Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/139 E. 2022/438 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/139 Esas
KARAR NO: 2022/438
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/05/2018
NUMARASI: 2016/195 Esas, 2018/453 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/04/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı işçi …’in işçilik alacaklarının tahsili amacı ile müvekkili şirket ile davalı … aleyhinde İstanbul Anadolu 17. İş Mahkemesinin 2013/10 E. Sayılı dosyasında dava açtığını, mahkemece verilen kararın Yargıtaydan geçerek kesinleştiğini, mahkemeden alınan ilamın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe konulduğunu, müvekkili tarafından icra dosyasına haciz tehdidi altında 11.01.2016 tarihinde 29.405.00 TL ödendiğini, iş mahkemesinde görülen davada işçinin müvekkil firma uhdesinde ki çalışma süresinin 29/12/2010-09/07/2012 tarihleri arasında gerçekleştiğinin belirlendiğini, diğer çalışma sürelerinin ise dava dışı şirketler bünyesinde gerçekleştiğini, davalı ile müvekkil şirket arasındaki ilişkinin İş Kanunu kapsamında olmadığını, ihale sözleşmesi kapsamında olduğunu, taraflar arasında imzalanan Su Sayacı Okuma ve Ağaç Kesme İşi Sözleşmesi ve Genel Şartnamede dava dışı işçiye yapılacak ödemelerin tamamından taşeron firmanın yükümlü olacağı konusunda açık ve net bir hüküm bulunmadığını, bu sebeple müvekkili tarafından ödenen bedelin 1/2’nden davalının sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydı ile 15.000.00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ihale sözleşmesi ve onun ayrılmaz parçası olan ihale belgelerine göre hizmet alımı kapsamında çalıştırılan işçilerin idarenin değil kanunen yüklenicinin işçisi olduğunu, dolayısıyla iş akdi fesih olan işçilere ödenmesi gereken her türlü ödemeyi yüklenicinin karşılaması gerektiğini, Hizmet Alımları Tip Sözleşmesi’nin 22., Genel Şartname’nin 6. Bölümündeki düzenleme gereğince yüklenici davacının çalıştıracağı işçilerin iş kanunundan ve ilgili mevzuattan doğan tüm özlük haklarından sorumlu olduğunu, Kamu İhale Mevzuatı Hükümleri ile diğer yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, işçi çalıştırma ve işten çıkarma yetkisine sahip yüklenici firmaların çalıştırdığı işçiler ile yaptığı iş akdinden 4857 sayılı İş Kanunu’ndan kaynaklanan tüm yükümlülükleri de yerine getirmek zorunda olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece, taraflar arasındaki Hizmet Alımına ait Tip Sözleşme’nin, yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları başlıklı 22.maddesi ve Genel Şartname’ nin 6.bölümünün 38.maddesi uyarınca işçiler ile ilgili hukuki sorumluluğun yüklenicide olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Hizmet Alımına ait Tip Sözleşme’nin 22.maddesi ve Genel Şartname’nin 6.bölümünün 38.maddesinde kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğünün alt işverene ait olduğuna ilişkin bir düzenleme bulunmadığını, maddenin mahkemece hatalı yorumlandığını, Yüksek Yargıtay kararları ve BAM kararları doğrultusunda dava dışı işçinin müvekkili firma uhdesinde çalışmış olduğu süreler dikkate alınarak müvekkilin sorumlu olduğu tutarın belirlenmesi ve fazla ödenen kısmın tespiti ile davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken yerel mahkeme tarafından davanın reddine ilişkin karar verilmesinin isabetli olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, hizmet alım sözleşmesi kapsamında davacı tarafından dava dışı işçiye ödenen işçilik alacağının rücu’an tazmini istemine ilişkindir.Dosya kapsamından; davalı tarafından “Abone işleri Asya Dairesi Başkanlığına Bağlı Fendik ve Tuzla Şube Müdürlüğü Mesuliyet Sahalarında Bulunan Abonelerin Sayaç Endekslerinin tespiti ve Fatura Dağıtımı, Kaçak ve Usulsüz Su Tespitleri Su Kapama – Açma İşlerinin 36 Ay Süre ile Temini İşi”nin … nolu ihale ile davacı şirkete ihale edildiği, dava dışı …’in kıdem-ihbar, fazla mesai, bayram genel tatili, yıllık izin alacağı ile ilgili işçilik alacaklarının tahsili amacı ile davacı şirket ile davalı … aleyhinde İstanbul Anadolu 17. İş Mahkemesinin 2013/10 E. sayılı dosyasında dava açıldığı, mahkemenin 2013/505 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile hükmedilen işcilik alacaklarının müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği, verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, mahkemeden alınan ilamın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe konulduğu, davacı tarafından icra dosyasına 11.01.2016 tarihinde 29.405.00 TL ödendiği anlaşılmaktadır. Sözleşme ilişkisi, icra dosyasına yatan para konularında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davacı tarafından dava dışı işçiye ödenen işçilik haklarının davalılardan talep edilip edilemeyeceği noktasında toplanmıştır.Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir. Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici davacı olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır. İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 15.06.2020 tarih, 2019/1082 E. 2020/2048 K. sayılı ilamı) Hizmet Alımına ait Tip Sözleşme’ nin yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları başlıklı 22.1 maddesi;” Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve Genel Şartnamenin Altıncı Bölümünde belirlenmiş olup, Yüklenici bunların aynen uygulamakla yükümlüdür. ”Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin 6. Bölümünde, Yüklenicinin Çalıştırdığı Personel, Çalışanların Hakları ve Çalışma Şartları, Çalışanların Özlük hakları başlıklı 38. Maddesi; “Yüklenici çalıştırdığı işçilerin, işin yapılmakta olduğu bir işkolu veya meslekte aym tipteki bu iş için mevzuatla kabul edilenlerden daha az elverişli olmayan şartlarda çalışmalarını ve ücret almalarını sağlayacaktır. Ücret, yan ödeme ve çalışma şartlarının toplu sözleşme veya mevzuatla tespit edilmemiş olması halinde yüklenici en yakın ve uygun bir bölgedeki işkolu veya meslekteki aynı tip bir iş içinn mevzuatla tespit edilenlerden daha az elverişli olmayan ücret, yan ödeme ve çalışma şartlarını sağlayacaktır. Yüklenici, varsa alt yüklenicilerinin bu çalışma şartlarına uymalarını sağlamak için gerekli tedbirleri alacaktır. …Yüklenicinin iş verdiği alt yüklenicilerin gündelikçi, haftalıkçı veya aylıkçı olarak işyerinde çalıştırdığı işçi, personel ve teknik elemanların tamamı da yüklenicinin elemanları hükmünde olup, bunların ücretlerinin ödenmesinden de doğrudan doğruya yüklenici sorumludur. Yüklenici, bunların ücretleri hakkında da aynen kendi elemanları gibi ve yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapmak zorundadır.” hükmünü düzenlemiştir. Hizmet Alımına ait Tip Sözleşmesi ve Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin 6. Bölüm 38. Maddesi hükümlerine göre işçilik ücretlerinden açıkça yüklenicinin sorumlu olacağının belirtildiğinden mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu sebeple istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 44,78 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/04/2022