Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1481 Esas
KARAR NO : 2019/1559
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/01/2019
NUMARASI : 2018/558 Esas, 2019/41 Karar
DAVANIN KONUSU: Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
KARAR TARİHİ: 19/09//2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili davasında özetle; müflis… Bankası’nın Kayseri Şubesi’nin ödenmeye krediler için takip başlattığını ve toplam 48.212,80 TL tahsil harcı ödediğini, sonrasında mevzuata aykırı olarak yapılan işlemlerin harçtan muaf olduğu gerekçesiyle harcın bankaya iade edildiğini, alacağın iflas masasına kaydı için talepte bulunduklarını, ancak iflas idaresince talebin reddedildiğini belirterek alacağın tamamının iflas masasına kaydını talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevabında özetle; sıra cetvelinin ilanından itiberen 15 günlük hak düşürücü süre içinde dava açılmamışsa, davanın reddi gerektiğini, davacının harç konusundaki talebinin vergi mahkemesince reddedilmesi nedeniyle iflas idaresinin işleminde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; TMSF Fon Kurulunun 17/11/2011 tarihli ve 2017/289 sayılı kararı ile 5411 Sayılı Bankacılık Yasası’nın 110. maddesinin yollaması ile, 106/5 maddesi gereğince 1. Alacaklılar Toplantısı yerine kaim olmak üzere ilgili yönetmeliğin 20. maddesi gereğince iflas tasfiyesinin yürütülmesi bakımından iflas idare memuru adaylarının isimlerini belirlediği, iflas idare memurlarının tamamının fonun gösterdiği adaylardan oluştuğu, müflis … Bankası A.Ş.’nin iflas tasfiyesinin 5411 Sayılı Yasanın 106. maddesi ve ilgili yönetmelik çerçevesinde fon tarafından yürütüldüğü, iflas idare memurları tarafından düzenlenen sıra cetvelinin TMSF’nin Bankacılık Yasası uyarınca tek yanlı olarak aldığı idari nitelikte bir işlem olduğu, iflas idaresinin TMSF adına hareket ettiği, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 29/02/2016 tarih ve 2015/4757 E. 2016/1217 K. Sayılı ilamınında bu yönde olduğu, davanın idari yargının görev alanında bulunduğu gerekçesi ile yargı yolu caiz olmadığından davanın usulden reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf taleplerinde;
İİK’nın 235. maddesi gereğince görevli mahkemenin iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesi olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
Davalı Müflis … Bankası A.Ş İflas İdaresi Vekili İstinaf Taleplerinde;
1-5411 Sayılı Yasa’nın 106/5. maddesi gereğince Fonun, Bankacılık Yasası’nın uygulanması ile sınırlı olmak üzere İİK’nın sayılan bazı maddelerindeki yetki ve görevler hariç olmak üzere iflas dairesi, alacaklılar toplantısı ve iflas idaresi görev ve yetkilerine haiz olarak bankayı tasfiye etmekle görevlendirildiğini, iflas idaresinin Fon tarafından önerilen adaylardan oluşmasının, iflas idaresi tarafından düzenlenen sıra cetveline idari işlem niteliği kazandırmayacağını, müflis, tüzel kişiliği iflas idaresi tarafından temsil edilen bir şirket olup, şirketlerin iflası ile ilgili ihtilaflarda adli yargının yetkili olduğunu,
2-Yerel mahkemenin gerekçeli kararında emsal gösterilen Yargıtay kararına katılmanın mümkün olmadığını, emsal kararın mülga 4389 Sayılı Bankalar Yasası kapsamında alındığını, huzurdaki davanın ise 5411 Sayılı Bankacılık Yasası’na göre yürütüldüğünü,
3-İİK.’nın “Sıra cetveline itiraz ve neticeleri” başlıklı 235. maddesi gereğince bu tür davaların adli yargının görev alanına girdiği ve Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunun kanun metninde de açıkça yer aldığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesi kararının taraf vekilleri tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Dava, alacağın iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesi talebine ilişkindir.
