Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/142 E. 2019/689 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/142 Esas
KARAR NO : 2019/689
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ :14/11/2018
NUMARASI :2018/951 ESAS – 2018/1147 KARAR
DAVA :KONKORDATO (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 18/04/2019
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA:Davacı vekili, 13.08.2018 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirket merkez adresinin Çekmeköy/ İstanbul olduğunu, şirketin 2001 yılında tescil edildiğini, şirketim tek ortağı ve yetkilisinin … olduğunu, şirketin inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini, yüklenici ve alt yüklenici konumunda gerek yurt içinde gerekse de yurt dışında önemli projelerde faaliyetlerini sürdürdüğünü, ülkenin genel manada içerisinde bulunduğu kriz ve darboğaz sebebiyle, mevcut piyasa koşulları ve bu koşulların etkisi, bankaların olumsuz tutumu, piyasada olan alacakların tahsil edilememesi nedeniyle aktif ve pasif dengesini sağlayamadığını, en büyük sıkıntının biten ve devam eden işlerde hak ediş alacaklarının zamanında ödenmemiş olması ve finansal giderler olduğunu, müvekkili şirketin finans giderlerinin çok yüksek olduğunu, banka faizi oranlarından ciddi zarar ettiğini, kullanılan kredi maliyetinin çok yüksek olduğunu, firmada 40 kişi çalıştığını, İflas halinde yüksek oranda ailenin işsiz kalacağını, konkordato projesinin temel felsefesinin, konkordatoya tabi alacaklılarla 1,5 yıl ödemesiz, sonraki 4 yıllık vade konusunda anlaşarak konkordatonun tasdiki tarihinden başlayarak aylık taksitlerle faizsiz olarak garameten ödemek olduğunu, şirket bünyesinde daire dışında bulunan taşınmazlarında satışının planlandığını belirterek, İİK 287. maddesinde belirtilen 3 aylık geçici mühlet kararı verilmesini, malvarlığının korunmasına dair tedbirlerin alınmasına karar verilmesini, geçici mühlet içinde yapılacak inceleme sonucu 1 yıllık kesin mühlet verilmesini ve konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştirAlacaklıların bir kısmı, davaya müdahale talebi ile birlikte yazılı beyanlarını dosyaya ibraz etmiş ve duruşmaya katılarak beyanda bulunmuşlardır.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:Mahkemece, şirketin dava açmadan önce borca batık durumda olduğu, geçici mühlet süresi içinde borca batıklığının arttığı , şirketin öz kaynak tutarının hızla azaldığı, yurt dışındaki İnşaat maliyetlerinin şirketin ticari defterlerinde yer almadığı, şirketin 2019 yılına kadar yurt dışı işlerden sağlamayı planladığı gelirle ilgili hiçbir belge sunmadığı, her ne kadar ön projesinde Beykozdaki konut ve Çekmeköydeki işyerinin satışı planlanarak tenzilat ve indirimli konkordato talep edilmiş ise de bu taşınmazların şirket adına kayıtlı olmadıkları ve şirkete ait Türkiye sınırları içinde herhangi bir taşınmaz bulunmadığı, konkordato projesinde öngörülen ve alacaklılarla 1,5 yıl ödemesiz, sonraki 4 yıl vade konusunda anlaşma sağlanarak konkordatonun tasdikinden itibaren aylık taksitlerle faizsiz, garameten ödeme yapılması konusundaki proje ve teklifin alacaklılar tarafından kabulünün mümkün görülmediği, bu haliyle kesin mühlet verilmesi şartlarını taşımadığı gibi geçici mühletin uzatılması şartlarını da taşımadığı ve borca batık olduğu gerekçesiyle, davacının konkordato talebinin reddi ile İİK 292. maddesi gereğince iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ;Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, iddialar tekrar edildikten sonra, geçici mühlet süresinin 2 ay uzatılması taleplerinin mahkeme tarafından dikkate alınmadığını, bu hususta komiser heyetinin görüşüne başvurmadığını, yasa gereğince komiserinde görüşünün alınacağını, komiser raporunun taraflarına tebliğ edilmediğini, kararın hukuka aykırı olduğunu, davanın kazanılması durumunun değerlendirilmediğini, … firması ile müvekkili