Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1389 E. 2020/313 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1389 Esas
KARAR NO : 2020/313
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 18/09/2018
NUMARASI : 2016/1121 Esas, 2018/830 Karar
DAVA: TAZMİNAT (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/02/2020
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA:Davacı vekili 17/10/2016 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili sigorta şirketi tarafından ofis paket sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … San ve Tic A.Ş.’nin faaliyet gösterdiği … Mahallesi, … Sokak, … Caddesi, No:…. Kadıköy/İSTANBUL adresindeki iş yerinin ve içerisindeki emtialarının 12/09/2015 günü yağan yağmur sonucunda, ıslahı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı Alt Yapı Hizmetleri Müdürlüğü ile imzalanan sözleşme gereğince, davalı şirketler tarafından üstlenilen Kurbağalı Derenin taşıp, sigortalı iş yerinin bodrum ve birinci katının su basması nedeni ile hasara uğradığını, ekspertiz raporunda Kurbağalı Dere’nin ıslah çalışmalarının bitirilemediği ve bölgede yapılan yeni yapılar ile kanalizasyon hatlarının dereye bağlandığı, dere içerisinde pisliklerin birikmesi ve ıslah çalışmalarının tamamlanamaması sebebi ile de yağış sonucunda derenin taştığı, sigortalı iş yerindeki hasar miktarının 49.603,06 TL olduğu, bu hasarın alanın ıslah çalışmasını gerçekleştiren İstanbul Büyükşehir Belediyesi, DSİ ve ilgili kurumlara rücu imkanı olduğu şeklinde görüş bildirildiğini, sigortalıya hasarın rücu edildiğini, TTK 1472.maddesi gereğince; müvekkilinin sigortalının haklarına halef olduğunu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından 14/11/2012 tarihli sözleşme ile sigortalı iş yerindeki zarara sebebiyet veren Kurbağalı Derenin ıslahının davalı ortak girişimleri tarafından üstlenildiği, TBK 471.maddesi gereğince; yüklenicinin sorumluluğunun düzenlendiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve diğer zarar sorumlusu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 2016/1110 Esas sayılı dosyasında açılan davada tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalı yüklenicilerin kusuru nedeniyle meydana gelen su baskını hasarından dolayı müvekkili şirket tarafından sigortalısına ödenen, 49.603,06 TL sigorta tazminatının ödeme tarihi olan 23/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş. vekili; davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile esasa girilmeden usulden reddi gerektiğini, mahkemenin görevsiz olduğunu, müvekkili şirketin Kurbağalıdere ıslah inşaatı adi ortaklığını oluşturan ortak şirketlerden biri olduğunu, ihale komisyonunun 11/10/2012 tarihli kararı ile Kadıköy Kurbağalıdere Kalamış arası ıslah inşaatı işini yüklendiğini, çalışmaların yüklenilen iş kapsamında devam ettiğini, Kurbağalıderede son dönemlerde meydana gelen su taşkınları ile alakalı olarak müvekkiline atfı kabil herhangi bir tedbirsizlik, kusur ve hata bulunmadığını savunarak davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı … San ve Tic. A.Ş. vekili; müvekkili şirketin diğer davalı şirketle birlikte kurmuş olduğu adi ortaklık tarafından ıslah inşaatı yapıldığını, aşırı yağan yağmur neticesinde önlenemeyen su taşkını sebebi ile zarar oluştuğunu, zarardan müvekkilinin kusuru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:Mahkemece, yargılama devam eden ederken dava dışı İstanbul Büyükşehir Belediyesi hakkında İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 2016/1110 Esas sayılı dosyası ile açılan davada kesinleşen 13/06/2017 tarih ve 2016/1110 Esas ve 2017/1428 Karar sayılı karar üzerine davaya konu alacak ve ferilerinin belediye başkanlığı tarafından davacıya ödendiği, idare mahkeme kararının dosyaya