Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1583 E. 2019/2111 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1583 Esas
KARAR NO : 2019/2111
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 20/03/2019 (Ara Karar)
NUMARASI : 2016/1434 Esas
DAVANIN KONUSU: İflas (İflasın Ertelenmesi)
KARAR TARİHİ: 21/11/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili müvekkili şirket hakkındaki iflas erteleme kararının 1 yıl süreyle uzatılmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece tensiben iflas erteleme davasında verilen tedbirlerin devamına karar verilmiş, yargılama devam ederken ihtiyati tedbirler 20/03/2019 tarihli ara kararla kaldırılmıştır. Davacı vekili ara karara karşı istinaf başvurusunda; tedbirlerin kaldırılması ile müvekkili şirketin faaliyetine devam edemeyeceğini, kararın alacaklıların da haklarını ihlal edeceğini, müvekkili şirket hakkındaki iflas erteleme kararı geçerli iken, tedbirlerin kaldırılmasının çelişki oluşturacağını, müvekkili hakkındaki ilk tedbir kararının 17/07/2012 tarihinde verilmesine rağmen, mahkemece bu tarihinde hatalı tespit edildiğini, iflas erteleme kararının verilmesiyle sonuçlarını doğuracağını, bu nedenle müvekkili şirket hakkında iflas erteleme kararının verildigi 23/12/2015 tarihinin esas alınarak 5 yıllık sürenin tespiti gerektiğini belirterek ara kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiş, istinaf dilekçesi müdahillere tebliğ edilmiş ancak cevap verilmemiştir. İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;Dava, TTK’nun 324, 376 ve 377 ile İİK’nun 179. maddesi uyarınca iflasın ertelenmesinin uzatılmasına ilişkin olup, yargılama sırasında dosyadaki tedbirlerin kaldırılması neticesinde davacı vekilinin tedbirlerin kaldırılmasına yönelik kararı istinaf ettiği anlaşılmaktadır.Davacı şirketin Kadıköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/868 Esas sayılı dosyasında iflas erteleme talebi ile dava açtığı, 17/07/2012 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verildiği, mahkemece 01/10/2013 tarih, 2013/246 Esas, 2013/404 Karar sayılı kararı ile iflasın ertelenmesine karar verildiği, hükmün Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 19/09/2014 tarih, 2014/893 Esas, 2014/5759 Karar sayılı ilamı ile bozularak mahkemesine iade edildiği, bu kez mahkemece 23/12/2015 tarih ve 2014/2379 Esas, 2015/61298 Karar sayılı karar ile iflasın ertelenmesine karar verildiği, kararın Yargıtay’da onandığı, eldeki iflasın ertelenmesinin uzatılması davasının ise 16/12/2015 tarihinde açıldığı, mahkemenin 19/12/2015 tarihli tensip zaptı ile davacı şirket hakkında 17/07/2012 tarihinde verilen tedbirlerin devamına karar verildiği, mahkemece tedbirlerin daha sonra kaldırıldığı, kaldırma ara karar tarihi olan 20/03/2019 tarihine kadar 6 yıldan fazla süre geçtiği anlaşılmaktadır.İflas erteleme kurumu, bilançosu borca batık sermaye şirketleri ve kooperatifleri, borca batıklıktan kurtulma ümidinin olması halinde kanun koyucu tarafından tanınmış bir haktır. Ekonominin dinamiği olan bu kurumların yüklendikleri görev sadece bu şirketlerin kendileriyle değil toplumla da ilgilidir. Yapılan işlerin kendileriyle ilişkili bir çok şirket, kurum, işçi vb. çevreleri ilgilendirmesi nedeniyle bu durumdaki şirket ve kooperatiflere imkan tanınması halinde borca batıklıktan kurtulabilecek iseler, iflaslarının kanunda tanınan haklar çerçevesinde ertelenmesine karar verilmelidir. Mahkemelerce verilen iflas erteleme kararları yargı yolundan geçmeden veya geçerek kesinleşmiş veya kesinleşme aşamasında erteleme sürelerinin dolması nedeniyle yapılan uzatma talepleri yeni bir dava değil, kanunda çerçevesi çizilen iflas erteleme kurumu içerisinde bir taleptir. Yargıtay23. Hukuk Dairesinin 22/03/2017 Tarih ve 2016/9664 E. 2017/888 K. Sayılı kararı bu yöndedir. Bu görüş dairemizce de benimsenmiştir.İflas erteleme süresi İİK’nın 179/b.maddesi gereğince iflas erteleme ve uzatma sürelerinin toplamı 5 yıl iken 15/7/2016 tarih ve 6728 sayılı yasanın 3. maddesi ile bu süre toplamda 2 yıla indirilmiştir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan İİK’nın 179/b maddesi gereği iflas erteleme ve uzatma sürelerinin toplamı 5 yıldır. Davacı şirket için verilen ilk tedbir kararının 19/07/2012 tarihinde verildiğinden mahkeme ara karar tarihi itibariyle 5 yıllık üst süre dolmuş durumdadır. Bu nedenle ihtiyati tedbirlerin devamına karar verilmesi zaten mümkün değildir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmektedir. Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesinin kararında usul veya esas yönünde hukuka aykırılık bulunmadığından HMK’nın 353/1b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1-f Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.21/11/2019