Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1252 E. 2022/1036 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1252 Esas
KARAR NO: 2022/1036
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 29/01/2019
NUMARASI: 2016/366 Esas, 2019/52 Karar
DAVA: ALACAK (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/09/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında … A.Ş. Danışmanlık Hizmeti Sözleşmesi imzalandığı, buna göre davacı şirketin … A.Ş. İşletmesine ait ihracat amaçlı “Teknolojik Kablo Bağlantı Elemanları Ve Ürün Grubu Geliştirme” projesinin TÜBİTAK araştırma Ve Teknoloji Geliştirme hibe desteklerinden azami yararlanmasını sağlayacağını, davalı şirketinde buna karşılık TÜBİTAK tarafından desteklenmesine karar verilen toplam destekleme tutarının KDV hariç %6’sı oranında hizmet bedelini ödeyeceği, davacı tarafça hizmet bedeli ödenmediğinden bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000 USD alacağın doğduğu tarihten itibaren yürütülecek döviz için devlet bankalarının bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre hesaplanacak faiziyle birlikte tahsiline hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; taraflar arasındaki sözleşme uyarınca toplam destekleme tutarının %6’sının hizmet bedeli olarak kararlaştırıldığını, hesaplanacak hizmet bedelinin önerilen proje bütçesi üzerinden değil destekleme tutarı üzerinden yapılması gerektiğini, Tübitak’ın müvekkiline verdiği destekleme tutarının toplam 364.235,00 TL olduğunu, müvekkilinin de toplam destekleme tutarının %6’sını hizmet bedeli olarak davacı şirkete ödediğini, davacı yanın varsayımlarının sözleşme hükümlerini değiştirmeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesi; tüm dosya kapsamına göre, davacı ile davalı ile aralarında imzalanan sözleşme kapsamında ödenmeyen danışmanlık hizmeti alacağının davalıdan tahsilinin talep edildiği, davalı taraf danışmanlık ücretinin ödendiğinden bahisle davanın reddini savunmuştur. Taraflar arasında imzalanan sözleşme içeriğine herhangi bir itiraz bulunmayıp uyuşmazlığın sözleşmede kararlaştırılan ücretin TÜBİTAK tarafından davalıya verilen fiili destek bedelinden mi yoksa projede belirlenen miktar üzerinden mi hesaplanması gerektiği noktalarında toplanmaktadır. Taraflar arasında sözleşme hükümleri ve davalının TÜBİTAK ile yaptığı sözleşme birlikte değerlendirildiğinde; TÜBİTAK’ın projeyi kabul ettiğinde bir destekleme tutarı belirleyeceği, ancak bu tutarın üst sınır olacağı, iş bu tutarın doğrudan mutlaka ödenmeyeceği, destek tutarının ne kadarının ödeneceğinin davalı tarafça belgelendirilen harcamalara göre tayin edileceğinin kararlaştırıldığı, davacıya ödenecek danışmanlık ücretinin ödeneceği tarih itibariyle projenin devam edeceği, bu durumda taraflar arasındaki sözleşmenin yorumlanmasında davalı tarafın beyanı gibi TÜBİTAK tarafından fiilen ödenecek tutarın davacıya ödenecek ücrete esas alınması halinde, TÜBİTAK tarafından ödemeler tamamlanmadan davacının alacağının belirlenemeyeceği, ancak taraflar arasındaki sözleşme gereği davacıya ödenecek ücretin TÜBİTAK tarafından yapılacak birinci ödeme miktarı ne olursa olsun karar verilen toplam destekleme tutarı üzerinden hizmet bedelinin ödeneceğinin kararlaştırıldığı, bu itibarla tarafların danışmanlık ücretinin belirlenmesinde TÜBİTAK sözleşmesinin imzalanması ile kabul edilen tutarın esas alınacağının kabulünün gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf taleplerinde; taraflar arasındaki sözleşme gereği hizmet bedelinin toplam destekleme tutarı üzerinden hesaplanacağı ve davacı tarafça 1.085.000 USD’nin proje bütçesi olduğu açıkça ikrar edildiği halde mahkemece bu miktar üzerinden hizmet bedeli hesaplandığını, Tübitak tarafından müvekkiline 369.115,80 TL destekleme tutarı ödendiğini vergiler düşüldüğünde müvekkiline 364.235,00 TL kaldığını, farazi yorumlar ile sözleşme hükümlerinin değiştirilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Tübitak’ın sadece destek ödemesi yapacağını maliyet belgelendirilse dahi hiçbir zaman proje maliyetinin tamamını üstlenmeyeceğini, davacının müvekkilinin kazandığı ödeme üzerinden yüzde alacağını ikrar etmesine rağmen bu ikrar yok sayılarak Tübitak’ın hiçbir zaman ödemeyeceği bir para üzeriden komisyon ödenmesinin ticari teamüllere aykırı olduğunu, sözleşmeyi bizzat yazan kişinin yorum ile değiştirilmesini talep edemeyeceğini, tacir olan davacının ihtirazı kayıt sunmadan ödemeleri kabul ettiğini, kararın kesin hüküm teşkil eden Yargıtay kararına da aykırı olduğunu, ıslahın zamanaşımına uğradığına yönelik itirazları hakkında değerlendirme yapılmadığından