Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1344 E. 2022/1057 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1344 Esas
KARAR NO: 2022/1057
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 25/12/2018
NUMARASI: 2017/1041 Esas, 2018/1322 Karar
DAVANIN KONUSU: Sigorta (Yangın Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 29/09/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili nezdinde … numaralı Yeni Tüm İşyeri Sigorta Poliçesiyle sigortalı … kullanımındaki riziko adresinde 05.08.2014 tarihinde elektrik ihtiyacının karşılanması için konulan elektrik trafosunun kısa devreye bağlı olarak patlayarak alev almasıyla yangın çıktığını ve hasar meydana geldiğini, … Hizm. Ltd. Şti. tarafından hazırlanan ekspertiz raporunda sigortalının zararının 4.700,00-TL olduğunun saptandığını ve söz konusu zarar tutarının sigortalıya 20.11.2014 tarihinde ödendiğini, müvekkilinin TTK 1472. maddesi çerçevesinde sigorta tazminatını ödemekle hukuken sigortalının haklarına halef olduğunu, sorumlulara karşı dava ve talep hakkının müvekkiline geçtiğini, davalıya gönderilen rücu ihtarlarının sonuçsuz bırakıldığından işbu davanın açılması zorunlu hale geldiğinden bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 4.700,00-TL’sinin 20.11.2014 ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; huzurdaki dava halefiyet kuralları gereğince ikame edildiğinden sigortacı ve sigorta ettiren arasındaki işin ticari niteliği esas alınarak ve tarafların tacir olması göz önünde bulundurularak davanın görevli ticaret mahkemesinde ikame edilmesi gerektiğini, huzurdaki dava yetkisiz mahkemede ikame edilmiş olup davanın yetki yönünden reddi gerektiğini, dosyada mübrez yangın raporuna göre, yangının çıkış sebebinin elektrik trafosunun patlaması olduğunu, elektrik trafolarının, … ve bağlı kuruluşlarının sorumluluğunda olduğunu, müvekkilinin ise, tamamen özel hukuk hükümlerine göre kurulmuş bir elektrik toptan satış şirketi olup uyuşmazlıkla ilgisi olmadığını, davacının, davasını yanlış hasma açtığından, davanın husumet eksiliğinden reddi gerektiğinden bahisle tarafların tacir olması, uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ve TTK’da düzenlenen sigorta hükümleri ile ilgili olması nedeniyle görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi olduğundan, görev dava şartı olduğundan ve resen nazara alınması gerektiğinden öncelikle görevsizlik kararı verilerek davanın görev yönünden reddi ile dosyanın talep halinde görevli İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri’ne gönderilmesini, göreve ilişkin itirazları baki kalmak kaydıyla, davacının iddiaları haksız fiil hükümlerine dayandığından HMK m. 16 uyarınca Trabzon Mahkemeleri yetkili olduğundan, davanın yetki yönünden reddine, müvekkili, özel hukuk hükümlerine göre kurulmuş özel bir elektrik satış şirketi olup trafoların bakımı, denetlenmesi vb. hususlardan sorumlu olmadığından, huzurdaki dava, yangın ve ekspertiz raporundaki hatalı yönlendirme nedeniyle müvekkili aleyhine açıldığından, müvekkilinin pasif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın usulden reddine, mahkemece, esasa girilerek inceleme yapılması halinde, müvekkiline yine herhangi bir kusur atfedilemeyeceğinden davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat davası olduğu, davacı ile dava dışı … sigortalı arasında … nolu işyeri sigorta poliçesi düzenlendiği, poliçe döneminin 04.02.2014-04.02.2015 tarihleri arasında olduğu, riskin 05.08.2014 tarihinde poliçe döneminde gerçekleştiği, aynı tarihli yangın raporu ile sabit olduğu, mahallinde yapılan tespit ve alınan bilirkişi raporuna göre davalının yangının meydana gelmesinde elektrik trafosunun elektrik kablolarında kısa devre yapması nedeni ile meydana geldiğinden davalının % 100 kusurlu olduğu, davacı tarafından ödenen bedelin alınan rapor ve hasara göre makul ve maruf olduğu, davacının ödeme yaptığı miktarı ödeme tarihi olan 20.11.2014 tarihinden itibaren taraflar tacir olmakla işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf talebinde; Dosyanın işlemden kaldırılmasının ardından yeni duruşma günü taraflarına tebliğ edilmediğini, yokluklarında hüküm kurulduğunu, bu durumun savunma haklarını ihlal etmekle birlikte HMK’ya da açıkça aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesince yetkiye ilişkin itirazları nazara alınmaksızın verilen hükmün kaldırılmasını ve dosyanın görevli ve yetkili Trabzon Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, dava konusu hasara sebep olan yangının elektrik trafosunun patlamasından kaynaklandığını, elektrik trafolarının … ve bağlı kuruluşların sorumluluğunda olduğundan müvekkili şirketin huzurdaki uyuşmazlıkla ilgisi olmadığını ancak ilk derece mahkemesince bu hususun hiç değerlendirilmediğini, ilk derece mahkemesi tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporu, hatalı ve eksik inceleme neticesinde tanzim edildiğini, ayrıca rapora karşı dermeyan edilen itirazları nazara alınmaksızın hüküm kurulduğunu, bu nedenlerle, usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve huzurdaki davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, işyeri sigortasından kaynaklı hasar ödemesi sebebiyle halefiyete dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Dava Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış, görevsizlik kararı üzerine Asliye Ticaret Mahkemesince yargılama yapılarak sonuçlandırılmıştır. Davacı sigorta şirketi sigortalısının işyerinde yangın sebebiyle meydana gelen hasar sebebiyle ödeme yaptığı, davalı tarafın sorumluluğunda bulunan trafonun yangına sebep olduğundan bahisle zararın davalı tarafından karşılanmasını istediği, davalı tarafın iddiaları kabul etmediği, bilirkişi incelemesi sonucu mahkemece davanın kabul edildiği görülmüştür. 13/02/2018 tarihli 1 nolu celse davacı taraf duruşmaya gelmediğinden ve davalı tarafta davayı takip etmediğini beyan ettiğinden HMK 150/1 maddesi uyarınca dosyanın 3 ay içinde yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. Davacı taraf 16/02/2018 tarihli yenileme dilekçesi vermiş, mahkemece 26/02/2018 tarihli yenileme tensip tutanağı tanzim edilmiş ve yeni duruşma günü 11/07/2018 olarak belirlenmiştir. Dosyanın yeniden işleme konulması dilekçesi davacı vekiline tebliğe çıkartılmış ancak davalı vekiline tebliğe çıkartılmamıştır. 2 ve 3 nolu celse duruşmalarına davalı vekili katılmamıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Tarafların duruşmaya gelmemesi, sonuçları ve davanın açılmamış sayılması başlıklı 150 nci maddesinin (4) bendinin “Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır.” hükmünü düzenlediği görülmektedir. Yasal düzenleme kapsamında, öncelikle yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yerinin davalı vekiline tebliğ edilmesi gerekmektedir. Somut davada, davalı vekiline yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yerinin tebliğ edilmediği, HMK 150/4 maddesine açıkça aykırı davranıldığı ve usulüne uygun taraf teşkili gerçekleştirilerek yargılama yapılması gerekirken, usulüne uygun şekilde taraf teşkili ve tebligat yapılmaksızın hüküm tesisi, Anayasa’nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 27. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme hakkına aykırı davranılması sonucuna yol açabileceğinden isabetli olmamıştır ( Emsal, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2014/6045 Esas, 2015/5260 Karar ve 22.10.2015 tarihli ilamı ). Açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri gereğince yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yerinin davalı vekiline tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanması ve davalı tarafa savunma hakkı tanınarak delillerinin toplanıp, itirazlarının değerlendirilmesi sonrasında uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın hüküm tesisi isabetli olmamıştır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa dair hususlar incelenmeksizin kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa dair hususlar incelenmeksizin KABULÜNE,2- İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1041 Esas, 2018/1322 Karar ve 25/12/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA,3- Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davalının peşin olarak yatırmış olduğu 81,00 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 0,30 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davalı tarafa İADESİNE, 5- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek kararda değerlendirilmesine, 6- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-a/6. bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.29/09/2022