Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1645 E. 2020/344 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1645 Esas
KARAR NO: 2020/344
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2018/1387 Esas
KARAR NO: 2019/154
KARAR TARİHİ: 20/02/2019
DAVA: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 06/02/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketlerin grup şirketler olarak faaliyette bulunduklarını, ekonomik sıkıntı yaşadıklarını belirterek İİK’nun 287 maddesi gereğince 3 aylık geçici mühlet verilmesini, geçici mühlet içerisinde yapılacak inceleme neticesinde 1 yıllık kesin mehil verilmesini, kesin mehil içerisinde yapılacak konkordato anlaşmalarının aktedilmesi halinde konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Müdahiller davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi, iddia, geçici komiser heyeti raporları ve tüm dosya kapsamına nazaran; konkordato ön projesinin başarıya ulaşmasının mümkün bulunmadığı, şirketlerin borca batık olduğundan bahisle talebin reddiyle şirketlerin iflasına, tedbirlerin kaldırılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; konkordatoya tabi alacaklıların %77′ sinin müvekkili … Tic. A.Ş’nin konkordato projesine destek verdiklerini, geçici komiser heyeti tarafından da bu desteğin değerlendirilmesinin gerektiği ifade edilmesine rağmen mahkemenin ret gerekçesinde bu hususa hiç değinmediğini, kararda çelişkiye düştüğünü, müvekkili şirket hakkında iflas kararı verilmesi halinde alacaklıların alacaklarını tahsil etme imkanlarının ortadan kalkacağını, ayrıca … Otobüsleriyle, acentalarıyla, kiralık bireysel otobüsleriyle, satış ağıyla kesintisiz devam eden bir değerin yok olacağını, en büyük zararı küçük esnaf olan teminatsız alacakların göreceğini, rapora karşı itirazların dikkate alınmadığını, geçici komiser heyeti raporlarında özellikle müvekkili …’un masraflarının büyük oranda azalttığı hususlarının görmezden geldiklerini, raporda rakamlarda hata yaptıklarını, alacak borç hesaplarını yanlış değerlendirdiklerini, bu sebeple borca batıklığın yüksek çıktığı, hesaplamalarda müvekkili şirketin marka değeri ile marka için yapılan 12.000.000,00 TL’ lik ödemenin dikkate alınmadığını, müvekkili şirketin … markasını kiraladığı şirketle olan sözleşmesinin sona erdirmesi durumunda kiralayan şirketten denkleştirme istemi (portföy tazminatı) talep etme hakkının bulunduğunu, bu değerin dikkate alınmadığını, her türlü ekonomik veri olumsuz olsa dahi konkordato sürecinin alacaklıların onayıyla yürütülmesi prensibinin hiçe sayıldığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, İİK’nın 285 ve devamı maddelerince açılan konkordato talebine ilişkindir. 2004 sayılı İİK‘nun 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada, İflasa tabi olan borçlu için İİK‘nun 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkradaki yazılı yerlerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu vurgulanmıştır. Somut olayda, davanın, iflasa tabi şirketin muamele merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde davacı vekilinin vekaletnamesin de konkordato ile ilgili özel yetkinin mevcut olduğu anlaşılmıştır. İİK’nın 7101 sayılı Yasa’nın 15. maddesi ile değişik 287. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi, konkordato talebi üzerine İİK’nın 286. maddesinde belirtilen belgelerin eksiksiz olarak sunulduğunun tespiti halinde geçici mühlet kararı vererek 297/2. maddesindeki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır. İİK’nın “Geçici Mühlet” başlıklı 287/5.maddesi, “291 inci ve 292 nci maddeler, geçici mühlet hakkında kıyasen uygulanır” hükmünü içermektedir. Anılan Yasa’nın “Kesin Mühlet İçinde Konkordato Talebinin Reddi ile İflâsın Açılması” başlıklı 292. maddesi gereğince: “İflâsa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıdaki durumların gerçekleşmesi hâlinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına resen karar verir: a)Borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa, b)Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa, c)Borçlu, 297 nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa, d)Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse, İflâsa tabi olmayan borçlu bakımından ise birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerindeki hâllerin kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşmesi durumunda, komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine re’sen karar verir. Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder” hükmü emredicidir. Mahkemece 21/11/2018 tarihli tensip tutanağı uyarınca belirtilen gider avansı eksikliğinin borçlular vekilince süresinde tamamlanması üzerine davacı şirketler hakkında 23/11/2018 tarihinden itibaren üç ay süre ile geçici mühlet verilmesine, geçici konkordato komiseri görevlendirmesine, ilgili kurumlara gereken bildirimlerin ve ilanların yapılmasına, borçluların malvarlığının muhafazası için gerekli görülen bütün tedbirlerin alınmasına karar verilmiştir. Davacı … Tic. A.Ş ön projede, 3.000.000,00 TL nakit sermeye artışı yapılacağını, tasarruf arttırıcı tedbirler alınacağını, elde edilecek faaliyet karlarıyla birlikte 42.893.063,37 TL tutarındaki borcun 24 ay vadede aylık taksitlerle tasfiye edileceğini bildirmiştir. Davacı … Ltd. Şti. ön projede; 500.000,00 TL nakit sermeye artışı yapılacağını, tasarruf arttırıcı tedbirler alınacağını, elde edilecek faaliyet karlarıyla birlikte 2.479.355,09 TL tutarındaki borcun 24 ay vadede aylık taksitlerle tasfiye edileceğini bildirmiştir. Konkordato Geçici Komiser Heyeti 17/12/2018 tarihli ön raporlarında; … A.Ş ‘nin otobüs işletmeciliği faaliyetini sürdürdüğünü, ön projede sunulan rayiç değerleri bilançosuna göre borca batık gözüktüğünü, şirketin aktifleri toplamının 27.109.310,66 TL olduğunu, bu aktifin yaklaşık %58’ine tekabül eden 15.651.974,21 TL’sinin duran varlıklar da yer alan şirketlere ait 29 adet otobüs değerinin oluşturduğunu, bilançoda aktifin yaklaşık %27’sini oluşturan 7.210.010,43 TL’nin ticari alacak olarak gözüktüğünü, aktifin yaklaşık %12’sini oluşturan 3.177.966,06 TL’nin marka değeri olarak belirtildiğini, şirketin … markasının sahibi olmadığını, markanın 5 yıl için kiralandığını, kira sözleşmesinin 01/04/2016 tarihinde başladığını, yeni bir anlaşma yapılmaması halinde 01/04/2021 tarihinde sona ereceğini, sözleşmede kiralama konusu hakların kiralayan tarafından başkalarına kullandırılmasına ve devre ilişkin bir yetkinin bulunmadığını, şirketin taşınmaz varlığının olmadığını, şirktin kısa vadeli ve uzun vadeli borçlar toplamı 30.984.110,90 TL olup bu borçları yaklaşık 14.000.000,00 TL’ sinin şirkete ait otobüslere tesis edilen rehin borcu olduğunu, şirketin kamu borçlarının 6.671.201,26 TL, işçi borçlarının 732.406,19 TL gözüktüğünü, ön projede 2 yıllık sürede ortakların 1.500.000,00 TL sermaye artışı öngördükleri, finansal analiz raporlarına yansıyan yıllar içinde toplam 41.407.020,48 TL karın nasıl sağlanabileceği hususunun ön projede temellendirilmediğini, bu hususlarda şirket yetkilisi ve vekilinden bilgi ve belge talep edildiğini, ön projenin başarı ümidini bulunup bulunmadığı hususunun şirket malvarlığı rayiç değerlerinin tespitinden sonra anlaşılacağını. Davacı … Ltd. Şti.’nin ön projede sunulan rayiç değerleri bilançosuna göre borca batık