Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1451 E. 2019/2283 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1451 Esas
KARAR NO : 2019/2283
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/225 Esas
ARA KARAR TARİHİ: 27/02/2019
DAVA : İflas (İflasın Ertelenmesi)
KARAR TARİHİ: 12/12/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İflasın ertelenmesi talepli açılan davada asli müdahil … San. Ve Tic. A.Ş. Vekili 22/10/2018 tarihli dilekçesinde ve 30/11/2018 tarihli duruşmada, davacı şirketler hakkında verilen ihtiyati tedbirlerin anlamını yitirdiğinden kaldırılmasını talep etmiştir.Mahkemece, 23/02/2016 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verildiği, dairemizin 07/03/2017 tarih ve 2017/170 E. 2017/217 K. sayılı kararı ile her iki davacı şirket hakkında verilen ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına karar verildiği, daha sonra mahkemece 24/04/2017 tarihli bilirkişi raporuna dayanılarak tekrar ihtiyati tedbir kararı verildiği, bu kararın da dairemizin 06/07/2017 tarih ve 2017/276 E. 2017/1080 K.sayılı kararı ile ihtiyati tedbirlerin tekrar 2.kez kaldırılmasına karar verildiği, daha sonra mahkemece bu kez 03/08/2017 tarihli bilirkişi raporuna dayanılarak 03/08/2017 tarihli ara karar ile 3.kez ihtiyati tedbir verildiği, bu karara karşı dairemizin 09/07/2018 tarih 2018/1414 E. 2018/1224 K. Sayılı kararı ile müdahillerin istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği görülmüştür.Mahkemenin 27/02/2019 tarihli ara kararı ile, dairemizin 09/07/2018 tarih 2018/1414 E. 2018/1224 K. Sayılı kararında belirtildiği şekilde tedbir kararları, İİK’nin 179 ve devamı maddelerinde belirlenen işleyişe göre değerlendirilmesi gerektiği, İflas erteleme talebinin 20/07/2016 tarihinden önce yapılmış olması halinde; talepte bulunan şirketin veya kooperatifin borca batık olması ve iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı görülmesi, kayyım tarafından ibraz edilen raporlara göre, şirketin durumunun iyiye giderek iflas halinden kurtulmasının mümkün bulunması izleniyor ise, bu durumda iflas erteleme kararı da verilemeyeceği için dosyanın olağanüstü halin kalkmasına veya İİK’nin 179/b-4’te belirlenen sürenin dolmasına kadar elde bekletilmesi, bu süreler sonunda mevcut duruma göre karar verilmesi, ancak iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı görülmemesi, bekleme süresinde alınan kayyım raporlarına göre şirketin iflas halinden kurtulmasının mümkün bulunmaması ve nihayet İİK’nın 179/b-4 maddesinde belirlenen sürenin dolması halinde ise şirketin veya kooperatifin İİK’nın 179/b-5 maddesi uyarınca iflasına karar verilmesi gerektiği, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 22/03/2017 Tarih ve 2016/9664 E. 2017/888 K. Sayılı kararının bu yönde olduğu, İİK.nun 179/b-2 maddesinin uygulanabilmesi için iflasın ertelenmesi kararının verilmesi gerektiği, dosyada henüz iflas erteleme kararı verilmediği, henüz hüküm verilmeden İİK.nun 179/b-2.maddesinin uygulama alanı bulunmadığı, anılan madde hükmünün hükümle beraber değerlendirilmesi gerektiği, tüm bu bilgiler ışığında, dava 23/02/2016 tarihinde açılmış olup, davacı şirketlerin 23.5.2018 tarihli RG’de yayımlanarak yürürlüğe giren Maden Kanunu ve ilgili yönetmelik uyarınca Kuzey Ruhsat Alanı içerisinde kalan … San. Ve Tic. Ltd. Şti.(…) şirketlerinin …San. Ve Tic. A.Ş. olarak birleştirildiği, yeni kayyım heyeti tarafından düzenlenen 08/01/2019 tarihli ön rapor doğrultusunda, davacı şirketlerin bir kısım paylarının… A.Ş. tarafından devralındığı, buna göre revize iyileştirme projesindeki hedeflere ulaşılıp ulaşılmayacağının değerlendirilmesi gerektiği, bunun da ancak birleşme tamamlandıktan sonra yapılabileceği, bu aşamada tedbirlerin kaldırılmasının alacaklıların zararına uğramasına neden olacağı anlaşıldığından müdahil …. San. ve Tic. A.Ş. vekilinin ihtiyati tedbirlerin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir.Müdahil …San. Tic. A.