Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1293 E. 2023/69 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1293 Esas
KARAR NO: 2023/69
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 01/10/2018
NUMARASI: 2017/80 Esas, 2018/857 Karar
DAVA: TAZMİNAT (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 19/01/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında Hizmet Alım Sözleşmesi bulunduğunu, hizmet alımı kapsamında çalışan davalı yüklenici işçileri … ve …’ın işçilik alacaklarının tahsili için müvekkili şirket aleyhine iş mahkemesinde açtıkları davada hükmolunan alacağı takibe koyduklarını, müvekkili şirketin …’ın alacaklısı olduğu takipte 22.105,12 TL, …’ın alacaklı olduğu takipte 17.729,56 TL ödemek zorunda kaldığını, dava dışı işçilerin müvekkili şirketin çalışanı olmayıp davalı yüklenicinin çalışanı olduğunu, sözleşme ve idari şartname uyarınca yüklenici firmanın ihale konusu işlerin yapılmasında çalıştıracağı personelin ücret ve tazminat haklarından sorumlu olduğunu belirterek işçilerin açtığı dava dosyalarında yapılan ödedikleri mahkeme harçları ile birlikte toplam 42.188,68 TL’nin ödeme tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; talebin zamanaşımına uğradığını, işçinin özlük işlerinin asıl işveren davacı tarafından yerine getirildiğini, işçilerin yaptığı posta işleme ve ayırma işinin davacı şirketin asli işi olduğunu, posta dağıtma işinin sözleşme ile taşeron şirkete devredilmesinin muvazaalı olması nedeniyle davacı şirketin işçilik alacaklarından sorumlu olduğunu, 6552 Sayılı Yasa ile yapılan düzenleme gereği işçilerin kıdem tazminatı ve yıllık izin alacaklarında davacının sorumlu olduğunu, işçilerin müvekkili şirketi ibra ettiğini ve herhangi bir alacakları bulunmadığını, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede müvekkili şirketin işçilik alacaklarından sorumlu olduğuna dair hüküm bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla rücu davalarında alt işverinin sadece kendi dönemi ile sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin eki niteliğindeki idari şartnamenin 6. Bölüm 1. maddesi uyarınca, işçi alacaklarından yüklenici şirketin sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; işçilerin açtıkları davalarda taraflar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu ve işçilerin baştan itibaren davacının işçisi olduğu kabul edilerek müvekkili yönünden davanın reddedildiğini, sözleşme bedeline dahil olmayan işçilik alacaklarının müvekkilinden talep edilemeyeceğini, 6552 Sayılı Yasa ile İş Kanunda yapılan değişiklik nedeniyle kıdem tazminatından davacının sorumlu olduğunu, sözleşmede işçi alacaklarından kimin sorumlu olacağına dair hüküm bulunmadığını, müteselsil sorumluların tazminattan yarı oranında sorumlu tutulması gerektiğini, ayrıca her şirketin kendi döneminden sorumlu olduğunu, davacının zamanında ödeme yapmayarak zararın artmasına neden olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, hizmet alım sözleşmesi kapsamında davacı tarafından dava dışı işçilere ödenen işçilik alacağının rücuen tazmini istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; taraflar arasında Tekel Dışı Posta Gönderilerinin Ayrımı (İşlenmesi) Hizmet Alımına Ait Sözleşme düzenlendiği, davalı yüklenici şirketin ihale konusu işlerin yapılmasında çalıştırdığı dava dışı işçilerin işçilik mali hakları ile ilgili olarak açtığı davada hükmolunan ilamları takibe koyduğu, davacının 05/01/2017 tarihinde …r’ın alacaklısı olduğu takipte 22.105,12 TL, …’ın alacaklısı olduğu takipte ise 17.729,56 TL’yi icra dosyasına ödediği ve ödenen bedelin davalıdan rücuen tahsili için eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı taraf hükmü istinaf etmiştir. Taraflar arasında hizmet alım sözleşmesi bulunduğu ve davalı yüklenici şirketin ihale konusu işlerin yapılmasında çalıştırdığı dava dışı işçilerinin işçilik alacağının davacı şirket tarafından ödendiği hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davacı işverenin, işçiyi çalıştıran davalı yükleniciden ödediği bedeli talep etme hakkı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir. Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici davacı olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır. İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 15.06.2020 tarih, 2019/1082 E. 2020/2048 K. sayılı ilamı) Kamu İhale Kanunu’na göre; hizmet alımları kapsamında istihdam edilen işçilerin yüklenici şirket bünyesinde çalıştıkları tüm işçilik alacaklarının yüklenici şirket tarafından karşılanacağı gerek ihale şartnameleri ve gerekse sözleşmeler ile sabittir. İş mevzuatına göre ise işçiye karşı İş Kanunu’ndan kaynaklanan her türlü işçilik alacaklarından üst işveren ve yüklenici (taşeron) birlikte sorumludurlar. İşçinin sözleşmesinin kıdem tazminatını gerektirecek şekilde sona ermesi halinde işçinin bu tazminata kolay erişebilmesi açısından 4857 Sayılı Kanun’un 112. maddesinde bazı