gözüktüğünü, şirketin aktifleri toplamının 3.305.167,86 TL olduğunu, bu aktifin yaklaşık %70’ine tekabül eden 2.242.767,43 TL’sinin aciz halinde ve borca batık durumdaki diğer davacı şirketten olan alacağın oluşturduğunu, aktifin %20’sinde şirketin 699.152,54 TL rayiç değer gösterdiği taşıtlar hesabındaki bir otobüsün yer aldığını, şirktin toplam borcunun 2.358.849,25 TL olup ayrıca ortakların 120.505,80 TL borç bulunduğunu, ön projede 2 yıllık sürede ortakların 500.000,00 TL sermaye artışı öngördüklerini, likidite sıkıntısı yaşayan, sahibi olduğu akaryakıt istasyonu faaliyete geçirmekte zorlanan, sunduğu bilançosunda stoklarında bir değer bulunmayan şirket bakımından ivedi nakit sermeye girişimine ihtiyaç bulunduğunu, ön projenin başarı ümidini bulunup bulunmadığı hususunun şirket malvarlığı rayiç değerlerinin tespitinden sonra anlaşılacağını bildirmişlerdir Konkordato Geçici Komiser Heyeti 18/02/2019 tarihli raporlarında; … şirketinin 31/12/2018 başvuru döneminde 13.456.217,44 TL zarar ettiğini, 2016,2017 ve 2018 dönemlerinde gözüken şirket zararının proje hedefleriyle tutarlı olmadığını, bu zamana kadar ön görülen sermeye artışına ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığını, 42.893.063,37 TL tutarındaki borcun ödenmesi için gösterilen somut tek kaynağın sermaye ödemesi olduğunu, bakiye borcun nasıl ödeneceği yönünde projede ve revize projede bir açıklık bulunmadığını, ön projede proforma gelir tablolarına yer verilmediğini, borçların detaylı olarak açıklanmadığını, şirketin sistemli bir muhasebe yapısına sahip olmadığını, şirketin borca batık olduğunu, projede ön görülen hedefe ulaşmanın mümkün gözükmediğini, raporun hazırlanması sırasında davacı şirketçe konkordatoya tabi 23.130.659,03 TL’lik borcun 14.100.255,75 TL’sine tekabül eden alacaklıların konkordatoya destek açıklamalarına ikişkin yazılı beyanların dosyaya sunulduğunu, davacı … şirketinin yine borca batık olduğunu, 2.242.767,63 TL alacağın şüpheli alacak olduğunu, 10/11/2018 başvuru döneminde 76.712,92 TL kar açıklamışken 31/12/2018 döneminde 218.032,44 TL zarar ettiğini, proje hedefleriyle uyuşmadığını, sermeye ödemesinin yapılmadığını, projenin başarıya ulaşma ümidinin olmadığını bildirmişlerdir. Konkordato mühleti borçlunun, alacaklılarla görüşeceği ve onları olumlu oy kullanmaya ikna edeceği bir süreçtir. Bu bakımdan borçlunun yaklaşımının alacaklıların ve konkordatonun akıbetinde büyük bir rolü vardır. İİK’nın 297. maddesi uyarınca kaydedilmiş alacaklıların yarısı ve alacak tutarının 2/3 ‘ünü aşan bu çoğunluk tarafından kabul edilip imzalanması halinde konkordatonun kabul edilmiş sayılacağı; ancak somut uyuşmazlıkta davacı … şirketinin sistemli bir muhasebe yapısına sahip olmadığı, borçların detaylı olarak açıklanmadığı, marka sahibi olmadığı, kira sözleşmesinin de yenilenmemesi durumunda 01/04/2021 yılında sona ereceği, 2016,2017,2018 yıllarında zarar ettiği, ödeme konusundaki tek somut kaynağın sermaye arttırımı olup onunda ödenmediği anlaşılmıştır. Yine diğer şirket hakkındaki tespitlerde göz önüne alındığında konkordato ön projesinin başarıya ulaşma ihtimalinin bulunmadığı, şirketlerin borca batık bulunduğu mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla başvurunun esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince her bir davacıdan alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 464,20 TL harcın, davacılar tarafından peşin yatırılan 331,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 132,80 TL harcın davacılardan eşit olarak tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK’nın 293/3 ve 164/2 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/02/2020