Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1441 E. 2022/1161 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1441 Esas
KARAR NO: 2022/1161
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/05/2018
NUMARASI: 2014/317 Esas, 2018/326 Karar
DAVA TARİHİ: 29/08/2008
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 2.TÜKETİCİ MAHKEMESİNİN 2016/3330 ESAS, 2017/1715 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA: Hükmen Tescil, Olmadığı Takdirde Tazminat
DAVANIN KONUSU: Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 13/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Bakırköy Tüketici Mahkemesi’ne sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalılar … Kooperatifi ve … Ltd. Şti. aleyhine açtığı davada, müvekkili ile … Ltd. Şti. arasında 18.07.1995 tarihinde iki adet sabit fiyat garantili konut satış sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin yapılacak konutlardan … Blok … numaralı bağımsız bölümü 1.249,00 (1.249.000.000,00) TL ödeyerek satın aldığını, davalı kooperatif ile davalı … Ltd. Şti. arasında imzalanan 22.06.1995 tarihli sözleşmede şirkete üye temin etme yetkisi verildiğini, bu üyelerin kooperatiften daire satın aldıklarının kabul edildiğini, davalı kooperatifin anılan sözleşmeyi genel kurul toplantısında kabul ederek kendisini bağladığını, ancak davalı kooperatifin yeni yönetiminin davalı … Ltd. Şti.’nden daire satın alanları üyeliğe kabul etmeyerek üyelik için değişen oranlarda toplu ödeme ve aidat ödemesi talep ettiğini, müvekkilinin sözleşme gereği daire bedelinin tamamını ödediği için ödeme yapmadığını, bunun üzerine kooperatifin yasal olmayan bir şekilde 12.09.2003 tarih 72 sayılı kararı ile müvekkilini kooperatif üyeliğinden çıkarttığını, 14.06.2004 tarihli yazı ile de ihraç kararının kesinleştiğinin bildirildiğini ileri sürerek, davalı kooperatife ait … Blok … numaralı bağımsız bölüm üyeliğinin tespitini ve hükmen tescilini, ihraç kararının iptali ile üyeliğin tespiti ve hükmen tescili talepleri kabul edilmediği taktirde fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla ödenen paranın karşılığı olarak şimdilik belirlemiş oldukları 80.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kooperatifle ilgili tüm ihtilaflarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, davanın yetki ve görev yönünden reddinin gerektiğini, ayrıca davanın üç aylık hak düşürücü süre geçtikten ve ortaklıktan çıkartılmaya ilişkin ihraç kararı kesinleştikten sonra açıldığını, davanın süre yönünden reddini talep ettiklerini, davacıya usulüne uygun ihtarname ve ihraç kararı gönderildiğini, davacının parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği için 01/10/2003 tarihinde kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, M.K. 2 maddesi ve Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları çerçevesinde kimsenin hukuka aykırı olarak hak talebinde bulunamayacağını, ayrıca tedbir talebine itiraz ettiklerini, zira kooperatif inşaatı ortakların ve yeni ortakların ödemeleriyle yapıldığından kooperatife ortak olmak isteyen şahıslarda tedbir kararının şüphe yaratacağı gibi Kooperatifler Kanunun genel ilkelerinden eşitlik ilkesine de aykırı olduğunu belirterek öncelikle görev ve yetki yönünden davanın reddiyle dosyanın Bakırköy Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini, 3 aylık hak düşürücü sürede açılmayan ve parasal yükümlülüğünü yerine getirmediği için usulüne uygun ihtarlar ve ihraç tebliği de yapıldığı için davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; kooperatifler hukukuna ilişkin tüm davalarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, dosyanın görevli Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep ettiklerini, davanın bir yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğunu bu sürenin de dolduğunu, davanın zaman aşımı nedeniyle de reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin davacı tarafından yapılan ödemeleri davalı kooperatif için yaptığı inşaatlarda kullanması nedeniyle kooperatifin malvarlığına aktardığını, dava konusu konutların davalı kooperatifin hakimiyet ve kontrolünde bulunduğunu, müvekkilinin hiçbir sorumluluğu ve tasarrufunun bulunmadığını, bu nedenle davanın pasif husumet nedeniyle reddinin gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise davaya konu Büyükçekmece ilçesi … köyü … ada … parsel (yeni … ada … parsel) sayılı arsa üzerine inşa edilecek meskenlerin yapımının başlangıçta