Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1546 E. 2022/1130 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1546 Esas
KARAR NO: 2022/1130
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 07/11/2018
NUMARASI: 2014/1605 Esas, 2018/1056 Karar
DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 06/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; dava dışı … Faktoring’in müflis şirket ile aralarında düzenlenen Genel Factoring Sözleşmesinden doğan alacaklarının tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında başlattığı takibin kesinleştiğini, … Faktoringin sözleşmeden doğan alacakları müvekkili şirkete devir ve temlik ettiğini, müflis şirketin iflası üzerine iflas masasına alacak kaydı talebinde bulunmalarına rağmen taleplerinin reddedildiğini belirterek reddedilen 867.457,23 TL’lik alacaklarının şimdilik 852.331,52 TL’lik bölümünün iflas masasına kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davacının iflas tarihi itibariyle müflis şirketten 111.699,32 TL asıl alacak, 62.635,84 TL işlemiş faiz, 12.162,00 TL avukatlık ücreti ve 16,30 TL icra masrafı olmak üzere toplam 176.513,46 TL alacaklı bulunduğu, her ne kadar davacı taraf %150 faiz oranı üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini iddia etmiş ise de bilirkişi ek raporunda da söz edildiği üzere bu oranda faiz uygulanmasını gerektirir nitelikte bir belgenin dosyaya sunulmadığı gerekçesiyle toplam 176.513,46 TL alacağın iflas masasına kaydına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; sözleşme ve yasa hükümleri gereği borçlu tarafından yapılan ödemelerin önce faizden mahsubu gerekirken, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ödemelerin hem anaparadan hem faizden mahsup edildiğini, alacağın hesabında taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin dikkate alınması gerektiğini, TTK’nın 8. maddesi uyarınca ticari işlerde faiz miktarının serbestçe tayin edilebileceğini, taraflar arasında yapılan sözleşmenin 22 maddesi hükmüne göre faiz oranının belirlenmesi gerekirken faiz alacaklarının eksik hesaplandığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın tamamen kabulünü talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, faktoring sözleşmesine dayalı alacağın iflas masasına kayıt ve kabulüne ilişkindir. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223. maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Dosya kapsamından, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyası ile ilgili vermiş olduğu cevabı yazıda; davacının 876.457,23 TL alacağın masaya kaydı başvurusunda bulunduğu, iflas idaresince düzenlenen sıra cetvelinde alacağın tamamen reddedildiği, davacı tarafça masraf yatırılmadığı, sıra cetvelinin 01/09/2104 tarihinde … Gazetesi’nde ve 04/09/2014 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiği bildirilmiş, reddedilen alacağın masaya kayıt ve kabulü için ilandan itibaren başlayan yasal 15 günlük süre içerisinde eldeki davanın açıldığı görülmüştür. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı vekili hükmü istinaf etmiştir. İstinafa konu edilen uyuşmazlık; alacağa uygulanan faiz oranı ile yapılan ödemelerin öncelikle faizden mahsup edilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. İlk derece mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda; davacı tarafın iflas tarihi itibariyle 111.699,32 TL asıl alacak 62.635,84 TL işlemiş faiz, 12.162,00 TL avukatlık ücreti ve 16,30 TL icra masrafı olmak üzere toplam 176.513,46 TL alacağı olduğu, takipte istenen % 150 faiz oranına ilişkin dayanak somut belge sunulmadığı belirtilmiş, davacı tarafın itirazı ile alınan ek raporda ise davacı tarafın uygulanmasını iddia ettiği %150 faiz oranının uygulanması halinde davacının 117.650,00 TL asıl alacak 693.805,27 TL işlemiş faiz 12.162,00 TL avukatlık ücreti, 16,30 TL icra masrafı olmak üzere toplam 823.633,57 TL alacağının bulunduğu bildirilmiştir. T.T.K. 8. maddesi; “Ticari işlerde faiz miktarı serbestçe tâyin olunabilir.” hükmünü, taraflar arasında imza altına alınan sözleşmenin 22. maddesi ise; “Müşteri vade tarihinde kısmen veya tamamen ödenmeyen alacakları geri temellük etmek ve söz konusu alacaklar için yapılan peşin ödemeleri iade ile yükümlüdür. Müşteri peşin ödemeyi iade etmez ise peşin ödemenin yapıldığı tarihten itibaren söz konusu tutara uygulanan faktöring ücret oranının beş misli oranında gecikme faizi olarak uygulamaya başlanacağını peşinen kabul eder” hükmünü düzenlemektedir. Taraflar tacir olduğundan, faiz miktarını serbestçe belirleyebilirler. Taraflar arasındaki sözleşmenin 22. maddesinde de gecikme faizi oranı belirlenmiştir. Ancak davacının takibinde alacağa % 150 oranında faiz istendiği görülmekte ise de, dayanağı anlaşılamamaktadır. HMK’nın 31. maddesi uyarınca hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi ve ya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir ve delil gösterilmesini isteyebilir. Buna göre mahkemece, hakimin davayı aydınlatma ödevi gereği, takipte istenen faiz oranı HMK’nın 31. maddesi uyarınca davacı tarafa açıklattırıldıktan sonra, tacir olan tarafların faiz miktarını serbestçe kararlaştırabileceği gözetilerek, bankacı bilirkişiden taraflar arasındaki sözleşmenin 22. maddesinde kararlaştırılan temerrüt faiz oranı hesaplattırılarak alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Açıklanan nedenler ile davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.a.6 bendi gereğince kabulü ile işin esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1605 Esas, 2018/1056 Karar ve 07/11/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a6.fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/10/2022