Mahkemece, uyuşmazlığın idari yargının görevinde kaldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, karara karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulmuştur.
… Bankası A.Ş.’nin BDDK’nın ve Fon Kurulu’nun 29/05/2015 tarihli kararları doğrultusunda fona devredildiği, 27/07/2016 tarihli BDDK kararı ile 5411 Sayılı Bankacılık Yasası’nın 107. maddesi uyarınca faaliyet izninin kaldırıldığı ve bu kararın 23/07/2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlandığı, Fon Kurulu’nun 22/12/2016 tarihli kararı ile 5411 Sayılı Yasanın 106/3 maddesi uyarınca mahkemeden bankanın doğrudan iflasının talep edilmesine karar verildiği ve İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/11/2017 tarih ve 2017/41 E 2017/942 K. Sayılı kararı ile 5411 Sayılı Yasa’nın 106. maddesi uyarınca … Bankası A.Ş.’nin iflasına karar verildiği anlaşılmaktadır. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 106/5. maddesi; ” Fon bu Kanunun uygulanması ile sınırlı olmak üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 166., 218., 219., 223., 234., 236., 249., 251. ve 254. maddelerindeki yetki ve görevler hariç olmak üzere iflas idaresi, alacaklılar toplantısı ve iflas idaresi görev ve yetkilerine sahip olarak bankayı tasfiye eder.” hükmünü içermektedir.Somut olayda, TMSF Fon Kurulunun iflas tasfiyesinin yürütülmesi bakımından iflas idare memuru adaylarının isimlerini belirlediği, İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 24/11/2017 tarih ve 2017/7-6 E.K. Değişik İş nolu kararı ile Fon tarafından önerilen ve gerekçeli kararda belirtilen kişilerin iflas idare memuru olarak atanmasına karar verildiği, iflas idare memurlarının tamamının Fonun gösterdiği adaylardan oluştuğu açıktır.Yargıtay 23. HD’nin 2015/7876 Esas, 2016/656 Karar sayılı kararında değinildiği üzere; TMSF, iflas idaresi görev ve yetkilerini haiz olarak iflas tasfiyesini yürüttüğüne göre, bu sıfatla düzenlenen sıra cetvelinin de TMSF’nin kamu gücüne dayalı olarak Bankacılık Kanunu uyarınca tek yanlı olarak aldığı idari karara dayalı bir işlemi olduğu kuşkusuzdur. İflas idaresinin İİK’ndaki haiz olduğu yetkileri TMSF’nin sahip olması, bu hükümlerden yararlanması bu sonucu değiştirmemektedir. Buna göre tüzel kişiliği haiz Fon tarafından İİK hükümlerinden yararlanılarak düzenlenen ve idari işlem niteliğinde bulunan sıra cetvelinin dava konusu edilmesi, davalı müflis banka iflas idaresinin TMSF adına tasfiyeyi yürütmesi, gerçek hasmın TMSF olması, bu cetvelde alacağı ile ilgili alınan kararın iptalini amaçlayan davacının, alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı varsa cetvelin davacı alacağı ile ilgili kısmının iptali ile ilgili inceleme yapıp karar vermenin Adli Yargının görevi dahilinde olmaması, anılan kararın iptali üzerine idarece yeni bir karar alınarak davacının alacağının cetvele kayıt ve kabulüne karar verileceği gözetildiğinde (Yargıtay 23. HD’nin 05.06.2014 tarih ve 1112 E., 4346 K; 11.06.2015 tarih ve 2014/5898 E., 2015/4495 K.; 23.06.2015 tarih ve 2014/8060 E., 2015/4819 K., 26.05.2015 tarih ve 2014/10826 E., 2015/6184 K. sayılı ilamları) davanın idari yargının görev alanında bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik bulunmadığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince tarafların istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.19/09/2019