Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1434 E. 2022/1169 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1434 Esas
KARAR NO: 2022/1169
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 04/10/2018
NUMARASI: 2014/1113 Esas, 2018/970 Karar
DAVA: ALACAK
KARAR TARİHİ: 13/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı şirket arasında 14.03.2013 tarihli “Kuzey Marmara (3. Boğaz Köprüsü Dahil) Otoyolu Projesi …-… kamp yeri Mobilizasyon İşleri Sözleşmesi” imzalandığını, söz konusu sözleşmenin konusunun davalı şirketin yüklenicisi olduğu Kuzey Marmara (3. Boğaz Köprüsü Dahil) Otoyolu Projesi …-… kamp yeri Mobilizasyon İşleri projelerine uygun olarak kazı ve dolgu (her nevi makineli toprak işleri) kısımlarının yapılması ve bu yapım esnasında çevre güvenliğini sağlanması, iş sahalarının temizlenmesi ve gerekli malzemelerin toparlanmasına ilişkin olduğunu, 31/05/2013 tarihli … seri numaralı 84.717,70 TL ve 31/05/2013 tarihli … seri numaralı 1.416,00 TL bedelli faturaların 22.487,16 TL’lik kısmının ödendiğini, 63.646,54 TL’sinin ise ödenmediğini, davalının ödeme yapmaması üzerine müvekkilince söz konusu iki adet faturanın ödenmesi için Üsküdar … Noterliğinin 20.06.2013 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, bakiye 63.646,54 TL alacağın tahsili için davalı taraf aleyhinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek 63.646,54 TL’nin 13.09.2013 tarihinde itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; iddia edildiği üzere taraflar arasında imzalanmış bir sözleşme olmadığını, işin sahibi … Sanayi AŞ. ile yapılan 13/02/2013 tarihli Kuzey Marmara Otoyolu İnşaatı Şantiye Mobilizasyon Altyapı İşlerine Ait Sözleşmenin 7.16. maddesi gereğince davacı ile bir alt taşeronluk sözleşmesi yapılması ve imzalanmasının mümkün olmadığını, bu sözleşmeye göre müvekkilinin alt taşeron konumunda olduğunu, işin süresinde bitirilmesi ve gecikmelerin önüne geçilebilmesi için müvekkili tarafından hafriyat ve dolgu işlerinde çalıştırılmak üzere piyasadaki birtakım şirketlerden günlük bazen saatlik iş makineleri kiralandığını, davacının da bu birçok şirket gibi iş makineleri kiralanan ve kendisine bu kapsamda ödeme yapılan bir şirket olduğunu, müvekkilinin … ve … şantiyeleri dışında iş makineleri çalıştırmasını gerektirir başka bir şantiyesi yada işi olmadığını, davacının iş makinelerinin çalışma sürelerini ve birim ücretini şişirerek gerçek dışı faturalarla fazla ücret istediğini, bu tip hafriyat işlerinde öncelikle sahadaki teknik elemanlarca yapılan iş ile çalışma süresi tespit edilerek ve işveren şirketin teknik ofisine gönderilerek teknik ofiste çalışan mühendislerin bu verilere göre yapılan işi fiyatlandırdığını, bu şekilde ödenecek fatura fiyatı belirlenip taraflar bu fiyatta mutabık kaldıklarında hizmeti veren firma tarafından fatura düzenlenebileceğini, takip edilmesi gereken prosedürün bu olduğunu, ancak davaya konu faturaların prosedürlere aykırı şekilde hakediş yapılmadan davacı şirketin muhasebesinde hazırlanarak elden müvekkilinin muhasebesine bırakıldığını, müvekkili tarafından ise durumun farkedilmesi üzerine faturaların geri gönderilerek işveren şirkete de bilgi verildiğini, davacının kendi cari hesabına göre fazladan 22.487,16 TL tahsil edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; davalı tarafından itiraza uğrayan 14/03/2013 tarihli sözleşmede davalı şirkete atfen atılan imzaların davalı şirket yetkilisine ait olmadığından davalının taraf olmadığı sözleşme nedeni ile sorumlu tutulamayacağı, taraflar arasında sözleşme bulunmadığından davacının TTK kapsamında alacağının bulunmadığı, davalının, davacı tarafa borçlu olmadığı, aksine ilişkin bilge ve belge bulunmadığından bahisle davanın reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Her ne kadar sözleşmedeki imzanın yetkili kişi tarafından imzalanmadığı iddia edilse de davalının taraflar arasındaki ticari ilişkiyi, daha önce ödemesini yaptığı faturaları, dava konusu faturalar bakımından yaptığı kısmi ödemleri de kabul ve ikrar etmesi sebebiyle taraflar arasındaki ticari ilişkinin somut bir şekilde ortaya konduğunu, bu sebeple yazılı sözleşme olmadığı iddiasında bulunulmasının tamamen kötü niyetli olduğunu, ilk derece mahkemesinin kök ve ek rapora neden itibar etmediğini gerekçesinde hiçbir şekilde ifade etmediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde; bedeli talep edilen faturaların yapılan işler karşılığı kesilmeyip müvekkili şirket yetkilisince imzalanmadığı tespit edilen sözleşmeye göre kesildiğini, dolayısıyla