Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1385 E. 2022/1128 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1385 Esas
KARAR NO: 2022/1128
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2018
NUMARASI: 2017/108 Esas, 2018/1320 Karar
DAVA: TAZMİNAT (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 06/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; dava dışı …’ın 21/04/2015-2016 vadeli Grup Sağlık Sigorta Poliçesi gereğince müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, 12/03/2016 tarihinde, davalı …/…’in çalışanı, davalı … tarafından kullanılan forkliftte taşınan makinenin taşıma esnasında yana devrilerek çarpması sonucunda sigortalının ağır şekilde yaralandığını, davalı …’in diğer davalı … AŞ’nin taşeronu olarak TÜYAP fuar alanında makine taşıma işini yaptığını, kaza nedeniyle yaralanan sigortalının tedavisi için toplam 68.391,57 TL ödendiğini, hasarın meydana gelmesinde davalıların tam kusurlu olduğunu belirterek 68.391,57 TL tazminatın ödeme tarihi olan 08/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müteselsilen ve müştereken davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı … AŞ vekili cevabında; sigortalının fuar katılımcısı … çalışanı olduğunu, … AŞ standına getirilen makinenin devrilmesi ile sigortalının yaralandığını, sözkonusu makinenin yabancı imalatçı şirket yetkililerinin talimatı ile halat yardımı ile araçtan indirilerek standa yerleştirildiğini, fuar bitiminde davalılar … ve … tarafından yabancı teknisyenlerin bulunması ve onların talimatına göre makinenin sökülmesi ve taşınması gerektiği söylenmesine rağmen sigortalının bunu kabul etmediğini, sigortalının yanlış ve bilinçsiz talimatları nedeni ile forklift palet üzerine yüklenen makinenin kayarak devrildiğini, sigortalının düşen makineyi elleriyle tutmaya çalışırken yaralandığını, kazada sigortalı ile işvereni … AŞ’nin sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalılar …/… ve … davaya cevaplarında; makinenin fuar alanına imalatçı şirket teknisyenlerinin talimatı ile ve halat yardımı ile getirildiğini, fuar bitiminde makinenin sökülmesi ve taşınması sırasında da teknisyenlerin bulunması ve halat yardımı ile taşınmasını ısrarla söylemelerine rağmen fuar katılımcısı … AŞ çalışanı sigortalının ısrarıyla makinenin taşınmasının yapıldığını ve kazanın meydana geldiğini, sigortalının 2 ton ağırlığındaki makineyi kayarken tutmaya çalışması nedeniyle yaralandığını, kazada kusurlarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; bilirkişi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde kazazede sigortalının % 10, davalıların ise toplam % 90 oranında kusurlarının bulunduğu, sigortalının tedavisi için ödenen ve yaralanma ile uyumlu olduğu anlaşılan 68.391,57 TL tedavi masrafının davalıların kusur oranına isabet eden 61.552,41 TL’sinin davalılardan rücuen tahsilinin gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 61.552,41 TL’nin ödeme tarihi olan 08/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müteselsilen ve müştereken davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresinde taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; sigortalının kazada kusurunun bulunmamasına rağmen sigortalıya % 10 oranında kusur izafe edildiğini, davalıların tamamen kusurlu olduğunu, bu nedenle davanın tamamen kabulü gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı … AŞ vekili istinaf nedenleri olarak; makinenin fuar alanına getirilirken nasıl taşınması ve ne tür güvenlik önlemleri alınması gerektiğinin sorumluluğunun makineyi fuar alanına getiren şirkete ait olduğunu, hükme esas alanın raporda asıl işverenin yanlış değerlendirildiğini, sigortalının dava dşı fuar katılımcısının işçisi olup iş güvenliği ile ilgili tedbirleri almanın ve iş güvenliği eğitimi vermenin fuar katılımcısına ait olduğunu, bu hususta rapora itirazları değerlendirilmeden karar verildiğini, makine standa taşınırken bulunan imalatçı şirket teknisyenlerinin bulunması halinde kazanın meydana gelmeyeceğini, bu konuda kusurun fuar katılımcısı şirkete ait olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalılar …/… ve …’da diğer davalının istinaf dilekçesinde belirttiği nedenler ile kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, grup sağlık sigorta poliçesi gereği sigortalının ödenen tedavi giderinin davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, dava dışı …’ın 21/04/2015-2016 vadeli Grup Sağlık Sigorta Poliçesi gereğince davacı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğu, 12/03/2016 tarihinde, davalı …/…’in çalışanı, davalı … tarafından