şirket arasındaki derdest dosyanın yalnızca kaybedilmesi durumunda ödenmesi gereken durumun değerlendirildiğini, farazi değerlendirmede bulunulduğunu, müvekkilinin devam eden şantiyelerinin bulunduğunu, sonuçlanan işlerden 1.500.000 USD beklenen alacağı bulunduğunu, müvekkilinin taşınmazlarını alacaklıların menfaatini gözetmek için finansal kiralama şirketlerine sattığını, müvekkili firma tarafından yeni teklifler sunulmasına, 1-2 ay içinde mevcut işlerden para geleceğinin komiser heyeti raporunda belirtilmesine, finansal kiralamada bulunan ve taksitleri ödenen taşınmazların satımının teklif edilmesine, mümkün olmadığı halde geçici komiser heyeti nezaretinde ön projenin revize edileceğinin belirtilmesine, … davası neticesinde 4.000.000 Euro kazanç elde edilmesi ihtimali bulunmasına rağmen ret kararının yasa ve hakkaniyete aykırı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve yeniden hüküm kurulmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, İİK 285 vd maddelerinde düzenlenen konkordato talebidir.2004 sayılı İİK ‘nun 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada, İflasa tabi olan borçlu için İİK ‘nun 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu vurgulanmıştır. Somut olayda, davanın, davacı şirketin muamele merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde açıldığı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde davacı vekilinin vekaletnamesin de konkordato ile ilgili özel yetkinin mevcut olduğu anlaşılmıştır.Uyuşmazlık, davacı şirketin, konkordato projesinin başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığı, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır.Davacı borçlu şirket tarafından, 13.08.2018 tarihli İhtiyati tedbir istemli dava dilekçesi ile iş bu dava açılmıştır. Mahkemece, 14.08.2018 tarihli tensip ara kararının 6. bendinde belirtildiği üzere, davacı hakkında 14.08. 2018 tarihinden başlamak üzere 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmiş, bir kısım ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile geçici konkordato komiseri oluşturulmasına ve geçici komiser heyetinin, borçlu davacının mevcudunun defterini tutmalarına, projenin tamamlanmasına katkıda bulunmalarına, davacı faaliyetlerine nezaret etmelerine, ön projede eksiklik bulunup bulunmadığı, şirketin borca batık olup olmadığı, ön projenin uygulama imkanının olup olmadığına dair, ön rapor hazırlanmasına hükmedilmiştir. Duruşma tarihi olarak, geçici mühlet süresinin sona ereceği tarihte gözetilerek 14.11.2018 olarak belirlenmiştir.Geçici komiser heyeti, 11.09.2018 tarihli ara raporda, davacı şirketin 30.06.2018 tarihi itibarı ile sermayesinin 10.000.000,00 TL olduğu, sermayenin 9.937.790,64 TL ‘sinin ödendiği, 62.209,36 TL ‘sinin ödenmemiş olduğu, devam etmekte olan projelerin %100 bitirilmesi, kesin hak edişlerin ve kesin kabullerin yapılması durumunda beklenen toplam tutarın 1.532.871,00 $ olduğu, şirketin 4 projesinin 2 ay içinde sonlanacağı, şirketin yeni taahhütler alması zorunluluğunun mevcut olduğu, firmanın konkordato projesini gerçekleştirebilmesi için vermiş olduğu tekliflerin bir kısmından geri dönüş alması gerektiği, firmanın tamamlamış ve devam etmekte olan projeleri incelendiğinde yurt dışında prestijli projeler gerçekleştiren bir firma olduğu, şirketin faaliyet konusunun, doğalgaz, kömür, jeotermal kaynaklı elektrik üretim tesislerinin mekanik montaj işleri, petrol ve kimya tesislerinin mekanik montaj işleri, havaalanı uçak yakıt sistemlerinin yapım işleri, nitelikli yapıların mekanik tesisat işleri olduğu, Türkiye sınırları içinde bitirildiği ancak tahkim konusu olduğundan bedelinin tahsil edilemediği belirtilen durağan bir işi olduğu, şirketin Türkiye sınırları içinde yaptığı başka bir işi olmadığı, üretim faaliyetini Türkmenistan ve Özbekistan’da devam ettiği, 4 adet şantiyesi bulunduğu, tank işleri, çelik işleri, borulama işleri tank