Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1489 E. 2022/1494 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1489 Esas
KARAR NO: 2022/1494
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 17/01/2019
NUMARASI: 2015/628 Esas, 2019/45 Karar
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİNİN 2015/616 ESAS SAYILI DOSYASI
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİNİN 2015/653 ESAS SAYILI DOSYASI
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİNİN 2015/619 ESAS SAYILI DOSYASI
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİNİN 2015/635 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA: GENEL KURUL KARARININ İPTALİ (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)Tespit
KARAR TARİHİ: 07/12//2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA; (Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/628 Esas sayılı dosyası) Davacılar … ve … vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin, davalı kooperatifin ortaklarından olduğunu, mülkiyeti kooperatife ait olan 29.267 m2’lik kısım üzerinde müvekkilinin de ortak kullanıma dayalı hak sahipliğinin bulunduğunu, davalı kooperatif tarafından 17/06/2014 tarihinde yapılan genel kurulda … firmasıyla arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması için yönetim kuruluna yetki verilmesine dair karara karşı açılan davada Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1005 Esas 2015/230 Karar sayılı kararı ile 2013 yılı olağan genel kurul toplantısının görüşülen 10 ve 11 numaralı kararlarının Kooperatifler Kanununun 42/2-6 ve 7 ile Borçlar Kanununun 27/1 hükümleri uyarınca geçersizliklerinin tespitine karar verildiğini ve kararın temyiz incelemesinde olduğunu, buna rağmen davalı kooperatif yönetim kurulu tarafından 2014 olağan genel kurul toplantısı yapılarak 6. ve 7. maddesi uyarınca alınan karara müvekkilleri ve 1 kooperatif üyesinin daha muhalefet şerhini tutanağa işleterek ret oyu verdiğini, gerek Kooperatifler Kanunu gerekse ana sözleşmenin 43/2 maddesinde yönetim kuruluna ortakların ana sözleşmede belirtilen şartları taşıyıp taşımadığını veya sonradan kaybedip kaybetmediğini araştırma görevi yüklenmiş olmasının yönetim kurulunun ortaklık şartlarını kaybetmiş olan ortakların ortaklıktan çıkartılmasına karar vermekle yükümlü olduğunu gösterdiğini, buna rağmen yönetim kurulunun görevini yerine getirmeyerek işyerini satan yönetim kurulu üyesi olan ve olmayan ortaklar hakkında ortaklıktan çıkartmaya yönelik herhangi bir işlem başlatılmadığını, bu nedenle ortaklık ve yönetim kurulu üyeliği şartlarını kaybetmiş olan üyelerden oluşan yönetim kurulu tarafından dava konusu 2014 olağan genel kurulu gündemi hazırlandığını ve üyelerin genel kurula davet edildiğini, gündemin belirlenmesi ve genel kurula davet işlemlerinin yetkisiz bir yönetim kurulu tarafından gerçekleştirilmesi sebebiyle alınan kararların tümünün batıl ve geçersiz olduğunu, bu nedenle genel kurulun ve alınan kararların tümüyle geçersizliğinin tespitine karar verilmesi gerektiğini, denetim kurulunun, yönetim kurulu üyelerinin seçilme şartını yitirip yitirmediğini araştırmakla görevli olmasına karşın bu hususta görevini yerine getirmeyerek yönetim kurulunun yetkisiz şekilde yaptığı işlem ve tasarruflara göz yumduğunu, Mahkeme kararı ile butlan sebebiyle geçersiz olduğu tespit olunan önceki genel kurul kararına konu yönetim kuruluna verilen yetkinin … Turizm İnşaat Tic. Ltd. Şti. ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması yönünde olmasına rağmen 2014 olağan genel kurulunda kabulü için hakkında oylama yapılan sözleşmenin ise … Yatırım Tic. AŞ. ünvanlı başka bir şirket ile yapıldığını, bu durumun yönetim kurulunun yetkiye aykırı davranmaya ve yetkiyi kötüye kullanmaya çalışmış olduğunu gösterdiğini, kooperatif ana sözleşmesinde her ne kadar yönetim ve denetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödeneceği yazılı olsa da kooperatifin kuruluşundan bugüne kadar hiçbir yönetim kurulu ve denetim kurulu üyesinin huzur hakkı almadığı gibi talep de etmediğini, yönetim ve denetim kurulunun ibrasının mümkün olmamasına rağmen ibra edildiğini, genel kurulda ortaklara dağıtılan sözleşme metninde yükleniciden nakit bedel alınacağı yönünde ibare olmadığı halde kendisiyle sözleşme imzalanacak yükleniciden 2.000.000 USD nakdi paranın alınması yönünde karar alınmasının söz konusu paranın daha evvel alınmış olmasına karşın ortaklara bu hususta bilgi verilmediği ile ilgili tereddüte neden olduğu gibi yönetim ve denetim kurulu üyelerinin huzur hakkı almak istemelerinin iyi niyetli ve samimi bir istek olmadığı yönündeki şüpheleri kuvvetlendirdiğini belirterek davalı kooperatifin 28/05/2015 tarihli 2014 olağan genel kurulunun ve bu toplantıda alınan kararların tümüyle geçersizliğinin tespitine, bu talepleri kabul edilmezse gündemin 6. ve 7. maddesi kapsamında alınmış olan kararın kanunun emredici hükümleri ile ana sözleşme hükümlerine aykırı olduğundan batıl olduğunun tespitine, bu talepleri de kabul görmezse genel kurul kararının gündemin 6. ve 7. maddesine ilişkin olarak alınan kısımlarının dilekçelerinde belirttikleri sebeplerle ana sözleşme hükümlerine ve iyi niyet kurallarına aykırı olması nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; Kooperatifler Kanununun 16. maddesi ve ana sözleşmenin 14. maddesinde ortaklıktan çıkarılmanın esaslarının düzenlendiğini, bu maddelere göre haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların ortaklık hak ve yükümlülüklerinin devam ettiğini, genel kurul toplantısında oy kullanan ortakların ortaklık sıfatları devam ettiğinden 2014 yılı olağan genel kurulu toplantısının geçerli olduğunu, yönetim kurulunun yetkisiz olmadığını, yönetim kurulu üyeliğine ilişkin şartların Kooperatifler Kanununun 56. maddesi ve ana sözleşmenin (eski) 43. maddesinde düzenlendiğini, buna göre kooperatif ortağı olmanın yönetim kurulu üyeleri için aranan şartlardan birisi olduğunu, ortakların ve yönetim kurulu üyelerinin bağımsız ünitelerini satmış olması sebebiyle ortaklık sıfatlarının haklarındaki çıkarma kararı kesinleşene kadar devam ettiğini, kaldı ki bu konuda bir çıkarma kararının da bulunmadığını, yönetim kurulunun görevini yerine getirdiğini, yönetim kurulu üyelerinin kendileri hakkında ortaklıktan çıkarma kararı vermesinin Kooperatifler Kanununun 62. maddesine aykırı olacağını, dava dışı 3. Kişi ile imzalanan 18.04.2014 tarihli arsa payı karşılığı inşaat ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin genel kurulun belirlediği şartlarla ortakların menfaatleri gözetilerek genel kurulu temsilen kendisine verilen yetkiye dayanarak yönetim kurulu tarafından kooperatifi temsilen imzalandığını, sözleşmenin taraflardan gizlendiği iddiasının hukuken yersiz olduğunu, tür değişikliğine ilişkin değişiklik hususunda ortakların yeterli bilgiye sahip olduğunu, gündemin 8. maddesinde salt olarak sözleşme değişikliğinden bahsedilmediğini, ayrıca kooperatifin gayrimenkul işletme kooperatifi olacağı da yazılarak ana sözleşmenin hangi tip işletme kooperatifine ait ana sözleşme olacağının belirtildiğini, ortakların menfaati ve kooperatifin devamlılığı açısından tür değişikliğinin gerekli olduğunu, ayrıca tür değişikliğinin ortakların menfaatini korumak amacıyla Bakanlıktan alınan görüş uyarınca gündeme alınıp kabul edildiğini, ortaklık için vatandaşlık şartı getirilmesinin ana sözleşme gereğince ortaklığa kabul için genel kurul kararı arandığından ortakların haklarını ihlal etmediğini, ilgisiz kişilerin ortaklığa girmesinin bir denetim altına alındığını, zira ortak sayısının üst sınırının Genel Kurul tarafından belirlendiğini, 2013 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 10 ve 11 numaralı kararların butlanının tespitine ilişkin Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1005 Esas 2015/230 Karar sayılı kararının kesinleşmemiş olması sebebiyle 2014 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 9 numaralı kararın mutlak butlanla olduğunun ileri sürülmesinin hukuki alt yapısı olmayan bir iddia olduğunu, sözleşmenin genel kurulun 9. Maddesi ile onaylandığını, TBK 46. Maddesi gereğince sözleşme genel kurulun onayından geçtiğinden geçerli olduğunu, 2013 yılı olağan genel kurulunda yönetim kuruluna kooperatif adına sözleşme yapma yetkisi verilmesi üzerine sözleşminin 18/08/2014 tarihinde arsa sahibi kooperatif ile dava dışı yüklenici … Anonim Şirketi arasında imzalandığını, sözleşmenin piyasa şartlarına uygun olup olmadığının değerlendirilmesinin yerindelik denetimi olacağından Mahkemenin görev ve yetkisi dahilinde olmadığını, zira bu hususta alınmış bir genel kurul kararı olduğunu, yönetim kurulu üyelerine 2.000.000 USD verildiğine ilişkin iddiaların gerçek dışı olduğunu, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 39.1 maddesinin söz konusu paranın yönetim kurulu üyelerine ve niçin verildiği belli olmayan şekilde verildiği iddiasının kötü niyetli olduğunu ortaya koyduğunu, ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını belirterek 2014 yılı olağan genel kurulunun dava konusu edilen kararlarının tümüne ilişkin hükümsüzlük taleplerinin reddine karar verilmesini savunmuştur.
BİRLEŞEN DAVA; (Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/616 Esas sayılı dosyası) Davacı … AŞ vekili dava dilekçesinde; davalı kooperatifin 28.05.2015 tarihinde yapılan 2014 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında gündemde bulunan konulara ilişkin kararlar alındığını, genel kurulda alınan tüm kararların ve bu kapsamda 8 ve 10 numaralı kararların da kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyiniyet kurallarına aykırı olduklarından iptal edilmeleri gerektiğini, gündem maddelerine bakıldığı zaman, esasında maddelerinin tamamının kooperatifin sahibi olduğu taşınmazın değerlendirilmesiyle ilgili olduğunu, davalı kooperatifin tasfiye edilmesi ve sahibi olduğu taşınmazın değerlendirilerek bakiyenin ortaklara hakkaniyete uygun bir şekilde dağıtılması gerektiğini, davalı kooperatife ait taşınmazın mevki olarak İstanbul’un en kıymetli taşınmazlarından birisi olduğunu, bu taşınmaza ilişkin olarak dava dışı … Ticaret Anonim Şirketi ile ortakların menfaatine aykırı olarak bir sözleşme yapılarak yönetim kurulu üyelerinin şahsî menfaatlerine uygun olarak taşınmazın değerlendirilmeye çalışıldığını, gündemde yer alan “arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi” 17.06.2014 tarihli genel kurul kararına istinaden yapıldığını, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1005 E. ve 2015/230 K. Sayılı ve 01.04.2015 tarihli kararı ile daha önce aynı konuda alınmış olan genel kurul kararının, iyi niyet kurallarına aykırılık nedeniyle iptal edildiğini, 17.06.2014 tarihinde yapılan genel kurul kurul toplantısında alınan “arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması” konusunda yönetim kuruluna yetki verilmesine ilişkin 10 ve 11 gündem no.lu karar hakkında mahkemenin anılan iptal kararı mevcutken ve mahkeme süreci tamamlanmamışken konunun tekrar gündeme getirilmesinin Kooperatifler Kanunu m. 53 anlamında kanuna, esas sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, “arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi”nin kooperatif ve kooperatif üyelerinin menfaatine olmadığının yapılacak bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkarılabileceğini, kooperatif üyelik şartlarını taşımayan kişilerin toplantıya katılması sağlanarak bu kişilere oy kullandırıldığını, kooperatif anasözleşmesinin 14. maddesine göre 10. maddede yazılı ortaklık şartlarını kaybedenlerin ortaklıktan çıkarılacağına ilişkin hükmüne rağmen işyerlerini satarak kooperatifle hiçbir ilgisi kalmayan kişilerin maksatlı olarak ortaklıktan çıkarılmadığını ve bu yolla genel kurulda hukuka aykırı bir şekilde çoğunluk sağlanmak istendiğini, gündemin 8. maddesinde alınan kooperatif anasözleşmesinin değiştirilmesine ilişkin kararın mevcut ortakların haklarını ihlal edecek nitelikte olan ve kooperatif taşınmazından mevcut ortakların yararlanmasını engelleyecek sonuçlar doğuracak nitelikte olması sebebiyle yokluğuna; bu talep kabul görmezse iptaline karar verilmesini, genel kurulun 9. ve 10. maddelerinde de yönetim kurulunun kooperatif taşınmazı üzerinde keyfî olarak tasarrufta bulunması, kooperatif ortaklarının menfaati yerine kendi menfaatlerini gözetmesi, bu çerçevede …AŞ ile yapılan “gizli” sözleşmeye meşruiyet kazandırma çabalarının sonucu olması nedeniyle iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu ve iptal edilmeleri gerektiğini, henüz bir proje mevcut değilken, imar durumu belirsizken, yüklenicinin ne kadar bağımsız bölüme sahip olacağı bilinmeden arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılamayacağını, bunun kooperatifin ve ortaklarının menfaatine aykırı olduğunu, yapılan sözleşmede kooperatife %38 gibi bir oranın tahsis edilecek olmasının taşınmazın mevkii de dikkate alındığında kabul edilebilecek bir oran olmadığını, ortakların menfaatine aykırı olduğunu belirterek Kooperatifin 28.05.2015 tarihinde alınan 8, 9 ve 10 numaralı gündem maddelerinde yer alan kararların yokluklarının tespitine, bu mümkün olmazsa iptallerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı kooperatif vekili cevap dilekçesinde özetle; Kooperatifler Kanununun 16. maddesi ve ana sözleşmenin 14. maddesinde ortaklıktan çıkarılmanın esaslarının düzenlendiğini, bu maddelere göre haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların ortaklık hak ve yükümlülüklerinin devam ettiğini, genel kurul toplantısında oy kullanan ortakların ortaklık sıfatları devam ettiğinden 2014 yılı olağan genel kurulu toplantısının geçerli olduğunu, yönetim kurulunun yetkisiz olmadığını, yönetim kurulu üyeliğine ilişkin şartların Kooperatifler Kanununun 56. maddesi ve ana sözleşmenin (eski) 43. maddesinde düzenlendiğini, buna göre kooperatif ortağı olmanın yönetim kurulu üyeleri için aranan şartlardan birisi olduğunu, ortakların ve yönetim kurulu üyelerinin bağımsız ünitelerini satmış olması sebebiyle ortaklık sıfatlarının haklarındaki çıkarma kararı kesinleşene kadar devam ettiğini, kaldı ki bu konuda bir çıkarma kararının da bulunmadığını, yönetim kurulunun görevini yerine getirdiğini, yönetim kurulu üyelerinin kendileri hakkında ortaklıktan çıkarma kararı vermesinin Kooperatifler Kanununun 62. maddesine aykırı olacağını, dava dışı 3. Kişi ile imzalanan 18.04.2014 tarihli arsa payı karşılığı inşaat ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin genel kurulun belirlediği şartlarla ortakların menfaatleri gözetilerek genel kurulu temsilen kendisine verilen yetkiye dayanarak yönetim kurulu tarafından kooperatifi temsilen imzalandığını, sözleşmenin taraflardan gizlendiği iddiasının hukuken yersiz olduğunu, tür değişikliğine ilişkin değişiklik hususunda ortakların yeterli bilgiye sahip olduğunu, gündemin 8. maddesinde salt olarak sözleşme değişikliğinden bahsedilmediğini, ayrıca kooperatifin gayrimenkul işletme kooperatifi olacağı da yazılarak ana sözleşmenin hangi tip işletme kooperatifine ait ana sözleşme olacağının belirtildiğini, ortakların menfaati ve kooperatifin devamlılığı açısından tür değişikliğinin gerekli olduğunu, ayrıca tür değişikliğinin ortakların menfaatini korumak amacıyla Bakanlıktan alınan görüş uyarınca gündeme alınıp kabul edildiğini, ortaklık için vatandaşlık şartı getirilmesinin ana sözleşme gereğince ortaklığa kabul için genel kurul kararı arandığından ortakların haklarını ihlal etmediğini, ilgisiz kişilerin ortaklığa girmesinin bir denetim altına alındığını, zira ortak sayısının üst sınırının Genel Kurul tarafından belirlendiğini, 2013 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 10 ve 11 numaralı kararların butlanının tespitine ilişkin Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1005 Esas 2015/230 Karar sayılı kararının kesinleşmemiş olması sebebiyle 2014 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 9 numaralı kararın mutlak butlanla olduğunun ileri sürülmesinin hukuki alt yapısı olmayan bir iddia olduğunu, sözleşmenin genel kurulun 9. maddesi ile onaylandığını, TBK 46. Maddesi gereğince sözleşme genel kurulun onayından geçtiğinden geçerli olduğunu, 2013 yılı olağan genel kurulunda yönetim kuruluna kooperatif adına sözleşme yapma yetkisi verilmesi üzerine sözleşminin 18/08/2014 tarihinde arsa sahibi kooperatif ile dava dışı yüklenici … Anonim Şirketi arasında imzalandığını, sözleşmenin piyasa şartlarına uygun olup olmadığının değerlendirilmesinin yerindelik denetimi olacağından Mahkemenin görev ve yetkisi dahilinde olmadığını, zira bu hususta alınmış bir genel kurul kararı olduğunu, yönetim kurulu üyelerine 2.000.000 USD verildiğine ilişkin iddiaların gerçek dışı olduğunu, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 39.1 maddesinin söz konusu paranın yönetim kurulu üyelerine ve niçin verildiği belli olmayan şekilde verildiği iddiasının kötü niyetli olduğunu ortaya koyduğunu, ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını belirterek 2014 yılı olağan genel kurulunun dava konusu edilen kararlarının tümüne ilişkin hükümsüzlük taleplerinin reddine karar verilmesini savunmuştur.
