Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1617 E. 2020/350 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1617 Esas
KARAR NO: 2020/350
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1191
KARAR NO: 2019/285
KARAR TARİHİ: 07/03/2019
DAVANIN KONUSU: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ : 06/02/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzun yıllardır matbaacılık sektöründe faaliyet gösterdiğini, ekonomik sıkıntı yaşadığını belirterek İİK 287 maddesi gereğince 3 aylık geçici mühlet verilmesini, geçici mühlet içerisinde yapılacak inceleme neticesinde 1 yıllık kesin mehil verilmesini, kesin mehil içerisinde yapılacak konkordato anlaşmalarının aktedilmesi halinde konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Müdahiller davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi, iddia, geçici komiser heyeti raporları ve tüm dosya kapsamına nazaran; davacı tarafça dosyaya sunulan mali verilerin İİK’nun 286.maddesinde belirtilen proforma mali tablolar ve nakit akış tablosuna uygun olmadığı, bu nedenle şirketin konkordato sürecinde elde edebileceği gelirler ve nakitlerin neler olduğu hususunda herhangi bir tespit komiser heyetince yapılamadığı, bu çerçevede konkordato ön projesinde ön görülen satış rakamının ne olduğunun anlaşılamadığı, her ne kadar davacı şirketin oransal olarak faaliyet kârlılığını arttırdığı görülse de net kârlılığının borçları ve borca batıklığını kurtarmaya yetmeyeceğinin anlaşıldığı, şirketin borca batıklık tutarının şirketin rayiç aktif toplamının %86 sına tekabül ettiği, projede mevcut yada yeni ortaklarca ¨300.000,00’lik sermaye artışının öngörüldüğü, ancak hali hazırda herhangi bir sermaye artışının veya yeni ortak alımının yapılmadığı, davacı tarafça dosyaya proforma gelir tablosu ve nakit akış tablosu sunulmadığı için özkaynağını nasıl pozitif duruma geçireceği ile borçlarını nasıl ödeyeceğinin tespit edilemediği, ancak her halükarda konkordato sürecinde borca batıklıktan kurtulamayacağının anlaşıldığından bahisle talebin reddiyle şirketin iflasına, tedbirlerin kaldırılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili şirketinin uzun yıllardır matbaacılık sektöründe faaliyet gösterdiğini, firma sahibi … ile birlikte acil ve yetiştirilmesi elzem olan durumlarda günü birlik çalıştırılmak zorunda olan işçiler haricinde daimi olarak 8 kişi çalıştığını, çalışanların tüm ücret ve alacakları ile sigorta pirimlerinin hassasiyetle ödendiğini, 3 aylık geçici mühlet esnasında müvekkilinin ekonomik durumunda ciddi bir düzelme gözlemlendiğini, tüm alacaklarının lehine olan bu durumu komiser heyeti tarafından görmezden gelindiğini, müvekkili şirkete 2 aylık ek süre dahi verilmeden, yeterli tahkikat yapılmadan doğrudan iflasının hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkili ile beraber alacaklılarında ciddi zarar görme tehlikesi altında olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, İİK’nın 285 ve devamı maddelerince açılan konkordato talebine ilişkindir. 2004 sayılı İİK‘nun 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada, İflasa tabi olan borçlu için İİK‘nun 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkradaki yazılı yerlerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu vurgulanmıştır. Somut olayda, davanın, iflasa tabi şirketin muamele merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde davacı vekilinin vekaletnamesin de konkordato ile ilgili özel yetkinin mevcut olduğu anlaşılmıştır. İİK’nın 7101 sayılı Yasa’nın 15. maddesi ile değişik 287. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi, konkordato talebi üzerine İİK’nın 286. maddesinde belirtilen belgelerin eksiksiz olarak sunulduğunun tespiti halinde geçici mühlet kararı vererek 297/2. maddesindeki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır. İİK’nın “Geçici Mühlet” başlıklı 287/5.maddesi, “291 inci ve 292 nci maddeler, geçici mühlet hakkında kıyasen uygulanır” hükmünü içermektedir. Anılan Yasa’nın “Kesin Mühlet İçinde Konkordato Talebinin Reddi ile İflâsın Açılması” başlıklı 292. maddesi gereğince: “İflâsa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıdaki durumların gerçekleşmesi hâlinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına resen karar verir: a)Borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa, b)Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa, c)Borçlu, 297 nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa, d)Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse, İflâsa tabi olmayan borçlu bakımından ise birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerindeki hâllerin kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşmesi durumunda, komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine re’sen karar verir. Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder” hükmü emredicidir. Mahkemece 13/12/2018 tarihli tensip tutanağı uyarınca belirtilen gider avansı eksikliğinin borçlular vekilince süresinde tamamlanması üzerine davacı şirket hakkında 22/10/2018 tarihinden itibaren üç ay süre ile geçici mühlet verilmesine, geçici konkordato komiserinin görevlendirilmelerine, ilgili kurumlara gereken bildirimlerin ve ilanların yapılmasına, borçluların malvarlığının muhafazası için gerekli görülen bütün tedbirlerin alınmasına karar verilmiştir. Davacı şirket ön projede, 1 yıl ödemesiz sonra 2 yıllık vadede aylık taksitlerle borcun tasfiye edileceğini, nakit sermeye artışı yapılacağını, masraflar çıktıktan sonra aylık 100.000,00 TL ciro hedeflendiğini, dışarıdan iş ortağı alınacağını, muhtemel dış maddi desteğin 300.00,00 TL olacağını, tahsil edilmeyen alacağın yasal yollarla tahsil edileceğini, stokların satışı ile 75.000,00 TL kaynak sağlanacağını, davacı şirketin 3.354.690,07 TL lik borcunun bu şekilde tasfiye edileceğini, iflas halinde alacaklıların eline 2.000.000,00-2.200.000,00 TL geçeceğini bildirmiştir. Konkordato Geçici Komiser Heyeti 21/01/2019 tarihli ön raporlarında; davacı şirketin çalışma kabiliyetini kaybetmediğini, demirbaş, tesis makine cihazları ile mevcut çalışma düzenini koruduğunu, konkordato ön projesinde zikredilen borç rakamı ile, şirketin ticari defter kartlarındaki borç rakamının uyumlu olmadığını, bu hususta konkordato projesinin revizesinin gerektiğini, davacı yasal defter kayıtlarında yer alan borç rakamlarının doğruluğunun ve fiktif olmayan bir borç olup olmadığının ileriki aşamalarda teyit edilebileceğini, bu aşamada, sunulu bilgi ve belgelerler bağlı kalındığını, şirkete ait ön proje ekinde yeralan 2014 Model … marka taşıtın şirketin 31/10/2018 tarihli bilançosunda yeralmadığını, konkordato ön projesinin eklerinde proforma gelir tablosu olmaması sebebiyle, şirketin ciro hedeflerinin geçmiş yıllarla uyumlu olup olmadığının, esas faaliyet yönünden ve net kar yönünden karlılığının geçmiş yıllara nazaran daha karlı olup olmadığı hususunun tespit edilemediğini, konkordato talep eden şirketin sunduğu ön projenin revize edilmesi gerektiğini, şirketin borca batık olup olmadığının şirket malvarlığı rayiç değerlerinin tespitinden sonra anlaşılacağı bildirmişlerdir. Şirketin tüm malvarlıklarının rayiç değerlerinin tespiti mahkemece konusunda uzman bilirkişiler marifetiyle yaptırılmıştır. Davacı şirkete ait 2014 model … aracın şirketin 31/10/2018 tarihli bilançosunda yer almadığı, makine mühendisi bilirkişinin de aracı göremediğinden değer tespiti yapmadığı anlaşılmıştır. Konkordato Geçici Komiser Heyeti 04/03/2019 tarihli raporlarında; Davacı şirketin çalışma kabiliyetini kaybetmediğini, demirbaş, tesis makine cihazları ile mevcut çalışma düzenini koruduğunu, 2019 yılı ocak ayı itibariyle 8 personelinin bulunduğunu, şirketin 31/10/2018 tarihinden 31/12/2018 tarihine kadar toplam 252.193,89 TL tutarında 2019 Ocak ayında ise 129.921,96 TL net satış gerçekleştirdiğini, aylık masraflar düştüğünde şirketin konkordato ön projesinde hedeflenen ciro rakamlarının çok gerisinde kaldığını, 31/12/2018 tarihi itibariyle Kaydi değerlere göre özvarlığının (+) ¨ 631.423,30 olarak tespit edildiğini, şirketin 31/01/2019 tarihi itibariyle TTK 376/3. maddesinde belirtilen “aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları esas alınmak suretiyle düzenlenen bilançolara göre” hesap yapıldığında davacı şirketin özvarlığının: 31/01/2019 tarihli özvarlık tutarının -1.086.590.23 olarak hesaplandığını, dolayısıyla da davacı şirketin 31/01/2019 tarihi itibariyle borca batık durumda olduğunu, davacı şirketin Konkordato ön projesinin İİK 286. Maddesinde belirtilen proforma mali tablolar ve nakit akış tablosuna uygun olarak düzenlenmediğini, bu çerçevede Konkordato ön projesinde ön gördüğü satış rakamının ne olduğunun anlaşılamadığını, her ne kadar davacı şirketin oransal olarak faaliyet karlılığını arttırdığı görülse de net karlılığının borçları ve borca batıklığını kurtarmaya yetmeyeceğinin anlaşıldığını, davacı şirketin imtiyazlı borçlarından sadece personel borçlarını ödeyebildiğini, finansal kiralama ve vergi/ SGK borçlarını hali hazırda ödeyemediğini, şirketin borca batıklık tutarının şirketin rayiç aktif toplamının %86 sına tekabül ettiği, projede mevcut yada yeni ortaklarca ¨ 300.000,00’lik sermaye artışının öngörüldüğünü, ancak hali hazırda herhangi bir sermaye artışının veya yeni ortak alımının yapılmadığını, davacı tarafça dosyaya proforma gelir tablosu ve nakit akış tablosu sunulmadığı için özkaynağını nasıl pozitif duruma geçireceği ile borçlarını nasıl ödeyeceğinin tespit edilemediğini, ancak her halükarda konkordato sürecinde borca batıklıktan kurtulamayacağının anlaşıldığını, davacı şirketin hali hazırda alacaklı sayısının 250′ nin altında olduğunu, imtiyazlı borçlar dahil toplam borcunun ise ¨ 1.980.694,03 TL olduğunu, söz konusu borca batıklığın giderilmesi konusun dosyaya sunulan konkordato ön projede herhangi bir projeksiyona yer verilmediğini, öngörülen sermaye artısının ¨ 300.000,00 hususu da göz önünde bulundurulduğunda şirketin borca batıklıktan kurtulmasının mümkün görülmediği bu çerçevede şirketin konkordato ön projesinin uygulanabilir olmadığı kanaatine varıldığını, davacı şirkete kesin mühlet verilemeyeceğini bildirmişlerdir. Tüm dosya kapsamına nazaran; konkordato ön projesinin başarıya ulaşma ihtimalinin bulunmadığı, şirketin batık bulunduğu mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla başvurunun esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, Davacı tarafından peşin yatırılan 165,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK’nın 293/3 ve 164/2 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 06/02/2020