Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1353 E. 2022/1121 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1353 Esas
KARAR NO: 2022/1121
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 25/12/2018
NUMARASI: 2017/310 Esas, 2018/1312 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirkete “…” sinema filminde stüdyo hizmetleri sağladığını, 30.000,00 TL cari hesap alacağının ödenmediğini, davalı aleyhinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıdan %20 inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket yetkililerinin “…” adlı sinema filminin vizyona çıkış tarihi olan 25.03.2016 tarihinden 2 ay önce 25.01.2016 tarihinde müvekkili şirket yetkililerini arayarak firma kurduklarını, cihaz aldıklarını söyleyip ilk ticaretlerini müvekkil şirket ile yapmak istediklerini ve bunun için makul bir fiyata anlaşacaklarını bildirip ticari iş için müvekkili şirket yetkililerini genel müdürlüklerine yönlendirdiklerini, ancak müvekkilinin davacı şirketten hizmet almadığını, davacının faturalara dayandığını, müvekkilinin iyiniyetinden faydalandığını, müvekkiline iade faturası kestirdiğini, ancak davacı firmanın iade faturasını da daha sonra kötüniyetle iade ettiğini, davacının ücrette indirim yapacağını söylemesi üzerine müvekkili şirketin söz konusu filmin ham kopyalarını davacı şirkete teslim ettiğini, davacı şirketin film için colour correction(renk düzenleyici) işi için bu işten anlayan bir elemanı dışarıdan tutacaklarını söylemelerine rağmen daha sonrasında kendi iş yerlerinde çalışan söz konusu işi daha önce hiç yapmayan bir aylıkçıya colour collection işini verdiklerini, film görüntülerde dağılma, çıkışta sıkıntılar gibi birçok sorun yaşandığını, bu nedenle müvekkili şirket tarafından filmin yönetmeninin çağrıldığını ve yönetmen çalıştırılmak zorunda kalındığını, yönetmene ek ödemeler yapıldığını, hizmetin ayıplı olduğunu, ses konusunda da davacı şirketçe yine dışarıdan freelance(serbest çalışan) eleman alınacağının belirtildiğini ancak yine iş tecrübesi olmayan, işten anlamayan bir kişinin görevlendirildiğini, hizmetlerin eksik ve ayıplı verildiğini, davacının hiçbir şekilde doğru ses temizlemesi yapamadığını, bunun için müvekkili şirket çalışanlarına ek ödemeler yapmak zorunda kaldığını, yine müvekkili şirketin filmi yetiştirmek için son 24 saatte filmin basılması için 13.500 TL ek ödeme yapıp kopyaları bastırabildiğini, davacıdan kaynaklı sebeplerle filmin bazı sinemalarda gösterime giremediğini, davacı şirket yetkililerinin özür dileyip zararı karşılayacaklarını ifade ederek iade faturası kesilmesini istediklerini, müvekkili şirketin davacı şirketten alacaklı olduğunu belirterek davanın reddi ile kötüniyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda; davalı tarafın ayıplı mal iddiası çerçevesinde ve dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmış olması nedeniyle yemin delilinin hatırlatıldığı, davacı vekilinin sunduğu imza sirküleri doğrultusunda şirket yetkili olduğu bildirilen …’e yemin davetiyesi çıkartıldığı, belirlenen gün ve saatte yetkilinin hazır olduğu, ancak sirkülerin incelenmesinde …’in temsil yetkisinin sınırlı olduğunun anlaşıldığı, sunulan sirkülere göre yeminin ancak … ismindeki yönetim kurulu başkanının yapabileceğinin belirlendiği, bu yöneticiye yemin davetiyesinin tebliğine dair ara karar oluşturulurken davacı vekilinin söz alarak bu yöneticinin yemin etmeyeceğini zira şirketin mali durumu ile ilgili kişinin … olduğunu; …’ı çok iyi tanıdığını, bu kişinin görmediği bir hususta asla yemin etmeyeceğini bu nedenle yemin davetiyesi çıkarılmasına gerek bulunmadığını, mevcut duruma göre davanın kabulüne karar verilmesini talep etmesi üzerine yemin davetiyesi çıkarılmadığı, davacı şirketin yeminden kaçındığı kabul edilerek davanın reddine karar vermek gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; dosyada bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda; Faturanın kesildiği 01.03.2016 tarihinden, yasal 8 günlük süre geçmesine rağmen 43 gün sonra davalı tarafından iade faturasının düzenlendiği, düzenlenen fatura içeriğinde de ayıba ilişkin bir açıklama yer almadığından cihetle, 13.04.2016 tarihli 30.000 TL bedelli iade faturanın ayıp ihbarı yerine kaim olmayacağı, müvekkili şirketin 32.734,52 TL alacağının olduğu hesaplanmış yine yapılan inceleme sonucu davalı tarafın, hizmetin ayıplı olduğu iddiasına ilişkin yaptıklarını iddia ettikleri harcamalar ve hizmetin ayıplı olduğunu kanıtlayıcı bir belge sunulmadığı belirtilmesine rağmen davanın reddine karar verildiğini, müvekkili