BİRLEŞEN DAVA; (Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/653 Esas sayılı dosyası) Davacı … vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı kooperatifin 215 sayılı üyesi ve ortağı olduğunu, 2013 yılı Olağan Genel Kurulunda yönetim kurulu değiştiğini ve yeni yönetim kurulunun gelmesi ile … Yatırım Ticaret A.Ş. isimli bir firma ile görüşmelerin tamamlandığını ve kooperatif ile birlikte kooperatife üye olan iş yeri sahiplerinin maliki olduğu yerlerin kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile devredilmeye başlandığını, müvekkilinin de dahil olduğu itiraz eden üyelerin tamamının da esasında yapılacak kat karşılığı inşaat sözleşmesinin karlı olması halinde fayda sağlayabilecek bir girişim olduğunun farkında olduklarını, fakat kooperatifin esas amacından saparak sadece tek bir firmanın kooperatif ile yaptığı sözleşme neticesinde aynı şartları kabul ederek çekilmeleri ve ticari hayatlarını sadece dava dışı firmadan gelecek gelire bağlamaları konusunda zorlanmalarının hiçbir şekilde kabul edilemez nitelikte olduğunu, davalı kooperatif ana sözleşmesinin 10. maddesinde ortaklık için aranan asli ve hatta tek şartın; site içerisinde iş yeri sahibi olunması, oturma hakkına haiz olunması veya kiracı olunması olduğunu, yönetim kurulunun teşviki ile bugüne kadar yaklaşık 3/2’den fazla üyenin … firması ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalayarak mülkiyet haklarını ilgili firmaya devretmiş durumda olduğunu, ana sözleşmenin 13. maddesi doğrultusunda ortaklık şartını taşımayan üyenin ortaklıktan çıkartılması yetkisi yönetim kuruluna ait olmasına rağmen yönetim kurulunun genel kurula kadar üyelikten çıkartma ile ilgili bir işlem gerçekleştirmediğini, ana sözleşmede yer alan bu hususun kooperatifin tür değiştirmesi ile ortaklık şartlarının da yeni türe göre düzenlenmesi olarak karar alma ile çözülmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil etiğini, yönetim kurulunun yetkisi ve sorumluluğunda olan bir işlemi yapmadığını, kooperatif üyelerinin çıkartılma işlemi tamamlanıp kesinleşinceye kadar üyelerin oy kullanma hakları ve üyelik sorumlulukları devam etmekte ise de bir kooperatifin tür değiştirmesi için öncelikle geçerli faal bir kooperatif olması, üyelerin oyuna sunulması ve 2/3 oy çokluğu ile karar alması gerekirken hali hazırda mevcut olan kooperatifin bu hususları çözümlemeden tür değişikliği ile eski kooperatifi geçerli hale getirmesinin hukuken mümkün olmadığını, genel kurulun 8. maddesinin yok hükmünde sayılması veya iptali halinde diğer maddelerin de hukuken geçersiz hale geleceğini, genel kurulun 9. maddesinin metninde 2013 yılı olağan genel kurulu toplantısının 10. ve 11. gündem maddelerinin Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1005 E., 2015/230 K. Sayılı kararı ile iptal edildiğinin ve söz konusu maddelerin … firması ile yapılan sözleşmeye ilişkin yetkilerin genel kuruldan usulüne uygun olarak alınmadığının yazılı olduğunu, buna göre genel kurulun bu ilgili maddesi ile mahkeme kararına rağmen halen geçerli sayılan sözleşmeye ilişkin yetkinin sözleşme imza altına alındıktan sonra tamamlanmaya çalışıldığını ve esasında bu şekilde iş bu gündem maddesi ile kanuna karşı hile yoluna başvurulduğunu, yetki alınmak suretiyle imza altına alınmış bir sözleşme olduğu beyan edilse de; sözde alınan yetkilerle yönetim kurulunca imzalanmış sözleşme metninin genel kuruldan ve kooperatif ortaklarından saklandığını, genel kurulun 12. maddesinin a bendine ilişkin yapılan oylamada 51 kabul oyu, b bendine ilişkin yapılan oylamada ise 57 kabul oyu bulunmakla birlikte “oy çokluğu ile karar verilmiştir” denildiğini, ana sözleşmenin 33. maddesi uyarınca; genel kurulda kararların, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan bir fazlasının oyu ile alınacağının düzenlendiğini, fakat söz konusu iki bentte de alınan oyların 128/2+1=65’ten az olduğunu, bu sebeple her iki bendinde oy çokluğunu sağlayamaması gerekçesi ile mutlak butlanla yok hükmünde sayılması gerektiğini, iş yükü bu kadar yoğun olmayan yönetim kurulunun bugüne kadar alınmayan huzur hakkı adı altında aylık ücret almasının iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil ettiğini ve aylık ücretlerinde fahiş olması sebebiyle ilgili maddenin iptali gerektiğini belirterek davalı kooperatifin 28/05/2015 tarihli olağan genel kurulunda alınan 8, 9, 10 ve 12. gündem maddelerinin mutlak butlan ile yok hükmünde sayılmasına, kabul edilmemesi halinde ilgili gündem maddelerinin iptallerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı kooperatif vekili cevap dilekçesinde özetle; Kooperatifler Kanununun 16. maddesi ve ana sözleşmenin 14. maddesinde ortaklıktan çıkarılmanın esaslarının düzenlendiğini, bu maddelere göre haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların ortaklık hak ve yükümlülüklerinin devam ettiğini, genel kurul toplantısında oy kullanan ortakların ortaklık sıfatları devam ettiğinden 2014 yılı olağan genel kurulu toplantısının geçerli olduğunu, yönetim kurulunun yetkisiz olmadığını, yönetim kurulu üyeliğine ilişkin şartların Kooperatifler Kanununun 56. maddesi ve ana sözleşmenin (eski) 43. maddesinde düzenlendiğini, buna göre kooperatif ortağı olmanın yönetim kurulu üyeleri için aranan şartlardan birisi olduğunu, ortakların ve yönetim kurulu üyelerinin bağımsız ünitelerini satmış olması sebebiyle ortaklık sıfatlarının haklarındaki çıkarma kararı kesinleşene kadar devam ettiğini, kaldı ki bu konuda bir çıkarma kararının da bulunmadığını, yönetim kurulunun görevini yerine getirdiğini, yönetim kurulu üyelerinin kendileri hakkında ortaklıktan çıkarma kararı vermesinin Kooperatifler Kanununun 62. maddesine aykırı olacağını, dava dışı 3. Kişi ile imzalanan 18.04.2014 tarihli arsa payı karşılığı inşaat ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin genel kurulun belirlediği şartlarla ortakların menfaatleri gözetilerek genel kurulu temsilen kendisine verilen yetkiye dayanarak yönetim kurulu tarafından kooperatifi temsilen imzalandığını, sözleşmenin taraflardan gizlendiği iddiasının hukuken yersiz olduğunu, tür değişikliğine ilişkin değişiklik hususunda ortakların yeterli bilgiye sahip olduğunu, gündemin 8. maddesinde salt olarak sözleşme değişikliğinden bahsedilmediğini, ayrıca kooperatifin gayrimenkul işletme kooperatifi olacağı da yazılarak ana sözleşmenin hangi tip işletme kooperatifine ait ana sözleşme olacağının belirtildiğini, ortakların menfaati ve kooperatifin devamlılığı açısından tür değişikliğinin gerekli olduğunu, ayrıca tür değişikliğinin ortakların menfaatini korumak amacıyla Bakanlıktan alınan görüş uyarınca gündeme alınıp kabul edildiğini, ortaklık için vatandaşlık şartı getirilmesinin ana sözleşme gereğince ortaklığa kabul için genel kurul kararı arandığından ortakların haklarını ihlal etmediğini, ilgisiz kişilerin ortaklığa girmesinin bir denetim altına alındığını, zira ortak sayısının üst sınırının Genel Kurul tarafından belirlendiğini, 2013 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 10 ve 11 numaralı kararların butlanının tespitine ilişkin Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1005 Esas 2015/230 Karar sayılı kararının kesinleşmemiş olması sebebiyle 2014 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 9 numaralı kararın mutlak butlanla olduğunun ileri sürülmesinin hukuki alt yapısı olmayan bir iddia olduğunu, sözleşmenin genel kurulun 9. maddesi ile onaylandığını, TBK 46. maddesi gereğince sözleşme genel kurulun onayından geçtiğinden geçerli olduğunu, 2013 yılı olağan genel kurulunda yönetim kuruluna kooperatif adına sözleşme yapma yetkisi verilmesi üzerine sözleşminin 18/08/2014 tarihinde arsa sahibi kooperatif ile dava dışı yüklenici … Ticaret Anonim Şirketi arasında imzalandığını, sözleşmenin piyasa şartlarına uygun olup olmadığının değerlendirilmesinin yerindelik denetimi olacağından Mahkemenin görev ve yetkisi dahilinde olmadığını, zira bu hususta alınmış bir genel kurul kararı olduğunu, yönetim kurulu üyelerine 2.000.000 USD verildiğine ilişkin iddiaların gerçek dışı olduğunu, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 39.1 maddesinin söz konusu paranın yönetim kurulu üyelerine ve niçin verildiği belli olmayan şekilde verildiği iddiasının kötü niyetli olduğunu ortaya koyduğunu, ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını belirterek 2014 yılı olağan genel kurulunun dava konusu edilen kararlarının tümüne ilişkin hükümsüzlük taleplerinin reddine karar verilmesini savunmuştur.
BİRLEŞEN DAVA; (Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/653 Esas sayılı dosyası ile birleşen 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/635 Esas sayılı dosyası) Davacılar … ve … vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin, davalı kooperatifin ortaklarından olduğunu, mülkiyeti kooperatife ait olan 29.267 m2’lik kısım üzerinde müvekkilinin de ortak kullanıma dayalı hak sahipliğinin bulunduğunu, davalı kooperatif tarafından 17/06/2014 tarihinde yapılan genel kurulda … firmasıyla arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması için yönetim kuruluna yetki verilmesine dair karara karşı açılan davada Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1005 Esas 2015/230 Karar sayılı kararı ile 2013 yılı olağan genel kurul toplantısının görüşülen 10 ve 11 numaralı kararlarının Kooperatifler Kanununun 42/2-6 ve 7 ile Borçlar Kanununun 27/1 hükümleri uyarınca geçersizliklerinin tespitine karar verildiğini ve kararın temyiz incelemesinde olduğunu, buna rağmen davalı kooperatif yönetim kurulu tarafından 2014 olağan genel kurul toplantısı yapılarak 8. maddesi uyarınca alınan karara müvekkilleri ve 2 kooperatif üyesinin daha muhalefet şerhini tutanağa işleterek ret oyu verdiğini, gerek Kooperatifler Kanunu gerekse ana sözleşmenin 43/2 maddesinde yönetim kuruluna ortakların ana sözleşmede belirtilen şartları taşıyıp taşımadığını veya sonradan kaybedip kaybetmediğini araştırma görevi yüklenmiş olmasının yönetim kurulunun ortaklık şartlarını kaybetmiş olan ortakların ortaklıktan çıkartılmasına karar vermekle yükümlü olduğunu gösterdiğini, buna rağmen yönetim kurulunun görevini yerine getirmeyerek işyerini satan yönetim kurulu üyesi olan ve olmayan ortaklar hakkında ortaklıktan çıkartmaya yönelik herhangi bir işlem başlatılmadığını, bu nedenle ortaklık ve yönetim kurulu üyeliği şartlarını kaybetmiş olan üyelerden oluşan yönetim kurulu tarafından dava konusu 2014 olağan genel kurulu gündemi hazırlandığını ve üyelerin genel kurula davet edildiğini, gündemin belirlenmesi ve genel kurula davet işlemlerinin yetkisiz bir yönetim kurulu tarafından gerçekleştirilmesi sebebiyle alınan kararların tümünün batıl ve geçersiz olduğunu, bu nedenle genel kurulun ve alınan kararların tümüyle geçersizliğinin tespitine karar verilmesi gerektiğini, ana sözleşmenin hangi maddelerinin değişikliğe uğrayacağı, bunun sonucunda ortakların haklarının ve yükümlülüklerinin ne şekilde değişeceği konusunda bilgi verilmediği gibi kabul edilecek yeni ana sözleşmenin metninin de genel kurul öncesinde ortaklara tebliğ edilmediğini ve yeterli incelemeyi yapmalarına fırsat verilmeden genel kurulda oylama yapıldığını, ana sözleşmede yapılan değişiklik ortakların mevcut ana sözleşmedeki hak ve menfaatlerini ortadan kaldırıp kooperatifin kuruluş amacına da aykırılık teşkil ettiğinden kanunun emredici hükümleri ile ana sözleşme hükümlerine aykırı genel kurul kararının batıl ve geçersiz olduğunu, denetim kurulunun, yönetim kurulu üyelerinin seçilme şartını yitirip yitirmediğini araştırmakla görevli olmasına karşın bu hususta görevini yerine getirmeyerek yönetim kurulunun yetkisiz şekilde yaptığı işlem ve tasarruflara göz yumduğunu belirterek davalı kooperatifin 28/05/2015 tarihli 2014 olağan genel kurulunun ve bu toplantıda alınan kararların tümüyle geçersizliğinin tespitine, bu talepleri kabul edilmezse gündemin 8. maddesi kapsamında alınmış olan kararın kanunun emredici hükümleri ile ana sözleşme hükümlerine aykırı olduğundan batıl olduğunun tespitine, bu talepleri de kabul görmezse genel kurul kararının gündemin 8. maddesine ilişkin olarak alınan kısımlarının dilekçelerinde belirttikleri sebeplerle ana sözleşme hükümlerine ve iyi niyet kurallarına aykırı olması nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı kooperatif vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılardan …’nın kendisinin halihazırda site dahilinde mülk sahibi olmadığını, iddia edildiği gibi taşınmazın devri ile kooperatif üyeliğinin kendiliğinden son bulacağı kabul edildiğinde davacının kooperatif ortağı olmayacağını, bu nedenle genel kurul kararlarının bozulması istemiyle Mahkemeye başvurmasının mümkün olmadığını, iddiaları kabul etmemekle birlikte bir an için iddialarının geçerli olduğunun kabulü halinde davacı …’nın dava açma sıfatı olmaması sebebiyle bu kişi yönünden sıfat yokluğundan davanın reddi gerektiğini, diğer davacı …’nin ise tapu belgesine göre miras bırakılan olması sebebiyle hissedar olduğunu, ölen ortak …’nin kanuni mirasçısı olduğunu, ana sözleşmenin 16. maddesine göre ölen ortağın kanuni mirasçılarının 3 ay içinde temsilci tayin ederek kooperatife bildirmeleri halinde ortaklık hak ve yükümlülüklerinin kanuni mirasçıları lehine devam edeceğinin düzenlendiğini, bu madde uyarınca gerekli işlemler yapılmadığından davacı …’nin davasının da sıfat yokluğundan reddi gerektiğini, Kooperatifler Kanununun 16. maddesi ve ana sözleşmenin 14. maddesinde ortaklıktan çıkarılmanın esaslarının düzenlendiğini, bu maddelere göre haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların ortaklık hak ve yükümlülüklerinin devam ettiğini, genel kurul toplantısında oy kullanan ortakların ortaklık sıfatları devam ettiğinden 2014 yılı olağan genel kurulu toplantısının geçerli olduğunu, yönetim kurulunun yetkisiz olmadığını, yönetim kurulu üyeliğine ilişkin şartların Kooperatifler Kanununun 56. maddesi ve ana sözleşmenin (eski) 43. maddesinde düzenlendiğini, buna göre kooperatif ortağı olmanın yönetim kurulu üyeleri için aranan şartlardan birisi olduğunu, ortakların ve yönetim kurulu üyelerinin bağımsız ünitelerini satmış olması sebebiyle ortaklık sıfatlarının haklarındaki çıkarma kararı kesinleşene kadar devam ettiğini, kaldı ki bu konuda bir çıkarma kararının da bulunmadığını, yönetim kurulunun görevini yerine getirdiğini, yönetim kurulu üyelerinin kendileri hakkında ortaklıktan çıkarma kararı vermesinin Kooperatifler Kanununun 62. maddesine aykırı olacağını, dava dışı 3. kişi ile imzalanan 18.04.2014 tarihli arsa payı karşılığı inşaat ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin genel kurulun belirlediği şartlarla ortakların menfaatleri gözetilerek genel kurulu temsilen kendisine verilen yetkiye dayanarak yönetim kurulu tarafından kooperatifi temsilen imzalandığını, sözleşmenin taraflardan gizlendiği iddiasının hukuken yersiz olduğunu, tür değişikliğine ilişkin değişiklik hususunda ortakların yeterli bilgiye sahip olduğunu, gündemin 8. maddesinde salt olarak sözleşme değişikliğinden bahsedilmediğini, ayrıca kooperatifin gayrimenkul işletme kooperatifi olacağı da yazılarak ana sözleşmenin hangi tip işletme kooperatifine ait ana sözleşme olacağının belirtildiğini, ortakların menfaati ve kooperatifin devamlılığı açısından tür değişikliğinin gerekli olduğunu, ayrıca tür değişikliğinin ortakların menfaatini korumak amacıyla Bakanlıktan alınan görüş uyarınca gündeme alınıp kabul edildiğini, ortaklık için vatandaşlık şartı getirilmesinin ana sözleşme gereğince ortaklığa kabul için genel kurul kararı arandığından ortakların haklarını ihlal etmediğini, ilgisiz kişilerin ortaklığa girmesinin bir denetim altına alındığını, zira ortak sayısının üst sınırının Genel Kurul tarafından belirlendiğini, 2013 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 10 ve 11 numaralı kararların butlanının tespitine ilişkin Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1005 Esas 2015/230 Karar sayılı kararının kesinleşmemiş olması sebebiyle 2014 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 9 numaralı kararın mutlak butlanla olduğunun ileri sürülmesinin hukuki alt yapısı olmayan bir iddia olduğunu, sözleşmenin genel kurulun 9. maddesi ile onaylandığını, TBK 46. Maddesi gereğince sözleşme genel kurulun onayından geçtiğinden geçerli olduğunu, 2013 yılı olağan genel kurulunda yönetim kuruluna kooperatif adına sözleşme yapma yetkisi verilmesi üzerine sözleşminin 18/08/2014 tarihinde arsa sahibi kooperatif ile dava dışı yüklenici … Turizm İnşaat Gayrimenkul Yatırım Ticaret Anonim Şirketi arasında imzalandığını, sözleşmenin piyasa şartlarına uygun olup olmadığının değerlendirilmesinin yerindelik denetimi olacağından Mahkemenin görev ve yetkisi dahilinde olmadığını, zira bu hususta alınmış bir genel kurul kararı olduğunu, yönetim kurulu üyelerine 2.000.000 USD verildiğine ilişkin iddiaların gerçek dışı olduğunu, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 39.1 maddesinin söz konusu paranın yönetim kurulu üyelerine ve niçin verildiği belli olmayan şekilde verildiği iddiasının kötü niyetli olduğunu ortaya koyduğunu, ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını belirterek 2014 yılı olağan genel kurulunun dava konusu edilen kararlarının tümüne ilişkin hükümsüzlük taleplerinin reddine karar verilmesini savunmuştur.
