Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1613 E. 2019/1660 K. 26.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1613 Esas
KARAR NO : 2019/1660
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/574 Esas
KARAR NO : 2018/1166
KARAR TARİHİ: 22/11/2018
DAVA :KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 26/09//2019
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; şirketin iflas masasına kaydı talep edilen 3.108.000,00 USD tutarındaki banka hesabına yatırılan alacağın iflas tarihindeki döviz kuru üzerinden türk lirasına çevrilerek 12.062.458,80 TL karşılığının sıra cetveline kaydının yapılması gerekirken haksız şekilde müflis bankanın faaliyet iznini kaldırıldığı tarihteki döviz kuru üzerinden türk lirasına çevrilerek 9.502.088,40 TL sıra cetveline kaydının yapıldığı, bakiye tutar 2.560.370,40 TL’nin reddedildiğini, iflas idaresinin kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek reddedilen alacağının iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava hak düşürücü süre içerisinde açılmamışsa öncelikle usulden reddi gerektiğini, davacının hesabındaki tutarın müflis bankanın faaliyet izninin kaldırıldığı tarihteki kur üzeriden TL’ye çevrilerek davacının alacağının sıra cetveline kaydedilmesinin yerinde olduğunu savunarak davanın usul ve esastan reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI :
Mahkemece; Müflis bankanın iflas tasfiyesi 5411 sayılı yasanın 106. maddesi ve ilgili yönetmelik çerçevesinde fon tarafından yürütülmekte olup iflas idare memurları tarafından düzenlenen sıra cetvelinin TMSF’ nin Bankacılık Kanunu uyarınca tek yanlı olarak aldığı idari nitelikte bir işlem olduğundan dolayı iş bu davanın idari yargının görev alanında bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b ve 115/2 maddeleri uyarınca, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı ve davalı vekilleri yasal süresi içinde sundukları istinaf dilekçelerinde; iş bu davaların adli yargının görev alanına girdiği ve Asliye Ticaret Mahkemelerin görevli olduğundan ilk derece mahkemesinin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu gereğince faaliyet izni kaldırılarak yönetim ve denetimi Fona intikal eden ve Fonun İflas talebi üzerine aynı kanun gereğince iflasına karar verilen müflis bankadan olan alacak talebinin kayıt ve kabulü ile İflas idaresinin işlem ve uygulamasının iptali istemine ilişkindir.Uyuşmazlık, yargı yolu içinde hangi mahkemenin görevli olduğu noktasında toplanmaktadır.Taraflar arasında, müflis… Bankası A.Ş ‘nin BDDK kararı ve TMSF’nın talebi üzerine, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu gereğince faaliyet izninin kaldırıldığı, yönetim ve denetimin fona intikal ettiği, Fonun İflas talebi üzerine, aynı yasanın 142. maddesinde düzenlenen görevli ve yetkili İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2017/41 Esas sayılı dosyasında 16.11.2017 tarihinde İflas kararı verildiği, tasfiyenin TMSF tarafından gerçekleştirildiği, tasfiye işlemlerinin İstanbul … İflas Müdürlüğünün… Esas sayılı İflas dosyasında yürütüldüğü, 5411 sayılı yasanın 106. ve bankanın İflas ve tasfiyesine ilişkin yönetmeliğin 20. maddesi gereğince iflas tasfiyesinin yürütülmesi için İflas İdare memuru adaylarının Fon tarafından belirlenerek İflas Müdürlüğüne bildirildiği, İflas Müdürlüğünün ise adayların isimlerini icra hukuk hakimliğine sunduğu, İstanbul 15.İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/7-6 D.İş sayılı kararı ile gösterilen adaylardan İflas İdare memurlarının seçilmesine karar verildiği, İflas İdare memurlarının masayı münferiden temsile yetkileri olduğu, davacı talebinin reddedildiği, iflas kararının henüz kesinleşmediği konularında bir uyuşmazlık yoktur.5411 sayılı Bankacılık Kanunun 106. maddesinde, faaliyet izni kaldırılan ve Fona devredilen bankalara ilişkin hükümler düzenlenmiş, maddede, Fonun bu kanunun uygulanması ile sınırlı olmak üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 166,218,219,223,234,236,249,251 ve 254.maddedeki yetki ve görevler hariç olmak üzere iflas idaresinin alacaklılar toplantısı ve iflas idaresi görev ve yetkilerine sahip olarak bankayı tasfiye edeceği düzenlenmiştir.Diğer yandan, “ Faaliyet İzni Kaldırılan Bankalardaki Sigortalı Mevduat Ve Sigortalı Katılım Fonunun Ödenmesi ile Bu Bankaların İflas ve Tasfiyesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik “ 23 Şubat 2007 tarihli, 26443 sayılı Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmeliğin amacı “1”. maddede, faaliyet izni kaldırılarak yönetim ve denetimi 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 106’cı maddesine göre Fona intikal eden banka nezdinde bulunan sigortalı mevduat ve sigortalı katılım Fonunun tespiti ve hak sahiplerine ödenmesi ile bu bankaların iflas ve tasfiyesine ilişkin usul ve esasları düzenlemek olarak ifade edilmiştir.Somut olayda, iflas tasfiyesinin Fon tarafından gerçekleştirildiği, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ve yukarıda belirtilen yönetmelik hükümlerine göre iflas idare memurları tarafından düzenlenen sıra cetvelinin idari nitelikte bir işlem olduğu kabul edilmesi gerekmektedir.Bu husus Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’ nin 20/02/2019 tarih ve 2016/3833 E. 2019/582 K.sayılı ilamında ve benzer pek çok içtihadında da işaret edildiği gibi ” …TMSF, iflas idaresi görev ve yetkilerini haiz olarak iflas tasfiyesini yürüttüğüne göre, bu sıfatla düzenlenen sıra cetvelinin de TMSF’nin kamu gücüne dayalı olarak Bankacılık Kanunu uyarınca tek yanlı olarak aldığı idari karara dayalı bir işlemi olduğu, iflas idaresinin tamamının Fon’un gösterdiği adaylardan oluştuğu, iflas idaresinin Fon adına tasfiyeyi yürüttüğü, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 07.02.2011 tarih ve 2010/69 E., 2011/5 K. sayılı kararında da, TMSF’nin düzenlediği sıra cetvelinin iptaline idari yargının karar verebileceği, bu cetvelde davacının alacağı ile ilgili alınan kararın iptalini amaçlayan davacının alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı varsa cetvelin davacı alacağı ile ilgili kısmının iptali ile ilgili inceleme yapıp karar vermenin Adli Yargının görevi dahilinde olmadığı… ” yönündeki kararları da nazara alındığında tüzel kişiliğe haiz Fon tarafından düzenlenen ve bu şekilde idari işlem niteliğinde bulunan sıra cetveli nedeniyle çıkan uyuşmazlık idari yargının görev alanı dahilinde kaldığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik görülmediğinden taraf vekillerin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince tarafların istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.26/09/2019