Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1453 E. 2022/1152 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1453 Esas
KARAR NO: 2022/1152
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/09/2017
NUMARASI: 2016/114 Esas, 2017/785 Karar
DAVANIN KONUSU: Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar (Tazminat)
KARAR TARİHİ: 13/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi …’nın … bank Kartal Şubesi’nin (60) ay taksitli 16.000,00 TL tutarında bireysel kredi kullandığını, davalı nezdinde … bank Tüketici Kredisi … Sigortası katılım sertifikası tanzim edildiğini, sigortalının vefat ettiğini, davalının teminatı ödemediğini belirterek sigortalı …’nın vefat tarihi olan 11/01/2013 tarihinden itibaren azalan teminat yükümlülüğü çerçevesinde bu tarih itibariyle belirlenen teminat tutarı olan 14.204,08TL’nin faiziyle birlikte kredi kullandıran …bank Kartal Şubesi hesabına ödenmesine karar verilmesini, müteveffa tarafından ödenen kredi taksitlerinin davacı mirasçılara ölüm tarihinden itibaren faiziyle birlikte geri verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; daini mürtehinden muvafakat alınmasının gerektiğini, davacı yanca sunulan delil listesinin usûle aykırı olduğunu, müteveffanın önceden olan ve gizlediği bir sağlık sorunu nedeniyle vefat ettiğini, beyan yükümlülüğüne uymadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece bilirkişi raporuna göre; müteveffanın bilgilendirildiği, müteveffa …’nın 11/01/2013 tarihinde ölümüne neden olan patolojinin meme kanserinin akciğer ve plerava (akciğer zarı) metastazları neticesinde meydana geldiği; müteveffa …’nın poliçe düzenlenmeden önce meme kanseri nedeniyle bir göğsünün alındığını ve koltuk altı lenf bezleri temizlendiğini hatırlamaması ve gerçek durumu beyan etmemesinin hayatın doğal akışına uygun bulunmadığı gibi bilinen diyabeti olan …’nın bu hususta da … A.Ş’ye ait sigortalı adayının sağlık beyan formunda diyabet (şeker) veya böbrek hastalıkları bölümüne de “hayır” cevabı verdiğinin saptandığı, sigortalının vefatı ile bildirilmeyen hastalık arasında illiyet bağı bulunduğu, sigortalının beyan yükümlülüğüne uymadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davacılar vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; 01.02.2017 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde müteveffanın 2000 yılında gördüğü tedavi sonrası bir daha hiç kanser teşhisi almadığını ve bu durumun bazı raporlarla sabit olduğunu belirterek İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsünden ve Yalova Özel … Hastanesinden müteveffanın sağık kayıtlarının getirtilmesinin talep edilmesine rağmen mahkemenin bu talepleri dikkate almadığını, 20.11.2009 yılında İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü’nde yapılan son kontrolünde de hastalıksız olduğunun bildirildiğini, müteveffanın söz konusu krediyi 28.12.2011 tarihinde kullandığını, müteveffanın bu tarihten sonra herhangi bir sağlık problemi yaşamadığını, 27.08.2012 tarihinde de Yalova Özel … hastanesine öksürük, balgam, nefes darlığı şikayetiyle başvurduğunu yapılan tetkiklerde kansere rastlanmadığını, müteveffanın söz konusu krediyi kullandığı 28.12.2011 tarihinde kanser olduğundan bahsetmek veya müteveffanın kendisinin kanser olduğunu düşüneceğini/bildiğini kabul etmenin mümkün olmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, uygulamada müşterinin imzaladığı belgeler ile ilgili bilgi sahibi olmadığın bilindiğini, sigortalının 2000 yılında geçirdiği operasyon sonrasında bir daha kanser teşhisi konmadığını, tamamen iyileştiğini, krediyi ise bundan tam 11,5 yıl sonra kullandığını, kanser