı olduklarını gösterir delillerin sunulduğunu, davalı tarafın ihtara rağmen ticari defterlerini sunmadığını, icra inkar tazminatı şartlarının oluştuğundan bahisle yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olup icra inkar tazminatı yönünden hatalı kararın kaldırılarak yeniden yapılacak olan yargılama neticesinde icra inkar tazminatı yönünden de taleplerinin kabul edilmesine talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap olarak; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacağın likit olması gerektiğini ancak dava konusu alacağın tespit ve belirlenmesini sağlayacak fatura, belge ve benzeri herhangi bir delil bulunmadığını, alacağın bilirkişi incelemesi sonucu davacının ticari defter ve kayıtlarından tespit edildiğini, bu nedenle alacağın likit ve muayyen olmadığından bahisle davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, platform kiralama bedelinin tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında hizmet verildiği ve bedelin ödenmediği konularında ihtilaf olmayıp hizmet bedelinin belirlenebilir olup olmadığı ve dolayısıyla icra inkar tazminatına hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Taraflar arasında birden fazla kez ticari ilişki gerçekleşmiş, davalı tarafça 23 kez ödeme yapılmış ve 29.01.2016 tarihli mutabakat formu imzalanmış olup davaya konu icra takibi de cari hesap ve faturaya dayalıdır. Taraflar tacir olup basiretli iş adamı gibi hareket etmeleri lazımdır. Davalı tarafın da ticari defter tutmakta yükümlü olduğu ancak incelemeye defterlerini sunmadığı görülmüştür. Fatura konusu alacak miktarı bilinebilir ve likittir. Dava konusu yapılan likit bir alacak için bilirkişi incelemesi yaptırılmış olması, o alacağın likit bir alacak olma vasfını ortadan kaldırmaz. Mahkemece, İİK 67. maddesi gereğince, icra takibine karşı itirazında haksız olan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. Açıklanan nedenlerle ve özellikle takibe konu alacağın davalı tarafça likit ve bilinebilir olması göz önünde bulundurulduğundan davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne, bu durumda yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm tesisine, davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacının istinaf başvurusunun KABULU İLE, HMK’nun 353/1.b-2 maddesi uyarınca İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/709 Esas, 2019/160 Karar, 15/02/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,2-Davanın KISMEN KABULÜ ile, Davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın 24.290,70 TL asıl alacak ve 1.096,08 TL işlemiş faiz yönünden iptali ile takibin toplamda 25.386,78 TL üzerinden devamına, Asıl alacak 24.290,70 TL’nin %20’si olan 4.858,14 TL icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, Karar tarihinde alınması gerekli 1.734,18 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 325,27 TL peşin harç ile 134,65 TL icra müdürlüğüne yatırılan peşin harç olmak üzere toplam 459,92 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.274,26 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından yapılan sarf edilen 800,00 TL bilirkişi ücreti ile 104,85 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 904,85 TL yargılama giderinin davanın kabul red oranına göre hesaplanan (kabul %94,26) 852,91 TL’sinin ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 325,27 TL peşin harç toplamı 1.178,18 TL’nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan 1.544,19 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine, Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, İstinaf Giderleri Yönünden; 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davalı taraftan alınarak Hazineye irad kaydına, 4-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL istinaf karar harcı ve 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı toplamı 165,70 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE, 5 Davacı tarafça yapılan 23,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE, 6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1.b-2 bendi ve aynı Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.20/10/2022