malzeme işleri yapıldığı, şirketin yaptığı ödemeler konusunda, bir yandan şirketin işletme faaliyetinin devamlılığının sağlanabilmesi bir yandan da alacaklıların korunması esaslarından hareketle mahkemece verilen onay çerçevesinde geçici komiser heyeti tarafından onaylar verildiği, şirketin 30.06.2018 tarihi itibarı ile borcunun 32.348.964,10 TL olduğu, projede şeklen bir eksiklik bulunmadığı, şirketin yurt dışında İş yapmasının para hareketinin denetimini kısıtladığını, şirketin tek ortağı tarafından “Sat – Kirala “ yöntemi ile Deniz Finansal Kiralama şirketinden kiraladığı Acarkent’teki gayrimenkulde ikamet ettiği, aylık kira bedelinin 11.000.00 TL olduğu, yurt dışındaki faaliyetlerin ticari defterlere intikal ettirilmediği, yurt dışında maliyetlerin işveren tarafından karşılandığı ve hakediş bedelinden düşüldükten sonra net bedelin Türkiye’ye gönderildiğinin ifade edildiği, mülkiyeti finansal kiralama şirketinde bulunan işyerinin satışı için alıcı arandığı, ana borcun finansal kiralama şirketine ödendikten sonra kalan para ile şirket borçlarının ödenmesi yoluna gidilmek istendiğinin ifade edildiği, 30.06.2018 tarihi itibarı ile şirketin sunduğu kaydi değerlere göre düzenlenmiş bilançosundaki özkaynak tutarının + 7 .004.084,78 TL olduğu, şirketin öz kaynağını yitirmemiş olduğu belirtilmiştir.15.10.2018 tarihli konkordato ara raporunda, şirketin Temmuz – Ağustos 2018 aylarında 963.098,37 TL zarar raporladığı, bu nedenle öz kaynak tutarının zarar kadar azaldığı, borca batıklık hesabı için bilirkişiden rapor beklendiği, şirketin Türkiye ‘de İnşaat faaliyeti olmadığı, şirketin 2019 yılı sonuna kadar yurt dışı işlerden 2.032.290,28 USD gelir sağlamayı planladığı, 31.08.2018 tarihi itibarı İle borçlarının 35.210.769,98 TL olduğu, şirketin hakem davasının devam ettiği, konkordato projesinin temel dayanağının alacaklılarla 1,5 yıl ödemesiz sonraki 4 yıl vade konusunda anlaşarak, borçların konkordatonun tasdiki tarihinden itibaren başlayarak aylık taksitlerle faizsiz olarak garameten ödemek olduğu, projenin tenzilat ve indirimli olan konkordato projesi olduğunun belirtildiği, bu projede taşınmazların satışının planlandığı, ancak yapılan incelemede şirketin Türkiye sınırları içinde herhangi bir taşınmazının olmadığı, ön projede, Finansal Kiralama şirketi mülkiyetinde olan gayrimenkullerin şirket mülkiyetinde gibi ifade edildiği, şirketin borçlarını ödeyebilmesinin, yurt dışından gelecek hak ediş bedellerine ve Temmuz ve Ağustos 2018 aylarında verilen tekliflerin bir kaçının olumlu sonuçlanmasına, şirketin yeni taahhüt işlerine başlamasına bağlı olduğu, şirket yetkilisine bilgi olarak verildiği belirtilmiştir.02.11.2018 tarihli 3. konkordato ara raporunda, 30.09.2018 tarihi itibarı ile şirketin borçlarının 34.406.954,15 TL olduğu, şirketin … işinin dava aşamasında olduğu, tahkim mahkemesinde verilen kararın Temmuz 2018 de şirket aleyhine olduğu, kararın iptali yoluna gidildiği, alacaklılarla yapılan görüşmeler çerçevesinde ön projede yer alan vade ve %30 indirim kabul görmediği anlaşıldığından şirketin konkordato ön projesini, indirim oranını azaltmak şekliyle revize etme aşamasında olduğu, yurt dışı alacaklarının çok kısa bir zamanda tahsilinin mümkün olmadığı, olsa dahi ödemeler açısından yeterli olamayacağı kanaatine varıldığı, ek süre verilip verilmeyeceği hususunun mahkemenin takdirinde olduğu ifade edilmiştir.07.11.2018 tarihli teknik bilirkişi raporu ile, ara bilanço ve kıymet takdir tarihi itibarı ile ayrı ayrı rayiç değerlerinin tespiti gerçekleştirilmiştir.Davacı vekili, 14.11.2018 tarihli celsede, şirketin faaliyetine devam ettiğini, alacaklılara ödeme planı İle ilgili revize yapmak istediklerini geçici mühletin uzatılmasını talep etmiştir. Duruşmaya katılan bir kısım alacaklı vekili ise, davanın reddine karar verilmesini istemiştirler.Mahkemece, rapor ve dosya kapsamına göre, konkordato talebinin reddi