kullanılan forkliftte taşınan makinenin taşıma esnasında yana devrilerek çarpması sonucunda sigortalının yaralandığı, davalı …’in diğer davalı … AŞ’nin taşeronu olarak TÜYAP fuar alanında makine taşıma işini yaptığı, davacı sigorta şirketinin sigortalı için ödediği tedavi giderinin rücuen tahsili için bu davayı açtığı görülmektedir. Mahkemece, bilirkişi raporuna göre davalıların olayda toplam % 90 kusurlu olduğu gerekçesiyle davalıların kusur oranına göre 61.552,41 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmiş, taraflar hükmü istinaf etmiştir. İlk derece mahkemesinde ortodopedi ve iş güvenliği uzmanları bilirkişi heyetinden alınan raporda; Kazanın/olayın taşıma işini gerçekleştirenlerin gerekli emniyet tedbirlerini almaması nedeniyle meydana geldiği ve söz konusu kazanın kazazedeyi özre uğrattığı, dava konusu kazanın meydana gelmesinde; davalı asıl taşıyıcı … A.Ş.’nin % 20, davalı alt taşıyıcı … / …‘ın % 40, davalı Forklift Operatörü …’ ın % 30, dava dışı kazazede kazalı …’ın % 10 oranında tali kusurlu olduğu; tıbbi yönden; yapılan tedavilerin, geçirilen kazadaki yaralanmalar ile illiyetinin olduğu, sarf olunan tedavi giderlerinin yaralanma ile uyumlu ve uygun olduğu belirtilmiştir. Sözkonusu rapor bilimsel verilere göre hazırlanmış, gerekçeli ve ayrıntılı olup, kazada davalıların % 90 oranında kusurlu oldukları, sigortalının tedavisi için yapılan masrafların da meydana gelen yaralanma olayı ile uyumlu olduğu belirtilmiştir. Buna göre mahkemece rapor doğrultusunda davalıların olayda % 90 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek, davalıların kusuru oranındaki tedavi giderinin davalılardan tahsiline karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenle davacının sigortalının olayda kusuru bulunmadığı, davalıların ise olayda sorumlulukları bulunmadığı yönündeki istinaf taleplerinin reddi gerekir. Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılı bulunmadığından, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/108 Esas, 2018/1320 Karar ve 18/12/2018 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince ayrı ayrı esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince davalılardan ayrı ayrı alınması gereken 80,70’er TL harcın davalı …, …, ve … A.Ş tarafından ayrı ayrı peşin olarak yatırılan 1.051,16 TL harçtan mahsubu ile bakiye 970,46 TL’er harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı …, …, ve … A.Ş’ ye ayrı ayrı İADESİNE, 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.052,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 971,30 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE, 4-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti taktiren yer olmadığına, 5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1b-1. maddesi ve aynı kanunun 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere Üye …’ın muhalefetiyle oy çokluğu ile karar verildi.06/10/2022İlk derece mahkemesinde alınan bilirkişi heyeti raporunda; Kazazedeye söz konusu iş yerinde güvenli çalışma ortamının yaratılması ve KKD Teslim Tutanağı ile görevin gerektirdiği baret, iş ayakkabısı, emniyet kameri, fosforlu yelek, eldiven, gözlük, toz maskesi vb malzemenin imza karşılığı verilmesi gerektiği, ancak dosya içeriğinde bu yönde bilgi ve belge bulunmadığı, güvenli çalışma ortamının oluşturulması açısından sistematik olarak işleyecek denetim mekanizmasının olmadığı, kontrolsüz çalışıldığı belirtilmiştir. Taraflar rapora yasal süresinde itiraz etmişler, davalılar itirazlarında, raporda sigortalının işvereni olarak değerlendirildiklerini, oysa sigortalının işvereni dava dışı fuar katılımcısı … şirketi olup, olayda bu şirketin kusurlu olduğunu ileri sürmüşlerdir. Ancak mahkemece rapora itirazlar hususunda bir karar verilmeden tahkikatın bittiği bildirilerek rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemenin gerekçeli kararında, tarafların rapora itirazında belirttiği hususlar hakkında herhangi bir değerlendirme de yer almamaktadır. HMK’nın 281/1 maddesi uyarınca, taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını mahkemeden talep edebilirler. Taraflar süresinde bilirkişi raporuna itiraz ettiğinden, itirazların karşılanması ve özellikle sigortalının işvereninin dava dışı fuar katılımcısı … şirketi olduğu gözetilerek, sigortalının işverenin olayda kusurunun bulunup bulunmadığı hususunda bilirkişilerden ek rapor alınması gerekir. Buna göre itirazlar hususunda ek rapor alındıktan sonra karar verilmesi gerekirken tarafların rapora itirazları değerlendirilmeden karar verilmesi doğru olmadığından karara muhalif kaldığımı bildiririm.