Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1717 E. 2022/1258 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1717 Esas
KARAR NO: 2022/1258
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/11/2018
NUMARASI: 2017/976 Esas, 2018/1165 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirkete … nolu müşterek sigorta ile Özel Sağlık Sigortası kapsamında bulunan …in Neolife Tıp Merkezindeki tedavisine ilişkin 23.230,48 TL ödeme yapıldığını, sağlık giderinin %50 lik kısmından davalının sorumlu olduğunu, müracaatın sonuçsuz kaldığını, davalı aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, dava dışı …in müvekkili şirket nezdinde ilk sigortalanma tarihinin 07.09.1996 olduğunu, en son 31.08.2017/31.08.2018 tarihlerini kapsayan ve devam etmekte olan ferdi sağlık poliçesinin bulunduğunu, sigortalının gördüğü kanser tedavisi ile ilgili müvekkilinden bu güne kadar herhangi bir talepte bulunmadığını, davacının 08.11.2018 tarihli yazısı hasar paylaşım talebinde bulunduğunu, sigortalının çalıştığı iş yerinden dolayı davacının da grup sigortasının bulunduğunu, sigortalının bir talebi olmadığı için davacının talebine olumlu dönüş yapılmadığını, davacının, böyle bir başvuruda bulunabilmesi için sigortalıdan onay alması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporuna göre; Sigortalı …in taraf sigorta şirketlerinin her ikisinden de sağlık poliçesinin mevcut olduğu, poliçelerin farklı zamanlarda düzenlenmiş olduğu, müşterek-kısmi veya çifte sigortanın bulunmadığı, TTK 1466 mad. kapsamında değerlendirilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, Aynı zararı (sağlık harcamasını) karşılayan birden fazla sigorta sözleşmesinin yürürlükte bulunduğu hallerde, sigortacıların “müteselsilen” sorumlu olduklarını, sigorta ettirenin, uğradığı zararı bunların hepsinden veya yalnızca birinden talep etme hakkına sahip olduğunu, Türk Borçlar Kanunu m. 61 uyarınca birden fazla kişinin “aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümlerin uygulanacağına ilişkin hüküm bulunduğunu, yine müvekkilinin Türk Borçlar Kanununun m.62/2 gereğince rücu hakkına sahip olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’nun “birden fazla sigortaya ilişkin hükümleri”in ilke olarak sağlık sigortalarında da uygulanacağını, TTK’nun “Hastalık ve Sağlık Sigortasına Uygulanacak Diğer Hükümler” başlıklı 1519’uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca;”Sigortalının uğradığı hastalık, ilaç ve tedavi giderleri için harcama yapılması gibi gerçek zararların sigortacı tarafından karşılanması öngörülen sağlık sigortalarında ise, genel hükümler dışında, zarar sigortalarına ilişkin hükümler sağlık sigortası hakkında da uygulanır.” hükmünün bulunduğunu, ancak, birden fazla sigortaya ilişkin hükümlerden hangisi veya hangilerinin uygulanacağına ilişkin açık bir düzenleme bulunmadığını, malvarlığını oluşturan aktiflerden birini (mesela ev, elektronik cihaz, araba vb.) değil de malvarlığının bütününü, bunu takyit eden mali yükümlülüklere (mesela başkalarına verilen zarardan sorumluluk sebebiyle ödenmesi gereken tazminat yükümlülükleri veya yapılması lazım gelen sağlık harcamaları) karşı koruyan ve öğretide “pasif sigortaları” olarak adlandırılan sigortalarda “menfaat değeri” söz konusu olmadığından, bunlarda “çifte sigorta” veya “kısmi sigorta”nın uygulama alanı bulmayacağını, TTK’nun bir diğer pasif sigortasında (sorumluluk sigortasında) çifte sigortanın ve kısmi sigortanın hiç uygulanmayacağını ve yalnızca “müşterek sigortaya ilişkin” TTK 1466(1) son cümledeki çözümün geçerli olacağını hükme bağladığını, Sağlık Sigortası Genel Şartlarının “Müşterek Sigorta” başlıklı 12nci maddesi uyarınca da müvekkilinin rücu hakkının bulunduğunu, müvekkili tarafından açılan Müşterek Sağlık Sigorta Poliçesine dayalı rücuan tazminat talepli davalara sunulan Bilirkişi Raporlarının huzurdaki dava dosyasına sunulan raporun tam aksinemüvekkili lehine görüşler içerdiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, müşterek sigorta kapsamında ödenen tedavi gideri bedelinin, ödeyen sigorta şirketi tarafından, müşterek sigorta şirketinden rücuen tahsili amacı ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; dava dışı sigortalı …’in, davacı … Sigorta A.