davanın dayanağı olan faturaların ticari bir ilişkiye dayanmadığını, taraflar arasında daha önce ticari ilişkinin olmasının ticari ilişkinin devam ettiği anlamına gelmeyeceğini, müvekkilince daha önceden ödemesi yapılan faturalar hakediş usulü yerine getirildikten sonra kesilmiş iken dava konusu faturaların hakediş usulü yerine getirilmeden neden ve neye göre kesildiğinin de davacı tarafça açıklanamadığını veya belgelendirilemediğini belirterek davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava; bakiye fatura bedelinin tahsili talebine dayalı alacak davasıdır.Davacı tarafça davalı hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 63.646,54 TL asıl alacak ve 1.678,35 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 65.324,89 TL’nin tahsili amacıyla 13/09/2013 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının takibe ve borca karşı yasal süresinde itirazda bulunduğu, takibin dayanağının 31/05/2013 tarihli … ve 31/05/2013 tarihli … seri numaralı faturalar ile cari hesaptan kaynaklanan toplamda 63.646,54 TL alacağa ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Davalının taraflar arasında imzalanmış bir sözleşme olmadığını iddia etmesi sebebiyle Mahkemece davalı şirket yetkilisinin mahkeme huzurunda alınan imzaları, emsal imzalar ve itiraza konu 14/03/2013 tarihli sözleşme üzerindeki imzalar üzerinde inceleme yapılarak imzanın sözleşmenin yapıldığı 14/03/2013 tarihi itibariyle davalı şirketi temsil ve ilzama yetkili kişi olan …’a ait olup olmadığı konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup adli tıp-grafoloji uzmanı Prof. Dr. … tarafından tanzim olunan 11/04/2016 tarihli raporda; inceleme konusu sözleşme aslında … Mimarlık Ltd. Şti. adına atfen atılan 4 (dört) adet imzanın davalı şirket yetkilisi … eli ürünü olmadığının tespit edildiği görülmüştür. İnşaat Mühendisi ve Mali Müşavir bilirkişi tarafından tanzim olunan 22/03/2017 tarihli raporda; her iki tarafa ait incelemeye sunulan ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davacının, davalıdan takip tarihi itibariyle 63.646,54 TL asıl, 1.438,59 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 65.085,13 TL alacaklı olduğu, davalının takip tarihi itibariyle davacıya bir borcunun bulunmadığı, davalının BA kayıtlarına göre 11 adet alış faturasının 186.027,00 TL (KDV Hariç) olarak bildiriminin yapıldığı, dava konusu faturaların ise vergi dairesine bildiriminin yapılmadığı, ticari defterler arasındaki farkın dava konusu faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olup davalı defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, ayrıca faturalara ilişkin 22.487,16 TL’lik kısmi ödeme yapıldığı, davalı tarafından yapılan bu ödemenin davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, kısmi ödeme yapıldığı konusunda taraflar arası bir ihtilaf da olmadığı, dava konusu faturalara ilişkin davalı tarafından yapılan 22.487,16 TL ödemeden sonra bakiye 63.646,54 TL’lik kısmının da davalının ödemesi gerektiği kanaati hâsıl olduğu belirtilmişlerdir. İnşaat Mühendisi ve Mali Müşavir bilirkişi tarafından tanzim olunan 26/09/2017 tarihli ek raporda ise 22/03/2017 tarihli raporlarında değişiklik yapılmasını gerektirecek bir neden bulunmadığını belirtmişlerdir.Davalı, taraflar arasında yapılan yazılı bir sözleşme olmadığını iddia etmiş olup Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde davacı tarafından dosyaya sunulan 14/03/2013 tarihli Kuzey Marmara (3. Boğaz Köprüsü Dahil) Otoyolu Projesi …-…-… kamp yeri Mobilizasyon İşleri Sözleşmesinde davalı şirkete atfen atılan imzaların davalı şirket yetkili temsilcisine ait olmadığının tespit edilmesi üzerine taraflar arasında sözleşme bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.Davacı tarafça dosyaya sunulan ve davalı tarafından itiraza uğrayan Kuzey Marmara (3. Boğaz Köprüsü Dahil) Otoyolu Projesi …-…-… kamp yeri Mobilizasyon İşleri Sözleşmesinin konusunun davalı şirketin yüklenicisi olduğu Kuzey Marmara (3. Boğaz Köprüsü Dahil) Otoyolu Projesi … ve … kamp yeri mobilizasyon altyapı işleri projelerine uygun olarak kazı ve dolgu (her nevi makineli toprak işleri) kısımlarının yapılması ve bu yapım esnasında çevre güvenliğini sağlanması, iş sahalarının temizlenmesi ve gerekli malzemelerin toparlanmasına ilişkin olduğu, sözleşmenin taraflar arasında 14/03/2013 tarihinde tanzim ve her iki tarafa ait kaşeler altında imza edildiği, alt yüklenicinin sözleşme konusu işleri kazı : 2,00 TL/m3 ve dolgu : 2,00 TL/m3 olarak yapmayı kabul ve taahhüt ettiği anlaşılmıştır. Davalı