müvekkili şirket tarafından üstlenildiğini, müvekkili şirketin düzenlediği kampanyalar sonucunda diğer davalı kooperatifin dairelerinin kooperatifin verdiği yetkiye dayanılarak müvekkili şirket tarafından pazarlanarak satışların gerçekleştirildiğini, müvekkili şirket tarafından müşterilerin tümünün isimlerinin liste halinde davalı kooperatife bildirildiğini ve davalı kooperatif genel kurul ve yönetim kurulu kararları ile kooperatif tarafından bu kişilerin üye olarak kabul edildiğini, daha sonraki yıllarda kooperatifin yönetimin değiştiğini ve yeni gelen yönetimlerin kendilerine verilen müşteri listesini yok sayarak üye olarak kabul ettikleri bazı müşterileri de çeşitli sebepler uydurarak kooperatif üyeliğinden çıkardığını, müvekkili şirketin üzerine düşen yükümlülüklerini fazlası ile yerine getirdiğini, dolayısı ile tescil talebinin muhatabının diğer davalı kooperatif olduğunu belirterek öncelikle usule ilişkin itirazları sebebiyle davanın reddine, aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesi istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında; kooperatiften ihraç edilmiş ortak durumundaki davacının, bağımsız bölüm veya bağımsız bölüm yerine tazminat ve hatta yatırmış olduğu paranın tamamını talep etme hakkı bulunmayıp sadece kooperatife yatırmış olduğu paranın o yılın bilançosuna göre payına düşen kısmının iadesini isteme hakkı bulunduğunu, ancak davacı vekilinin 08/05/2017 tarihli dilekçesinde Kooperatifler Kanunu’nun 17.maddesine göre ihraç nedeniyle müvekkilinin ödediği paranın iadesini talep etmediklerini, daire karşılığı tazminat talep ettiklerini açıkça bildirdiğini, davacının hükmen tescil, olmadığı takdirde konut karşılığı tazminat talep edebilmesi için kooperatif ortağı olması gerektiğini, oysa davacının kooperatif ortaklığından çıkarılma kararının 08/11/2004 tarihinde kesinleştiğini, davanın açıldığı 29/08/2008 tarihi itibariyle davacının, davalı kooperatif ortağı durumunda olmadığını, bu nedenle kooperatif üyeliği sona eren davacının kooperatif üyeliğine bağlı olarak hükmen tescil, olmadığı takdirde konut karşılığı tazminat talepleri yönünden aktif dava ehliyetine sahip olmadığından bahisle davalı kooperatife yönünden aktif husumet yokluğundan davanın reddine, davalı … Ltd. Şti.’nden de konut karşılığı tazminat talep edildiğini, her ne kadar davacının 1.249,00 yeni TL parayı bu davalıya ödemiş ise de, davalı … Ltd. Şti.’nin diğer davalı kooperatif ile yapmış olduğu hizmet sözleşmesi gereğince kooperatife ortak temini için bu paraları tahsil ettiğini, akabinde davacının davalı kooperatife ortak yapıldığını, bilirkişi raporunda açıklandığı üzere davalı … Ltd. Şti.’nin davacıdan tahsil ettiği parayı davacının kooperatife ortak olarak kabul edilmesiyle kooperatife aktardığının kabulü gerektiğini, davacının davalı kooperatife ortak olarak kabul edilmesi ve davalı kooperatif defter ve kayıtlarında diğer davalı … Ltd. Şti.’ne ödenen paranın davacı ödemesi olarak kayıtlı olması karşısında, hükmen tescil olmadığı takdirde konut karşılığı tazminat taleplerinin davalı … Ltd. Şti.’ne karşı yöneltilmesi mümkün olmadığından bu davalıya yönelik taleplerin pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Karar yasal süresi içerisinde davacı vekilince istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin Jetkent 2. Etapta yapılacak inşaatta, konut alımı için … Üretim ve Paz. Ltd. Şti. ile 18.07.1995 tarihinde konut satış sözleşmesi imzalayarak İstanbul ili, Büyükçekmece ilçesi, … Köyü … ada … parsel (yeni … ada … parsel) de bulunan arazi üzerinde yapılacak … Blok … numaralı 138 m2 alanlı bağımsız bölümü 1995 yılında 1.249.000.000-TL. bedelle satın aldığını, sözleşmede belirtilen bedellerin tamamını da ödediğini, binaların inşaatı devam ederken davalı … (Eski Ünvanı … Yapı Kooperatifi) kooperatifin kuruluş döneminde … Ltd. Şti. ile aralarında ki ilişkiye dayanılarak kooperatif dairelerinin pazarlanması konusunda anlaşma yaptıklarını, kooperatif ile anlaşma yapıldıktan sonra bu kooperatifin bazı kişileri üyeliğe kabul ettiğini bazı kişileri de kabul etmediğini, müvekkilinin tüm ödemelerini yaptığı için kooperatif üyeliğine kabul edilmediğini, müvekkili kooperatife üye olduktan sonra sözleşme gereği tüm ödemelerini yapmasına karşın yeniden aidat borcu adı altında ücret talep edildiğini, davalı kooperatif … Ltd. Şti.’den tüm hakları mevcut durumları itibariyle devir aldığını, devir alırken de … Ltd. Şti.’nin