Ş. nezdinde 23.05.2016-01.07.2016 tarihlerini kapsayan, davalı şirket nezdinde de … müşteri numaralı sağlık sigortasının bulunduğu, ilk sigortalanma tarihinin 07.09.1996 tarihi olduğu, yenilenerek devam ettiği, en son 31.08.2017/31.08.2018 tarihlerini kapsayan ferdi sağlık poliçesinin bulunduğu, 23.05.2016-01.07.2016 dönem aralığında, Neolife Tıp Merkezi’nde tedavi gördüğü, yapılan tedaviye istinaden … tarafından imzalanan provizyon onay formu gereğince, … Sigorta Şirketi’nden tedavi harcamalarına ilişkin onay alındığı, Tıp Merkezi tarafından 11.07.2016 tarihli 23.230,48 TL’lik faturanın düzenlendiği, bedelin davacı tarafından ödendiği, bu konularda taraflar arasında çekişme bulunmadığı, davacının davalı aleyhinde, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında 11.615,24-TL asıl alacak 1.211,01-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.826,25-TL alacak için ilamsız icra takibi yaptığı, davalının takibe itiraz ederek durdurduğu, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı, uyuşmazlığın, davacı tarafından ödenen tedavi giderlerinden davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Mahkemece uyuşmazlık konusunda bilirkişi raporu alınmıştır. 05.07.2018 tarihli bilirkişi raporunda; dava dışı Kadriye Öçelik’in her iki sigorta Şirketin’de ayrı ayrı, başlangıç tarihleri farklı sağlık sigorta poliçesinin mevcut olduğu, davalı, … Sigorta AŞ. Nezdinde … sayılı poliçe ile sağlık sigortasının bulunduğu, 07.09.1996 tarihinden itibaren sigortalı olarak sağlık poliçesinin yenilenerek düzenlendiği, TTK 1466 madde kapsamında müşterek sigortanın mevcut olmadığı, davacının sigortalısının, tercih hakkını kullanarak sağlık tedavi harcamalarında … Sigorta Şirketini seçtiği ve seçim yapma hakkının bulunduğu, TTK 1465/ 2 maddesinde yer alan sigortalının, sigortacılardan her birine rizikonun gerçekleştiğini bildirme yükümlülüğünün müşterek- kısmi ve çifte sigorta uygulamaları yönünden getirildiği, davaya konu olayda müşterek- kısmi — çifte sigorta bulunmadığı, bu nedenle davacının davalı sigorta şirketine rücu etme imkanı olmadığı belirtilmiştir. Müşterek sigorta başlıklı TTK’nun 1466.maddesi- (1) Bir menfaat birden çok sigortacı tarafından aynı zamanda, aynı süreler için ve aynı rizikolara karşı sigorta edilmişse, yapılan birden çok sigorta sözleşmesinin hepsi, ancak sigorta olunan menfaatin değerine kadar geçerli sayılır. Bu takdirde sigortacılardan her biri, sigorta bedellerinin toplamına göre, sigorta ettiği bedel oranında sorumlu olur. (2) Sözleşmelere göre sigortacılar müteselsilen sorumlu oldukları takdirde, sigortalı, uğradığı zarardan fazla bir para isteyemeyeceği gibi, sigortacılardan her biri yalnız kendi sözleşmesine göre ödemekle yükümlü olduğu bedele kadar sorumlu olur. Bu hâlde ödemede bulunan sigortacının diğer sigortacılara karşı haiz olduğu rücu hakkı, sigortacıların sigortalıya sözleşme hükümlerine göre ödemek zorunda oldukları bedeller oranındadır. Birden çok sigorta başlıklı 1465. maddesi (1) Aynı menfaatin, aynı rizikolara karşı, aynı süre için, birden çok sigortacıya, aynı veya farklı tarihlerde sigorta ettirilmesi hâlinde sigorta ettirene sigorta bedelinden daha fazlası ödenmez. (2) Birden çok sigortada, sigorta ettiren, sigortacılardan her birine hem rizikonun gerçekleştiğini hem de aynı menfaat için yapılan diğer sigortaları bildirir. Bu hükme aykırılık hâlinde 1446 ncı madde hükmü uygulanır. Çifte sigorta başlıklı 1467. maddesi- (1) Değerinin tamamı sigorta olunan bir menfaat, sonradan aynı veya farklı kişiler tarafından, aynı rizikolara karşı, aynı süreler için sigorta ettirilemez; sigorta ettirilmişse, sigorta ancak aşağıdaki hâl ve şartlarda geçerli sayılır: a) Sonraki ve önceki sigortacılar onay verirlerse; bu takdirde, sigorta sözleşmeleri aynı zamanda yapılmış sayılarak riziko gerçekleştiğinde sigorta bedeli, 1466 ncı maddede gösterilen oranda sigortacılar tarafından ödenir. b)Sigorta ettiren, önceki sigortadan doğan haklarını ikinci sigortacıya devir veya o haklardan feragat etmişse; bu takdirde, devir veya feragatin ikinci sigorta poliçesine yazılması şarttır; yazılmazsa ikinci sigorta sözleşmesi geçersiz sayılır. c)Sonraki sigortacının, ancak önceki sigortacının ödemediği tazminattan sorumluluğu şart kılınmış ise; bu hâlde önceden yapılmış olan sigortanın ikinci sigorta poliçesine yazılması gerekir; yazılmazsa, ikinci sigorta sözleşmesi geçersiz sayılır. Kısmi sigorta başlıklı 1468.madde- (1) Sigorta olunan menfaatin değeri önceki sözleşmeyle tamamen teminat altına alınamamışsa bu menfaat, geri kalan değerine kadar bir veya birkaç defa daha sigorta ettirilebilir. Bu takdirde, o menfaati sonradan sigorta eden sigortacılar, bakiyeden dolayı sözleşmenin yapılış tarihleri sırasıyla sorumlu olurlar. Aynı günde yapılmış olan sözleşmeler, aynı anda yapılmış sayılır. Hükmünü düzenlemiştir. Somut davada, her iki poliçenin vade, kapsam ve limitleri gözönüne alındığında yasanın aradığı çifte sigorta ve müşterek sigorta şartlarının oluşmadığı, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.27/10/2022