BİRLEŞEN DAVA; (Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/619 Esas sayılı dosyası) Davacılar … ve … vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin, davalı kooperatifin ortaklarından olduğunu, mülkiyeti kooperatife ait olan 29.267 m2’lik kısım üzerinde müvekkilinin de ortak kullanıma dayalı hak sahipliğinin bulunduğunu, davalı kooperatif tarafından 17/06/2014 tarihinde yapılan genel kurulda … firmasıyla arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması için yönetim kuruluna yetki verilmesine dair karara karşı açılan davada Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1005 Esas 2015/230 Karar sayılı kararı ile 2013 yılı olağan genel kurul toplantısının görüşülen 10 ve 11 numaralı kararlarının Kooperatifler Kanununun 42/2-6 ve 7 ile Borçlar Kanununun 27/1 hükümleri uyarınca geçersizliklerinin tespitine karar verildiğini ve kararın temyiz incelemesinde olduğunu, buna rağmen davalı kooperatif yönetim kurulu tarafından 2014 olağan genel kurul toplantısı yapılarak 9. maddesi uyarınca alınan karara müvekkilleri ve 4 kooperatif üyesinin daha muhalefet şerhini tutanağa işleterek ret oyu verdiğini, gerek Kooperatifler Kanunu gerekse ana sözleşmenin 43/2 maddesinde yönetim kuruluna ortakların ana sözleşmede belirtilen şartları taşıyıp taşımadığını veya sonradan kaybedip kaybetmediğini araştırma görevi yüklenmiş olmasının yönetim kurulunun ortaklık şartlarını kaybetmiş olan ortakların ortaklıktan çıkartılmasına karar vermekle yükümlü olduğunu gösterdiğini, buna rağmen yönetim kurulunun görevini yerine getirmeyerek işyerini satan yönetim kurulu üyesi olan ve olmayan ortaklar hakkında ortaklıktan çıkartmaya yönelik herhangi bir işlem başlatılmadığını, bu nedenle ortaklık ve yönetim kurulu üyeliği şartlarını kaybetmiş olan üyelerden oluşan yönetim kurulu tarafından dava konusu 2014 olağan genel kurulu gündemi hazırlandığını ve üyelerin genel kurula davet edildiğini, gündemin belirlenmesi ve genel kurula davet işlemlerinin yetkisiz bir yönetim kurulu tarafından gerçekleştirilmesi sebebiyle alınan kararların tümünün batıl ve geçersiz olduğunu, bu nedenle genel kurulun ve alınan kararların tümüyle geçersizliğinin tespitine karar verilmesi gerektiğini, Kooperatifler Kanununun 42/2-6 ve 7 bendlerinde açıkça belirtildiği üzere satışta takip edilecek usulün ve imalat ve inşaat işlerinin yaptırılma yönteminin belirlenmesi yetkilerinin kooperatif genel kuruluna ait olduğunu, bizzat kullanılması gereken bu yetkilerin yönetim kuruluna devredilemeyeceğini, oysa genel kurul kararının söz konusu yetkilerin yönetim kurulu tarafından kullanılması niteliğinde olduğundan emredici hükümlere aykırı olduğunu, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1005 Esas 2015/230 Karar sayılı kararı ile yönetim kuruluna, kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapmak üzere genel kurulca verilen yetkiye ilişkin 10 ve 11. maddelerin geçersizliklerinin tespitine karar verilmesi sebebiyle yönetim kurulunun geçersiz olan bir yetkiye dayanarak yetkisiz olarak yaptığı sözleşmeyi genel kurulun kabulüne sunarak ve toplantı gündeminde böyle bir husus da yer almadığı halde yasaya aykırı şekilde gündeme aldırtarak alelacele genel kurulda oylattığını, sözleşmenin genel kurulun onayına sunulacağı yönünde gündemde herhangi bir madde yer almadığı gibi oylanacak sözleşmenin örneğinin de toplantıdan önce inceleyip değerlendirmeleri için üyelere verilmediğini, 9. maddede alınan kararların uygulamaya geçirilmesine yönelik yönetim kuruluna yeni bir sözleşme imzalama yetkisi verilmesi yönünde bir karar alınmadığını, genel kurulda kabul ettirilmiş olan satış yöntemi ve şartlarının kooperatif taşınmazının nitelikleri, jeopolitik konumu, değeri ve stratejik önemi dikkate alındığında kabulü mümkün olmayacak derecede üyelerin aleyhinde olduğunu, yükleniciye verilecek olan arsa payının en fazla %62 olacağının hiçbir şekilde belirtilmediğini, aynı zamanda kooperatife verilecek 244 dairenin sahip olacağı asgari %38’lik payın arsa payının %38’i olduğu hususunun da net olarak belirtilmediğini, kooperatife verilecek olan dairelerin nitelik bakımından ne durumda olacağının da açıkça belirlenmediğini, bu hususta somut bir açıklama yapılmadığını, inşaat ve malzeme kalitesinin ne şekilde olacağı konusunda genel kurula net bir bilgi verilmediği gibi çok katlı bina şeklinde yapılacağı kuvvetle muhtemel olan söz konusu inşaat sonucunda kooperatife verilecek olan dairelerin cephe, konum ve kat itibariyle hangi daireler olacağı hususunda da somut bir bilgi verilmediğini, İstanbul’un en merkezi bölgelerinden birinde yer alan ve oldukça yüksek bir jeopolitik öneme sahip olan taşınmazda %62 oranındaki arsa payının yükleniciye verilmesi şartıyla inşaat yapılmak istenmesinin iyi niyetli olarak kabul edilemeyecek bir teşebbüs olduğunu belirterek davalı kooperatifin 28/05/2015 tarihli 2014 olağan genel kurulunun ve bu toplantıda alınan kararların tümüyle geçersizliğinin tespitine, bu talepleri kabul edilmezse gündemin 9. maddesi kapsamında alınmış olan kararın kanunun emredici hükümleri ile ana sözleşme hükümlerine aykırı olduğundan batıl olduğunun tespitine, bu talepleri de kabul görmezse genel kurul kararının gündemin 9. maddesine ilişkin olarak alınan kısımlarının dilekçelerinde belirttikleri sebeplerle ana sözleşme hükümlerine ve iyi niyet kurallarına aykırı olması nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı kooperatif vekili cevap dilekçesinde özetle; Kooperatifler Kanununun 16. maddesi ve ana sözleşmenin 14. maddesinde ortaklıktan çıkarılmanın esaslarının düzenlendiğini, bu maddelere göre haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların ortaklık hak ve yükümlülüklerinin devam ettiğini, genel kurul toplantısında oy kullanan ortakların ortaklık sıfatları devam ettiğinden 2014 yılı olağan genel kurulu toplantısının geçerli olduğunu, yönetim kurulunun yetkisiz olmadığını, yönetim kurulu üyeliğine ilişkin şartların Kooperatifler Kanununun 56. maddesi ve ana sözleşmenin (eski) 43. maddesinde düzenlendiğini, buna göre kooperatif ortağı olmanın yönetim kurulu üyeleri için aranan şartlardan birisi olduğunu, ortakların ve yönetim kurulu üyelerinin bağımsız ünitelerini satmış olması sebebiyle ortaklık sıfatlarının haklarındaki çıkarma kararı kesinleşene kadar devam ettiğini, kaldı ki bu konuda bir çıkarma kararının da bulunmadığını, yönetim kurulunun görevini yerine getirdiğini, yönetim kurulu üyelerinin kendileri hakkında ortaklıktan çıkarma kararı vermesinin Kooperatifler Kanununun 62. maddesine aykırı olacağını, dava dışı 3. kişi ile imzalanan 18.04.2014 tarihli arsa payı karşılığı inşaat ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin genel kurulun belirlediği şartlarla ortakların menfaatleri gözetilerek genel kurulu temsilen kendisine verilen yetkiye dayanarak yönetim kurulu tarafından kooperatifi temsilen imzalandığını, sözleşmenin taraflardan gizlendiği iddiasının hukuken yersiz olduğunu, tür değişikliğine ilişkin değişiklik hususunda ortakların yeterli bilgiye sahip olduğunu, gündemin 8. maddesinde salt olarak sözleşme değişikliğinden bahsedilmediğini, ayrıca kooperatifin gayrimenkul işletme kooperatifi olacağı da yazılarak ana sözleşmenin hangi tip işletme kooperatifine ait ana sözleşme olacağının belirtildiğini, ortakların menfaati ve kooperatifin devamlılığı açısından tür değişikliğinin gerekli olduğunu, ayrıca tür değişikliğinin ortakların menfaatini korumak amacıyla Bakanlıktan alınan görüş uyarınca gündeme alınıp kabul edildiğini, ortaklık için vatandaşlık şartı getirilmesinin ana sözleşme gereğince ortaklığa kabul için genel kurul kararı arandığından ortakların haklarını ihlal etmediğini, ilgisiz kişilerin ortaklığa girmesinin bir denetim altına alındığını, zira ortak sayısının üst sınırının Genel Kurul tarafından belirlendiğini, 2013 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 10 ve 11 numaralı kararların butlanının tespitine ilişkin Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1005 Esas 2015/230 Karar sayılı kararının kesinleşmemiş olması sebebiyle 2014 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 9 numaralı kararın mutlak butlanla olduğunun ileri sürülmesinin hukuki alt yapısı olmayan bir iddia olduğunu, sözleşmenin genel kurulun 9. maddesi ile onaylandığını, TBK 46. maddesi gereğince sözleşme genel kurulun onayından geçtiğinden geçerli olduğunu, 2013 yılı olağan genel kurulunda yönetim kuruluna kooperatif adına sözleşme yapma yetkisi verilmesi üzerine sözleşminin 18/08/2014 tarihinde arsa sahibi kooperatif ile dava dışı yüklenici … Anonim Şirketi arasında imzalandığını, sözleşmenin piyasa şartlarına uygun olup olmadığının değerlendirilmesinin yerindelik denetimi olacağından Mahkemenin görev ve yetkisi dahilinde olmadığını, zira bu hususta alınmış bir genel kurul kararı olduğunu, yönetim kurulu üyelerine 2.000.000 USD verildiğine ilişkin iddiaların gerçek dışı olduğunu, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 39.1 maddesinin söz konusu paranın yönetim kurulu üyelerine ve niçin verildiği belli olmayan şekilde verildiği iddiasının kötü niyetli olduğunu ortaya koyduğunu, ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını belirterek 2014 yılı olağan genel kurulunun dava konusu edilen kararlarının tümüne ilişkin hükümsüzlük taleplerinin reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; iptali talep edilen 6, 8, 9, 10, 11 ve 12. maddelerinin oylamasına katılanların yarıdan bir fazlasının olumlu oy kullandığı ve bu sebeple karar yeter sayısının mevcut olduğu, genel kurula katılım ve yönetim kurulunun çağrı ile gündeme dair tüm işlemlerinin geçerli olduğu, 2013 yılı genel kurulu için alınan kararlara yönelik Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1005 esas sayılı ilamına yönelik Yargıtay tarafından bozma kararı verilerek … firması ile yapılan sözleşmenin (bu genel kurulun 10 ve 11. maddeye yönelik asgari oran belirlenmesi hariç) mutlak butlan-hükümsüzlük olarak görülmemesi sebebiyle davalı kooperatif lehine usul-i müktesep hak olduğundan aynı konunun tekrar dava konusu edilemeyeceği, sözleşmenin tümünün geçerliliğin dava konusu edilemeyeceği, 28.05.2015 tarihli genel kurul kararlarına yönelik diğer iddia konusu edilen iptal-mutlak butlan-hükümsüzlük şartlarının ise geçerli bulunmadığı ve alınan kararlarda iyiniyet kurallarına aykırılık bulunmadığı, sözleşmede lehe bulunan hükümlere göre aynı konuda emsal olabilecek başka bir sözleşmeye göre iyi şartlarda sözleşme akdedildiği, yarım kalmış kooperatif inşaatının gayretleriyle tamamlayan yönetim kurulu üyeleri ile emanet komisyonu üyelerinin kurasız diledikleri daireyi almalarına dair genel kurul kararının eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmediği, bu kişilerin eylemlerinin kooperatifin amacının elde edilmesine yardımcı olduğu gerekçesi ile davacı tarafın bu yöndeki iddialarının yerinde görülmediği, sonuç olarak 28.05.2015 tarihli 2014 olağan genel kurul toplantısında alınan kararların gerek usul ve gerek esas olarak yokluğunun ve butlan olduğunun tespitini veya iptalini gerektirir sebepler bulunmadığından esas ve birleşen davaların tümden reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde asıl ve birleşen dosya davacılar vekilleri tarafından istinaf edilmiştir. Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/616 Esas sayılı dosya davacısı … Türk AŞ vekili istinaf dilekçesinde; müvekkiline vekaleten toplantıya katılan …nin, kooperatif ortağı olarak genel kurul toplantısına katıldığını, 8. ve 10. maddeler bakımından kararlara muhalif kalarak, muhalefetini tutanağa geçirttiğini, bu bakımdan iptal davası açma hakkına sahip olduğunu, toplantıya katılan ortakların çoğunun taşınmazını satmasına ve ortaklık sıfatının olmamasına rağmen bilirkişilerin toplantıya katılanlardan kimlerin ortaklık sıfatına sahip olup olmadığı hususuna ve bu kişilerin sayılarına ilişkin somut değerlendirmeler yapmadığını, kooperatif ana sözleşmesinin değiştirilerek ortakların menfaatlarinin zedelenmek istendiğini, birçok ortağın, yeni anasözleşmenin içeriğinden ve değiştirilme sebeplerinden habersiz olduğunu, anasözleşmenin 10. Maddesinde yapılan değişiklikle mevcut üyelerin haklarının zedeleneceği, ilgisiz kişilerin üye kaydedilerek mevcut üyelerin kooperatif taşınmazı üzerindeki haklarının ihlal edileceği endişesinin doğduğunu, değiştirilen anasözleşmenin hangi maddelerinin değiştirildiğinin açıkça belirtilmemiş olduğunu, bunun da Kooperatifler Kanunu m. 46/1 hükmüne aykırı olduğunu, 2013 yılı Genel Kurulunda alınan 10 ve 11 no’lu kararların geçersizliği Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1005 E. ve 2015/230 K. sayılı kararı ile tespit edilmişken ve temyiz süreci devam ederken, karardaki eksikliklerin giderilmesi adı altında bir karar alınmasının, hatta taşınmazla ilgili tevhid, terkin, terk gibi işlemler bakımından yetki istenmesinin kanuna, esas sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, gündemin 8., 9. ve 10. maddesinde alınan kararların yokluğunun tespitine, bu talep kabul görmezse iptallerine karar verilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Asıl dava olan Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/628 Esas sayılı dosya davacıları … ve …; birleşen 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/635 Esas sayılı dosya davacısı … ve birleşen Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/619 Esas sayılı dosya davacıları … ve … vekili istinaf dilekçesinde; bağımsız ünitelerini satmış olan üyeler ve yönetim kurulu üyelerinin ana sözleşmede yazılı olan ortaklık şartını kaybetmiş olduklarından üyeliklerinin düştüğünü, bu kapsamda yönetim kurulu üyelerinin, yönetim kurulu üyeliği vasıfları ve yetkilerinin de ortadan kalkmış bulunduğunu, genel kurula çağrı, yetkisiz yönetim kurulu üyeleri tarafından yapıldığından genel kurulda alınmış olan kararların da mutlak butlanla batıl olduğunu, yönetim kurulunun yetki verilmemiş olan bir şirketle sözleşme imzalaması, önceki davanın (Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1005 E.) açılmasından sonraki bir tarihte vuku bulmuş olduğundan ve bunun üyelerden ertesi yıldaki genel kurula kadar gizlenmiş olmasından dolayı yetki verilmemiş olan şirketle imzalanmış olan sözleşmenin mutlak butlanla batıl olduğu hususunun önceki davada tartışılmadığını ve ne mahkemenin ne de Yargıtayın önüne bu hususun gitmediğini, bu hususun başlı başına bir mutlak butlan sebebi olduğunu, yerel mahkemece, alınan genel kurul kararlarında iyi niyet kurallarına aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmış olmasının hatalı olduğunu, Mahkemece arsa karşılığı inşaat sözleşmesinin en iyi şartlarla yapılmış olduğu, anılan şartların kooperatif üyelerinin menfaatine uygun olduğu sonucuna varılmış ise da bu değerlendirmenin somut olgulara ve gerçekliğe tamamen aykırı ve isabetsiz olduğunu, dava konusu kooperatif arsasının yüzölçümüne niteliklerine, maddi değerine, jeopolitik önemine ve stratejik konumuna, imara elverişliliğine yönelik hiçbir tespit ve derlendirme yapılmadığı gibi bu hususlara ilişkin somut olgu ve gerçekler hiç dikkate alınmadan somut verilere ve gerçeklere açıkça aykırı, yüzeysel ve genel geçer ifadelerle sonuca gidildiğini, dava konusu genel kurul kararlarıyla kooperatif yönetimi tarafından dava dışı firmayla imzalanmış olan sözleşmede firmanın inşaat yapacağı söylenilen alanın, kooperatife ait yaklaşık 30.000 metrekare büyüklüğündeki 47 parselden oluşan alanla birlikte nakliyat ambarlarının bulunduğu ve bağımsız mülkiyete tabi parsellerin ve ambarlar arasında geliş gidişleri sağlayan yolların bulunduğu diğer alanların oluşturduğu nakliyat ambarları sitesinin tamamını kapsadığını, bu alanın büyüklüğünün imar planı değişikliğine karşı açılmış olan davalarda tespit edilen son hususlara göre yaklaşık 156.000 m2 olduğunu, firmanın bağımsız mülkiyet parsellerden (yaklaşık 258’er metrekarelik) her birine peşin olarak 750.000 USD ödemiş olmasının, metrekeresine yaklaşık 2.900 USD ödediğini gösterdiğini, buna karşın, firmanın kooperatif arsasına karşılık kooperatife verileceği söylenen dairelerden her birini lansman tarihinde 150.000 USD bedelle geri almayı garanti etmiş olmasından da kooperatif arsasının değerinin (244 X 150.000 USD) 36.600.000 USD olarak kabul edildiğini, buradan da metrekaresine yaklaşık 1.200 USD değer biçildiğini gösterdiğini, bağımsız mülkiyetteki parsellerin metrekaresine 2.900 USD peşin ödeyen firmaya aynı alandaki kooperatife ait arsa metrekaresinin 1.200 USD bedelle verilmeye çalışıldığını, imar artışı hakkının mahfuz tutulması ile ilave m2 artışının kooperatif lehine sağlanmış olması ile sözleşmede kooperatife kalacak olan net 62 m2 1+1 den daha yüksek yaklaşık 2+1 veya 3+1 gibi bir paya yükselecek olduğundan söz edilmiş ise de 244 adet daireden hangilerinin net alanının artırılacağı, neden hepsi değil sadece bazıları (ki bu bazılarının hangi üyelere verilecek olan daireler olacağı) sorusunun cevapsız olduğunu, kooperatif üyeleri arasında eşit davranılmaması, bu projeyi destekleyenlere iltimaslı davranılıp muhalif olanlara cezalandırmak için alan artışı yapılmamış daire verilmeye çalışılması sonucu doğuracak olan bu hususun öne sürülmesinin dahi başlı başına ortada bir iyi niyetin bulunmadığını gösterdiğini, yaklaşık 156.000 metrekare büyüklüğe sahip nakliyat ambarları sitesinin tamamında plan değişikliğinden önceki imar durumu ve emsal itibariyle yapılması mümkün olan inşaat alanı yaklaşık 85.000 metrekare olmasına karşın plan değiştirildikten sonra inşaat alanının 156.000 metrekareye çıkmış olacağı tespit edilmiş olmakla inşaat alanının 4,5 katına kadar büyüdüğü halde artan bu inşaat alanının kooperatife verileceği söylenen dairelere eşit şekilde yansıtılmayacağının apaçık ortada olduğunu, bu açık ve net olgular ve gerçekler ortada dururken mahkemece soyut ve genel geçer değerlendirme ile sözleşmenin en iyi şartlarla imzalanmış olduğu ve iyi niyet kurallarına aykırılık bulunmadığı sonucu çıkartılmasının açıkça usule ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemenin yönetim ve denetim kurulu üyelerine huzur hakkı verilmesine ilişkin genel kurul kararının eşitlik ilkesine aykırı düşmediği şeklindeki değerlendirmesinin somut gerçeklere aykırı, isabetsiz ve subjektif bir değerlendirme olup kabulünün mümkün olmadığını, genel kurul tarihinde yapılacağı söylenen imar ve inşaata ait hiçbir plan ve proje ortada yokken ve daha projesi bile belli olmadığı halde, ek raporda yönetim ve denetim kurullarının