yapmış olduğu sözleşme içeriklerini de hukuken kabul ettiğini, yapılmış bir sözleşmeye, tek taraflı olarak hukuken sonradan yeni maddeler eklenemeyeceği gibi, sözleşme içeriklerinin de değiştirilemeyeceğini, müvekkilinin tüm ödemelerini eksiksiz yapmakla, sözleşme gereği daireye hak kazandığını, kendi taahhütlerini yerine getirdikten sonra, sözleşmede olmayan bir karara istinaden ek ödemeler yapmasının beklenemeyeceğini, müvekkilinin kooperatif üyeliğinden aidat borcunu ödemedi diye ihraç edildiğini, davalı ile … Ltd. Şti. arasında ki devir işleminin müvekkilin onayı ve bilgisi dışında yapılmış bir işlem olduğunu, davalı kooperatifin ilk unvanının S.S. …Kooperatifi olduğunu, yani davalı şirket ile kooperatifin aynı kişiler tarafından organize edilen, aslında bir birine bağlantılı iki şirket olduğunu, müvekkilinin ne daire sahibi olabildiğini ne de parasını iade alabildiğini, sözleşme gereğince taahhütlerini yerine getiren insanların daireleri, kooperatiften bu kişileri ihraç suretiyle birden çok defa başka kişilere satıldığını, haksız kazançlar elde edildiğini, hukukun bu tür kötü niyetli davranışları, sırf şekli hukuku uygulayarak hukuksuzluğa neden olmaması gerektiğini, müvekkilin iyi niyetli olduğunu, ödemelerini yaptığı açıkça ortada olduğunu, karşı tarafın kötü niyetli olduğu bilinerek, dişinden tırnağından artırarak daire sahibi olmaya çalışan kişileri mağdur eden kişileri korumanın ne vicdanen ne de hukuken doğru olduğunu, mahkemenin müvekkilinin tüm ödemelerini yapmasına karşın ve sözleşme gereği başkaca ödeme yükümlülüğü olmadığını göz ardı ederek, hatalı bir karar verdiğini, müvekkilinin tüm ödemelerini yaptığından ve buna bağlı olarak kooperatif üyeliğine kabul edildiğinden ihraç kararının hatalı olduğunu, sözleşme uyarınca hukuki yükümlülüklerini yerine getirdikten sonra yeni ödeme talep edilemeyeceğini, sözleşmeyi bilerek devralan davalı kooperatifinde bu sözleşme ile bağlı olduğunu, bilerek devraldığı sözleşmenin aksine yeni bir ödeme ihdas edemeyeceğini, buna bağlı olarak ta müvekkilini kooperatiften atamayacaklarını, tüm bu hukuka aykırı işlemlerden dolayı, müvekkilinin 1995 yılında aldığı dairesine yaklaşık 19 yıldır kavuşamadığını, bundan sonrada kavuşacağını sanmadıklarını, müvekkilinin tüm ödemelerini yaptığından her ne ad altında olursa olsun yeni bir ödeme talep edilemeyeceği ve buna bağlı olarak da ihraç kararı verilemeyeceği noktasında olduğunu, diğer hususların, aidat ödeyip ödemediği, ihraca ilişkin ihtarlar burada dikkate alınmaması gerektiğini, mahkemece davalı kooperatif yönünden aktif husumet yönünden dava reddedildiğini, oysa ki müvekkilinin yaptığı ödemelerin olduğunu ve bu ödemelerin dikkate alınarak ihraç edilmiş olsa bile iadesine karar verilmesi gerekirken aktif husumet yönünden red kararı verilmesinin hatalı olduğunu, birleşen dava yönünden de pasif husumet yönünden red kararı verildiğini, mahkemenin öyle bir karar verdiğini ki adeta müvekkili ile yapılan sözleşmenin tamamen yok sayıldığını, sanki davalılar arasında hiçbir hukuki ilişki kurulmadığını, her yönü ile hatalı bir karar olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, dava dilekçesindeki talepleri yönünden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, davalı kooperatife ait bağımsız bölüm üyeliğinin tespiti ve hükmen tescili, kabul edilmediği taktirde kooperatif ortaklığından çıkma payı alacağı istemine ilişkindir.Dairemizce inceleme HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.Öncelikle davanın açıldığı Bakırköy Tüketici Mahkemesi’nce, davalı kooperatif aleyhine açılan davanın tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmesine ve davalı … Ltd. Şti. hakkında açılan davanın yetkili İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği, davalı kooperatif hakkında açılan davanın da, dava konusu taşınmazın bulunduğu yetkili İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne gönderildiği, İstanbul 2. Tüketici Mahkemesi’nce kooperatife ilişkin davalarda Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, dosyanın gönderildiği İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce Kooperatifler Kanunu’nun 17. maddesindeki yetki kuralı uyarınca yetkisizlik kararı verildiği, dosyanın Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiği, Ticaret Mahkemeleri’nin tek hakimli olması sebebiyle yapılan paylaşım sonucu dosyanın Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/629 Esasına kaydedildiği, bu dosyada 13.03.2013 tarihli ara karar ile ihraç kararının iptali davasının diğer istemlerden tefriki ile ayrı esasa kaydına karar verildiği, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/172 Esas sayısına kaydedildikten sonra, mahkeme hakiminin yetkilendirilmesi sonucunda Bakırköy 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/245 Esas sayılı dosyasından yargılamanın yapıldığı, Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/629 esas dosyasının ise Bakırköy 15 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/70 esas numarasına aktarıldığı, Bakırköy 15.