Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1505 E. 2022/1083 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1505 Esas
KARAR NO: 2022/1083
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 15/02/2019
NUMARASI: 2017/26 Esas, 2019/148 Karar
DAVA: ALACAK (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/09/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile dava dışı … Site Yönetimi arasında 02/01/2016-01/01/2017 dönemi için Silahsız Özel Güvenlik ve Koruma Hizmetleri Sözleşmesi düzenlendiğini, ancak 26/02/2016 tarihinde güvenlik sözleşmesinin karşılıklı feshedildiğini, müvekkilinin SGK ve İl Emniyet Müdürlüğü’ne 09/03/2016 tarihinde işyerini terk ettiğini bildirdirdiğini, 26/03/2019 tarihinde site içinde yer alan davalı sigorta şirketine sigortalı işyerinde hırsızlık olayı meydana geldiğini ve davalının sigortalısına 16.332,00 TL ödediğini, davalı sigorta şirketinin sigortalısına ödediği sigorta tazminatının rücuen tahsili için müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip başlattığını, takibin itiraz edilmeden kesinleşmesi üzerine müvekkilinin icra tehdidi ile 27/12/2106 tarihinde 20.600,00 TL ödemek zorunda kaldığını, hırsızlığın gerçekleştiği tarihte sitede güvenlik hizmeti vermeyen müvekkinin olayda sorumluluğunun bulunmadığını belirterek 20.600,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili davaya cevabında; davacıya rücu ihtarı gönderilmesine rağmen davacının rücu ihtarına cevap vermediğini, sadece personel sayısının düşürüldüğüne dair site ile imzaladığı belgeyi gönderdiğini, bu durumun güvenlik sözleşmesinin devam ettiğini teyit ettiğini, zarara neden olan hırsızlık olayında gerekli güvenlik tedbirleri almayan davacının sorumlu olduğunu, davacının takibe itiraz etmeyerek ve menfi tespit davası açmayarak kendi kusuru ile zarara neden olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere icra dosyasında kendilerine 18.754,00 TL ödendiğini, davacının ancak 16.332,00 TL asıl alacağı talep edebileceğini, kendi kusuru ile takibe neden olan davacının masraf ve tahsil harcını talep hakkı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davacı borçlu şirketin dava dışı site yönetimi ile yaptığı güvenlik sözleşmesinin 26/02/2016 tarihinde sona erdiği, hırsızlığın gerçekleştiği 26/03/2016 tarihinde davacı şirketin güvenlik hizmeti vermediği, davalı sigorta şirketinin gerekli araştırmayı yapmadan rücu amaçlı yapmış olduğu icra takibinin haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; davacı borçlunun kendi kusuru ile takip başlatılmasına neden olduğunu, rücu ihtarına verilen cevapta sözleşmenin devam ettiğini gösterir belge sunduğunu, davacı borçlunun ancak asıl alacak bedelini talep edebileceğini, davacının takipte ödediği miktar arasında işlemiş faiz de bulunmasına rağmen işlemiş faizin de asıl alacağa eklendiğini ve faize faiz yürütüldüğünü belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava; kesinleşen icra takibinde ödenen borcun, borcun bulunmadığı gerekçesiyle istirdadı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davalı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına ödediği sigorta tazminatının tahsili için davacı borçlu aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip başlattığı, takibin itiraz edilmeden kesinleştiği ve davacı borçlunun icra dosyasına 27/12/2016 tarihinde 20.600,00 TL ödediği, davacının borçlu olmadığı gerekçesiyle ödenen borcun geri verilmesi için bir yıllık hak düşürücü süre içinde işbu davayı açtığı anlaşılmaktadır.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili hükmü istinaf etmiştir.İİK’nın 72/5. maddesi; “Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.” hükmünü düzenlemektedir.Somut olayda, sunulan belgeler ve dava dışı site yönetiminin yazısından davacı güvenlik şirketi ile dava dışı site yönetimi arasında yapılan güvenlik sözleşmesinin 26/02/2016 tarihinde sona erdiği, davalı sigorta şirketine sigortalı işyerinde 26/03/2016 tarihinde gerçekleşen hırsızlık olayında davacının güvenlik hizmeti vermediği anlaşılmaktadır. Sigortalısına ödediği sigorta tazminatının rücuen tahsili için hasar sorumlusunu belirlemek davalı sigorta şirketinin yükümlülüğündedir. Ne var ki davalı sigorta şirketi, hasardan sorumlu olmayan davacı şirket aleyhine takip başlatmış ve davacı şirket borçlu olmadığı parayı ödemek zorunda kalmıştır. Bu nedenle mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Öte yandan istirdat davası, davacı borçlu lehine sonuçlanırsa, icra takibinde ödediği paranın, harç ve giderleriyle birlikte kendisine ödenmesine karar verilir, talep halinde alacağa ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülebilir. Bu nedenle davalının sadece asıl alacağın talep edilebileceğine ve faize yönelik istinaf taleplerinin de reddi gerektirmiştir. Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/26 Esas, 2019/148 Karar ve 15/02/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın davalı tarafından peşin olarak yatırılan 351,79 TL harçtan mahsubu ile bakiye 271,09 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE, 3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti taktiren yer olmadığına, 4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1b-1. maddesi ve aynı kanunun 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.29/09/2022