bir takım görevleri yerine getireceklerinden bahsedilerek, 2015 genel kurulunda alelacele bir şekilde yönetim ve denetim kurulu üyelerine huzur hakkı verilmesinin karar altına alınmasının eşitlik ilkesinin ihlali olmadığı, genel kurulda huzur hakkı verilmesine ilişkin alınan kararın kötü niyet taşımadığı ve haklı olduğu sonucu çıkartılmış olmasının kabulünün mümkün olmadığını, Mahkeme tarafından teknik ve uzmanlık değerlendirmesi içerir şekilde bilirkişi incelemesi yapılması taleplerine rağmen bu yönde bir bilirkişi incelemesi yaptırılmadığını ve dosyaya sundukları hukuki mütalaanın dahi mahkemece ve bilirkişi kurulu tarafından dikkate alınmadığını, davalı kooperatifin tasfiye ya da tür değişikliği yapmak zorunda kalacağından bahisle işletme kooperatifine geçiş yapılmasının doğru olduğu savunulmuş ise de bu savunmanın kabulü mümkün olmadığı gibi, genel kurulda alınan kararla kooperatif ortaklığı için var olan ortaklık şartları kaldırılarak TC vatandaşlığına sahip olan her kişinin ortaklığa girmesinin önü açılmış olmasının kooperatifin sınırlı sayıdaki ortaklık amacına aykırılık teşkil edecek ve kooperatifin amacını ve faaliyetini ortadan kaldıracak mahiyette olduğunu, kooperatife isteyen her kişinin ortak olarak alınmasının kooperatifin asıl sahibi olan mevcut ortakların hak ve menfaatlerini haleldar ettiğinin apaçık ortada olduğunu, yönetim kurulu tarafından yetkilendirilmediği bir şirketle sözleşme imzalanmış olmasının yönetim kurulunun kötü niyetini açıkça ortaya koymakta oluşu nedeniyle genel kurulda bilanço ve gelir ve gider farkı hesabının onaylanmasına ve yönetim ve denetim kurulunun ibrasına yönelik alınan kararlardaki hukuka aykırılık iddialarının da mahkemece dikkate alınmadığını, yönetim ve denetim kurullarının görevlerini yerine getirmediğini, kooperatif için alınan bedel hakkında dahi üyelere bilgi vermeyerek kötü niyetli hareket edildiğini, genel kuruldan çok önce … firmasından bir kısım ödeme alınmış olduğu bilirkişi raporunda da tespit edilmiş olmakla genel kurulda dahi bu paranın alındığının açıkça üyelere bildirilmemesi ve ısrarla bu bilginin saklanması karşısında oylanan bilanço ve gelir gider farkı hesabına güvenilmeyeceğinin de açık olduğunu, mahkemece bu hususta bir değerlendirme yapılmayıp bir gerekçe gösterilmeksizin davanın reddine karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Birleşen Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/653 Esas sayılı dosya davacısı … vekili istinaf dilekçesinde; ana sözleşmenin 43. maddesi uyarınca yönetim kurulu üyelerinin ortak olma şartının dikkate alınmadığını, bu maddeye göre yönetim kurulu üyelerinin kendileri ile ilgili şartları eksik olduğundan halen yönetim kurulu üyesi olduğundan bahsedilemeyeceğini, yetkisiz bir yönetim kurulunun, vasfını kaybettiğinden yaptığı işlemlerin tümünün ve hatta genel kurul çağrısının dahi hükümsüz hale geldiğini, ana sözleşmenin 24. maddesi gereğince ortaklıkların düşme tehlikesi gerekçesi ile kooperatifin tür değişikliğine gidilmesinin ortaklıktan çıkarılma şartlarını taşıyan ortaklar yönünden şahsi bir husus olup oylamaya katılamayacaklarının hiç dikkate alınmadığını, kaldı ki, tür değişikliği oylamasının sebebi açıkça üyeliği kaybedecek üyelerin haklarının korunması olarak beyan edilmiş olup zaten ana sözleşmenin 24. maddesi ve kooperatifler kanunun 50. maddesinde açıkça belirtildiği için üyenin kendi ile ilgili bu hususta oy kullanma hakkı bulunmazken yapılan oylamanın geçersiz olduğunu, imzalanmış bir sözleşme ile ilgili yetki alınmasının hukuka aykırı olduğunu, bir an için imzalanmış sözleşmeye onay alınacağı kabul edilse dahi sözleşme metni sunulmadan oylama yapılmasının da iptal sebebi olduğunu, bilirkişi heyeti tarafından, yapılan sözleşmenin kooperatifin lehine olduğuna yönelik değerlendirmenin doğru olmadığını, bilirkişilerin emsal verirken istanbul’un merkezinde E-5 karayolu kenarında bulunan ve toplam yüz ölçümü 156.000 m2 olan bu arazinin istanbul’da neredeyse eşi benzeri olmadığını dikkate almadığını, ana sözleşmenin 33. maddesinde “genel kurulda kararlar ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır” hükmüne aykırı olarak 12. madde ile ilgili karar yeter sayısının tespit edildiğini, ortaklar cetveline imza atan 123 kişi üzerinden hesaplamanın yapılması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Asıl ve birleşen dosyalar davalısı kooperatif vekili istinaf başvurularına karşı cevap dilekçesinde davacıların istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Asıl ve birleşen davalar 28.05.2015 tarihli genel kurul kararların 6, 7, 8, 9, 10 ve 12 gündem maddelerinin geçersiz olduklarının tespiti, mümkün olmadığı taktirde iptali istemine ilişkin olup ayrıca alınan kararların tümüyle geçersizliğinin tespiti de talep konusu edilmiştir. Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/616 Esas 2015/582 Karar sayılı kararı ile açılan davanın Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/628 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/653 Esas 2015/663 Karar sayılı kararı ile açılan davanın Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/628 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/635 Esas 2015/574 Karar sayılı kararı ile açılan davanın Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/6535 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/619 Esas 2015/555 Karar sayılı kararı ile açılan davanın Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/628 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Davalı kooperatifin 28/05/2015 tarihli 2014 olağan genel kurulunda alınan kararlardan; -6. ve 7. maddeler davacılar … ve …, -8. madde … ve …,-9. madde davacılar … ve …, -8. 9. ve 10. maddeler davacı … AŞ, -8. 9. 10. ve 12. maddeler davacı … tarafından dava konusu edilmiştir. Davacılar tarafından dava konusu edilen, davalı kooperatifin 28/05/2015 tarihli 2014 olağan genel kurulunda alınan kararlar aşağıda gösterildiği şekildedir.”Madde 6 – Okunan raporlar ile bilanço ve gelir-gider farkı hesapları müzakereye açıldı. Söz alan ortaklardan … yönetim ve denetim kurulunun görevlerini layıkıyla yerine getiremedikleri için yönetim ve denetim kurulunu ibra etmeyeceklerini bildirdi. Yapılan görüşmelerden sonra raporlar ayrı ayrı oylamaya sunuldu. Yönetim kurulu yıllık çalışma raporu, denetim kurulu raporu ile 2014 yılı bilançosu ve gelir-gider farkı hesapları 22 ret oyuna karşı 78 kabul oyu ile oy çokluğuyla kabul edildi. Madde 7 – Yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ibrasına geçildi. Ayrı ayrı yapılan oylama sonucunda yönetim kurulu 19 ret oyuna karşılık 92 kabul oyu ve oy çokluğu ile ibra edildi. Denetim kurulu 18 ret oyuna karşılık 82 kabul oyu ve oy çokluğu ile ibra edildi. Yönetim ve denetim kurulu üyeleri kendi ibralarında oy kullanmadılar. Madde 8 – Site işletme kooperatifi ana sözleşmemizin gayrimenkul işletme kooperatifi ana sözleşmesi ile değiştirilmesi ve kooperatif unvanının da Sınırlı Sorumlu İstanbul Nakliyat Anbarları Gayrimenkul İşletme Kooperatifi olmasına yönelik bilgi verilmesi ve karar alınması maddesinde kooperatif başkanı mevcut site işletme kooperatifinin daha evvel ortaklara işyeri yapmak amacı ile kurulan toplu işyeri yapı kooperatifinin tür değiştirmesi sonucu oluştuğunu, amacının sitenin hizmetlerinin görülmesi olduğunu, ana sözleşmenin 10. maddesinde kooperatifin ortağı olmak için site içinde işyeri sahibi olma şartının bulunduğunu, bu nedenle işyerini satan ortakların ortaklık şartlarını kaybetmiş olacaklarından mağduriyetlerinin söz konusu olduğunu, ayrıca mevcut site isletme kooperatifi ana sözleşmesinde her ortağın en az iki pay alması gerektiği hükmünün yer aldığını, bu şartın mümkün olmadığını, bu nedenlerle site işletme kooperatifinin yapılan kat karşılığı işlerine uygun düşmediğini, bu konunun Bakanlık nezdinde araştırıldığını ve en uygun kooperatif türünün gayrimenkul işletme kooperatifi olduğunun tespit edildiğini, kooperatifin elindeki mevcut arsaların ortaklar yararına ancak bu statü ile değerlendirilmesinin mümkün olduğunu tespit ettikten sonra mevcut site işletme kooperatifinin gayrimenkul işletme kooperatifine dönüşmesi ile ilgili mevzuatın öngördüğü prosedürlerin tamamlandığını, yani bu değişikliğe izin vermeye yetkili olan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğünce istenilen bütün belge ve bilgilerin adı geçen Bakanlığa sunulduğunu, Bakanlığın gerekli incelemeleri yaptıktan sonra 29/01/2015 tarih ve … sayılı yazısı ile tür değişikliğine izin verdiğini açıkladı. Konu ile ilgili olarak ortaklardan … ana sözleşme değişikliğinin hangi maddelerinin değiştigi açıkça belirtilmediği için ana sözleşme değişikliğini reddettiğini bildirdi. Ortaklardan … ana sözleşme değişikliğinin aynı ortak sayısının olması ve aynı şartlar ile hakların korunması şeklinde oylanmasını talep etti. Yapılan oylamada kooperatifimize ait anasözleşmenin gayrimenkul işletme kooperatifi anasözleşmesi ile değiştirilmesine, kooperatif unvanının da “Sınırlı Sorumlu İstanbul Nakliyat Anbarları Gayrimenkul İşletme Kooperatifi” olması, 19 ret oyuna karşılık 87 kabul oyu ile ve oy çokluğuyla kabul edildi. Madde 9 – Kooperatifimizin 17/06/2014 tarihinde yapılan 2013 yılı olağan genel kurul toplantısında alman 10 ve 11 no’lu kararların, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/04/2015 tarih ve E. 2014/1005, K. 2015/230 sayılı kararı gereğince, yeniden değerlendirilerek, eksikliklerin giderilmesi ve karara bağlanması maddesinde kooperatif başkanı … daha evvel 17/06/2014 tarihinde yapılan 2013 yılı ile ilgili genel kurulun 10. ve 11. maddelerinde inşaatın yapım yönteminin kat karşılığı olduğuna dair karar alındığını, bu kararda “Kooperatife ait olan Zeytinburnu İlçesi … Sitesi, … ada .., .., .. ve … nolu parseller, … ada …,.., … ve … nolu parseller, … ada .., …, …, … nolu parseller, … ada …, …, … ve … nolu parseller, … ada …, …, … ve … nolu parseller, … ada …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … nolu parseller, … ada …, …, …, …, …, …, …, … ve … nolu parseller, … ada 1 nolu parsel, … ada …, … ve … nolu parsellerden ibaret olup toplam 29.267 m2 yüzölçümlü arazinin” … Ticaret Anonim Şirketi’ne ipotek mukabili ve teminat karşılığı olmak üzere arsa payı karşılığı yöntemi ile değerlendirilmesine karar verildiği, paylaşımda 244 adet net alanı en az 62 m2 ve en az 1 + 1 dairenin kooperatife verileceğine dair karar alındığı halde, genel kurul tutanağına asgari pay oranının, yüklenici firmaya bırakılacak azami arsa pay oranın yazılmaması, ayrıca bir arsaya ihtiyaç olup olmadığının belirtilmemiş olması nedeniyle görülen davada bu hususlar eksik görülmüştür. Bu nedenle aynı maddeler bu genel kurulda da gündem maddesi yapılarak yargı tarafından eksik görülen hususların giderilmesi amaçlanmıştır. Bu durumda; Yönetim Kurulu tarafından Genel Kurulca kararlaştırılması gereken metin yazılı olarak divan heyetine sunulmuş olup, haziruna okunarak oylatılması istenmiştir. Divan Başkanı tarafından okunan; -Kooperatife ait olan Zeytinburnu İlçesi … Sitesi, … ada …, …, 21 ve … nolu parseller, … ada 1, 7, 25 ve 33 nolu parseller, … ada 1, 8, 26, 35 nolu parseller, … ada 1, 9, 25 ve 32 nolu parseller, … ada 1, 11, 27 ve 34 nolu parseller, … ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 26 ve 34 nolu parseller, … ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 8, 25 ve 33 nolu parseller, … ada 1 nolu parsel, … ada 1, 2 ve 3 nolu parsellerden ibaret olup toplam 29.267 m2 yüzölçümlü arazinin pazarlık usulü ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu edilmesine, -Belirlenen bu değerlendirme yöntemine bağlı olarak yapılacak arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, kooperatifin asgari payının en az %38’den aşağı olmamak koşulu ile, net alanı en az 62 m2 olan … nitelikte (en az 141 bölümden oluşan) toplam 244 adet bağımsız bölümün, kooperatife verilmesine ve ayrıca 2.000.000,00 (ikimilyon) USD karşılığını içerir nakdi paranın alınması, yüklenici firma olan … Ticaret Anonim Şirketi’ne verilen arsa payının azami %62 olmasına, mevcut imar durumunda artış olması halinde bu artışın taraflara bırakılacak bağımsız bölümlerin net alanlarına göre yapılacak sözleşmede yürürlükteki emsal artışının taraflara yukarıdaki oranlar dahilinde olarak yansıtılacağına ve kooperatifin faaliyetleri için mevcut arsalara ihtiyacı olmadığına ve ayrıca bütün bu hususları ve inşaatın yapımına ilişkin diğer hususları kapsamlı şekilde belirten ve 17/06/2014 tarihli genel kuruldan alınan yetkiye istinaden yüklenici firma …Anonim Şirketi ile düzenlenen İstanbul Beşiktaş … Noterliği’nin 18.8.2014 tarih ve … Sayılı Düzenleme Şeklinde Arsa payı Karşılığı İnşaat ve Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi’nin kabulüne 18 ret oyuna karşılık 100 kabul oyu ve oyçokluğuyla karar verildi. Madde 10 – … Anonim Şirketi ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu olan arsaların; 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve gerekse 3194 sayılı İmar Kanunu ve İmar Yönetmelikleri kapsamında yapılacak imar uygulaması gereği tevhit, terkin terk, ifraz, 18 vs gibi uygulamalarının yapılması, kooperatife ait parsellerin gerek görülmesi halinde diğer parsellerle birleştirilmesi (tevhidi) ve bu kapsamda gerek görülen diğer iş ve işlemlerin yapılması, kat irtifakı ve kat mülkiyetinin kurulması, toplu yapı site yönetim planının tapuya tescil edilmesi ve buna bağlı tüm konularında yönetim kuruluna yetki verilmesi konularında görüşülmesi ve onaylanması maddesinde gerekli açıklamalarda bulunuldu. Yapılan oylamada …Anonim Şirketi ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu olan arsaların; (Gayrimenkul) ilişkin olarak; Alanların Dönüştürülmesi Hakkında kanun ve 3194 sayılı İmar Kanunu ve İmar Yönetmelikleri kapsamında yapılacak 18. madde uygulaması kapsamında, ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tapu ve Kadastro Müdürlüğü, Belediyeler ve Lihkab’tan tüm işlemler için röperli kroki, çap, tapu kayıtları, imar durumu, istikamet rölevesi ve ilgili her türlü fenni evrak, bilgi ve dokümanların alınmasına ve gerekli işlemlerin yapılmasına, elektrik idareleri, …, …, …, …, mimar ve mühendis odaları velhasıl alakalı tüm resmi kurum ve dairelerde gerekli işlemlerin yapılmasına, her ölçekte imar planları yapmaya, yaptırmaya, Plan Tadilatı talebinde bulunmaya ve ilgili kurumlarda iş takiplerini yapmaya, parselasyon, ifraz ve tevhid, yola ve diğer kamu yararına terki gereken kısımları bedelli veya bedelsiz terk etmeye, trampa yapmaya, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile ilgili birimleri, Belediye, Kadastro ve Tapu Daireleri ve diğer Kamu Kurum ve Kuruluşları nezdinde olabilecek her türlü işlemleri takip ve neticelendirmeye, kat irtifakı ve kat mülkiyetinin kurulması, toplu yapı site yönetim planının tapuya tescil edilmesi konularında yönetim kuruluna 18 ret oyuna karşılık 105 kabul oyu ve oy çokluğuyla yetki verildi. Madde 12 – 2015 yılı çalışma programı ve tahmini bütçe Mali Müşavir Mesut İncedal tarafından okundu. a-Yönetim ve denetim kurulu huzur hakkının belirlenmesi maddesi görüşmeye açıldı. Yapılan görüşmeler neticesinde; Yönetim Kurulu Başkanına 4.000,00 (Dört bin Türk Lirası) TL aylık net huzur hakkı, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısına, 3.000,00 (Üç bin Türk Lirası) TL aylık net huzur hakkı, Yönetim Kurulu diğer asil üyelerinin her birine 1.000,00 (Bin Türk Lirası) TL huzur hakkı, Denetim kurulu üyelerine 800,00 (Sekiz yüz Türk Lirası) TL aylık net huzur hakkı, olarak 01.06.2015 tarihinden itibaren ödenmesi ve tahmini bütçenin okunduğu şekliyle kabul edilmesine 20 ret oyuna karşılık 51 kabul oyu ve oy çokluğuyla karar verildi. b-Bütçede fasıllar arası aktarma yapma konusunda yönetim kuruluna 19 ret oyuna karşılık 57 kabul oyu ve oy çokluğuyla yetki verildi.” Öncelikle davacılar tarafından açılan davaların dinlenebilmesi için, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53. maddesinde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde açılıp açılmadığının tespiti gerekir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla, toplantıda bulunan ortaklar ret oyu kullanıp, alınan kararlara muhalif kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirdikten sonra kararın iptali için toplantıyı kovalayan günden başlamak üzere bir ay içinde dava açabilir. “…Bu madde (1163 sayılı Kanununun 53. maddesi) metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, kooperatif genel kurul kararlarına karşı dava açabilecek pay sahipleri ve diğer kişilerin muhalefet ettikleri kararlara karşı muhalefet ettiklerini tutanağa geçirtmeleri yeterli olup, ayrıca birde muhalefet gerekçelerini yazdırmaları veya ayrı bir muhalefet şerhi içeren dilekçe vermeleri gibi bir zorunluluk aranmamaktadır. Kaldı ki, böyle bir şartın aranması hak arama özgürlüğünü zorlaştıracağında kuşku bulunmamaktadır…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/23-121 Esas 2013/1674 Karar sayılı ilamı). Buna göre muhalefet şerhinin mutlaka gerekçeli olması şart olmayıp, muhalefet iradesinin tutanaktan anlaşılması yeterlidir. Somut olayda, davacılar …, …, …, … ve …’un dava konusu ettikleri genel kurul kararlarına yönelik itirazlarını toplantı tutanağına yazdırarak, muhalefet iradesini ortaya koymuşlardır. Ayrıca davacılar tarafından dava konusu edilen genel kurul kararına karşı 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı anlaşılmıştır. Buna göre adı geçen davacılar bakımından 163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53. maddesinde belirtilen şartlar gerçekleşmiş olup davanın dinlenebilmesine yasal olarak bir engel bulunmamaktadır. Davacı … AŞ genel kurulun 8. 