ile borca batık şirketin iflasına karar verilmiştir.28.02.2018 tarihinde kabul edilip, 15 Mart 2018 tarihli Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren, “İcra Ve İflas Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun “un 13 vd maddelerinde, 2004 sayılı İİK ‘nun “ Konkordato İle Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılması “ üst başlığını taşıyan on ikinci babında değişiklikler yapılmış, İflasın ertelenmesi kaldırarak konkordato yeni bir içeriğe kavuşturulmuştur. Geçici mühlet başlığını taşıyan 287/1. Fıkrada, mahkemenin konkordato talebi üzerine 286. maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhal geçici mühlet kararı vereceği ve 297’ nci maddenin ikinci fıkrasındaki haller de dahil olmak üzere borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alacağı düzenlenmiştir. Yasanın 288/1. fıkrasında, geçici mühletin, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağına yer verilmiş, İİK 294. maddesinde, kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları, 297. maddesinde ise, kesin mühletin borçlu bakımından sonuçlarına ilişkin düzenleme yer almıştır. Kanun koyucu, 7101 sayılı Kanunda, uygulama alanını genişleterek konkordatoyu, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulabilmek için başvurabileceği bir hukuki çare olarak betimlemiştir. İİK285. maddesinde konkordato talebi düzenlenmiştir. Konkordato öncelikle borçlu tarafından talep edilmektedir. Borçlu ise, iflasa tabi olan veya olmayan bir gerçek veya tüzel kişi olabilmektedir.15.03.2018 tarihli Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7101 sayılı Kanunun 65. maddesi ile, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 179/ a,179/ b ,179/c, 298/a ve 329/a maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.“Yeni Konkordato Hukuku “ Editör ,Prof.Dr. Selçuk Öztek “ 146 vd sayfalarında, İİK ‘nun 287. maddesinde düzenlenen geçici mühletle ilgili düzenlemeye dair hükümet gerekçesinin devamında , geçici konkordato komiserinin, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının denetlenmesi için görevlendirildiği, İsviçre İİK ‘nun 293 b’de, geçici konkordato komiserinin atanması ile borçlunun iyileşme ümidinin olup olmadığının, konkordatonun tasdik edilip edilmeyeceğinin yakından denetlenmesinin ifade edildiği, İsv.İİK ‘da , konkordato mühletinin amaçlarından biri olarak açıkça, “ borçlunun iyileşmesi “ kavramına yer verildiği, buna göre, geçici mühletin, açıkça iyileşme ümidi görülmüyorsa, yani konkordatonun tasdikine gerek kalmaksızın iyileşme yahut konkordato ihtimali yoksa kaldırılacağı, İİK ‘da ise, m.287’deki borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimalinin “ konkordatonun başarı şansı “ kavramı altında ifade edildiğine yer verilmiştir.Başarı olasılığı kavramından anlaşılan husus, konkordato projesinin gerçekleşme şansına sahip görülmesidir. Bu sonuca, borçlunun durumu , malvarlığı gelirleri ve taahhütlerini yerine getirmesine engel olan nedenler gözetilerek, objektif verilere göre konkordato başarı olasılığı yargıç tarafından belirlenecektir. ( Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku -Av.Sümer Altay, sayfa 112, 1. Cilt).İİK ‘nun 289/3. fıkrasında, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde bir yıllık kesin mühlet verileceği belirtilmiştir. Belirtilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar doğrultusunda somut olayı değerlendirmek gerekecektir. Davacı şirket, ticari faaliyetini sürdürdüğünü belirtmesine rağmen, Türkiye sınırları içerinde devam eden faaliyeti mevcut olmadığı gibi, yurt dışı işlerinden elde etmeyi planladığı alacağının tamamı dahi borçlarını karşılamaya yetmeyeceği geçici komiser raporlarında ayrıntılı şekilde açıklanmıştır. Diğer yandan, davacı şirketin sermayesinin henüz tamamının ödenmediği ve ön projede satılarak öncelikle finansal kiralama şirketine ait borçların daha sonra ise diğer borçların