cevap dilekçesinde davacı ile bir alt taşeronluk sözleşmesi yapılması ve imzalanmasının mümkün olmadığını, zira kendisinin yüklenici, dava dışı … AŞ.’nin ise işveren olduğu 13/02/2013 tarihli Kuzey Marmara Otoyolu İnşaatı Şantiye Mobilizasyon Altyapı İşlerine Ait Sözleşmesinin 7.16. maddesinin yüklenicinin sözleşmeden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerinin tamamını veya bir kısmını işverenin yazılı onayı oymaksızın üçüncü bir kişiye devretmesinin işverene sözleşmeyi fesih hakkı verdiğini iddia etmiş ise de piyasadan günlük bazen saatlik iş makineleri kiralandığını, günlük olarak kiralanan bu iş makinelerine … logosu yapıştırılarak işverene alt taşeron kullanılmadığı ve taşeron değişikliği yapılmadığı mesajı verildiğini, davacının da bu kapsamda iş makinelerinin kiralandığını ve kendisine ödeme yapıldığını; yine davalının davaya konu faturaların prosedürlere aykırı şekilde hakediş yapılmadan tanzim edilmesi sebebiyle fazladan 22.487,16 TL tahsil edildiğini; ayrıca davalı vekilinin 14/05/2016 tarihli beyan dilekçesinde davaya konu uyuşmazlığın sözleşmenin varlığı yada yokluğu noktasında olmadığını, uyuşmazlığın davaya konu faturalarda belirtilen işin yapılmadığı noktasında toplandığını belirtmesi karşısında davalının, davacıya ait iş makinelerinin kiralanması konusunda davacı ile aralarında bir ticari ilişkinin bulunduğu, davalının, davacıya dava konusu faturalardan önce düzenlenen faturalar sebebiyle ödeme yaptığını belirtmesi, bu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması ve davaya konu faturalar sebebiyle davacıya kısmi ödeme yapılması taraflar arasında bir ticari ilişkinin olduğunu göstermektedir. O halde 14/03/2013 tarihli Kuzey Marmara (3. Boğaz Köprüsü Dahil) Otoyolu Projesi …-…-… kamp yeri Mobilizasyon İşleri Sözleşmesinde davalı şirkete atfen atılan imzaların davalı şirket yetkili temsilcisine ait olmadığı tespit edilmiş olsa bile yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca taraflar arasında bir ticari ilişki bulunduğu ve bu ilişki kapsamında davacı tarafın üzerine düşen hizmet edimini yerine getirdiği anlaşılmış olup bunun karşısında davalının hizmetin eksik yada ayıplı yerine getirildiğine yönelik bir savunması ve iddiasının bulunmadığı dikkate alındığında davacının davasını ispatladığı kabul edilerek davanın kabulün karar verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Dava dilekçesinde dava konusu edilen 63.646,54 TL’ye 13/09/2013 tarihinden itibaren ticari faiz uygulanması talep edilmiş olup davacının, davalı hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında dava konusu fatura bedellerinin tahsili amacıyla başlattığı ilamsız icra takibinin tarihi 13/09/2013 olduğundan bu tarih itibariyle temerrüt olgusunun gerçekleştiği kabul edilerek davacının talebinin yerinde olduğu değerlendirilmiştir.Açıklanan nedenler ile davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1a)Davacının istinaf başvurusunun KABULU İLE, HMK’nun 353/1b-2 maddesi uyarınca İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1113 Esas, 2018/970 Karar ve 04/10/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,b)Davanın KABULÜ ile, 63.646,54 TL’nin 13/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, c)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 4.347,69 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.086,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.260,74 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,d)Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvuru harcı ve 1.086,95 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.112,15 TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,e)Davacı tarafından yapılan 2.024,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, f)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,g)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım üzerinden AAÜT gereğince hesap edilen 10.183,45 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,İSTİNAF Giderleri Yönünden;2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davacı tarafından peşin yatırılan istinaf harçları toplamı 165,70 TL ile 28,90 TL tebligat/posta gideri olmak üzere toplam 194,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 4-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti taktiren YER OLMADIĞINA,5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının taraflara İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-2 bendi ve aynı Kanunun 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.13/10/2022