9. ve 10. maddelerini dava konusu etmiş ise de, davacıya vekaleten toplantıya katılan İlhan Koyunseven yalnızca 10. maddeye yönelik itirazını toplantı tutanağına yazdırarak, muhalefet iradesini ortaya koymuştur. Bunun dışında iptalini talep ettiği diğer 8. ve 9. maddelere yönelik bir muhalefet şerhi bulunmamaktadır. Genel kurulun 8. maddesinin oylanmasına geçilmeden önce davacıya vekaleten genel kurula katılan İlhan Koyunseven, ana sözleşme değişikliğinin hangi maddelerinin değiştiği açıkça belirtilmediği için ana sözleşme değişikliğini reddettiğini bildirmiş ise de oylama öncesi yapılan görüşme sırasında, sonradan alınacak karara esas olması muhtemel bir öneriye karşı olunduğunun belirtilmesi, alınan karara muhalif olunduğu anlamını taşımamaktadır. Yani muhalefetin, görüşülen öneriye değil, alınan karara karşı yapılması gerekmektedir. Bu nedenle 8. maddeye yönelik usulüne uygun bir muhalefet şerhinin bulunduğundan söz edilemez. Öte yandan davanın yasal süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. O halde davacının, genel kurulun 10. maddesine yönelik açtığı davanın dinlenmesine yasal bir engel bulunmamakta olup iptali istenen 8. ve 9. maddeler yönünden, usulüne uygun bir muhalefet şerhi bulunmadığından davanın dinlenebilmesi şartı sağlanamamış ise de davacı, kooperatif üyelik şartlarını taşımayan kişilerin toplantıya katılması sağlanarak bu kişilere oy kullandırıldığı iddiasını ileri sürdüğünden, bu yöndeki iddiaya dayalı olarak muhalefet şerhi koşulu olmaksızın dava açılabilmesi mümkündür. Ayrıca söz konusu maddeler bakımından butlan sebebinin bulunup bulunmadığının da muhalefet şerhine bağlı olmaksızın değerlendirilmesi gerekir. Bu durumda 8. ve 9. madde ile ilgili söz konusu iddianın doğruluğu ve butlan sebebinin bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekir. Davacılar … ve … tarafından yasal süresi içerisinde açılan davada, genel kurulun 6. ve 7. maddeleri dava konusu edilmiş ise de, yalnızca 6. maddeye yönelik itirazlarını toplantı tutanağına yazdırarak, muhalefet iradesini ortaya koymuşlardır. Bunun dışında iptali talep edilen 7. maddeye yönelik bir muhalefet şerhi bulunmamaktadır. Ancak davacılar, kooperatif üyelik şartlarını taşımayan kişilerin toplantıya katıldığı ve oy kullandığı gibi gündemin belirlenmesi ve genel kurula davet işlemlerinin yetkisiz bir yönetim kurulu tarafından gerçekleştirildiği iddialarını ileri sürdüğünden, bu yöndeki iddialara dayalı olarak muhalefet şerhi koşulu olmaksızın dava açılabilmesi mümkündür. Ayrıca söz konusu maddeler bakımından butlan sebebinin bulunup bulunmadığının da muhalefet şerhine bağlı olmaksızın değerlendirilmesi gerekir. Bu durumda . madde ile ilgili söz konusu iddianın doğruluğu ve butlan sebebinin bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekir. Dava konusu genel kurul kararları bakımından 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53. maddesinde belirtilen şartların tartışılmasından sonra söz konusu kararların toplantı ve karar yeter sayısına uygun olarak alınıp alınmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Davalı kooperatifin 28/05/2015 tarihli 2014 olağan genel kurulunun 8. maddesi ile anasözleşmenin gayrimenkul işletme kooperatifi anasözleşmesi ile değiştirilmesine karar verilmiş olup toplantı ve karar nisabına ilişkin hükümler yönünden söz konusu genel kurul yapılırken yürürlükte olan İşletme Kooperatifi Anasözleşmesi hükümleri dikkate alınacaktır. Kooperatif anasözleşmesinin “Görüşme ve Karar Nisabı” başlıklı 33/1 fıkrası, “Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortaklardan genel kurula katılma hakkına sahip olanların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması gerekir. İlk toplantıda nisap temin edilmediği takdirde, ikinci toplantıda nisap aranmaz.” hükmünü içermektedir. 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 45/2,3 fıkralarında ise “Genel kurul, anasözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı anasözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantılarında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda, toplantıya başlanmadan önce genel kurul toplantı tutanağında yapılan tespitlere göre, yönetim kurulu tarafından 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 26. maddesindeki niteliklere ve ortaklar kayıt defterindeki kayıtlara uygunluğu onaylanıp hazırlanan ve ortakların incelemesine sunulan ortaklar listesinde kayıtlı 180 ortaktan 115 ortağın asaleten ve 13 ortağın vekaleten olmak üzere toplam 128 ortağın toplantıda hazır bulunduğu görülmekle buna göre az önce bahsedilen 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu ve kooperatif anasözleşmesi hükümlerine göre toplantı yeter sayısının mevcut olduğu anlaşılmıştır. Kooperatif anasözleşmesinin “Görüşme ve Karar Nisabı” başlıklı 33/2,3,4 fıkraları “Genel kurulda kararlar, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır. Ancak kooperatifin dağılması, diğer bir kooperatifle birleşmesi veya anasözleşmede değişiklik yapılması ile ilgili kararlar ortaklar cetvelinde imzası bulunanların 2/3 çoğunluğu ile verilir. Sorumluluk hükümlerinin değiştirilmesine ilişkin genel kurul kararlarında 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 52. maddesi hükmüne göre işlem yapılır.” hükmünü içermektedir. 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 51. maddesinde ise “Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça Genel Kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur. Kooperatifin dağılması veya diğer bir kooperatifle birleşmesi ve anasözleşmenin değiştirilmesi kararlarında fiilen kullanılan oyların 2/3’ü çoğunluğu gereklidir. Anasözleşme, bu kararların alınması için oy çoğunluğu hakkında daha ağır hükümler koyabilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Genel kurulun 6. maddesinin, 22 ret oyuna karşı 78 kabul oyu ile oy çokluğuyla kabul edildiği, genel kurulun 7. maddesine göre, yönetim kurulunun, 19 ret oyuna karşılık 92 kabul oyu ve oy çokluğuyla ibra edildiği, denetim kurulunun ise, 18 ret oyuna karşılık 82 kabul oyu ve oy çokluğuyla ibra edildiği, genel kurulun 8. maddesinin 19 ret oyuna karşılık 87 kabul oyu ile ve oy çokluğuyla kabul edildiği, genel kurulun 9. maddesinin 18 ret oyuna karşılık 100 kabul oyu ve oyçokluğuyla kabul edildiği, genel kurulun 10. maddesinin 18 ret oyuna karşılık 105 kabul oyu ve oy çokluğuyla kabul edildiği, genel kurulun 12. Maddesinin “a” bendinin 20 ret oyuna karşılık 51 kabul oyu ve oy çokluğuyla, “b” bendinin ise 19 ret oyuna karşılık 57 kabul oyu ve oy çokluğuyla kabul edildiği, buna göre kararların, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu ve kooperatif anasözleşmesi hükümlerinde öngörülen karar nisaplarına uygun şekilde alındığı anlaşılmıştır. Zaten genel kurulun 12. maddesi dışında, alınan diğer dava konusu kararlar bakımından karar nisabına yönelik davacıların bir itirazı da bulunmamaktadır. Birleşen dosya davacısı …, anasözleşmenin 33. maddesi uyarınca; genel kurulda kararların, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan bir fazlasının oyu ile alınacağının düzenlenmesine rağmen genel kurulun 12. maddesinde, belirtilen nisaba uyulmadan karar alındığını, bu nedenle bu hususun 33. madde hükmüne aykırılık içerdiğini iddia etmiştir. “… Her ne kadar davalı kooperatife ait ana sözleşmenin 33. maddesinin 2. fıkrası, genel kurulda kararların, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınacağı hükmünü haiz ise de, anılan maddenin bütünü nazara alınıp, BK.’nun 18. maddesi hükmü ile birlikte yorumlandığında, anılan hükmün ağırlaştırılmış nisap getirme amacıyla konulmamış olduğu sonucuna varılmaktadır. Hazır bulunanlar cetveli ise, genel kurul toplantısına iştirak eden ortaklara, toplantıya katıldıklarını imzaları ile tasdik imkanı veren bir belge olup, bu listede imzası bulunanların toplantıyı sonuna kadar izleme ve kararlara katılma yükümlülüğü getiren yasal ve sözleşmesel bir düzenleme bulunmamaktadır. O halde yasa veya anasözleşmede belirlenen toplantı nisabını etkilememek kaydıyla, toplantıya katılan ortakların bir bölümünün daha sonra genel kuruldan ayrılmaları mümkündür ve bu durumda karar yeter sayısının, görüşme sırasında kalan üyelerin sayısı üzerinden hesaplanması gereklidir. Aksi halde, karar almak imkansız hale ve kooperatif çalışamaz duruma getirilmiş olur. Hukuki işlemi batıl kılacak yorum yerine, onu geçerli hale getirecek yorum tarzının tercih edilmesi, çağdaş hukukta kabul gören bir yorum tarzıdır. 1163 Sayılı Koop. K.’nun 45 ve 51. maddeleri ile aynı olan ana sözleşmenin 33. maddesinin diğer fıkraları hükümleri de, bu kabulü doğrular niteliktedir. Bu açıklamalar uyarınca somut uyuşmazlıkta, dava konusu 11.06.2006 tarihli genel kurul toplantısına 49 ortak ile başlanmışsa da, yönetim ve denetim kurulu seçimine ilişkin 10. gündem maddesi görüşülürken toplam 46 oyun kullanıldığı, dolayısıyla karar yeter sayısının 24 olduğu, yeni yönetim ve denetim kurulunun da 24 oy alarak seçildiği anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca, davacının 10. gündem maddesiyle alınan karara yönelik iptal talebinin de reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir…” (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2007/6626 Esas 2008/8310 Karar sayılı ilamı. Ayrıca Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2009/2413 Esas 2010/8313 Karar, 2006/14038 Esas 2008/991 Karar sayılı ilamları da aynı yönde). Buna göre genel kurulun 12. maddesinde alınan kararın oylamasına fiilen katılanların sayısı, maddenin “a” bendi bakımından 71, “b” bendi bakımından 76 olduğu, kullanılan kabul ve ret oylarına göre karar yeter sayılarının sağlanmış olduğu, yasa veya anasözleşmede belirlenen toplantı nisabının etkilendiğine yönelik bir itirazın da bulunmadığı dikkate alındığında somut olayda Yargıtay ilamında da vurgulandığı şekilde karar nisabının mevcut olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davacının bu yöne ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir. Hem asıl hem de birleşen davalarda, ortaklık şartlarını kaybetmiş olan ortakların, ortaklıktan çıkartılmasına yönelik bir işlem yapılmadığı için genel kurula katılıp oy kullandığı gibi aynı zamanda genel kurul gündeminin hazırlanması ve üyelerin genel kurula davet edilmesi işlemlerinin ortaklık şartlarını kaybetmesi sebebiyle yetkisiz hale gelen yönetim kurulu tarafından yapıldığı gerekçesiyle genel kurulda alınan kararların tümünün batıl ve geçersiz olduğu iddia edilmiştir. “…Diğer yandan, 1163 sayılı Kooperatif Kanunu’nun 16/son maddesi uyarınca, ihraç kararı verilen ortakların hak ve yükümlülükleri ihraç kararı kesinleşinceye kadar devam edeceğinden, ihraç kararı genel kurul tarihine kadar kesinleşmeyen ortakların genel kurul toplantısına çağrılması zorunlu olup, genel kuruldan geriye doğru bir ay önce üyeliğe kaydı yapılıp istifa etmeyen, üyelik hisselerini devretmeyen ya da genel kurul tarihine kadar ihracı kesinleşmeyen üyelerin baştan ya da sonradan üyelik koşullarını kaybetmiş olsalar bile, üyelikleri kendiliğinden düşmeyeceğinden, bu üyelerin genel kurula çağrılmaları, katılmaları ve oy kullanmaları mümkün ve geçerlidir…” (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2014/10792 Esas 2015/7101 Karar sayılı ilamı). 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 16/5 maddesinde, haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamayacağı, bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülüklerinin, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam edeceği düzenlenmiş olup anasözleşmenin 14/5 maddesinde de, haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların, ortaklık hak ve yükümlülüklerinin çıkarma kararı kesinleşinceye kadar devam edeceği belirtilmiştir. Buna göre az önce değinilen kanun ve anasözleşmenin ilgili maddelerinde ortaklıktan çıkarmaya yönelik usulden de bahsedilmiştir. Bu durumda mevcut ortaklar, iddia edildiği üzere sonradan ortaklık koşullarını kaybetmiş olsalar bile üyelikleri kendiliğinden düşmeyecektir. Bu nedenle haklarında ortaklık koşullarını kaybettiğinden bahisle belirtilen usule göre işlem yapılmamış yada istifa etmemiş ortakların genel kurula katılmalarında, oy kullanmalarında, yönetim kurulu üyesi seçilip bu görevi devam ettirmelerinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Netice olarak bu kişilerin, ortaklık hak ve yükümlülükleri haklarında verilecek çıkarma kararı kesinleşinceye kadar devam edecektir. O halde davacıların, ileri sürdüğü bu sebebe bağlı olarak genel kurulda alınan kararların tümünün batıl ve geçersiz olduğu iddiaları yerinde değildir. Dava konusu edilen genel kurul kararları bakımından yukarıda yer alan değerlendirmelerden sonra bu kararların yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığı, iptali yada butlanını gerektirir bir halin bulunup bulunmadığının incelenmesine geçilmiştir. Mahkemece bilirkişi heyetinden rapor ve ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 20/03/2017 tarihli raporda; davalı kooperatifin dava dışı … Tic. A.Ş ile yapmış olduğu kat karşılığı inşaat sözleşmesinde yapılacak inşaat için arsa bedeli olarak verilecek katlar haricinde ödenecek 2.000.000 USD’den alınan 500.000 USD karşılığı 1.163.450,00 TL’yi 05.01.2015 tarihinde … yevmiye numarası ile 102.03.001 no.lu Bankalar hesabına kaydetmiş olduğu, davalı kooperatifin 1.163.450,00 TL’nin; 51.033,98 USD karşılığı 137.439,63 TL’sini 05.06.2015 tarihinde, 25.000,00 USD karşılığı 72.275,00 TL’sini 20.10.2015 tarihinde, 10.000,00 USD karşılığı 29.200,00 TL’sini 20.12.2015 tarihinde TL’ye çevirip 102.01.01 no.lu Bankalar (vadesiz) hesabına aktardığı, TL’ye çevrilip vadesiz hesaba aktarılan toplam 86.033,98 USD karşılığı toplam 238.914,63 TL’nin bir bölümünün Kooperatif Yönetim Kurulunun aylık huzur hakkı ödemeleri olmak üzere çeşitli giderlere harcandığı, davalı Kooperatifin dava dışı … Turz. İnş. Gayr. Yatırım Tic. A.Ş’den almış olduğu 500.000,00 USD’nin Türk Lirasına çevrilmeyen 413.966,02 USD’sinin davalı Kooperatifin döviz hesabında mevcut olduğu, toplantı ve kararlarının iptaline yönelik toplantı ve karar nisaplarının, Kooperatifler Kanunu ve anasözleşme şartlarının yerine getirilmesi sebebiyle geçerliği olduğu, gerek toplantıya üye olmayanların katıldığı, gerek yönetim kurulu üyelerinin üyeliklerinin geçersizlik iddiaları, gereksede alınan kararların Kooperatifler Kanunu ve anasözleşmeye göre iptal, iyiniyet kurallarına aykırılık ve mutlak butlan-hükümsüzlük şartlarına dair iddiaları yönünden yapılan incelemde genel kurula katılım ve yönetim kurulunun çağrı ile gündeme dair tüm işlemlerinin geçerli olduğu, davalı kooperatif tarafından yapılan 2013 yılı genel kurulu için, alınan kararlara yönelik Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1005 esas sayılı ilamına yönelik Yargıtay tarafından bozma kararı verilerek … ile yapılan sözleşmenin (bu genel kurulun 10 ve 11. maddeye yönelik asgari oran belirlenmesi hariç) mutlak butlan-hükümsüzlük olarak görülmediği ve bu kararla davalı kooperatif lehine usul-i müktesep hak olduğundan aynı konunun tekrar dava konusu edilemeyeceği, yine bozma kararında sözleşmenin geçerli olduğu kabulünün bir sonucu olarak bu sözleşme ile kazanılmış olan hakların, tekrar geri alınmasına ya da iptaline yönelik genel kurul kararı alınamayacağı, bu tür kararların mutlak butlan ile hükümsüz olacağı, bu nedenlerle 28.05.2015 tarihli genel kurulda, 2013 yılına ait genel kurul ile alınan içinde kabul edilen ve Yargıtay tarafından da geçerli olan sözleşmenin, sadece asgari oran yönünden yeniden değerlendirmesi olduğundan ancak bu oranların yerine getirilmediğinin şartları varsa dava konusu edilebileceği, sözleşmenin tümünün geçerliliğinin ise dava konusu edilemeyeceği, 28.05.2015 tarihli genel kurul kararlarına yönelik diğer iddia konusu edilen iptal-mutlak butlan-hükümsüzlük şartlarının ise dosya açısından geçerli bulunmadığı ve alınan kararların iyiniyet kurallarına aykırı görülmediği, 28.05.2015 tarihli genel kurulda alınan kararlardaki sözleşme, ekleri ve sözleşmedeki yerlerin bir bütün değerlendirilmesi ile; davalı kooperatif tarafından ihbar olunan … şirketi ile yapılan sözleşmenin, 2013 tarihli genel kurulda alınan ancak 10. ve 11. maddesinin Yargıtay tarafından eksik görülmesi sebebiyle davalı kooperatifin 28.05.2015 tarihli genel kurulunca giderilerek kabul edilen sözleşmeye göre kooperatife verilecek %38’e karşılık (daha aşağı olamayacağı, fakat imar artışından aynı oranlarla hak sahibi bulunması) yükleniciye verilen %62 asgari oranlar dikkate alındığında arsa karşılığı inşaat sözleşmesinin en iyi şartlarla yapılmış olduğu, anılan şartların kooperatif üyelerinin menfaatine uygun olduğu ve ayrıca imar artışı hakkının mahfuz tutulması ile ilave m2 artışının da kooperatif lehine sağlanmış olması ile sözleşmede kooperatife kalacak olan net 62 m2 1 + 1’den daha yüksek yaklaşık 2 + 1 veya 3 + 1 gibi bir paya yükselecek olması, tüm proje, tadilat, imar, tevhit, ifraz vb. işlemlerin takip ve masraflarının da yükleniciye ait olması ve teminat alınması gibi sözleşmede lehe bulunan bir çok nedenlerle, aynı konuda emsal olabilecek başka bir sözleşmeye göre en iyi şartlarda sözleşme akdedildiğini kanaatine varıldığı, huzur hakkına yönelik olarak Yargıtayın bir kararında, mutlak eşitliğin veya nispi eşitliğin yasa tarafından buyurucu hüküm olarak öngörüldüğü hallerde de bu hususun aksi ana sözleşme ile düzenlenemeyeceği, bunun dışında, eşitlik ilkesine uygun eşitsizlikte yaratmamak kaydıyla, ana sözleşme ile istenilen hususlara da yer verilebileceği, özellikle nispi eşitliği sağlayan ölçü, kooperatifin amacını elde edilmesine yardım ediyorsa ana sözleşmede düzenlenmemiş olsa bile usulüne uygun olarak alınan genel kurul kararıyla da kabul edilebileceğine karar verdiği (E.1981/287,k.1981/910.YKD 1981,5.9 1155 vd), Yargıtayın, olayda yarım kalmış kooperatif inşaatının, üstün gayretleriyle tamamlayan yönetim kurulu üyeleri ile emanet komisyonu üyelerinin kurasız diledikleri daireyi almalarına dair genel kurul kararını eşitlik ilkesine aykırı görmediği, somut olayda ise, görevlendirilen yeni yönetim ve denetim kurulunun ise gerek Hadımköy’de yeni ambar yapım olayının takibi, gerek … şirketi ile yapılan sözleşme ve bu sözleşmenin şartlarına uygun tamamlanarak sonlandırılması gibi yapım sürecinde, özellikle denetim görevini de üstleneceği, bu sözleşmenin inşaat denetimi, geçici ve kesin kabul gibi süreçlerinin denetiminin de basit bir görev olmadığı, ayrıca bunun için dışarıdan bir teknik ekip ile ücretli anlaşma yapılması gerektiği de bilinen bir gerçek olduğu karşısında, süreç süresince gerek denetim gerek yönetim kurulu üyelerine farklı kişilerinde seçilmesi halinde de bu süreç sonuna kadar alınan karardaki veya eşdeğer huzur ücret takdirinin, iyiniyet kurallarına aykırı olmayacağı ve hem fahiş olarak değerlendirilemeyeceği, hem de eşitlik ilkesine de aykırı düşmeyeceği belirtilmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 21/02/2018 tarihli ek raporda; davalı kooperatifin dava konusu edilen genel kurula çağrı, genel kurul toplantısı ve toplantı nisapları ile alınan kararlara yönelik itirazların geçersiz olduğu, gündemde bulunan bu toplantılarda Kooperatifler Kanunu ve Kooperatif Ana sözleşme şartlarının yerine getirildiğinin tespit edildiği, genel kurul için toplantı için yapılan tüm işlemlerin ve genel kurulda alınan tüm kararların geçerli olduğu, yine yapılan toplantı ve alınan kararlara yönelik olarak kooperatife üye olmayanların katılmasının, sadece iddiadan öte bir bulgu ve belgeye dayanmadığı, yönetim kurulu ve kooperatif genel kurul hazirun listesinde bulunan üyelerinin, kooperatif ortaklık kayıtlarında bulunduğu, ayrıca yapılan tespitlere göre üyelik sıfatlarının genel kurulun kabulünde bulunduğu ve bu genel kurulda alınan tüm kararların, kanun ve ana sözleşmeye göre ne iptal, ne iyi niyet kurallarına aykırılık ne de butlan/hükümsüzlük şartlarını taşımadığı, davalı kooperatifçe yapılan tür değişikliği ile işletme kooperatifine geçiş yapmış olduğu ve daha sonra bu dür değişikliğinin, vergisel nedenlerle bakanlığa başvurularak verilen izne dayalı olarak “Gayrimenkul” şeklinde olması yönünde karar alındığı, bu şekilde alınan kararın, tüm kooperatif üyelerinin menfaatine olduğunun görüldüğü, davalı kooperatifin ve üyelerin tümünün menfantine olan bir hususun dava edilmesinin iyi niyet kurallarına aykırı bulunduğu, dava konusu edilen 2015 tarihli genel kurulda, “sözleşmenin asgari oranlarını belirleyen ve arsaya ihtiyaç bulunmadığına dair karardan ” daha önce ve 2013 yılı genel kurulda verilen yetki ile 2014 yılında imzalanan aynı sözleşmenin bulunduğu karar aleyhine, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1005 esas sayılı ilamı ve ilamın Yargıtay tarafından denetimi sonucunun “Usul-i Müktesep Hak” yönünden değerlendirildiğinde; 2013 yılına ait genel kurulun ve bu genel kurulda verilen yetkiye dayanarak yapılmış olan yüklenici ile olan sözleşmenin de butlan olarak dava edildiği genel kurul kararları, Yargıtay tarafından da mutlak butlan olarak değil, iptal edilebilirlik görülüp, sadece “asgari oranların ve arsaya ihtiyaç bulunup, bulunmadığı” yönündeki eksikliklerin giderilmesinin tespit edildiği, diğer yönlerden ise bozma nedeni yapılmadığından, bunun dışındaki hususların tekrar butlan-yokluk-iptal konusu yapılmasının usul-i müktesep hak gereği mümkün olmadığı gibi, aynı konu ve gerekçe ile ayrı bir dava konusu yapılmasının geçersiz ve usule aykırı olacağı, davacıların tümünün, yapılan sözleşme ile üyelere verilecek olan 250.000 USD ve diğer değerlerin, 2014 Ağustos yılı itibariyle bu bedellerin, rayiçlerin altında olduğu yönünde bir iddiası bulunmamakla birlikte, 28.05.2015 tarihli genel kurulda alınan kararlar ve sözleşme, ekleri ve sözleşmedeki yerlere ait dosyaya sunulu bulunan TSPAKB akrediteli … Gayrimenkul Danışmanlık ve Değerleme A.