Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1639 E. 2022/1248 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1639 Esas
KARAR NO: 2022/1248
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 07/03/2019
NUMARASI: 2017/1180 Esas, 2019/266 Karar
DAVA: SİGORTA (Kaza Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 27/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin Söğüt/Bilecik’te bulunan seramik-porselen fabrikası için davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde tüm riskleri kapsar şekilde 14/12/2013 – 14/12/2014 tarihli Birleşik Ürün Sigorta Poliçesi düzenlendiğini, poliçede İşveren Mali Mesuliyet teminatı olarak şahıs başına bedeni teminat limitinin 200.000,00 TL, kaza başına teminat limitinin ise 600.000,00 TL olarak kararştırıldığını, manevi tazminat limiti olarak da kaza başına limitin % 10’u ile sınırlı olmak kaydıyla teminat bedeli kararlaştırıldığını, 12.06.2014 tarihinde fabrikada sigortalı olarak çalışan …’nın geçirdiği iş kazası sonrası vefat ettiğini, müteveffanın yakınları tarafından Söğüt İş Mahkemesi’nin 2015/51 E. sayılı dosyasında müvekkili aleyhine maddi ve manevi zararlarının tazmini talebiyle dava açıldığını, bu dosyada kusur ve tazminat raporlarının alındığını ve davanın müvekkili aleyhine sonuçlanabileceğinin öngörülür hale geldiğini, bu öngörü ile müteveffa işçinin yakınlarının mağduriyetlerinin bir an önce giderilmesi amacıyla sulh yoluna gidildiğini ve 15/04/2016 tarihinde mirasçılara maddi ve manevi tazminat, yargılama giderleri ve ferileri için toplam 180.000,00 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödeme için davalı sigorta şirketine başvurmuşlarsa da, sigorta şirketinin sadece iş davasındaki bilirkişi raporuna göre destekten yoksun kalma tazminatı ve faizi olarak 33.310,62 TL ödeme yaptığını, anrcak poliçe gereği manevi tazminat bedelinin de teminat kapsamında olduğunu belirterek 60.000,00 TL manevi tazminat teminat bedeli ile hesaplanacak ferilerinin kaza tarihinden işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı sigorta şirketi vekili cevabında; davacının manevi tazminat ödemesi yaptığını kanıtlaması gerektiğini, davacının ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeyerek müvekkilinin sorumluluğunu artırdığını, ihbar yapılmaması nedeniyle faizin dava tarihinden başlaması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, iş davasında tazminat taleplerinin ağırlıklı olarak manevi tazminat istemine dayandığı, bu nedenle davacının işçi mirasçılarına yaptığı 180.000,00 TL ödemesi içinde manevi tazminat ödemesinin de bulunduğunu, poliçe gereği davalı sigorta şirketinin 60.000,00 TL manevi tazminat teminat bedelini ödemesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 60.000,00 TL’nin 06/09/2017 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; manevi tazminat miktarının zenginleşme aracı olmayıp hükmedilen manevi tazminat teminatının fahiş olduğunu, iş kazasının 12/06/2014 tarihinde gerçekleştiğini, TTK’nın 1475 maddesi uyarınca kazanın on gün içinde müvekkiline bildirilmesi gerekirken yaklaşık iki yıl sonra 19/04/2016 tarihinde müvekkiline bildirilerek tazminat talep edildiğini, davacının TTK ve genel şartlara aykırı olarak müvekkilinin onayını almadan işçilere ödeme yaptığını belirterek kararın kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, işveren mali mesuliyet sigorta poliçesi kapsamında manevi tazminat teminat bedelinin tahsiline ilişkindir. Dosya kapsamından; davacının Söğüt/Bilecik’te bulunan seramik-porselen fabrikası için davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde tüm riskleri kapsar şekilde 14/12/2013 – 14/12/2014 tarihli Birleşik Ürün Sigorta Poliçesi düzenlendiği, poliçede İşveren Mali Mesuliyet teminatı olarak, kaza başına teminat limitinin 600.000,00 TL, manevi tazminat limiti olarak da kaza başına limitin % 10’u ile sınırlı olmak kaydıyla teminat verildiği, 12.06.2014 tarihinde fabrikada sigortalı olarak çalışan …’nın geçirdiği iş kazası sonrası vefat ettiği, müteveffanın yakınları tarafından Söğüt İş Mahkemesi’nin 2015/51 E. sayılı dosyasında davacı sigortalı aleyhine maddi ve manevi zararlarının tazmini talebiyle dava açıldığı, davacının 15/04/2016 tarihinde mirasçılara 180.000,00 TL ödeme yaptığı, davalı sigorta şirketinin destekten yoksun kalma tazminatı ve işlemiş faizi olarak davacıya 33.310,62 TL ödediği, davacının manevi tazminat taleplerinin de sorumluluk sigortası kapsamında olduğu gerekçesiyle bu davayı açtığı görülmektedir. Mahkemece, manevi tazminat teminatı olarak kaza limitinin % 10’nun davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili hükmü istinaf etmiştir. Taraflar arasında düzenlenen Birleşik Ürün Sigorta Poliçesinde işveren mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında, işyerinde meydana gelebilecek iş kazaları sonucunda işverene terettüp edecek hukuku sorumluluk nedeniyle işçinin işverenden talep edebileceği tazminat miktarlarının poliçede yazılı meblağa kadar temin edildiği, ayrıca manevi tazminat taleplerinin de kaza başı limitin %10’u ile sınırlı olmak kaydıyla teminata dahil edildiği görülmektedir. Müteveffa işçi mirasçılarının davacı işveren aleyhine açtığı destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat taleplerine ilişkin davada alınan raporda, işçinin anne ve babası için toplam 29.572,62 TL destek tazminatı hesaplanmıştır. Davacı işveren ile işçi mirasçıları arasında yapılan protokolde mirasçılara 180.000,00 TL ödemede bulunulması ve mirasçılarının da iş davasını takipsiz bırakması kararlaştırılmış, mirasçılara 15/04/2016 tarihinde belirtilen miktar ödenmiştir. Sözkonusu protokolde yapılan ödemenin maddi tazminat ödemesi olduğu, işçi mirasçılarına bunun dışında manevi tazminat ödenmeyeceği, mirasçıların manevi tazminat taleplerinden feragat edeceği kararlaştırılmıştır. Bu durumda davacının mirasçılara herhangi bir manevi tazminat ödemesi bulunmadığına ve mirasçıların manevi tazminat taleplerinden feragat etmesine göre, işveren mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında davalı sigorta şirketinden manevi tazminat teminat bedelini talep etmesi de mümkün değildir. Hal böyle olunca mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince yeniden esas hakkında davanın reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin yapmış olduğu istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen nedenler ile KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1180 Esas, 2019/266 Karar ve 07/03/2019 tarihli kararının HMK 353/1b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden esas hakkında HÜKÜM TESİSİNE, 2-a)Davanın REDDİNE, b)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanuna bağlı tarife alınması gereken 80,70 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.024,82 TL harçtan mahsubu ile bakiye 944,12 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE, c)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT gereğince davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE, d)Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,e)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA, İstinaf Başvurusu Yönünden; 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın davalı tarafından peşin olarak yatırılan 1.025,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 944,30 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa İADESİNE, 4-Davalı tarafından yapılan 28,43 TL istinaf yargılama gideri ile peşin olarak yatırılan 202,00 TL istinaf harçları olmak üzere toplam 230,43 TL’nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 6-6100 sayılı HMK’nın 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra artan kısmın yatıran tarafa İADESİNE,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/2 bendi İle aynı yasanın 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere üye …’ın muhalefeti ile oyçokluğu ile karar verildi.22/09/2022
MUHALEFET ŞERHİ Her ne kadar protokolde yapılan ödemenin maddi tazminat talebine ilişkin olduğu belirtilmişse de, iş davasında destek tazminatı olarak fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak toplam 3.000,00 TL talep edilmesi, iş davasında alınan raporda destek tazminatı miktarının 29.572,62 TL olarak tespit edilmesi, bunun yanında mirasçıların toplam 210.000,00 TL manevi tazminat talep etmesi karşısında, davacının mirasçılara yaptığı 180.000,00 ödemenin içerisinde manevi tazminat alacaklarının da bulunduğu kabul edilmelidir. Diğer taraftan taraflar arasında düzenlenen İşveren Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi bir sorumluluk sigortasıdır. Sorumluluk sigortası, kişinin malvarlığındaki pasiflerin artması ihtimaline karşı yapılmış bir sigortadır. Davalı sigorta şirketi, iş davasında alınan rapor doğrultusunda destek tazminatı ile işlemiş faizini teminat kapsamında kabul ederek davacıya ödediğine göre; iş davasında alınan kusur raporu, davacının mirasçılara ödediği destek tutarı dışında kalan miktar ve poliçede sigortalının pasiflerinin artmasının temin edildiği gözetildiğinde, poliçede yazılı manevi tazminatın da teminat limiti ile sınırlı olmak üzere davacıya ödenmesi gerekir. Buna göre mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi görüşünde olduğumdan karara muhalif kaldığımı bildiririm.