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin faaliyetinin durdurulması üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 1.Dairesinin 08.09.2014 tarih 1945 Sayılı Kararı uyarınca yapılan devir işlemi nedeniyle Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/317 Esas numarasını aldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ortaklıktan çıkarılma kararı sonrasında kooperatiften bağımsız bölüm istenip istenemeyeceği ile bunun kabul görmemesi halinde kooperatif ortaklığından çıkma payı alacağı istenip istenemeyeceğine ilişkindir. Davacının kooperatif ortaklığından çıkarılma kararının Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 19.11.2015 tarih ve 2014/7740 Esas – 2015/7404 Karar sayılı kararıyla kesinleştiği sabit olup davacı 01.06.2004 tarihinde kooperatif ortaklığından çıkarılmıştır. 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun Kooperatiften çıkan veya çıkarılan ortaklarla hesaplaşma süresi ve yükümlülük başlıklı 17 nci maddesinin “Kooperatiften çıkan veya çıkarılan ortakların kendilerinin yahut mirasçılarının kooperatif varlığı üzerinde hakları olup olmadığı ve bu hakların nelerden ibaret bulunduğu anasözleşmede gösterilir. Bu haklar, yedek akçeler hariç olmak üzere, ortağın ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanır. Kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikteki iade ve ödemeler, anasözleşmede daha kısa bir süre tespit edilmiş olsa bile genel kurulca üç yılı aşmamak üzere geciktirilebilir. Bu durumda kooperatifin muhik bir tazminat isteme hakkı saklıdır. Çıkan veya çıkarılan ortaklar ile mirasçılarının alacak ve hakları bunları istiyebilecekleri günden başlıyarak beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.” hükmünü düzenlediği görülmektedir. Davacı taraf dava dilekçesinde açıkça, davalı kooperatife ait … Blok … numaralı bağımsız bölüm üyeliğinin tespitini ve hükmen tescilini, ihraç kararının iptali ile üyeliğin tespiti ve hükmen tescili talepleri kabul edilmediği taktirde fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla ödenen paranın karşılığı olarak şimdilik belirlemiş oldukları 80.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği, yine davacı vekilinin 18/04/2017 tarihli dilekçesinde taleplerinin müvekkilinin ödemiş olduğu daire karşılığı rayiç bedelin kendisine ödenmesi olduğunu, bu açık taleplere rağmen mahkemece 24/04/2017 tarihli celsede davacı vekiline müvekkilinin kooperatif üyeliğinden ihracının kesinleşmesi karşısında dava dilekçesindeki terditli talepleri olan ödenen paranın iadesine yönelik talebin Kooperatifler Kanunu’nun 17.maddesi gereğince kooperatif üyeliğinden ihraç nedeniyle ödenen paranın iadesi istemini içerip içermediği veya iadesi istenen paranın daire karşılığı tazminat istemini mi içerdiği hususunda açıklamada bulunması için süre verildiği, davacı vekilince de 08.05.2017 tarihli dilekçeyle müvekkilinin aradan bu kadar uzun yıllar geçtikten sonra, paranın değer kaybı da hesaplandığında Kooperatifler Kanunu’nun 17. Maddesine göre ödenen paranın iadesini istemesi tamamen zararına sebebiyet vereceğini, bu nedenle dava dilekçesinde belirttikleri daire karşılığı tazminat talepleri doğrultusunda hesap yapılarak bu talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep ettiği, tüm bu talep ve beyanların davacının kooperatif ortaklığından çıkma payı alacağını da kapsadığından işin esası konusunda karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenle, istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/317 Esas, 2018/326 Karar ve 07/05/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA,3- Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davalılardan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA, 5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına 6- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/10/2022