değişikliklere gidilerek hizmet alanın kamu kurumu olması halinde işçiye kolaylık sağlanması amaçlanmıştır. Bu düzenlemenin işveren ile yüklenici arasında mevcut sözleşme hükümlerini ortadan kaldırmaya yönelik bir düzenleme olduğu sonucuna varmak mümkün değildir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 11.02.2019 tarih, 2016/4603 E. 2019/394 K. Sayılı ilamı) Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 23 maddesi; “Yüklenicinin sözleme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve Genel Şartnamenin Altıncı Bölümünde belirlenmiş olup; Yüklenici bunları aynen uygulamakla yükümlüdür.” hükmünü düzenlemektedir. Hizmet Alımına Ait İdari Şartnamenin 6. Bölüm 1. Maddesi ise; “İstihdam ettiği işçinin işvereni, muhatabı ve sorumlusu yüklenicidir. İdare kesinlikle işçinin işvereni, muhatabı ve sorumlusu değildir” hükmünü düzenlemektedir. Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 38 maddesinde, yüklenicinin çalıştırdığı işçilerin ödenmesinden yüklenicinin sorumlu olduğu belirtilmiştir. Buna göre taraflar arasında düzenlenen sözleşme ve eklerinden, yüklenicinin çalıştırdığı işçilerin işçilik alacaklarından davalı yüklenicinin sorumlu tutulduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca 6552 Sayılı Yasa ile 4857 Sayılı Kanun’un 112. maddesinde bazı değişikliklere gidilerek hizmet alanın kamu kurumu olması halinde işçiye kolaylık sağlanması amaçlanmıştır. Bu düzenlemenin işveren ile yüklenici arasında mevcut sözleşme hükümlerini ortadan kaldırmaya yönelik bir düzenleme değildir. Bununla birlikte mahkemece yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde, yıllık izin ücreti ve ihbar tazminatından son işverenin sorumlu olduğu, kıdem tazminatı ile hafta tatili ücreti, UBGT, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yüklenicilerin işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olduğu gözetilerek bu doğrultuda alınacak bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması gerekirken bu ilkeler dikkate alınmadan davacının ödediği tüm işçilik alacağından davalıyı sorumlu tutan rapora göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Ancak HMK’nın 356. maddesi uyarınca Dairemizce duruşma açılarak alınan bilirkişi raporunda; yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde, …’ın alacaklı olduğu takip dosyasına yapılan ödemenin 11.744,00 TL’sinden, …’ın alacaklısı olduğu takip dosyasına yapılan ödemenin 10.732,01 TL’sinden davalı yüklenicinin sorumlu olduğu tespit edildiğinden davacı işverinin yaptığı ödemeden toplam 22.476,01 TL’nin davalıdan tahsili gerekmiştir Açıklanan nedenler ile davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 356 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında davanın kısmen kabulüne karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/10/2018 tarih, 2017/80 Esas ve 2018/857 Karar sayılı kararının HMK’nın 356/2.maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, yeniden esas hakkında HÜKÜM TESİSİNE,2-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile 22.476,01 TL’nin 05.01.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, 3-a)Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,b)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 1.535,33 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 720,48 TL harcın mahsubu ile bakiye 814,85 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, c)Davacı tarafça karşılanan 31,40 TL başvuru harcı ile 720,48 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, d)Davacı tarafça karşılanan 172,00 TL posta ve telgraf masrafı ile 400,00 TL olmak üzere toplam 572,00 TL’nin davanın kabul ve red oranına göre 304,73 TL’sinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, e)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT gereğince davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,f)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT gereğince davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,g)Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA, İstinaf Başvurusu Yönünden;4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harcın davalı tarafından peşin olarak yatırılan 720,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye 540,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE,5-Davalı tarafından yapılan 196,00 TL istinaf yargılama gideri ile peşin olarak yatırılan 301,20 TL istinaf harçları olmak üzere toplam 497,20 TL’nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 6-İstinaf yargılaması duruşmalı olarak gerçekleştirilmiş olması nedeniyle, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 11.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,7-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,8-6100 sayılı HMK’nın 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra artan kısmın yatıran tarafa İADESİNE,Dair, tarafların yokluğunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/01/2023