sunulduğu ve kesinleştiğinin görüldüğü, davanın konusuz kaldığı, yargılama giderleri yönünden ise davanın açıldığı tarihteki mevzuata ve içtihat durumuna göre, davasında ve savunmasında haklı olan lehine hüküm verilmesi gerekli olduğu, somut olayda davacı tarafın dava tarihinde haklı olduğu, dava dışı belediye başkanlığı ile davalılar arasında ıslah inşaat işine ait sözleşme yapıldığı anlaşılmakla ıslah çalışmalarından doğacak zararlarda davacıya karşı müteselsilen sorumlu oldukları kanaatine varıldığı gerekçesi ile davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı tarafın dava tarihinde yargılama yapılmasına haksız olarak sebebiyet vermiş olduğu gerekçesi ile davacı taraf lehine 5.806,34 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar yasal süre içerisinde her iki davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davalı … San ve Tic A.Ş. vekili istinaf nedenleri olarak; afet şeklinde yağan yağmur neticesinde derenin taştığını, zarar oluştuğunu, kararın haksız ve usulsuz olduğunu, davacının her iki mahkemede de dava açtığını, birinin neticesini aldıktan sonra diğerini açması veya beklemesi gerekirken usulsuz şekilde müvekkiline dava açtığını, davaya sebebiyet verdikleri hususunun tartışmalı olduğunu, yargılama giderleri ve vekalet ücreti takdirinin usulsuz olduğunu iddia ederek kararın kaldırılmasını istemiştir.Davalı …A.Ş vekili; dava dışı belediyeye karşı davacı vekili tarafından açılan dava sonucunda, davaya konu alacak ve ferilerin belediye tarafından ödenmesi üzerine iş bu davada davaya vekalet ücreti ve yargılama masrafları yönünden devam edildiği belirtilerek hüküm tesis edildiğini, hükmün yasaya aykırı olduğunu, HMK 331.maddede; esastan sonuçlanmayan davada yargılama giderlerinin düzenlendiğini, hükümde tarafların haklılık durumunun yargılama giderlerinin taraflara yükletilmesi bakımından kriter olarak belirlendiğini, mahkemece yargılama aşamasında kusur izafe edilebilecek herhangi bir inceleme yapılmadığını, bu şekilde haklılık durumunun tayinin mümkün olmadığını, davacının her iki mahkemede de dava açtığını, idare mahkemesi kararınca da alacağını tahsil ettiğini, idare mahkeme kararı esas alınarak hiç bir inceleme ve araştırma kriteri yerine getirilmeden kendi içerisinde çelişkili olan kararın kaldırılması ve davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, “ Özel Ofis Paket Sigorta Poliçesi “ kapsamında hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir.Taraflar arasında dava dışı sigortalı ile davacı sigorta şirketi arasındaki mevcut sigorta poliçe içeriği; dere ıslah çalışması aşamasındaki su baskını ve dava dışı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile davalı ortak girişimi şirketler arasında gerçekleştirilen Kadıköy, Kurbağalı Dere eski DMO – Kalamış arası ıslah inşaatı sözleşmesi konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur.Uyuşmazlık, davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine, idari yargıda aynı konuda açılan dava neticesinde adı geçen belediye tarafından yapılan ödeme ile davanın konusuz kalması durumunda davalıların yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının yerinde olup olmadığı ile davacının aynı aynda her iki mahkemede dava açmasının uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; dava dışı …San ve Tic AŞ ile davacı sigorta şirketi arasında sigorta başlangıcı 17/06/2015, sigorta bitimi 17/06/2016 olan özel ofis paket sigorta poliçesi düzenlendiği, 12/09/2015 tarihinde sigortalının bulunduğu riziko adresinde Kurbağalıderenin sel sonrası yatağından taşması neticesinde hasar oluştuğu, dava dışı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı Alt Yapı Hizmetleri Müdürlüğü ile davalı her iki şirketin oluşturduğu iş ortaklığı arasında, 14/10/2012 tarihinde