Ş.’ye ait 3 kişilik değerleme uzman heyeti tarafından tanzim edilen güncel “… Sayı ve 21.03.2017 tarihli “…/ … Sitesi Gayrimenkul Değerleme Raporu” incelemesi ve son olarak davalı kooperatif tarafından sunulan “06.02.2017 tarikli … nolu Bakanlar Kurulu “Riskli Alan” ilan kararının ve yüklenici tarafından kooperatife verilen “Zeyilname yazısının” bir bütün değerlendirilmesi ile; davalı kooperatif tarafından ihbar olunan … şirketi ile yapılan sözleşmenin, 2013 tarihli genel kurulda alınan ancak 10 ve 11. Maddesinin Yargıtay tarafından eksik görülerek davalı kooperatifin 28.05.2015 tarihli genel kurulunca giderilerek kabul edilen kooperatife verilecek %38′ e karşılık (daha aşağı olamayacağı, fakat imar artışından aynı oranlarla hak sahibi bulunması) yükleniciye verilen %62 asgari oranlar dikkate alındığında arsa karşılığı inşaat sözleşmesinin asgari oranlarının da en iyi şartlarla belirlenmiş olduğu, anılan şartların kooperatif üyelerinin menfaatine uygun olduğu ve ayrıca imar artışı hakkının mahfuz tutulması ile ilave m2 artışının da kooperatif lehine sağlanmış olması ve sözleşmede kooperatife kalacak olan net 62 m2 1 + 1’den daha yüksek olacağına dair yaklaşımlarının, dosyaya sunulan yüklenici zeyilnamesi ve bölgeye yönelik imar artışı ile bunun yaklaşık 95 m2 ile 104 m2 arasında ve dairelerin satılabilir alanlarının 145-150 m2 aralığında olması öngörüldüğüne dair yüklenici yazısı ile birlikte değerlendirildiğinde, dairelerin sözleşme yapıldığı tarihteki m2 ve değerinin üzerinde yaklaşık %50 ile %90 artış sağlanacağı tespitine ulaşıldığı, sözleşmenin de analizinin yapıldığı “Değerleme Raporundaki” emsallerin yer aldığı benzer nitelikli projelere göre mukayese edilerek yapılan tespitlerin, sözleşmenin yapıldığı 2014 Ağustos tarihi itibariyle en az net 62 m2 yer taahhüdü ve bu yerler için taahhüt edilen 250.000 USD alım garantisinin, 17.03.2017 tarihli güncel değeri olarak tespit edilen 239,000 USD mukayese edildiğinde kooperatif ve üyelerinin çok menfaatine olduğunun geçen zaman içinde de ortaya çıkmış bulunduğu, kooperatifinde arsalarının bulunduğu tüm bölge riskli alan ilan kararı ile benzeri risklerin yüklenici üzerinde bulunması ve arsaya yönelik yapılacak işlemlerin riskli alanlar mevzuatına tabi olması ile tek başına münferit değerlendirme yapılanmayacağı ve en son olarak arsa üzerinde bulunan binaların zabıtaca yıkılması gibi olumsuz olabilecek bu gelişmelerin, sözleşmede daha önce garanti altına alınmış olması ve sözleşmede lehe bulunan bir çok nedenlerle, aynı konuda emsal olabilecek başka bir sözleşmeye göre en iyi şartlarda sözleşme akdedildiğini kanaatine varıldığı, ayrıca genel kurulca belirlenen bu asgari oranlara ilişkin yerindelik denetiminin mahkemenin konusu dışında kaldığı, alınan kararın Kooperatifler Kanunu ve ana sözleşmeye aykırı bir yönünün bulunmadığı, davalı kooperatifin gerek lojistik olarak adlandırılan sisteme ve taşıma çeşitlerine, gerek dünyada gerek ülkemizdeki hızlı gelişimine ayak uyduramaması ve çözüm üretememesi, buna ilave olarak yapı kooperatif sisteminin geçirdiği olumsuz süreçler nedeniyle yıllara sarkan ve kısır döngüye neden olan ferdileşmeye geçişteki sıkıntılar nedeniyle davalı kooperatif üyelerinin çok zor şartlar altında faaliyet yapmaya çalıştığı ve hâlihazırda Topkapı – Merter istikameti olarak adlandırılan ve E-5 yolunun solunda, ambarlar ismiyle anılan faaliyet alanında bire bir yapılan tespitler de, gerek trafik yönünden gerek sağlık yönünden çok zor şart altında faaliyet gösterilmeye çalışıldığına dair tespitlerinin yerinde olduğu, kök rapordaki tespitlerden sonra dosyaya sunulan ve sözleşme konusu arsaya yönelik dava konusu yerin de içinde bulunduğu ve diğer mülk sahiplerinin arsalarının alanlarının, 06.02.2017 tarih ve 9867 nolu Bakanlar Kurulu kararıyla Riskli Alan olarak ilan edildiği tespitinin yapıldığı, bu ilan ile birlikte bu yerdeki her türlü imar ve işlemlerin artık serbest olmaktan çıkarak Riskli Alanlarla ilgili mevzuatlara tabi olduğu, yine yakın zamanda yaklaşık 60 gün öncesinde ise görsel ve yazılı basında da yer alan ve yerinde yapılan tespitle tüm ünitelerin Çevre Koruma Bakanlığı tarafından ilgili zabıtaca yıktırılarak arsa haline getirildiği, bu son halde kooperatifin, yaptığı sözleşme ile kazanılmış hakkı nedeniyle herhangi bir zarara uğramadığı gibi artışlar nedeniyle çok kazançlı duruma geldiği, bu konudaki itirazların yerinde olmadığı, davalı kooperatifin, kararın alındığı tarihten öncesi ve günümüze kadar bakıldığında bir çok kararın, gerek davalar gerek 3. kişi ve kurumlar (Özellikle ambarların şehir dışına taşınması tazyiki) tarafından izin vs. gibi sebeplerle istenilen amaca ulaşamadığı, nihayet 2013 yılı ve sonrasında alınan kararlar ve bu kararlara dayanarak gerek arsa gerek işyerlerinin tüm üyelerinin ortak amaca uygun olarak kullanılması ve işyerlerinin Belediye vs. kurumlarca tahliye tazyiki nedeniyle, Hadımköy tarafında ambar ve lojistik faaliyeti için bu ortaklık yararına yönelik olarak bir çalışma içine girildiği, bu tazyik altında genel kurul tarafından yerin değerlendirilmesi ve imar planında lojistik alan ilan edilen Hadımköy mevkinde yeni lojistik merkezinin yapılmasına yönelik kararlar alınmasının iyi niyete aykırı görülmediği gibi bir mecburiyet olarak ortaya çıktığının tespit edildiği, davalı kooperatif tarafından yapılan 2013 tarihli genel kurulun verdiği yetki ile faaliyet amacının gerçekleşmesine yönelik yapılan ve yapılacak çalışmalarda ise, yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerinin bu süreci takibi ve denetimi çok önemli bir görev olarak ortaya çıktığının görüldüğü, yine bu sürecin de ciddi bir zaman dilimini de içermesi, görevlendirilen yeni yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerine bu döneme uygun bir huzur ücretinin ödenmesinin de uygun olduğu, bu huzur ücretinin şartlara göre genel kurulca her zaman değiştirilebileceği gibi kaldırıladabileceğinden iyi niyet kurallarına aykırı bir yönünün bulunmadığı ve 28,05.2015 tarihli genel kurulunca takdir edilen huzur ücretinin fahiş bulunmadığı, belirlenen ücretlerin eşitlik ilkesine de aykırı düşmeyeceği sonucuna varıldığı, davacılardan …’nin feragat ettiğine dair dosyaya sunulan belgelerin değerlendirilmesinin Mahkemeye ait olduğu, yüklenici ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin değerlendirilmesinin ise, bu yaptıkları kat karşılığı sözleşme nedeniyle dava konusu edilen sözleşmenin, kötü niyetli ve emsallerinden daha az iddialarının ileri sürülemeyeceği belirtilmiştir. Somut uyuşmazlık ile bağlantılı olması açısından Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1005 Esas sayılı dosyasına ilişkin yargılama safahatinin kısaca aşağıda gösterildiği şekilde açıklanmasında fayda görülmüştür.Dava dilekçesinde, kooperatifin 17.06.2014 tarihinde yapılan genel kurulunda mülkiyeti kooperatife ait olan taşınmazların 29.267 m²’lik kısmı ile ilgili olarak … Gayrımenkul Mermercilik Turizm İnş. Tic. Ltd. Şti. ile ipotek ve teminat karşılığı olmak üzere 244 adet, net alanı 62 m², yaklaşık brüt 75 m², toplam genel brüt alanı yaklaşık 85 m² olan 1+1 dairenin kooperatife verilmesi karşılığını içeren arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması için yönetim kuruluna verilen yetkinin Kooperatifler Kanunu’nun emredici nitelikteki 42/2. maddesinin 6 ve 7. bentlerine aykırı olduğu ileri sürülerek 17.06.2014 tarihli genel kurul kararının 10 ve 11. gündem maddelerinin mutlak butlan ile batıl olduğunun tespitine, talebin kabul görmemesi halinde iptaline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Mahkemenin 01/04/2015 tarihli 2015/230 Karar sayılı kararı ile, Kooperatifler Kanunu’nun 42. maddesi gereğince taşınmaz alımında azami taşınmaz bedelinin, kooperatife ait taşınmaz satışında ise asgari satış bedelinin genel kurulca belirlenmesi gerektiği, ancak genel kurulca bu belirlenmediği gibi yaptırılacak inşaatın yönteminin de belirlenmediği, kooperatifin faaliyeti için arsa ihtiyacı bulunup bulunmadığı ile miktarının da belirtilmediği, yükleniciye verilecek azami arsa payı ile buna karşı alınacak bağımsız bölüm sayısının belirtilmesi gerektiği, kararda daire sayısı belirtildiği halde arsa payının oranının belirlenmediği, bu yönüyle kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle kooperatif genel kurulunun 17.06.2014 tarihli kararının 10 ve 11. maddelerinin geçersiz olduğunun tespitine karar verilmiştir. Kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 2015/4770 Esas 2015/6088 Karar sayılı kararı ile “…Bu durumda mahkemece uzman bilirkişi kurulu refakatinde mahallinde keşif ve inceleme yapılarak, davalı tarafça arsaların henüz imar parseli olmadığının, arsaların dağınık halde olduğunun, projesinin belli olmadığının ve bu aşamada belli bir oran belirlemenin mümkün olmadığının da savunulduğu gözetilerek, taşınmazların tevhidi, imara dönüşmesi ve imara göre proje çizilmesi sonrasında; arsa payı karşılığı inşaat yapılması durumunda bölgede arsa sahibi ve yüklenici arasında hangi paylaşım oranının uygulanabileceği, arsa sahibine kaç daire isabet edeceği, dava konusu kararda geçen paylaşımın arsa sahibi davalı kooperatifin yararına olup olmadığı, sonuç olarak dava konusu kararların iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığı konularında rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir…” gerekçelerine istinaden kararın bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemenin 2018/1153 Esas 2019/1264 Karar sayılı kararı ile, sözleşmedeki paylaşım oranlarının gerçek durumu yansıtmadığı, anılan taşınmazların tevhidi sonrası alınacak imar durumuna göre proje çizilmesi halinde arsa payı karşılığı inşaat yapılması halinde arsa sahibine daha fazla daire isabet edecek iken davaya konu kararda arsa sahibi ile yüklenici arasında yapılan paylaşımın davalı kooperatif yararına olmayacağı, mevcut imar durumuna göre yapılmak istenen arsa payı paylaşımının objektif iyiniyet kurallarına aykırı olduğundan bahisle açılan davanın kabulü ile davalı kooperatifin 17/06/2014 tarihinde yapılan 2013 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısının birleştirilmek suretiyle görüşülen 10 ve 11 nolu kararlarının iptaline karar verilmiştir. Kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 2020/1969 Esas 2021/207 Karar sayılı kararı ile “…genel kurulda verilen yetki çerçevesinde yapılan anlaşmanın ve yürütülen işlemlerin kooperatif ve üyelerinin yararına olduğu ve üyelerin büyük bir çoğunluğu tarafından da genel kurulda olumlu yönde oy kullanıldığı gözetildiğin de alınan kararların iyi niyet kurallarına uygun ve kooperatif yararına olduğu gözetilerek genel kurul kararının iptali istemine ilişkin davanın reddi gerekirken dosya kapsamına uygun görülmeyen aksine gerekçelerle kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir…” gerekçelerine istinaden kararın bozulmasına karar verilmiştir. Somut olayda, genel kurulun 6 nolu gündem maddesi ile, yönetim kurulu yıllık çalışma raporu, denetim kurulu raporu ile 2014 yılı bilançosu ve gelir-gider farkı hesaplarının oy çokluğuyla kabul edildiği ve 7 nolu gündem maddesi ile, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin oy çokluğu ile ibra edildiği görülmüştür. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun “Bilgi edinmek hakkı, bilanço” başlıklı 24. maddesi (Değişik birinci fıkra:21/10/2021-7339/3 md.), “Yönetim kurulu yıllık faaliyet raporu, bilanço, gelir-gider farkı hesapları ve denetçilerin 66. ve 69. madde hükümlerine uygun olarak tanzim edecekleri raporlar, genel kurulun yıllık toplantısından en az 15 gün öncesinden itibaren bir yıl süre ile kooperatif merkezinde, varsa şubelerinde ve elektronik ortamda KOOPBİS’te ortakların tetkikine amade tutulur. (Değişik ikinci fıkra:21/10/2021-7339/3 md.) Kooperatif ortaklarına KOOPBİS üzerinden, genel kurula katılma hakkını haiz ortakları gösterir listeye erişim yetkisi verilir. Ortakların bilgi edinmek hakkı, anasözleşme veya kooperatif organlarından birinin kararıyla bertaraf edilemez veya sınırlandırılamaz…” hükmünü ihtiva etmektedir. Benzer bir hüküm anasözleşmenin 58. maddesinde, bilanço ve netice hesapların genel kurul toplantısından en 15 gün önce kooperatif merkezinde ortakların incelenmesine sunulacağı ve isteyenlere birer suretinin verileceği şeklinde düzenlenmiştir. Ayrıca anasözleşmenin 36. maddesinde, bilançonun tasdikine dair olan genel kurul kararının, yönetim ve denetim kurulunun ibrasını da kapsayacağı ancak bilançoda bazı hususlar gösterilmemiş veya bilanço yanlış olarak düzenlenmişse bilançonun tasdiki ile bu organların ibra edilmiş olmayacağı belirtilmiştir. Genel kurulun 6 ve 7 nolu gündem maddelerine yönelik istinaf talebi, yönetim kurulunun, yetkilendirilmediği bir şirketle sözleşme imzalaması ve bu sözleşme ile kooperatif için yükleniciden alınan bedel hakkında üyelere bilgi verilmeyerek saklanması sebebiyle kötü niyetli hareket edildiğinden bahisle genel kurulda bilanço ve gelir ve gider farkı hesabının onaylanmasına ile yönetim ve denetim kurulunun ibrasına yönelik alınan kararların hukuka aykırı olduğu noktasında toplanmaktadır. Buna göre değinilen kanun ve anasözleşme hükümleri da dikkate alındığında bilanço, yıllık çalışma raporu, denetçi raporları ve gelir gider hesap özetlerinin genel kurul toplantısı öncesinde ortakların incelemesine sunulmadığı ve belgelerden suret verilmediğine yönelik bir iddia söz konusu değildir. Kaldı ki bu hususa ilişkin yani genel kurul tarihinden önce bahsedilen evrakların mevcut olmadığına dair bir tespit tutanağı bulunmadığı gibi bir noter veya bir mahkeme tespitinin de olmadığı görülmüştür. Yükleniciden alındığı ve ortaklardan saklandığı iddia olunan bedel, davalı kooperatif ile … Turizm İnşaat Gayrimenkul Yatırım Ticaret AŞ arasında yapılan düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 39.1.1 maddesine konu olan bedeldir. Bu hükümde, arsa sahibinin işin devamı sırasında yürüteceği özlük işlerini ve aynı zamanda işbu sözleşme konusu işin denetimi için görevlendireceği kurumun hizmet bedelini kapsayan taraflarca toplam 2.000.000 USD bedelli bir bütçe hazırlanacağı ve sözleşmenin imza aşamasında 500.000 USD bedelin yüklenici tarafından arsa sahibine ödeneceği, yüklenicinin, hazırlanacak bu bütçe doğrultusunda yıllık olarak belirlenecek bu tutarları bütçede belirlenen tarih aralıklarında arsa sahibine ödeyeceği, arsa sahibinin işbu bütçe toplam bedelini mahsuplaşma faturasında arsa bedeli ile birlikte yansıtacağı düzenlenmiştir. Mali müşavir bilirkişi tarafından davalı kooperatifin incelenen defterlerinde, yüklenici tarafından verilmesi kararlaştırılan 2.000.000 USD’den sözleşmenin imza aşamasında alınan 500.000 USD karşılığı 1.163.450,00 TL’yi 05.01.2015 tarihinde … yevmiye numarası ile 102.03.001 no.lu Bankalar hesabına kaydetmiş olduğu, davalı kooperatifin 1.163.450,00 TL’nin; 51.033,98 USD karşılığı 137.439,63 TL’sini 05.06.2015 tarihinde, 25.000,00 USD karşılığı 72.275,00 TL’sini 20.10.2015 tarihinde, 10.000,00 USD karşılığı 29.200,00 TL’sini 20.12.2015 tarihinde TL’ye çevirip 102.01.01 no.lu Bankalar (vadesiz) hesabına aktardığı, TL’ye çevrilip vadesiz hesaba aktarılan toplam 86.033,98 USD karşılığı toplam 238.914,63 TL’nin bir bölümünün Kooperatif Yönetim Kurulunun aylık huzur hakkı ödemeleri olmak üzere çeşitli giderlere harcandığı, davalı Kooperatifin dava dışı … Turz. İnş. Gayr. Yatırım Tic. A.