şirket yetkilisi Mali işler Müdürü …’in mahkeme salonunda hazır bulunduğunu, mahkemenin hatalı değerlendirme ile HMK’nun 225. Maddesine aykırı şekilde Şirket Yönetim Kurulu başkanına tebligat göndermek istediğini, davanın kabulü gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacının, davalıya ait “…” adlı sinema filmine görüntü ve ses hizmeti vermesi konusunda tarafların anlaştıkları, davacının hizmeti verdiği iddiası ile davalı aleyhinde alacağın tahsili amacı ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında 30.000.00 TL asıl alacak, 2.734.52 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 32.734.52 TL üzerinden takip başlatıldığı, davalının yasal süresinde takibe itiraz ettiği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık; davacı tarafından ifa edilen işin ayıplı olup olmadığı, ayıp var ise ayıbın kabule icbar edilebilecek nitelikte olup olmadığı, davacının ücrete hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmıştır, Mahkemece tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, uyuşmazlık konusunda bilirkişi raporu alınmıştır. 22.08.2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin lehine delil vasfı taşıdığını, davacı şirketin kayıtlarına göre davalı şirkete toplam 70.947.50 TL tutarlı (2) adet hizmet faturası kesildiği, davacının faturalar karşılığı davalıdan 40.947.50 TL tahsil ettiği, davacının, davalıdan bakiye, (70.947.50 – 40.947.50) = 30.000.00 TL alacağın gözüktüğü, davalının ticari defterlerini sunmadığı, davalının ayıp ihbarı yaptığı konusunda dosyada her hangi bir belgenin bulunmadığı belirtilmiştir. Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemediği taktirde diğer tarafa yemin teklif edebilir. Ancak ispat yükü kendisine düşen taraf bütün delillerle iddiasını veya savunmasını ispatlamaya çalışıp bunu başaramadığı taktirde son çare olarak yemin deliline başvurur. HMK’nın 232/2. maddesi uyarınca tüzel kişiye teklif edilen yemin, tüzel kişinin yetkili organı tarafından eda edilir. Bu temsilci yemin konusu işlemin yapıldığı tarihteki değil, yemin teklif edildiği zamanki temsilcisidir. Ayrıca, birlikte temsil söz konusu olduğu taktirde yeminin bağlayıcı olabilmesi için birlikte temsile yetkili kişilerin tamamının da yemin etmesi zorunludur. (YARGITAY 23. Hukuk Dairesinin 2014/3002 E. 2014/8085 K. Sayılı ilamı) Somut olayda, davalı tarafça cevap dilekçesinde yemin deliline dayanılmış olup; yukarıda açıklanan inceleme ve araştırma sonunda davalının ayıpla ilgili iddiasını ispatlayamaması sebebi ile mahkemece davalıya usulüne uygun olarak yemin teklif etme hakkı hatırlatılmıştır. Dosya kapsamına göre, taraflar arasında kurulan sözleşme bedelinin 50.000,00 TL’nin üzerinde olduğu anlaşılmaktadır. Davacı vekili tarafından 23.11.2018 tarihli dilekçesinin ekinde bulunan Üsküdar … Noterliğinin 19.01.2018 tarih, … yevmiye nolu imza sirkülerinin incelenmesinde davacının bildirdiği …’in şirketi sınırlı temsile yetkili olduğu, sözleme bedelli dikkate alındığında cari alacakla ilgili şirketi temsile yetkili olmadığı, imza sirkülerine göre bu konuda şirketi temsil ve ilzama yetki tek kişinin … isimli kişi olduğu anlaşılmaktadır. 6098 sayılı TBK’nun 475. maddesinde ayıp halinde iş sahibine üç seçimlik hak tanınmıştır. Bunlar eserin kullanılamayacak ve kabule zorlanamayacak ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aykırı olması halinde sözleşmeden dönme, ayıp oranında bedelden indirim isteme ve aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde onarımı isteme ya da onarım bedellerini talep etme hakkıdır. Somut uyuşmazlıkta, davalı iş sahibinin davacı tarafından verilen ses ve görüntüye ilişkin hizmetin ayıplı olduğunu iddia ettiği, iddiasını ispat edememesi nedeni ile mahkemece yemin delili hatırlatıldığı, davacı vekili tarafından ibraz edilen imza sirküleri gereğince davacı vekili tarafından bildirilen ve davacı şirketi C grubunda sınırlı temsile yetkili … adına meşruhatlı davetiye çıkartıldığı, duruşmada mahkemece …’in şirketi sınırlı temsile yetkili olduğunun anlaşılması ile şirketi temsile yetkili … adına meşruhatlı davetiye çıkarılması konusunda ara karar oluşturulduğu sırada davacı vekilinin, şirket yetkilisinin bu konularla ilgili bilgisinin bulunmadığı, bu sebeple …’ın yemin etmeyeceğini belirttiği, beyanını imzası ile tasdik ettiği, yemin teklif edildiği tarihte şirketi temsil ve ilzama yetkili kişinin … olduğu gözetildiğinde davacının yeminden kaçındığı, davalının ayıplı ifa konusundaki iddiasını ispat ettiği, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/10/2022