hastalığının sürekli devam eden bir tıbbi durum olmadığını, davanın kabulü gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava; Tüketici Kredisi Uzun Süreli … Sigortası poliçesi kapsamında teminat bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacıların murisi müteveffa …’nın 29.12.2011 tarihinde, dava dışı bankadan 60 ay vade ile 16.000,00 TL tutarında tüketici kredisi kullandığı, davalı şirket nezdinde lehdarı … olan 29.12.2011-28.12.2016 vade tarihli … Sigortası katılım sertifikası düzenlendiği, …’nın 11.01.2013 tarihinde vefat ettiği, TÜİK ölüm belgesine göre …’nın ölüm nedeninin Meme CA+ metastatik Solunum yetmezliği olduğu anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık; murisin beyan yükümlülüğüne aykırı davranıp davranmadığı, sigorta şirketi tarafından murisin bilgilendirilip bilgilendirilmediği, vefatın teminat kapsamında olup olmadığı noktalarında toplanmıştır. Mahkemece uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu alınmıştır. 09.06.2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda; Özel … Hastanesine ait hastayla ilgili tıbbi dokümanların İncelenmesinden hastanın 2000 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesinde (Çapa Tıp Fakültesi olarak ifade edilmiştir) meme kanseri nedeniyle mastektomi ve aynı tarafın koltuk altına lenfbezi kürajı yapıldığı, ameliyata ait patoloji raporu ve uygulandıysa ameliyat sonrası kemoterapi veya radyoterapi ile ilgili belgelerin dosyada mevcut olmadığı, hastanın 2000 yılında meme kanseri nedeniyle ameliyat olduğu hem hasta yakınlarının, hem vekillerinin ifadelerinden, hem de daha sonra tedavi gördüğü Özel … Hastanesinin kayıtlarından anlaşıldığı, … bank A.Ş. Kartal Şubesine ait 29.12.2011 tarihli … A.Ş.’ ye ait Sigortalı Adayının Sağlık Beyan Formunda …’nın Diabet (Şeker) veya Böbrek Hastalıkları ve Kanser bölümlerine hayır cevabı verdiği, …’nın aynı zamanda diabet hastası olduğunun hastane kayıtlarından anlaşıldığı, …’ya Sağlık Bakanlığı İstanbul Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 12.11.2012 tarihinde, ” Meme CA Klinik tanısıyla transtorasik ince iğne aspirasyon biopsisi yapılmış bunun patolojik inceleme sonucu Malign Epitelyal Tümör olarak gelmiştir. Aynı hastanede hastaya çekilen 01.11.2012 tarihli toraks bilgisayarlı tomografisinde “her iki hemitoraksta yaygın genellikle üst loblarda belirgin olmak üzere nodüler tarzda multipl plevral kitleler görülmektedir.” denildiğini, Özel … Tıp Merkezi’ne ait 16.11.2012 tarihli …’ya çekilen PET-CT raporunda “Öpere sol meme CA tanısı ile takip edilen hastada her iki akciğer parankiminde metastatik nodüler lezyonlar; her iki hemitoraksta plevral yüzlerde yine metastaz ile uyumlu hipermetabolik kalınlaşma alanları; mediastende prevasküler, 4L, 4R, 10L istasyonlarında, sağ parasternal alanda ve internal mammarian bölgede metastatik lenf nodları; L4 vertebra sol faset eklem yüzeyinde ön planda dejeneratif orjinli olduğu düşünülen ancak metastazın net olarak ekarte edilemediği şüpheli hipermetabolik kemik/kemik iliği lezyonu saptanan PET-CT çalışması” denildiği, Özel MMP Prof.Dr…. Patoloji laboratuarına ait 03.12.2012 tarihli …’ya ait plevra biyopsisine ait raporun tanı bölümünde İnvaziv Duktal Karsinoma Metastazı denildiği, Özel MMP Prof.Dr…. laboratuarına ait 07.12.2012 tarihli …’ya ait plevra biyopsisine ait ek raporda ER: Diffüz3+; PR: Diffüz 1+; Cerb-B2: Diffüz 3+. İnvaziv Duktal Karsinoma Metastazı denildiği, Hastanın bu tanıdan sonra özel … Hastanesinde Kemoterapi tedavisi gördüğü, genel durumunun bozulması ve solunum güçlüğü nedeniyle yoğunbakıma yatırıldığı ve solunum aygıtına bağlandığı, daha sonra