Ş’den almış olduğu 500.000,00 USD’nin Türk Lirasına çevrilmeyen 413.966,02 USD’sinin davalı Kooperatifin döviz hesabında mevcut olduğu belirtilmiştir. Buna göre kooperatif tarafından sözleşmenin imza aşamasında yükleniciden alınan 500.000 USD bedelin kooperatif kayıtlarına işlendiği ve bir kısmının kooperatif harcamalarında kullanıldığı, geriye bakiye bedelin kaldığı hususu defter kayıtlarından anlaşılmakla davacı tarafın, yükleniciden alınan paranın ortaklardan saklandığı ve bu konuda ortaklara bilgi verilmediği iddiaları yerinde değildir. Ayrıca söz konusu maddelerin iptaline sebep olarak ileri sürülen yönetim kurulunun, yetkilendirilmediği bir şirketle sözleşme imzalaması hususu, genel kurulun 9 nolu gündem maddesi kapsamında da iptale konu edilmiş olup söz konusu madde ile ilgili yapılacak ayrıntılı açıklamalar da belirtileceği üzere yönetim kurulunun, söz konusu yüklenici şirket ile imzaladığı sözleşmenin geçerliliği bulunmadığı yönünde davacı tarafça ileri sürülen iddia da yerinde değildir. Genel kurulda bu maddeler ile ilgili toplantı ve karar nisabı sağlanarak karar alındığı, ibraya ilişkin madde bakımından yönetim ve denetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullanmadığı anlaşılmış olup bu maddelere yönelik belirtilen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Genel kurulun 8 nolu gündem maddesi ile, kooperatif anasözleşmesinin gayrimenkul işletme kooperatifi anasözleşmesi ile değiştirilmesi ve kooperatif unvanının da “Sınırlı Sorumlu İstanbul Nakliyat Anbarları Gayrimenkul İşletme Kooperatifi” olması oy çokluğuyla kabul edilmiştir. Bu madde bakımından davacıların istinaf sebeplerinin, yönetim kurulu üyelerinin, üyelik şartlarını kaybetmesi sebebiyle yetkisiz olduğu, tür değişikliğinin, üyeliği kaybedecek üyelerin haklarının korunması için yapılması sebebiyle ana sözleşmenin 24 ve kanunun 50 maddesi uyarınca üyenin kendi ile ilgili bu hususta oy kullanma hakkının bulunmadığı, ana sözleşme maddelerinin açıkça belirtilmeden kooperatifin ana sözleşmesinin değiştirilemeyeceği, değişiklik önerisinin 10. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin üye olabileceği belirtildiğinden ilgisiz kişilerin üye kaydedilerek mevcut üyelerin kooperatif taşınmazı üzerindeki haklarının ihlal edileceği noktalarında toplandığı görülmektedir. Buna göre yukarıda ayrıntıları ile açıklandığı üzere, mevcut ortaklar, iddia edildiği üzere sonradan ortaklık koşullarını kaybetmiş olsalar bile üyelikleri kendiliğinden düşmeyecek olup kanunun 16/5 ve ana sözleşmenin 14/5 maddeleri uyarınca, haklarında ortaklık koşullarını kaybettiğinden bahisle belirtilen usule göre işlem yapılmamış yada istifa etmemiş ortakların genel kurula katılmalarında, oy kullanmalarında, yönetim kurulu üyesi seçilip bu görevi devam ettirmelerinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Değişiklikten önceki ana sözleşmenin 10. maddesinde kooperatif ortağı olmak için gerçek kişiler bakımından site dahilinde işyeri maliki, oturma hakkı sahibi, genel hizmet tesislerinden birinin maliki veya kiracısı olma şartı aranırken maddenin değişiklikten sonraki halinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin üye olarak kabul edileceği kararlaştırılmıştır. Bu husus iddia edilenin aksine kooperatif ortaklarının menfaatlerine aykırı değildir. Şöyle ki, davalı kooperatifin 28/05/2015 tarihli 2014 olağan genel kurulu ile değiştirilen ana sözleşmesinin 12. maddesi uyarınca, yönetim kurulunun, genel kurulca kararlaştırılan sayının üzerinde ortak kaydedemeyeceği kararlaştırılmış olup bu açıdan yönetim kurulu sınırlandırılmıştır. Bu düzenlemeye değişiklikten önceki ana sözleşmede yer verilmemiştir. Kaldı ki değişikliğin kooperatif ve ortakların yararına olarak yapıldığı dikkate alındığında, yeni ortakların kooperatife kabulü halinde mevcut ortakların sahip olduğu haklara halel geleceği başka bir deyişle kazanılmış haklarına zarar verileceği bir iddia ve varsayımdan öteye gitmemektedir. Kanunun 50/2 maddesinde, ortaklardan hiçbirinin, kendisi veya karı ve kocası yahut usul ve füruu ile kooperatif arasında şahsi bir işe veya davaya dair olan görüşmelerde oy hakkını kullanamayacağına dair düzenlemeye ana sözleşmenin 24/5 maddesinde de yer verilmiştir. Belirtilen maddelerde, ortağın kendisi ile kooperatif arasında ortaklık dışındaki şahsi bir iş veya uyuşmazlıkta oy kullanamayacağı düzenlenmiş olup gündemin 8 nolu maddesine konu değişikliğin ise, genelde kooperatifi özelde de tüm ortakları ilgilendirdiği, bu anlamda belirli bir ortağın kendisi ile kooperatif arasında ortaklık dışında şahsi bir iş veya uyuşmazlığının oylanmasının ve karar altına alınmasının söz konusu olmadığı dikkate alındığında kooperatife üye olan her ortağın oy kullanmasına yasal bir engel bulunduğu söylenemez. Yönetim kurulunun ortaklara gönderdiği 2014 yılı olağan genel kuruluna davet yazısında; yer, saat ve tarihin belirtilerek gündem maddelerine yer verildiği, gündemin 8 nolu maddesinin, site işletme kooperatifi ana sözleşmesinin, gayrimenkul işletme kooperatifi ana sözleşmesi ile değiştirilmesi ve kooperatif unvanının da Sınırlı Sorumlu İstanbul Nakliyat Anbarları Gayrimenkul İşletme Kooperatifi olmasına yönelik bilgi verilmesi ve karar alınması olarak belirlendiği görülmektedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun “Gündem” başlıklı 46/1 maddesi, “Toplantı çağrısına ve ilana gündem yazılır. Anasözleşmenin değiştirilmesi bahis konusu ise, yapılacak ilanda değiştirilecek maddelerin numaralarının yazılması ile yetinilir.” hükmünü ihtiva etmektedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53. maddesi uyarınca, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini iddia eden pay sahiplerinin genel kurul kararları aleyhine dava açabileceği belirtilmiştir. Yine ayrıca, bu kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki anonim şirketlere ait hükümlerin uygulanacağına ilişkin 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 98. maddesinin atfıyla somut olayda uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nun 446. maddesinde de, gündemin gereği gibi ilan edilmediğininden bahisle pay sahiplerinin genel kurul kararları aleyhine dava açabileceği düzenlenmiş olup ayrıca bu hükümde, Kooperatifler Kanunundan farklı olarak bu aykırılığın genel kurul kararının alınmasında etkili olması da aranmıştır. Somut olayda, genel kurula davet yazısında ana sözleşme değişikliğinin yapılacağı yazılı olsa da 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 46/1 maddesi uyarınca değiştirilecek maddelerin numaralarının yazılmadığı anlaşılmıştır. Söz konusu maddede, genel kurul kararının alınması sürecine ilişkin usul belirlenmiş olup bu maddeye aykırı olarak alınan genel kurul kararı bakımından şekli anlamda bir aykırılıktan söz edilebilecektir. Hem 1163 sayılı kanun hem de 6102 sayılı kanun birlikte değerlendirildiğinde, bu aykırılığın yahut eksikliğin iptale yol açabilmesi için, aynı zamanda genel kurul kararının alınmasında etkili olması gerekir. 1163 sayılı kanunun 51/2 ve ana sözleşmenin 33/3 maddesi uyarınca, ana sözleşmenin değiştirilmesine yönelik kararın alınması için aranan nitelikli çoğunluğun (2/3), eldeki davada 19 ret oyuna karşılık 87 kabul oyu ile sağlandığı, dört davacı dışında bu eksiklik sebebiyle söz konusu genel kurul kararına karşı bir davanın açılmadığı hususları da dikkate alındığında belirtilen eksikliğin genel kurul kararının alınmasında etkili olduğu yada başka bir deyişle eğer söz konusu aykırılık veya eksiklik olmasaydı genel kurulun bu kararı almayacağı söylenemez. Bu açıklamalardan sonra, usulüne uygun şekilde toplantı ve karar nisabı sağlanarak alınan genel kurulun 8. gündem maddesine konu karara yönelik ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Genel kurulun 9 nolu gündem maddesi ile, yüklenici … Turizm İnşaat Gayrimenkul Yatırım Ticaret Anonim Şirketi ile düzenlenen İstanbul Beşiktaş …. Noterliği’nin 18.8.2014 tarih ve … Sayılı Düzenleme Şeklinde Arsa payı Karşılığı İnşaat ve Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin 18 ret oyuna karşılık 100 kabul oyu ile kabulü yönünde karar alındığı görülmüştür. Yukarıda safahati özetlenen Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1005 Esas sayılı dosyasında, kooperatifin 17.06.2014 tarihinde yapılan genel kurulunda mülkiyeti kooperatife ait olan taşınmazların 29.267 m²’lik kısmı ile ilgili olarak … Gayrımenkul Mermercilik Turizm İnş. Tic. Ltd. Şti. ile ipotek ve teminat karşılığı olmak üzere 244 adet, net alanı 62 m², yaklaşık brüt 75 m², toplam genel brüt alanı yaklaşık 85 m² olan 1+1 dairenin kooperatife verilmesi karşılığını içeren arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması için yönetim kuruluna verilen yetkinin Kooperatifler Kanunu’nun emredici nitelikteki 42/2. maddesinin 6 ve 7. bentlerine aykırı olduğu ileri sürülerek 17.06.2014 tarihli genel kurul kararının 10 ve 11. gündem maddelerinin mutlak butlan ile batıl olduğunun tespitine, talebin kabul görmemesi halinde iptaline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Eldeki davada ise genel kurulun 9 nolu gündem maddesi ile, 17.06.2014 tarihli genel kurulda asgari pay oranının, yüklenici firmaya bırakılacak azami arsa pay oranın yazılmaması, ayrıca bir arsaya ihtiyaç olup olmadığının belirtilmemiş olması yönündeki eksiklerin giderilmesinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Öncelikle, 17/06/2014 tarihli genel kurulda, yönetim kuruluna … Gayrımenkul Mermercilik Turizm İnş. Tic. Ltd. Şti. ile kooperatife ait olan taşınmazlar ile ilgili arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması için yetki verilmişken yönetim kurulunun, genel kurulda yetkilendirilmediği … Turizm İnşaat Gayrimenkul Yatırım Ticaret Anonim Şirketi ile İstanbul Beşiktaş … Noterliği’nin 18.08.2014 tarih ve … Sayılı Düzenleme Şeklinde Arsa payı Karşılığı İnşaat ve Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesini imzaladığı ve asgari pay oranı, kooperatife bırakılacak bağımsız bölümlerin sayısı ve niteliği, yüklenici firmaya verilen arsa payının azami pay oranı, kooperatife verilecek nakdi para, mevcut imar durumunda artış olması halinde hangi hallerde taraflara yansıtılacağı, kooperatifin faaliyetleri için mevcut arsalara ihtiyacı olmadığı ve inşaatın yapımına ilişkin diğer hususları kapsayan hususları içeren sözleşme oylanıp kabul edilmiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 42. maddesine göre, genel kurul bütün üyeleri temsil eden en yetkili organ olup kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkisini haizdir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapmak da aynı madde uyarınca, genel kurulun devir ve terk edemeyeceği yetkilerindendir. 17/06/2014 tarihinde gerçekleştirilen genel kurul gündeminin 10 ve 11 nolu maddeleri doğrultusunda alınan karar ile, yönetim kuruluna … Gayrımenkul Mermercilik Turizm İnş. Tic. Ltd. Şti. ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapma yetkisi verilmesine rağmen yönetim kurulunun 18/08/2014 tarihli kararı ile, sözleşmenin … Turz. İnş. Gayr. Yatırım Tic. AŞ ile imzalanmasına karar verildiği anlaşılmış olup her ne kadar yönetim kurulu adı geçen yüklenici firma ile sözleşme yapılması bakımından yetkilendirilmemiş ve genel kurul kararı olmadan bu şekilde bir sözleşme yapılamaz ise de bu hususa ilişkin genel kurul tarafından daha önceden bir karar alınmadan yönetim kurulu tarafından yapılan işleri genel kurulun benimsemesi de söz konusu olabilir. Aksi halde genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsenmedikçe genel kurulun devir ve terk edemeyeceği yetkilerinin düzenlendiği 1163 sayılı Kanunun 42. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun karar alması geçerli kabul edilemez. Somut olayda ise genel kurul kararı olmaksızın yönetim kurulunun aldığı karar doğrultusunda … Turz. İnş. Gayr. Yatırım Tic. AŞ ile yaptığı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, genel kurulda oylanarak 18 ret oyuna karşılık 100 kabul oyu ile kabul edilmiş olup bu durumda genel kurulun, yönetim kurulunun kararını ve yapmış olduğu sözleşmeyi benimsediğinin kabulü gerekir. Yine söz konusu sözleşme kapsamında paylaşımın hangi oran üzerinden yapılacağı, paylaşım şeklinin nasıl olacağı, kooperatife bırakılacak bağımsız bölümlerin sayısı ve niteliği, kooperatifin faaliyetleri için mevcut arsalara ihtiyacı olup olmadığı ve inşaatın yapımına ilişkin diğer hususlar bakımından da genel kurul tarafından karar verilmesi gerektiğinden sözleşmenin genel kurulda oylanarak kabul edilmesiyle sözleşme içeriğinde belirlenen bu hususların da genel kurul tarafından benimsendiği kabul edilmelidir. Yönetim kurulu tarafından, genel kurulca kararlaştırılması gereken sözleşme metninin yazılı olarak divan heyetine sunulduğu ve haziruna okunarak oylatılmasının istendiği ve divan başkanı tarafından sözleşmenin ana hatlarıyla genel kurulda okunduğu anlaşılmış olup ayrıca bu maddenin görüşülmesine geçmeden önce görüşülen 6 ve 8 nolu gündem maddelerinin ayrıntılı muhalefet şerhlerinde, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesindeki paylaşım oranı, kooperatife düşecek bağımsız bölümler, belirtilen yözölçümü ve süreç bakımından ileri sürülen hususların ortakların menfaatine olmayacağı belirtildiğine göre ortakların, sözleşmeden tamamiyle haberdar olmadığı söylenemez. Diğer taraftan 17/06/2014 tarihinde yapılan genel kurulda yönetim kuruluna verilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapma yetkisine ilişkin madde ile ilgili Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1005 Esas sayılı dosyasında yargılama süreci devam ederken bu şekilde karar alınamayacağı belirtilmiş ise de 17/06/2014 tarihli genel kurulda yönetim kuruluna … Gayrımenkul Mermercilik Turizm İnş. Tic. Ltd. Şti. ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapma yetkisi verilmesine rağmen yönetim kurulunun 18/08/2014 tarihli kararı ile, farklı bir yüklenici olan … Turz. İnş. Gayr. Yatırım Tic. AŞ ile sözleşme yapması sebebiyle artık ortada önceki genel kurul kararından farklı bir durum olduğundan hem bu sözleşme hem de sözleşme kapsamındaki şartların genel kurulda gündeme getirilmesi ve oylamaya sunulması usul ve yasaya aykırı olmadığı gibi, genel kurul kararı olmadan yapılması sebebiyle genel kurulun yönetim kurulu tarafından yapılan sözleşmeyi benimseyip benimsemeyeceğinin anlaşılması bakımından da bu hususun gündeme getirilmesinin bir gereklilik olduğu, yapılan oylama sonucunda da genel kurulda gerekli nisaplar sağlanarak kabul edildiği anlaşılmakla bu karara yönelik yapılan istinaf başvuruları yerinde görülmemiştir.Genel kurulun 10 nolu gündem maddesi ile, kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu olan arsalar ile ilgili mevzuat kapsamında yapılacak imar uygulamaları, kat irtifakı ve kat mülkiyetinin kurulması, toplu yapı site yönetim planının tapuya tescil edilmesi, tüm resmi kurum ve dairelerde gerekli işlemlerin yapılması ve bu kapsamda diğer konularda yönetim kuruluna 18 ret oyuna karşılık 105 kabul oyu ile yetki verilmesi kabul edilmiştir. 1163 sayılı kanununun 42/7 maddesinde belirtildiği üzere, imalat ve inşaat işlerinin yaptırılma yöntemini belirleme, genel kurulun devir ve terk edemeyeceği yetkileri arasında sayıldığından somut olayda, genel kurulun kendi yetkisinde olan, madde kapsamında belirtilen iş ve işlemler konusunda yönetim kuruluna yetki vermesine engel bir durum bulunmadığı gibi bu yönde karar alınmayarak yönetim kuruluna yetki verilmemesi yapılan iş ve işlemlerin geçerliliğini etkileyeceğinden yönetim kuruluna yetki verilmesi yapılan işlemlerin sıhhati açısından aynı zamanda bir gerekliliktir. Zaten genel kurulun 9 nolu gündem maddesi ile yönetim kurulunun yüklenici firma ile ile yaptığı sözleşmeyi kabul eden genel kurulun bu madde içeriğinde belirtilen işler bakımından yönetim kuruluna yetki vermesi de doğal olarak karşılanması gereken bir durumdur. Genel kurulda yapılan oylama sonucunda gerekli nisaplar sağlanarak kabul edilen 10 nolu gündem maddesi ile alınan karara karşı istinaf başvurusu yerinde değildir. Genel kurulun 12 nolu gündem maddesi ile, yönetim ve denetim kurulu üyelerine ödenecek huzur hakkının belirlendiği ve bütçede fasıllar arası aktarma yapma konusunda yönetim kuruluna yetki verildiği görülmüştür. Bu maddeye yönelik istinaf talebi, ana sözleşmenin 33. maddesi gereği hesaplamanın oy verenler üzerinden değil ortaklar cetveline imza atan 123 kişi üzerinden hesaplanmak zorunda olduğu ve bu nedenle gerekli nisaba uyulmadan bu maddeye aykırı şekilde karar alındığı noktasında toplanmaktadır. Ana sözleşmenin 33/2. maddesi “genel kurulda kararlar ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır” hükmünü içermektedir. Buna göre iptale konu genel kurul kararlarının kanun ve ana sözleşmede öngörülen nisaplara uygun olarak alınıp alınmadığına yönelik yukarıda yapılan ayrıntılı açıklamalarda da belirtildiği üzere, iptali istenen genel kurulun 12 nolu gündem maddesi ile alınan kararın oylamasına fiilen katılanların sayısının, maddenin “a” bendi bakımından 71, “b” bendi bakımından 76 olduğu, “a” bendi bakımından 20 ret oyuna karşılık 51 kabul oyu ve “b” bendi bakımından ise 19 ret oyuna karşı 57 kabul oyunun kullanıldığı, alınan kararın geçerli olması için o anda kullanılan oyların çoğunluğunun yarıdan fazla olmasının gerekli ve yeterli olduğu (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2007/6626 Esas 2008/8310 Karar sayılı ilamı), iptale konu maddenin oylamasına fiilen katılanların sayısı ile kullanılan kabul ve ret oylarına göre, karar nisabının sağlanması açısından gerekli çoğunluğun mevcut olduğu, aynı zamanda toplantı nisabının da oluşmuş olduğu gibi yasa veya anasözleşmede belirlenen toplantı nisabının etkilendiğine yönelik bir itirazın da bulunmadığı dikkate alındığında somut olayda Yargıtay ilamında da vurgulandığı şekilde iptali istenen kararın geçerli nisap ile alındığı anlaşılmıştır. Öte yandan anasözleşmenin 49. maddesinde, yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile murahhas üyelere bu sıfatla yapacakları hizmet için aylık ücret veya katılacakları her toplantı için huzur hakkı ve yapacakları görev seyahatleri için yolluk ödeneceği, ödemenin miktar ve şeklinin genel kurulca kararlaştırılacağı, yönetim kurulu üyelerine, genel kurulca kararlaştırılan bu madde kapsamındaki nev’i miktarların dışında hiçbir ödeme yapılmayacağı; 57. maddesinde ise, denetim kurulu üyelerine verilecek ücretin miktarı ile ödeme şeklinin genel kurul tarafından tespit olunacağı düzenlenmiştir. Öte yandan 1163 sayılı kanunun 56/6 maddesinde de, yönetim kurulu üyelerine genel kurulca belirlenen aylık ücret, huzur hakkı, risturn ve yolluk dışında hiç bir ad altında başkaca ödeme yapılamayacağı düzenlenmiş olup aynı kanunun 65/7 maddesinde ise, 56. maddenin altıncı fıkrasında yer alan hükmün denetçiler hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir. Buna göre huzur hakkının miktarının takdirinin genel kurula ait olduğu, belirlenen miktarın fahiş olmadığı, kanun ve ana sözleşme ile düzenlenen ve genel kurul kararı ile gerekli nisaplar sağlanarak alınan yönetim ve denetim kurulu üyelerine