ödeneceği belirtilen gayrimenkullerin mülkiyetinin şirket adına olmadığı, şirketin öz varlıklarının her geçen gün azaldığı, aradan geçen süreç içinde davacı şirketin yeni bir taahhüt işine başlamadığı, tahkim yargılamasının iptalinin talep edilmesine rağmen şirketin aleyhine sonuçlandığı, yurt dışı alacaklarının kısa zamanda tahsilinin mümkün olmadığı, olsa dahi ödemeler için yeterli olmayacağı ve yurt dışı faaliyetlerinin defterlerde yer almadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Davacı borçlu şirket tarafından alacaklılar lehine, yurt dışı işlerinden gelecek ödemeler ve tahkim yargılamasına konu işle ilgi gelebilecek alacak kaynak olarak gösterilmiş olmasına rağmen, bu kaynakların, alacaklıların alacaklarına yetmeyeceği gibi kısa zamanda kavuşmaları da mümkün görülmemektedir. Diğer yandan ,gayrimenkul ile ilgili kaynağın, gayrimenkullerin şirket mülkiyetinde olmadığından kaynak olarak kabul edilemeyeceği, İİK 289. maddesinde belirtilen ve açıklanan nedenlerle, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğundan söz edilemeyeceği aşikardır.Diğer yandan, İİK ‘nun 287. maddesinde, 291. ve 292’ci maddelerin, geçici mühlet hakkında kıyasen uygulanacağına yer verilmiştir. 291. madde, borçlunun mali durumunun düzelmesi nedeniyle kesin mühletin kaldırılması, 292. madde üst başlığı ise, kesin mühlet içinde konkordato talebinin reddi ile İflasın açılmasıdır. Somut olayda değerlendirilmesi gereken madde 292. Maddedir. Maddenin (a) bendinde, borçlunun malvarlığının korunması için iflasın açılmasının gerekli olması, iflasa karar verilmesi için gerekli sebeplerden ilki olarak belirtilmiştir. Gerekçede, özellikle borçlunun işletmesinin devamı, önemli ve hissedilir ölçüde, aktiflerinin azalmasına ve pasiflerinin artmasına yol açmakta ise ve bu durumun konkordato süreci içinde geri dönüşü olmayan bir aktif pasif dengesizliğine yol açacağı öngörülüyorsa malvarlığının korunması için mühletin kaldırılarak İflasın açılması zorunludur, ifadelerine yer verilmiştir. Somut olayda, davacı borçlu şirketin borç miktarının fazla olmasına rağmen, malvarlığının giderek azaldığı, borca batıklık halinin mevcut olduğu bir gerçektir. (b) bendinde ise, konkordato mühleti verildikten sonra konkordatonun başarıya ulaşamayacağının anlaşılmasının mühletin kaldırılmasını gerektiren ikinci hal olarak düzenlenmiştir.Konkordatonun başarıya ulaşması kavramı içinde, İsviçre İcra İflas Kanununda , “ iyileşme “ ve “ konkordatonun tasdiki “ ihtimallerinin birlikte değerlendirildiği kabul edilmektedir. İyileşme ve konkordato tasdiki ihtimalleri ayrı ayrı ele alınırken, İİK ‘da kanun koyucu her iki kavramı konkordatonun başarıya ulaşması içinde değerlendirmiştir. Kanun koyucu, İflasın açılmasını henüz geçici mühlet talebinin başlangıçta reddi aşamasında karar verilmesini uygun görmemiş ve konkordato mühletinin en erken kesin mühletin reddi aşamasında ve tahdidi olarak ve özellikle başarıya ulaşma şansının mevcut olmaması durumunda karar verilmesini öngörmüştür.Açıklanan nedenlerle ve özellikle konkordatonun başarıya ulaşamayacağına dair, konkordato geçici komiser raporları, rayiç verileri gösteren bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı neticesinde, mahkemece, konkordato talebinin reddi ile iflasa tabi olan şirket hakkında İflas kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/951 Esas, 2018/1147 Karar ve 14.11.2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan davacının peşin olarak yatırdığı 134,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 55,55 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ve davanın niteliği nedeniyle vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin davanın niteliği nedeniyle kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 2004 sayılı İİK’nun 293/3.fıkrası yollaması ile aynı yasanın 164. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.18/04/2019