Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1468 E. 2022/1082 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1468 Esas
KARAR NO: 2022/1082
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 13/12/2018
NUMARASI: 2017/36 Esas, 2018/1249 Karar
DAVA: TAZMİNAT (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/09/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında, müvekkili şirketin … projesine ait alanda güvenlik hizmeti vermesi hususunda sözleşme düzenlendiğini, davalının 07/11/2016 tarihli ihtarname ile sözleşmeye aykırılıkların giderilmediğini belirterek sözleşmeyi süresinden önce ve tek taraflı olarak feshettiğini, sözleşmenin 5. maddesi uyarınca sözleşme hükümlerinin ihlali halinde öncelikle aykırılığın giderilmesi için ihtarname gönderilmesi gerektiğini, bu madde de belirtilen yazılı bildiriminin geçerlilik şartı olduğunu, ancak davalının yazılı bildirimde bulunmadan sözleşmeyi feshettiğini, davalının fesih ihtarnamesinde belirttiği hırsızlık iddialarının soyut olduğunu, müvekkilinin üstlendiği edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, davalının sözleşmeyi haksız olarak feshetmesinden dolayı müvekkili şirketin maddi zarara uğradığını, ayrıca elde etmesi gereken kardan mahrum kaldığını belirterek şimdilik 20.000,00 TL maddi zarar ve kar kaybının dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; davacı personelinin bazen görev yerine gelmediğini, bazen görev başında uyuduğunu, buna dair tutanak tuttuklarını ve fotoğraf çektiklerini, güvenlik hizmetinde gerekli duyarlılığın gösterilmemesi nedeniyle şantiye alanında hırsızlık olayları yaşandığını, bu olayların emniyete de bildirildiğini, söz konusu eksikliklerin defalarca davacıya bildirildiğini, buna rağmen güvenlik zaafiyetinin giderilmediğini, bu nedenle sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; taraflar arasındaki sözleşmenin akdin feshi başlıklı 5. maddesinde; taraflardan herhangi birinin sözleşme hükümlerini ihlal etmesi halinde, karşı tarafın ihlal eden tarafa yedi günlük süre içerisinde ihlalin giderilmesi isteğini içeren ihtarname göndereceği, ihtarnamenin tebliğinden itibaren yedi günlük süre içerisinde ihlalin giderilmemesi halinde sözleşmeyi haklı nedenle feshetme hakkının doğacağının düzenlendiği, madde de ihtarnamenin şekline yönelik bir düzenleme bulunmadığı, taraflarca inkar edilmeyen e-mail yazışmaları incelendiğinde, davalının davacı güvenlik şirketine, 13/07/2016, 02/08/2016, 04/08/2016, 05/08/2016, 06/08/2016, 24/08/2016, 25/08/2016, 07/09/2016, 30/09/2016, 12/10/2016, 28/10/2016 tarihli ve davacı personelinden kaynaklanan sözleşmeye aykırılıkların giderilmesi talepli e-maillerin gönderildiği, en son gönderilen e-mailin üzerinden yedi günden fazla süre geçtikten sonra 09/11/2017 tarihinde davalı tarafça sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; ilk derece mahkemesince davalı tarafından sunulan tutanak, fotoğraf ve mail yazışmalarını esas alarak karar verdiğini, sözkonusu tutanak ve yazışmaların delil vasfında olmadığını, mail yoluyla yapılan bildirimin sözleşme hükümlerine aykırı olduğunu, bu bildirimlerin müvekkili şirkete ulaşıp ulaşmadığının belli olmadığını, sözleşmenin 5. maddesi uyarınca davalının sözleşmeye aykırılıkların giderilmesi için ihtarname ile 7 günlük süre vermesi gerektiğini, davalının usulüne uygun bildirimde bulunmadan sözleşmeyi feshettiğini, müvekkilinin tüm edimlerini de eksiksiz ifa ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava; sözleşmenin haksız feshinden doğan zararın tazmini ile kar kaybı istemlerine ilişkindir. Dosya kapsamından; taraflar arasında düzenlenen 15/12/2015 – 15/12/2017 süreli Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesi ile, davacı yüklenicinin … projesine ait alanda güvenlik hizmeti verme işini yüklendiği, davalı işverenin 07/11/2016 tarihli ihtarname ile sözleşmeye aykırılıkların giderilmediğini belirterek sözleşmeyi