Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1288 E. 2022/1080 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1288 Esas
KARAR NO: 2022/1080
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 23/01/2019
NUMARASI: 2017/132 Esas, 2019/78 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/09/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; turizm ve seyahat alanında faaliyet gösteren müvekkili şirket ile davalı arasında yapılan anlaşma gereği müvekkili şirket müşterilerinin davalıya ait otelde konakladığını, yine davalı şirketin talebi üzerine müvekkili şirketin yurt içi ve yurt dışı katıldığı fuarlarda davalıya ait otelin tanıtımını yaptığını, tanıtım hizmeti karşılığında davalının müvekkiline fuar katılım payı adı altında ödeme yapmayı kabul ettiğini, müvekkili şirketin birçok fuarda davalı şirkete ait otelin tanıtımını gerçekleştirdiğini, hizmet karşılığında 5.000 Euro + 2.500,00 TL bedelli fatura düzenlenmesi hususunda tarafların mutabık kaldığını, bu nedenle 14/06/2016 tarihli ve 22.361,00 TL bedelli fatura düzenlenerek davalıya gönderildiğini, davalının borcu ödememesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini belirterek davalının takibe itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; davacının 2016 Mayıs – 31 Aralık 2016 döneminde 1000 konaklama sağlaması halinde müvekkili şirketin 5000 Euro + 2.500,00 TL ödemeyi kabul ettiğini, ancak davacının dönem sonuna kadar hiçbir konaklama sağlamadığını, davacının dönem sonuna kadar konaklamayı sağlayacağı beyanı üzerine müvekkilinin faturaya itiraz etmediğini, otel kayıtlarında 2016 Mayıs -31Aralık 2016 döneminde davacının müşterilerinin müvekkiline ait otelde konaklamadığının görüleceğini, taraflar arasında müvekkili şirketin otelinin tanıtımının yapılması hususunda bir anlaşma olmadığını, davacının hiçbir tanıtım da yapmadığını, davacının müşterilerinin müvekkili otelde konakladığına ya da tanıtım yaptığına dair delil sunmadığını belirterek davanın reddine ve davacının alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; tarafların 2014-2015-2016 yılları ticari defterlerinin birbirlerine uyumlu olup, davacının takip tarihi itibarıyla davalıdan 22.361,00 TL alacaklı olduğu, davalı tarafından davacıya herhangi bir ödemede bulunulmadığı, davacının davasını ispatladığı gerekçesiyle davanın kabulü ile takibe itirazın iptaline, davalının alacağın % 20’si tutarında icra tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; davacının takipte fuar katılım payına dayanan fatura alacağını talep etmesine rağmen, davada alacağın dayanağını hem tanıtım anlaşmasına hem de 2014-2015 yılında müşterilerin konaklamasına karşılık cari hesap borcuna dayandırdığını, takibin ve davanın farklı sebeplere dayanmasının kanuna aykırı olduğunu, davacının fatura konusu hizmeti verdiğini ispat edemediğini, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmamasına rağmen gerekçeli kararda sözleşmenin incelendiğinden bahsedildiğini, yine faturaya yönelik ödeme savunmasında bulunmamalarına rağmen kararda ödemeye dair belge bulunmadığının ifade edildiğini, bilirkişi raporunda 2014 vc 2015 yıllarında borç bulunmadığı, 2016 yılında da hiçbir oda rezerve edilmediğinin belirtildiğini, böylece 2016 yılı için hizmet verilmediğinin tespit edildiğini, ancak mahkemece raporun aksine hüküm kurulduğunu, faturanın tek başına delil olmadığını, icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava; faturaya dayalı alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacı şirketin 14/06/2016 tarihli ve 22.361,00 TL bedelli faturaya dayanarak davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip başlattığı, davalının süresinde takibe itirazı üzerine itirazın iptali ve takibin devamı için eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı taraf hükmü istinaf etmiştir. İstinafa konu edilen uyuşmazlık; davacının takibe dayanak fatura konusu hizmeti verip vermediği ve faturadan kaynaklı alacağın bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. İlk derece mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda; taraflarca incelemeye sunulan 2014-2015-2016 yılı ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, birbirlerini teyit ettikleri, davacı şirket tarafından davalıya 2014 yılında 500.560,97 TL tutarında 2975 adet gecelik oda rezervasyonu, 2015 yılında 10.328,25 TL tutarında 61 adet gecelik oda rezervasyonu, 2016 yılında 0,00 TL tutarında 0 adet gecelik oda rezervasyonu yaptırıldığı, davalının 2014 yılında 503.576,51 TL, 2015 yılında 113.657,00 TL tutarında düzenlediği faturaların davacı tarafından ödendiği, davacı tarafından düzenlenen icra takibine konu 22.361,00 TL bedelli faturanın ödenmediği, tarafların 2014-2015-2016 yılları ticari defterlerinde göre davacının takip tarihi olan 25.11.2016 itibariyle 22.361,00 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. TTK’nın 21/2 fıkrası “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmünü düzenlemektedir. Ticari işletmesi ile ilgili bir faturayı alan tacir, faturaya aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde itirazda bulunmazsa o fatura münderacatını aynen kabul etmiş sayılır. YİBBGK’nın 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Somut olayda, taraflar arasında 2014 yılından başlayan ticari ilişki bulunduğu ve davalının takip konusu faturayı itiraz etmeden defterlerine kaydettiği anlaşıldığından, fatura içeriklerinin sözleşmeye uygun olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda davacının takip konusu fatura nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu, davalının fatura içeriğinin sözlemeye uygun olmadığını usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı anlaşıldığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Diğer yandan, takip konusu alacak faturaya dayanan bu anlamda borçlu tarafından likit ve bilinen bir alacak olduğundan kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden İİK 67. maddesi gereğince davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/132 Esas, 2019/78 Karar ve 23/01/2019 kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın davalı tarafından peşin olarak yatırılan 382,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 301,30 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE, 3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti taktiren yer olmadığına, 4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1b-1. maddesi ve aynı kanunun 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.29/09/2022