Ş. vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; huzurdaki dava 23.02.2016 tarihinden bu yana üç yıldır süre geldiğini, oysa iflas ertelenmesine ilişkin prosedürü düzenleyen İİK 179/a maddesi hükmüne göre, mahkemece, iflasın ertelenmesi talebinde bulunulması üzerine yönetim organının yerine geçmesi için kayyum atandıktan sonra talebi öncelikle ve ivedilikle sonuçlandırmak zorunda olduğu, sunulan projenin inandırıcı bulundurulması halinde erteleme kararı vermek gerekeceği, İİK 179/b maddesinin 4.fıkrasında, erteleme süresi azami 1 yıldır hükmü yer aldığı ve erteleme süresi en çok 5 yıl olduğunu, ancak mahkemenin uygulaması sürekli kayyum ve bilirkişi raporları alınmak sureti ile ihtiyati tedbirleri sürdürmek şeklinde tezahür ettiğini, bilirkişi raporundaki diğer tespitlere bakıldığında tamamen hikâye niteliğinde anlatımlara yer verildiğini, ticari defter kayıtlarının olduğu gibi rapora geçirildiğini, ancak bu kayıtların doğruluğunun hiçbir şekilde denetlenip mahkemenin denetimine de olanak tanıyacak şekilde sunumunun gerçekleştirilmediğini, burada da en önemli husus şirketin borca batıklığı tespit edilirken maden ruhsatlarının değerlemeye alınmadığını ve bu nedenle borca batıklığın fiktif olarak elde edildiği ortaya çıktığını, maden ruhsatlarının değeri dikkate alınmadan bir şirketin borca batık olup olmadığının bildirilmesine hukuki olanak bulunmadığını, sunulan rapor hayali, sadece ihtiyati tedbir kararının devamını sağlamaya yönelik, hiçbir kısmında denetime açık olmayan, bilimsellikten uzak nitelikte olduğundan, raporu kabul etmelerinin mümkün olmadığını, yargılamanın geldiği aşama itibariyle ihtiyati tedbirlerin davacı şirketlere haksız yarar sağlama niteliğine büründüğünü bu sebeple ihtiyati tedbirin kaldırılması talebimizin reddine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Somut olayda, 03/08/2017 tarihli bilirkişi raporuna dayanılarak 03/08/2017 tarihli ara karar ile 3.kez ihtiyati tedbir verildiği, bu karara karşı dairemizin 09/07/2018 tarih 2018/1414 E. 2018/1224 K. Sayılı kararı ile müdahillerin istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği, yargılama devam ederken yeni kayyım heyetinden alınan rapor doğrultusunda mahkemenin 15/01/2019 tarihli ara kararı ile; “Devir sözleşmesinin kayyım onayıyla gerçekleştirilmesi kaydıyla, …San. ve Tie. A.Ş.’de bulunan, …Sanayi ve Ticaret A.Ş. adına tescilli beheri 1,00 TL değerinde B grubunda toplanan 18771 adet hissenin davacılardan … San. Ve Tic. Ltd. Şti.; beheri 1,00 TL değerinde C grubunda toplanan 182068 adet hissenin ise davacılardan … San. Dış Tic. Ltd. Şti. tarafından, …Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin B ve C grubu hisseler için ödediği sermaye paylarını ödemek karşılığında devralmasına izin verilmesine, İşlemin en geç iki aylık süre içinde gerçekleştirilmesi gerektiği hususunun davacı şirketlerin yetkililerine ihtarına, işlemlerin yürütülmesinin kayyımlar tarafından kontrol edilmesine,” karar verildiği, yeni kayyım heyeti tarafından düzenlenen 08/01/2019 tarihli ön rapor doğrultusunda, davacı şirketlerin bir kısım mallarının …A.Ş tarafından devir alındığı, buna göre revize iyileştirme projesindeki hedeflere ulaşılıp ulaşılamayacağını değerlendirilmesi gerektiği, bunun da ancak birleşme tamamlandıktan sonra yapılabileceği, bu aşamada tedbirlerin kaldırılmasının alacaklıların zarara uğramasına neden olacağı gerekçesiyle mahkemece ihtiyati tedbirlerin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından müdahil vekilinin ihtiyati tedbir kararına itiraz üzerine verilen ara karara karşı istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince müdahil tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu’na bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harcın müdahil tarafça peşin olarak yatırılmış olan toplam 165,70 TL’ den mahsubu ile bakiye kalan 23,80 TL harcın müdahilden alınarak hazineye irat kaydına 3-Müdahil tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununu 353/1.b.1 ve 362/1-f Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.12/12/2019