taburcu edildiği ancak çok kısa süre sonra tekrar yatırıldığı ve tekrar yoğun bakımda solunum cihazına bağlı olarak takip edildiği ancak tedavilere yanıt alınamayarak 11.01.2013 tarihinde meme kanserinin akciğer ve plevraya (akciğer zarı) metastazı neticesinde vefat ettiği, ölüme neden olan patolojinin meme kanserinin metastazları olduğu konusunun patoloji raporlarıyla aşikâr olduğu, daha önce meme kanseri nedeniyle bir göğüsü alman ve koltukaltı lenf bezleri temizlenen (muhtemelen ek tedaviler de alan ) bir kişinin bunları hatırlayamayıp beyan etmemesi hayatın doğal akışına aykırı olduğu, bilinen diabeti olan …’nın bu hususta da … A.Ş/ ye ait Sigortalı Adayının Sağlık Beyan Formunda Diabet (Şeker) veya Böbrek Hastalıkları bölümüne de “hayır” cevabı verdiği, sigortalının vefatı ile sigortacıya bildirilmeyen hastalık arasında illiyet bağı bulunduğu, sigortalının beyan yükümlülüğüne uymadığı belirtilmiştir. Poliçe tarihinde yürürlükte bulunan mülga 6762 sayılı TTK 1290/1 maddesinde “Sigorta ettiren kimsenin, sigortacının mükabele yaparken hakiki vaziyetleri bildiği takdirde mükaveleyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını mucip olarak bütün hususları sigortacıya bildirmeye mecbur olduğu, sigorta ettiren kimsenin sorulduğu halde susmuş veya noksan yahut hakikate muhalif beyanlarda bulunmuş ise hakikate vakıf olmayan sigortacının mukaveleden cayabileceği, şu kadar ki sigortacının hakikati öğrendiği tarihten itibaren 1 ay içinde cayma hakkını kullanmamış ise bu hakkın düşeceği…” düzenlenmiştir. Rizikonun gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 1435. maddesi ile sigorta sözleşmesinin kurulması sırasındaki sigortalının doğru bilgi verme (beyan) yükümlülüğü, “sigorta ettiren sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir. Sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususlar, aksi ispat edilinceye kadar önemli sayılır” denilmek suretiyle düzenlenmiş ve bu yükümlülüğün kapsamı belirlenmiştir. Gerek TTK’nun 1435. Maddesi (6762 sayılı Kanunun 1290. maddesi) ve gerekse … Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi düzenlemesine göre; sigorta şirketinin sorusu üzerine veya her hangi bir soru sorulmadan (dolayısı ile buna ilişkin bir form doldurulmadan) sigortalı, sözleşmenin yapılması sırasında kendisinin bildiği ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigorta sözleşmesinin kurulması sırasındaki beyan yükümlülüğüne uymamanın sonuçları ise, aynı kanunun 1439/2. Maddesinde (6762 SK’nun 1290), “rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sigorta ettirenin ihmali ile beyan yükümlülüğü ihlal edildiği takdirde, bu ihlal tazminatın veya bedelin miktarına yahut rizikonun gerçekleşmesine etki edebilecek nitelikte ise, ihmalin derecesine göre tazminattan indirim yapılır. Sigorta ettirenin kusuru kast derecesinde ise beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa, sigortacının tazminat veya bedel ödeme borcu ortadan kalkar; bağlantı yoksa, sigortacı ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate alarak sigorta tazminatını veya bedelini öder” şeklinde düzenlenmiştir. Somut davada; murisin, Meme CA+ metastatik Solunum yetmezliği nedeni ile vefat ettiği, murisin daha önce meme kanseri nedeni ile operasyon geçirdiği, poliçe tarihinden önce kendisinde mevcut bulunan meme kanseri rahatsızlığını sağlık beyanında bildirmediği, ölüm ile bildirilmeyen hastalıklar arasında illiyet bağı bulunduğu, davalının bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirdiği, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 44,80 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/10/2022