süresinden önce tek taraflı feshettiği, davacının sözleşmenin süresinden önce haksız feshedildiği iddiasıyla maddi zararlarının tazmini ve kar kaybı talebiyle işbu davayı açtığı görülmektedir. Mahkemece, davacı yüklenicinin sözleşme hükümlerini ihlal ettiği ve yazılı bildirimlere rağmen aykırılıkları gidermediği, bu nedenle davalının haklı olarak sözleşmeyi tek taraflı feshettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı taraf hükmü istinaf etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı işverenin sözleşmeyi, sözleşmenin 5. maddesine uygun olarak feshedip etmediği, sözleşmenin feshinden önce yapılması gereken 7 günlük süreli önelin geçerlilik şartına bağlanıp bağlanmadığı noktasında toplanmaktadır.İlk derece mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda; davacının güvenlik hizmetini yerine getirdiği, hırsızlık olayları ile ilgili adli makamlarca ne gibi işlem yapıldığı konusunda bir bilgiye rastlanmadığı, adli birimlerce yapılan kusur tespitinin olmadığı, davalının akdi fesih koşullarının oluşmadığı belirtilmiştir.Sözleşmenin 5. maddesi; “Taraflardan birinin Sözleşme hükümlerinden herhangi birisini ihlal etmesi halinde karşı taraf ihlal eden tarafa, bu sözleşmede aykırılığın niteliğine göre farklı bir süre belirlenmemişse, 7 (yedi) gün süreli bir ihtarname gönderecektir. İhtarnameyi alan taraf ihtarnameye konu hususları, karşı tarafın ihtarnamesini tebellüğ ettiği tarihten itibaren yukarıda belirtilen 7 günlük süre içinde yerine getirmediği takdirde, ihtarnameyi gönderen tarafın tek taraflı bir fesih ihbarı göndererek Sözleşmeyi derhal feshetme hakkına sahip olacaktır.” hükmünü düzenlemektedir. Davalının davacı yükleniciye gönderdiği maillerde, yüklenici personelinin görev yapan peronel karşılığı gelmeden görevi terkettiği, göreve hiç gelmediği ya geç geldiği, nöbet yerlerini sebebsiz terkettiği, görev esnasında uyuduğu gibi eksikliklerin davacı şirket yetkilisine iletildiği görülmektedir.İlk derece mahkemesi, davalı işveren tarafından davacı yükleniciye gönderilen mailler nedeniyle fesihten önce davalının 5. madde uyarınca gerekli ihtarı yaptığı kabul edilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda tacirler arasındaki ihbar ve ihtarların ne şekilde yapılacağı 18/3. Maddesinde; “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” hükmü ile ifade edilmiştir. Bu nedenle anılan mailler TTK’nın 18. maddesine uygun olmadığı gibi, sözkonusu maillerde sadece sözleşmeye aykırılıklar bildirilmiş olup, sözleşmeye aykırılığın giderilmesi için 7 günlük bir süre verilmiş de değildir. Tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme ve şartname hükümleri kendilerini bağlar. Sözleşmenin 5. maddesinde, bir tarafın sözleşmeye aykırı davranması halinde, diğer tarafın sözleşmeye aykırılığın giderilmesi için karşı tarafa 7 günlük süreli bir ihtarname vermesi gerektiği, bu süre içinde ihtarnameye konu hususların yerine getirilmemesi halinde sözleşmenin tek taraflı feshedilebileceği belirtilmiştir. Sözleşmenin 5. maddesi uyarınca sözleşmeye aykırılık halinde sözleşmenin feshedilebilmesi için öncelikle 7 günlük süre verilmesi gerekir. Davalı işverenin davacıya gönderdiği maillerde sözleşmeye aykırılığın giderilmesi için herhangi bir süre verilmeyerek, sadece sözleşmeye aykırılıklar davacı yükleniciye bildirilmiştir. Kaldı ki sözkonusu maillerin TTK’nın 18/2 maddesine uygun olduğundan da sözedilemez. Bu durumda mahkemece, davalı işverinin sözleşmeyi tek taraflı feshinin sözleşmenin 5. maddesine uygun olmadığı gözetilerek davacının talepleri hakkında, taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenler ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1.a.6 bendi gereğince kararın kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/36 Esas, 2018/1249 Karar ve 13/12/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanuna bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.29/09/2022