Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/133 E. 2019/694 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/133 Esas
KARAR NO : 2019/694
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/11/2018
NUMARASI : 2017/739 ESAS – 2018/984 KARAR
DAVA : İFLAS (İflasın Açılması)
KARAR TARİHİ: 18/04/2019
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA:Davacı vekili, 10.08.2017 tarihli dava dilekçesinde, davalı şirket tarafından, dava dışı borçlular aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasında yürütülen haciz ve muhafaza işlemleri nedeniyle 19.06.2017 tarihinde talimat dosyasından hacze gelindiğini, mülkiyeti davacı müvekkili şirkete ait olan ve tüm belgeler ile tevsik edilmesine rağmen piyasa değeri 571.500,00 TL tutarındaki 12 kalem demirbaşın haczedilerek muhafaza altına alındığını, istihkak talepleri ile demirbaşların tesliminin istendiğini, noter ihtarı ile demirbaşların teslimi veya bedellerinin ödenmesi talep edilmiş ise de demirbaşların teslim edilmeyeceği ve bedellerinin ödenmeyeceğinin bildirildiğini, bunun üzerine davalı aleyhinde 12 adet demirbaşın piyasa değeri olan 571.500,00 TL üzerinden, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasında iflas yolu ile takip başlatıldığını, takibin itiraz üzerine durduğunu, usul ve yaşaya aykırı haciz işlemi neticesinde müvekkili şirketin ticari faaliyetinin durma noktasına geldiğini, istihkak davasına ilişkin prosedürün, menkullerin tahsiline hukuken gölge düşüremeyeceği gibi birbirinden ayrı iki usulün uygulanmasında hukuki engel bulunmadığını, ihtarnameye rağmen ödenmeyen borç bakımından davalı şirketin iflasına karar verilmesinin usul ve yasa gereği olduğunu iddia ederek, İtirazın kaldırılmasına ve davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, Bakırköy 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/150 Esas, 2017/631 Karar sayılı dosyasında 18.07.2017 tarihli karar İle takibin devamına karar verildiğini, istihkak iddiasında bulunan tarafa istihkak davası açmak için 7 gün süre verildiğini ancak davacının istihkak davası açmadığını, davacının sırf kötü niyetli hareketinden dolayı kaybedeceği istihkak davasını açmayarak, fahiş şekilde mahcuz malların değerinin çok üzerinde müvekkili şirkete karşı, şirketim itibarını zedelemek amacıyla İflas yolu ile takip başlattığını, malların teslimine ilişkin talebini icra hukuk mahkemesinden talep etmesi gerekirken haksız ihtarname çekerek takip başlattığını savunarak, davacının tüm tedbir, ilan, depo taleplerinin ve davasının reddi ile kötüniyetli alacaklı görülen davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir.Davacı vekili, 15.08.2018 tarihli dilekçe ile, tüm sonuçları ile birlikte davadan feragat ettiklerini belirtmiştir.Davalı vekili, 02.10.2017 tarihli dilekçesi ile, davacı tarafından kötüniyetle başlatılan haksız ve dayanaksız İflas takibine müvekkili tarafından itiraz edildiğini, takibin kesinleşmediğini, iflasa dair ilanların yapılmasının İflas takibinin kesinleşmesi ve İflas kararı verilmesi halinde mümkün olduğunu, buna rağmen müvekkili hakkında İflas davası açıldığına dair Ticaret Sicil Gazetesinde ve Türkiye genelinde dağıtım yapılan gazetede ilanların yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, mahkemenin 11.09.2017 tarihli ara kararının 1 nolu bendinin, İİK166,158 ve 173. maddelerine açıkça aykırı olduğunu belirterek İflas ilanlarının geri çekilmesini talep etmiştir.Mahkemece, 24.11.2017 tarihli ara karar İle, davalı tarafın henüz icra takibine yönelik itirazının kaldırılmasına karar verilmeden, İİK 166/2. maddesi gereğince İflas davası açıldığına dair ilanların yapılmasına yönelik itirazının kabulüne, yok hükmünde sayılıp ilan işlemlerinin iptaline, basın ilan kurumu ve ticaret sicil müdürlüğüne ayrı ayrı müzekkere yazılarak daha önce yapılan ilanların yok sayılıp ilan işlemlerinin iptal edildiği hususunun aynı puntolarla ve aynı koşullarda yeniden ilanına karar verilmiştir.01.11.2018 tarihli celseye davacı vekili katılmaz, feragat dilekçesi okunur, davalı vekili zapta geçen beyanında, bu celse duruşmayı takip ettiklerini, davanın kötüniyetli açıldığını düşündüklerini, kötüniyet tazminatı ve vekalet ücreti talep ettiklerini ifade etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:Mahkemece, HMK ‘nun 310. maddesi gereğince, feragat ve kabulün hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, 311. madde gereğince feragatın kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı, davacı vekilinin vekaletnamesinde ki yetkiye dayanarak UYAP sistemi üzerinden gönderdiği dilekçesinde feragat etmesi nedeniyle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, davacının kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından kötüniyet isteminin yerinde görülmediği belirtilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ;Karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, davadan feragat etmenin davanın etkilerini ortadan kaldırmadığını, kötüniyeti ödüllendirir şekilde hüküm tesisisin bozmayı gerektirdiğini, müvekkilinin ticari itibarini zedelemek için takip başlatıldığını, müvekkili hakkında İflas davasının açıldığına