huzur hakkı verilmesine yönelik kararın, kanun, ana sözleşme hükümleri ve iyiniyet kurallarına da aykırı olmadığı değerlendirilmiş olup davacı tarafın istinaf başvurusunun yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Son olarak arsa sahibi kooperatif ve yüklenici … Turizm İnşaat Gayrimenkul Yatırım Ticaret Anonim Şirketi arasında imzalanan İstanbul Beşiktaş … Noterliğinin 18/08/2014 tarih ve … Sayılı Düzenleme Şeklinde Arsa payı Karşılığı İnşaat ve Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin, kooperatifin ve ortakların menfaatine uygun olup olmadığı, kanun, ana sözleşme ve iyiniyet kuralların aykırı bir yönünün bulunup bulunmadığının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Sözleşme ile, “Karma Büyük Proje” olarak adlandırılan proje kapsamındaki arsalardan kooperatife ait olan Zeytinburnu İlçesi … Sitesi, … ada 1, 9, 21 ve 27 nolu parseller, … ada 1, 7, 25 ve 33 nolu parseller, … ada 1, 8, 26, 35 nolu parseller, … ada 1, 9, 25 ve 32 nolu parseller, … ada 1, 11, 27 ve 34 nolu parseller, … ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 26 ve 34 nolu parseller, … ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 8, 25 ve 33 nolu parseller, … ada 1 nolu parsel, … ada 1, 2 ve 3 nolu parsellerden ibaret toplam 29.267 m² yüzölçümlü arsalar üzerinde ki mevcut yapıların yıkılarak ifraz ve tevhit işlemleri sonucu oluşacak imar durumuna göre işbu sözleşme ve eki şartnamede belirtilen esaslara göre hazırlanacak proje çerçevesinde inşa edilecek 244 adet bağımsız bölümün arsa sahibi olan kooperatife teslim edilmesi, arsa sahibinin de bunun karşılığında inşa edilecek olan diğer tüm inşaat alanlarının ve bunlara bağlı arsa paylarının tamamının mülkiyetini yükleniciye satış vaadi yolu ile temlik etmesi kararlaştırılmıştır. Bu proje, kooperatife ve üçüncü kişilere ait olan arsaların birleşmesiyle oluşacak alanlara yüklenici tarafından yapılması taahhüt olunan konut, işyeri, otel, rezidans ve ofis fonksiyonlarından birini veya birkaçını içeren yapılar topluluğu olarak ifade edilmiştir. Sözleşmenin 3. maddesinde, ana amacın, kooperatif tarafından yükleniciye teslim edilen arsalar üzerine 244 adet bağımsız bölümün yapılmasının olmadığı, ana amacın, kooperatife ve üçüncü kişilere ait arsaların tevhid/ifraz edilmesi ile oluşacak karma büyük proje arsaları üzerinde 244 adet bağımsız bölümün yapılması olduğu, proje alanı içindeki aynı zamanda kooperatif üyesi olan arsa/ünite sahipleriyle işbu ünitelerin alımı hususunda 750.000 USD üzerinden anlaşmaya varıldığı, her bir bağımsız bölümün 250.000 USD bedelle alımının garanti edildiği, sonradan emsal değerinde (2.00) artış olması veya emsal hesabında dikkate alınan net arsa alanının (23.886 m2) büyümesi durumunda elde edilecek net kapalı inşaat alanından arsa sahibine %38 oranında ek m2 tahsisine gidileceği, aleyhte olan durumların mücbir sebepler dışında arsa sahibine yansıtılmayacağı; sözleşmenin 4.1. maddesinde, bağımsız bölümlerin her birinin net alanının en az 62 m² olacağı, brüt alanın her biri için 75 m², genel brüt alanın ise 85 m² olduğu, projelendirme aşamasında bu verilerden faydalanılarak ve belirtilen net kullanım alanını sağlayarak arsa sahibine bağımsız bölümün teslim edileceği; sözleşmenin 8. maddesinde, işin bedelinin yükleniciye bu sözleşmede tarif edildiği süre ve şartlarda devredilecek arsadan ibaret olduğu, kendisine başkaca bir bedel ödenmeyeceği, arsa sahiplerinin, yükleniciye verilecek arsa hacminde mücbir olmayan hiçbir sebep ve şarttan dolayı, inşaatın yapımı ile ilgili başkaca bir bedel veya teknik şartname dışındaki talepleri haricinde maliyet farkı ödemeyeceği, yüklenicinin yapılan işin değerinin kendine bırakılan arsa değerinden fazla olduğunu iddia edemeyeceği gibi arsa sahibinin de belirlenen paylaşım şekline karşılık sahip olacağı 244 adet bağımsız bölümün değerinin daha düşük olduğunu iddia edemeyeceği, arsa sahibinin 244 adet bağımsız bölüm dışında yükleniciden hiçbir hisse ve hak talep etmeyeceği ve yapılan paylaşıma da itiraz etmeyeceği, sözleşmenin 9. maddesinde, her türlü mülkiyete mülkiyete ilişkin vesair hukuki engellerin kaldırılması koşulu ile yüklenicinin, imar planlarının belediyece onaylanıp ifraz ve(ya) tevhit işlemlerinin tapuya tescilinden ve tüm projelerin onaylanıp yapı ruhsatının alınmasından sonra 6 ay içinde inşaata başlayarak 60 ayda inşaatı tamamlamayı ve iskan ruhsatına hazır hale getirmeyi taahhüt etiği, sözleşmenin 37. maddesinde, sözleşme konusu arsanın emlak rayiç değerinin 244.407,00 TL olduğu; sözleşmenin 39.1.1. maddesinde, arsa sahibinin işin devamı sırasında yürüteceği özlük işlerini ve aynı zamanda bu sözleşme konusu işin denetimi için görevlendireceği kurumun hizmet bedelini kapsayan taraflarca toplam 2.000.000 USD bedelli bir bütçe hazırlanacağı, bu bağlamda sözleşmenin imza aşamasında 500.000 USD bedelin yüklenici tarafından arsa sahibine ödeneceği, yüklenicinin, hazırlanacak bu bütçe doğrultusunda yıllık olarak belirlenecek bu tutarları bütçede belirlenen tarih aralıklarında arsa sahibine ödeyeceği, arsa sahibinin işbu bütçe toplam bedelini sözleşmenin 39.1.2. maddesinde belirtilen mahsuplaşma faturasında arsa bedeli ile birlikte yansıtacağı; sözleşmenin 39.1.2. maddesinde, arsa hisse devri ve inşaat maliyet faturası ile ortaya çıkacak KDV’nin ödenmesi sözleşme hükümleri doğrultusunda işin bitimi veya iskan aşamasında, yüklenicinin 244 adet imal edilecek bağımsız bölüme isabet eden inşaat faturasını KDV ile birlikte arsa sahibine, arsa sahibinin de yüklenicinin alacağı arsaya isabet eden aynı bedelli arsa faturasını KDV ile birlikte yükleniciye keseceği ve mahsuplaşılacağı, sözleşmenin geçici 2. maddesinde, arsa sahibine teslim edilecek olan 244 adet bağımsız bölümün yüklenici tarafından Karma Büyük Proje kapsamında konut birimlerine dönüştürüleceği, işbu sözleşme kapsamında bağımsız bölüm olarak nitelenen ve arsa sahibine teslim edilecek birimlerin kendiliğinden konut niteliğinde addedileceği, bu birimler dışındaki konut, rezidans, iş merkezi, otel, dükkan, ofis, tüm zemin kotu altındaki iskan edilebilir alanlar, ortak alan, yeşil alan, spor alanı, takas veya terk alanı gibi yapıların tamamının mülkiyetinin yükleniciye ait olacağı düzenlenmiştir. Somut olayda, davalı kooperatife ait taşınmazın, müstakil tapusu olan tek bir taşınmaz olmadığı, dağınık ve ayrı parseller şeklinde yaklaşık 29.267 m2 yüzölçümlü 47 adet parselden oluştuğu, Karma Büyük Proje alanı içerisinde yer alan bir kısım taşınmazların davalı kooperatife ait olduğu, bir kısım taşınmazların ise kooperatif üyelerinin şahsi taşınmazı olduğu, kooperatif tarafından yükleniciye teslim edilen arsalar üzerine 244 adet bağımsız bölümün yapılmasının ana amaç olmadığı, ana amacın, kooperatife ve üçüncü kişilere ait arsaların tevhid/ifraz edilmesi ile oluşacak karma büyük proje arsaları üzerinde 244 adet bağımsız bölümün yapılması olduğu, Karma Büyük Proje alanı içerisinde yer alan aynı zamanda kooperatif üyesi olan arsa sahiplerinin hisselerinin alımı konusunda 750.000 USD karşılığında anlaşmaya varılması karşısında kooperatife düşecek her bir bağımsız bölümün de 250.000 USD bedelle alımı garanti edilmiş olup bağımsız bölümlerin yükleniciye satılması gibi bir zorunluluğun bulunmadığı, aynı zamanda kooperatif tarafından istinafa cevap dilekçesinde sunulan yüklenici ile imzalanan 22/04/2019 tarihli “Ek Protokol (İş Planı)” başlıklı belgenin 5. maddesinde, 250.000 USD’nin, fiili ödeme tarihinin baz alınarak ödeneceğinin taahhüt edildiği, SPK onaylı … Değerleme A.Ş. tarafından düzenlenen 21.03.2017 tarihli gayrimenkul değerleme raporunda; kooperatif mülkiyetindeki parsellerin 2014 Ağustos yani sözleşme tarihi itibariyle 58.535,00 USD (127.137 TL), 2017 Mart itibariyle ise 90.728 USD (338.925 TL) olduğu, buna karşılık 62 m² net alana sahip bağımsız bölümün 2014 Ağustos itibariyle 279.000 USD (605.000 TL), 2017 Mart itibariyle ise 239.000 USD (893.000 TL), 86 m² net alana sahip bağımsız bölümün 2014 Ağustos itibariyle 386.000 USD (839.000 TL), 2017 Mart itibariyle ise 331.000.000 USD (1.238.000 TL) olduğuna yönelik tespitler ile bağımsız bölümler için belirlenen garanti bedel birbirlerine yakın olup aralarında fahiş farklar bulunmadığı, sözleşmenin 3. maddesi ile, sonradan emsal değerinde (2.00) artış olması veya emsal hesabında dikkate alınan net arsa alanının (23.886 m²) büyümesi durumunda elde edilecek net kapalı inşaat alanından arsa sahibine %38 oranında ek m² tahsisine gidileceği, aleyhte olan durumların mücbir sebepler dışında arsa sahibi olan kooperatife yansıtılmayacağının kararlaştırıldığı, yine sözleşmenin 8. maddesi ile de, işin bedelinin yükleniciye bu sözleşmede tarif edildiği süre ve şartlarda devredilecek arsadan ibaret olduğu, yükleniciye başkaca bir bedel ödenmeyeceği, arsa sahiplerinin, yükleniciye verilecek arsa hacminde mücbir olmayan hiçbir sebep ve şarttan dolayı, inşaatın yapımı ile ilgili başkaca bir bedel veya teknik şartname dışındaki talepleri haricinde maliyet farkı ödemeyeceği, yüklenicinin yapılan işin değerinin kendine bırakılan arsa değerinden fazla olduğunu iddia edemeyeceği hususlarının da düzenlenmiş olduğu, Bakanlar Kurulunun 06/02/2017 tarih ve 2017/9867 sayılı kararı ile sözleşmeye konu davalı kooperatife ait taşınmazların da bulunduğu alanın riskli alan olarak ilan edildiği, bu alanda kalan tüm binaların yıkılarak arsa haline getirildiği ve tüm alanın imar parseline dönüştürülerek yeni imar durumunun oluştuğu, yeni oluşan imar durumu çerçevesinde başlangıçta sözleşme ile belirlenen 1+1 ve 62 m² dairenin büyüklüğünün sözleşmeye bağlı olarak ve yapılacak zeyilnamelere istinaden net alan bazında 95 m² ve 104 m² aralığında yükseltildiği, kooperatife verilecek dairelerin bu daireler içinden seçileceği ve verilecek dairelerin satılabilir alanlarının yaklaşık 145 m² ve 150 m² aralığında olmasının öngörüldüğünün yüklenici firma tarafından yazıyla 05/10/2017 tarihinde kooperatife bildirildiği, kooperatif tarafından istinafa cevap dilekçesinde sunulan yüklenici ile imzalanan 22/04/2019 tarihli “Ek Protokol (İş Planı)” başlıklı belgenin 3. maddesinde ise, yeni imar planları doğrultusunda tasarlanacak projeye göre arsa sahibinin hisseleri gözönünde bulundurularak yaklaşık net kapalı alanlı 120 m² ve 135 m² aralığında 244 adet 4+1 dairenin üretiminin sağlanacağının kararlaştırıldığı, buna göre kooperatife verilecek olan ve başlangıçta 1+1 ve 62 m² olarak öngörülen bağımsız bölümlerin m²’sinin kooperatifin lehine olacak şekilde yükseltildiği, kooperatife, yüklenici tarafından sözleşme kapsamında teslim edilecek bağımsız bölümler dışında sözleşmenin 39.1.1. maddesi ile, kooperatifin işin devamı sırasında yürüteceği özlük işleri ve sözleşme konusu işin denetimi için görevlendireceği kurum hizmet bedellerini karşılayan 2.000.000 USD bütçenin tahsis edildiği, sözleşmenin imza aşamasında ise 500.000 USD’nin yüklenici tarafından kooperatife ödeneceğinin kararlaştırıldığı, 500.000 USD’nin ödendiğinin de kooperatife ait defter ve kayıtlardan anlaşıldığı, yine inşaat ile ilgili iş ve işlemlerin (ifraz, tevhit, imar değişikliği, plan, proje, vergi, resim, harç, iskan alınması vs.) çoğunun masrafının yüklenici tarafından karşılanarak yapılacağının kararlaştırıldığı, kooperatife verilecek olan ve arsa sahibine kalacak olan bağımsız bölümlerin bölüşüm yöntemi konusunda bir belirsizlik bulunmayıp bu hususların sözleşmenin 17. maddesi kapsamında “bölüşüm yöntemi” başlığı altında düzenlenmiş olduğu, sözleşmede kooperatife verilecek olan bağımsız bölümlerin 250.000 USD bedelle alımının garanti edilmesi taraflar arasında kararlaştırılmış olup sözleşmenin 31. maddesi ile de, bu yerlerin satışına ilişkin hususların ayrıntılı bir şekilde düzenlenerek garanti teşkil eden hükümlere yer verildiği, sözleşmenin geçici 2. maddesi kapsamında zikredilen yerlerin mülkiyetinin yükleniciye ait olacağı kararlaştırılmış ise de “Karma Büyük Proje” olarak adlandırılan proje sözleşmede, kooperatife ve üçüncü kişilere ait olan arsaların birleşmesiyle oluşacak alanlara yüklenici tarafından yapılması taahhüt olunan konut, işyeri, otel, rezidans ve ofis fonksiyonlarından birini veya birkaçını içeren yapılar topluluğu olarak ifade edilmiş olup sözleşmenin 4.1.1 maddesinin “diğer birimler ve tesisler” başlığı altında düzenlenen ve mesken yapılamayacak inşaat adaları üzerinde şehir planlama standartlarına uygun olarak palanlanarak tesis edileceği belirtilen sosyal ve kültürel, eğitim, sağlık, spor sahaları ve yüzme havuzları dahil spor tesisleri gibi yerlerden yararlanma haklarının kooperatif ve üyelerine ait olduğu, öte yandan davacı … tarafından açılan ilk davanın bozulması üzerine yapılan yargılama neticesinde Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1153 Esas 2019/1264 Karar sayılı kararında, sözleşmenin kooperatifin yararına olmadığı belirtilerek açılan dava kabul edilmiş ise de sözleşme ve sözleşme sonrası gerçekleşen fiili duruma göre genel kurulda verilen yetki çerçevesinde yapılan anlaşmanın ve yürütülen işlemlerin kooperatif ve üyelerinin yararına olduğundan bahisle genel kurul kararının iptali istemine ilişkin açılan davanın reddinin gerektiğine işaret eden Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 2020/1969 Esas 2021/207 Karar sayılı bozma ilamının bu dava açısından da güçlü delil teşkil ettiği anlaşılmıştır. Buna göre yapılan açıklamalar uyarınca, arsa sahibi olan davalı kooperatif ve yüklenici firma olan … Turizm İnşaat Gayrimenkul Yatırım Ticaret Anonim Şirketi arasında imzalanan İstanbul Beşiktaş …. Noterliğinin 18/08/2014 tarih ve … Sayılı Düzenleme Şeklinde Arsa payı Karşılığı İnşaat ve Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin, kooperatifin ve ortakların menfaatine uygun olduğu, kanun, ana sözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı bir yönünün bulunmadığı anlaşılmakla bu yöne ilişkin davacı tarafın istinaf başvuruları yerinde görülmemiştir. Davacı taraf istinaf talebinde ayrıca, Mahkeme tarafından teknik ve uzmanlık değerlendirmesi içerir şekilde bilirkişi incelemesi yapılması taleplerinin karşılanmadığı, kök rapor ve kök raporun tekrarından ibaret olan ek rapor esas alınarak eksik incelemeyle hüküm tesis edildiği ve dosyaya sundukları hukuki mütalaanın mahkemece ve bilirkişi kurulu tarafından dikkate alınmadığını ileri sürmüştür. 6100 sayılı HMK’nun 293. maddesinde uzman görüşü düzenlenmiştir. Düzenlemede, tarafların dava konusu olayla ilgili olarak uzmandan bilimsel mütalaa alabileceği, hakimin talep üzerine veya re’sen kendisinden rapor alınan uzman kişinin davet edilerek dinlenmesine karar verebileceği, uzman kişinin çağrıldığı duruşmaya geçerli bir özrü olmadan gelmezse hazırlamış olan raporun mahkemece değerlendirmeye tabi tutulamayacağı belirtilmiştir. Buna göre davacı taraf istinaf dilekçesinde taraflarınca sunulan hukuki mütalaanın ilk derece mahkemesi ve bilirkişi kurulu tarafından dikkate alınmaksızın kök ve ek rapor esas alınarak eksik incelemeyle hüküm tesis edildiğini belirtmiş ise de somut davada, 27/06/2016 tarihli mütalaanın alındığı uzman duruşmaya davet edilmemiş olup bu durumda HMK’nun 293/3 fıkrasındaki emredici düzenleme kapsamında sunulan mütalaa mahkemece değerlendirilemeyecek olup kaldı ki sunulan mütalaa, davaya konu edilen genel kurul kararlarının iptal edilebilir olup olmadığına yönelik hukuki tespitler içermekte olup esasen hukuki bir nitelik arzeden ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan bu gibi hallerde Mahkemenin değerlendirme yapmasının asıl olduğu, ayrıca diğer bir istinaf sebebi olan teknik ve uzmanlık değerlendirmesi içerir şekilde bilirkişi incelemesi yapılması talebinin, dosya kapsamı ve mevcut delil durumu itibariyle sonuca herhangi bir etkisi ve katkısı bulunmadığından yerinde olmadığı anlaşılmakla davacı tarafın bu paragraf altında değinilen istinaf sebeplerinin kabul edilebilir olmadığı değerlendirilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, davaya konu iptalleri talep edilen genel kurul kararları bakımından toplantı ve karar alma nisaplarının mevcut olduğu gibi öte yandan genel kurul toplantısında alınan kararların usul ve yasaya da uygun bulunduğu, yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olmadığı, iptali yada butlanını gerektirir bir halin de söz konusu olmadığı, ayrıca yüklenici ile yapılan sözleşmenin hem kooperatif hem de üyelerinin menfaatine olduğu, kooperatif üyelerinin da büyük bir çoğunluğu tarafından, alınan genel kurul kararları bakımından olumlu yönde oy kullanıldığı dikkate alındığında ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacılar vekillerinin istinaf başvurularının reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/628 Esas, 2019/45 Karar ve 17/01/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan asıl ve birleşen dosya davacıları …, …, …, …, …, … ve … vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince ayrı ayrı esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı ile 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının birleşen dosya davacısı …den tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından asıl dosya davacısı … tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın asıl dosya davacısı …’den tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından asıl dosya davacısı … tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın asıl dosya davacısı …’dan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından birleşen dosya davacısı … tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın birleşen dosya davacısı …’den tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 6-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından birleşen dosya davacısı … tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın birleşen dosya davacısı …’dan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 7-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından birleşen dosya davacısı … tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın birleşen dosya davacısı …’dan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 8-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından birleşen dosya davacısı … tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın birleşen dosya davacısı …’dan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,9-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,10-Asıl ve birleşen dosya davacıları tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 361/1.fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.07/12/2022