ıslah inşaatı sözleşmesi düzenlendiği, Kadıköy, Kurbağalıdere eski DMO – Kalamış arası ıslah sözleşmesi imzalandığı, sözleşmede davalı şirketlerin yüklenici olarak yer aldığı, davacı sigorta şirketi tarafından sözleşmede idare konumunda bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 2016/1110 Esas, 2017/1428 Karar sayılı dosyasında idarenin hizmet kusuru nedeniyle su baskınından hasar gören sigortalıya ödenen 49.603,06 TL maddi tazminatın tahsilinin talep edildiği, idare mahkemesi kararında Kurbağalı Derenin ıslah çalışmalarını yürütme işinin 8-9-10 Eylül 2009 günlerinde yapılan AKOM toplantısı ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına verildiği, bu kapsamda Kurbağalıdere ıslah çalışması için ihale yapıldığı, 16/11/2012 tarihinde yer teslim edildiği, Kadıköy Belediye Başkanlığınca 12/09/2015 günü meydana gelen yağışla ilgili Kurbağalıdere taşkın tespit raporunun hazırlandığı, anılan raporla meydana gelen yağışta dava konusu taşınmazın bulunduğu, Hasanpaşa Mahallesinin su taşkınından etkilenen yerlerden olduğu, herhangi bir can kaybı olmamasına rağmen taşkın suyun atık su ile karışarak insan sağlığını etkileyecek nitelikte sorunlara yol açtığı, geçmişte de aynı nedenlerle ortaya çıkan tabloya bir yenisinin eklenmesinin önlem almadaki yetersizlikten kaynaklandığı, taşkın suyunu karşılayacak kesitlerin yetersiz kaldığı, maddi zarara sebebiyet verdiği hususlarına yer verildiği, İstanbul Meteoroloji Genel Müdürlüğünün cevabı yazısında 1981-2007 yılları arasında Eylül ayı yağış ortalamasının 37,2 mm olduğu, 2010-2016 Eylül ayı yağış ortalamasının 35,8 olduğu, 12/09/2015 günü meydana gelen yağışın Eylül ayı ortalamasına yakın olduğu, geçmiş yıl verileri ile karşılaştırma yapıldığında tekerrür süresinin beş yıl olduğu bilgisinin verildiği, Kadıköy Belediye Başkanlığına yapılan ara karara verilen cevapta ise sigortalı adına 24/09/2013 tarihli iş yeri açma çalışma ruhsatının bulunduğu, bu durumda tazmini talep edilen zararın kesitlerin yetersiz kalması nedeniyle söz konusu derenin taşması sonucu oluştuğunun açık olduğu, taşan derenin ıslahı, bakımı ve yağmur sularının tahliyesi konusunda yetki ve sorumluluğun davalı Büyükşehir Belediyesinde olduğu gerekçesi ile sigortalıya ödenen zarar miktarının davalı idarece davacıya ödenmesine dair davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. İdare mahkemesince verilen kararın kesinleşmesi üzerine davacı vekili tarafından, 18/04/2018 tarihinde dosyaya dilekçe ibraz edilerek, idare mahkemesi kararı sonucunda davaya konu alacak ve ferilerin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından müvekkili şirkete ödendiği, iş bu davaya vekalet ücreti ile yargılama masrafları yönünden devam edildiğini belirtmesi üzerine, mahkemece, bu konudaki gerekli bilgiler toplandıktan ve kararın İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Dokuzuncu İdare Dava Dairesinin 2017/2923 Esas, 2017/2885 Karar ve 14/11/2017 tarihli kararı üzerine kesinleşmesi anlaşılmakla dava konusu hüküm tesis edilmiştir. Yargılama aşamasında dava konusu alacak miktarı ve ferilerinin ödendiği hususunda herhangi bir çekişme yoktur.Dava devam ederken, dava konusu alacağın ödenmesi, taşınır malın davacıya teslim edilmesi, taşınmazın tahliye edilmesi gibi bir nedenle, dava konusuz kalabilir. Yani, dava konusu ortadan kalkabilir. Davanın konusuz kalması halinde, artık esas talep hakkında hüküm verilmesine gerek kalmaz ( m.331/1). Bu halde mahkeme, davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek olmadığına karar verir. Bu halde, mahkemenin davanın esası hakkında karar verilmesine gerek olmadığına ilişkin hükmü bir tespit niteliğindedir.Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakim davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmeder ( m.331/1).Yargılama giderleri 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 323. maddesi vd düzenlenmiştir. 323. maddede, yargılama giderlerinin kapsamına yer verilmiştir. Yasanın 326/1. fıkrasında belirtildiği üzere, kanunda yazılı haller dışında, kural olarak yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm kurulan taraftan alınmasına karar verilir. İstisnalar, davadan feragat, davayı kabul vb.dir.HMK 312/2. fıkrasında ise, davanın açılmasına kendi hal ve davranışları ile sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmişse davalının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilemeyeceğine yer verilmiştir.Somut olayın, yasal düzenleme kapsamında değerlendirilmesi gerekecektir. Mahkemece, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 331. Maddede ki düzenleme gözetilerek esastan sonuçlanmayan davada yargılama giderlerine dair değerlendirme yapılarak hüküm tesisi yerindedir. Ancak, özellikle Yasanın 312/2.fıkrasında yer verildiği üzere, davalı taraflarca her ne kadar, davanın açılmasına kendilerinin neden olmadığını, davacı tarafın dava dışı İstanbul Büyükşehir Belediyesine karşı açmış olduğu dava ile birlikte kendilerine de aynı alacak nedeniyle dava açmış olmasının doğru olmadığını iddia etmiş iseler de, yukarıda ifade edildiği üzere sözleşmenin tarafları dava dışı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile birlikte davalı ortaklıktır. Söz konusu sözleşme kapsamında, yapılan veya yapılmayan işlerden dolayı üçüncü kişilerin uğramış oldukları hasarlardan dolayı taraflar müteselsilen sorumludurlar. Müteselsilen sorumlulukta zarar gören taraf isterse sorumlulardan birine, isterse hepsine birlikte dava açabilir. 6098 sayılı TBK’nın 61.maddesinde; müteselsil sorumluluk düzenlenmiştir. Maddede; birden çok kişinin birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümlerin uygulanacağı ifade edilmiştir. Somut olay bu kapsamda değerlendirildiğinde; Kurbağalıdere ıslah çalışmalarını yürütme işini dava dışı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına verilmiş olması nedeniyle adı geçen belediye başkanlığının sorumluluğunun kanundan, davalıların sorumluluğunun ise haksız fiilden kaynaklanmış olduğunun kabulü yerinde olacaktır. Yukarıda ifade edildiği üzere; davacının sorumlulardan İstanbul Büyükşehir Belediyesine karşı yönetmiş olduğu davasının idarenin hizmet kusuru nedeniyle adli yargı yerinde diğer davalılar ile birlikte açmasının kabulü mümkün olmayacağından, davalıların buna dair istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle ve özellikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 331 ve yargılama ile ilgili diğer düzenlemeler ve aynı yasanın 30.maddesinde yer verilen usul ekonomisi ilkesi de göz önünde bulundurulduğunda idare mahkemesinin tespitleri ile taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin kapsamı, 30. Madde gereğince hakimin Türk Hukukunu resen uygulayacağı düzenlemeleri doğrultusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek görülmediğinden, davadan sonra hasar bedelinin ödenmesi neticesinde, davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmemesi ve davalıların yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;1- İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1121 Esas, 2018/830 Karar ve 18/09/2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalılar vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE,2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan davalıların ayrı ayrı peşin olarak yatırmış olduğu 134,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 98,10 TL harcın ayrı ayrı her iki davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,4- Davalıların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.06/02/2020