dair karalama kampanyası yapılmasının ticari itibarını zedelemek için olduğunu, amaca ulaşıldıktan sonra feragat edildiğini, davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığını, davacının sırf kötüniyetli hareketinden dolayı istihkak davası açmayarak takip başlattığını, davacının malların iadesini icra mahkemesinden talep etmesi gerektiğini, fahiş bir bedelin alacaklıdan talebinin yasal dayanağının bulunmadığını, davacı süresinde istihkak davası açmadığını, müvekkili şirketin son derece saygın cirosu yüksek bir şirket olduğunu, davacının kötüniyetinin ortada olduğunu, yargılama giderlerinden kurtulmak amacıyla feragat talebinde bulunduğunu, kötüniyetli davacının %20 oranında kötüniyet tazminatına mahkumiyeti ile birlikte müvekkili şirket hakkında ilanların yapılmış olması göz önüne alınarak yargılama giderlerine ve vekalet ücretinin nispi hesaplanması gerektiğini iddia ederek, yeniden hüküm kurulmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İİK 154. maddesinde düzenlenen iflas yolu ile başlatılan takibe karşı yapılan İtirazın kaldırılması ile borçlunun iflasına karar verilmesi İstemine ilişkindir.Dosya kapsamından, davacı tarafından, davalı şirket hakkında, 28.07.2017 tarihinde, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasında, İflas yolu ile adi takip başlattığı, takip konusu alacak miktarının 571.500,00 TL olarak gösterildiği, alacak sebebinin ise Bakırköy …. Noterliğinin 21.07.2017 tarihli ihtarnamesinin belirtildiği, ödeme emrinin davalıya 02.08.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalının, 02.08.2017 tarihinde yasal sürede borca ve faize itiraz ettiği, davacının ise, İİK 156. maddesi gereğince süresinde İtirazın kaldırılması ve İflas davasını açtığı anlaşılmıştır.Taraflar arasında, olayların meydana gelişi, başlatılan icra takibi konusunda bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacının davadan feragat etmesi durumunda iş bu davada davacının kötüniyetli olup olmadığının tartışılıp tartışılamayacağı, kötü niyet tazminatı ve nisbi nitelikte vekalet ücretine karar verilip verilmeyeceğidir.Dava, yukarıda ifade edildiği üzere, 2004 sayılı İİK ‘nun altıncı babında, “ İflas Yoluyla Takip “ üst başlığı İle 154 vd maddeleri yer bulan İflas yoluyla adi takiptir. Yargılama usulü 158. maddede düzenlenmiştir. Davacı, İflas davası karara bağlanmadan önce İflas davasından feragat edebilir. Ancak, İİK 165/2. fıkrada belirtildiği üzere, İflas kararı verilmesinden sonra İflas davasından feragat geçersizdir. Somut olayda, geçerli bir aşamada davadan feragat edilmiş olduğundan feragatin irdelenmesi gerekecektir. Feragat, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 307 vd maddelerinde düzenlenmiştir.309/2. fıkrada, feragat ve kabulün hüküm ifade etmesinin, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatına bağlı olmadığı, 310. maddede, feragatın hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, 311. maddede, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı , 312. maddede, feragat ve kabul beyanında bulunan tarafın, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderleri ödemeye mahkum edileceğine yer verilmiştir. Somut olayda, mahkemece doğru olarak yargılama giderlerinden, davası feragat neticesinde reddedilen davacının sorumluluğuna karar verilmiştir. İstinaf eden davalı tarafından, davacı aleyhine nisbi vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği iddia edilmişse de, İflas davası niteliği gereği, maktu harç ve maktu vekalet ücreti verilmesi gereken dava türlerinden olduğundan bu talebinin ve istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Davalı vekilinin, bir diğer istinaf nedenleri arasında, davacının kötü niyetli olduğu iddiası ile kötüniyet tazminatına karar verilmesi gerektiğine ilişkindir. İİK 156.maddesi gereğince, iflas yolu ile takibe itiraz üzerine açılan İflas davasında davacı İtirazın kaldırılarak borçlunun iflasına karar verilmesini isteyebilir. Bu dava İİK 67. maddede düzenlenen İtirazın iptali davası niteliğinde olmadığından ve itirazın iptali şeklinde hüküm kurulamayacağından, İİK ‘nun 67. maddesinde yer alan kötü niyet tazminatına ilişkin hüküm tesisi İstemi yerinde kabul edilmemiştir. Bu anlamda mahkemenin İİK ‘nun 67. maddesinde tartışılması gereken, davacının kötüniyetli olduğunun kanıtlanamamış olması gerekçesine yer verilmiş olması doğru değilse de sonuca etkili görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle ve özellikle İİK ‘nun İflas yolu ile takibe İlişkin ve HMK’nun feragata dair düzenlemeleri kapsamında verilen hüküm yerinde olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:1- Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/739 Esas, 2018/984 Karar ve 01.11.2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1- b/1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan davalının peşin olarak yatırmış olduğu toplam 134,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 55,50 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,4- Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İcra ve İflas Kanunun 164/2. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.18/04/2019