bahisle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde; önemli bir projeye ilişkin danışmanlık hizmet bedelinin bir tarafın keyfi tutumuna göre belirlenebileceğini kabul etmek, imzalanan danışmanlık sözleşmesini ve hukuku bütünüyle yok saymak anlamına geldiğini, müvekkilinin danışmanlık hizmeti sonrasında 1.085.000 USD toplam destekleme tutarı üzerinden destek almaya hak kazanmış olan davalı gereğini yapmadığı için, destek hiç alınamasa idi müvekkilinin emeğinin karşılığının ne olacağı sorusuna cevap verememekte ve bu durumda hiç bir karşılığının olmayacağı gibi sıra ve hukuk dışı bir yaklaşım ile imzalı sözleşme hükümlerine, hukuka ve hakkaniyete aykırı bir karar verilmesini beklemekte olduğunu, bu beklenti doğrultusunda karar verilmesi mümkün olmadığından bahisle davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, danışmanlık sözleşmesi kapsamında hizmet bedeli alacağı istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, danışmanlık hizmet bedelinin toplam destekleme tutarı üzerinden mi yoksa proje bütçesi üzerinden mi hesaplanacağı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davalı tarafça sözleşme tarihinden sonra ve belgeye dayalı davacı tarafa yapılan ödeme miktarının toplam 13.700,00 TL olduğunun tespit edildiği, projeyi desteklemeye karar veren Tübitak’ın desteklemeye karar verdiği azami tutarın %6’sı oranında danışmanlık ücreti tutarının davacı / danışmana ödeneceğini, Tübitak’ın desteklemeye karar verdiği azami tutarın 1.085.090 USD olduğunu, yapılan hesaplamada %6’sının 65.105,40 USD tuttuğunu, daha önce davacıya yapılan 11.030,14 USD’lik ödeme düşüldüğünde davacının bakiye 54.075,26 USD danışmanlık ücret alacağı bulunduğu bildirilmiştir. Davacı tarafça dava ıslah edilerek dava değeri 54.075,26 USD’ye çıkartılmıştır. Davalı taraf, ıslahın zamanaşımına uğradığını savunmuştur. Davalı tarafça Tübitak’tan alınarak mahkemeye sunulan evrakta toplam 369.115,80 TL destekleme bedeli alındığının bildirildiği görülmüştür. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Sözleşmenin kurulması, İrade açıklaması başlıklı 1 nci maddesinin “Sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur. İrade açıklaması, açık veya örtülü olabilir.”, Sözleşmelerin yorumu, muvazaalı işlemler başlıklı 19 ncu maddesinin birinci fıkrasının “Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.”, Sözleşmenin içeriği, Sözleşme özgürlüğü başlıklı 26 ncı maddesinin “Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.” hükümlerini düzenlemiştir. Kanun hükümleri ve tüm dosya kapsamına nazaran; taraflar arasında 26/02/2007 tarihli … Tic. A.Ş. Danışmanlık Hizmeti Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme gereği davacı şirketin danışmanlık hizmeti vereceği davalı şirketin de hizmet bedelini ödeyeceği, hizmetin verildiği noktasında taraflar arasında ihtilaf olmadığı, ihtilafın hizmet bedelinin hesaplanması noktasında olduğu, sözleşmenin B.1.2. Tübitak Destekleri başlığı altında “Destekleme süresi en fazla 24 ay olan ve 100.000 USD tutarındaki hibe desteğin azami miktarı temin edilmeye çalışılacaktır. Süreç içinde Tübitak tarafından destek miktarı üzerinde yapılacak yeni artışlar, temin edilmeye çalışılan azami miktara dâhil edilecektir. Destek Tübitak tarafından, projedeki kabul edilen aylık giderlere göre ödenecektir. Bu destekler yardımı ile personel, malzeme ve teçhizat giderlerinin karşılanması mümkündür. Desteklere esas olmak üzere bankacılık teminatları istinmektedir.”, D bendinde Hizmet Bedelinin Ödenmesi başlığı altında 2. fıkrasının “Projenin, Tübitak tarafından desteklenmesine karar verilmesinden sonra karar verilen toplam destekleme tutarının KDV hariç %6 sı (Yüzdealtı), oranında hizmet bedeli talep edilecektir.” şeklinde hizmet bedelinin nasıl hesaplanacağının düzenlendiği, buna göre hizmet bedelinin Tübitak tarafından desteklenmesine karar verilen toplam destekleme tutarının KDV hariç %6’sı olarak kararlaştırıldığı, tarafların gerçek iradelerinin bu olduğu yoksa davacının iddia ettiği gibi proje bedelinin %6’sının kararlaştırılmadığı, bunun kabulü halinde hizmet alan davalının almış olduğu destek tutarından daha fazlasını hizmet veren davacıya ödemesi gerekir ki bu durumun ticari teamüllere aykırı olacağının aşikar olduğu anlaşıldığından davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne, yapılan hesaplama yanlışlığı sebebiyle yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm tesisine, davalının Tübitak’tan aldığı toplam destekleme tutarı olan 369.115,80 TL nin %6’sı olan 22.146,95 TL nin davacı tarafa daha önce ödenen 13.700,00 TL den düşüldüğünde davacı tarafın bakiye alacağı 8.446,95 TL nin tahsiline, bu miktar dava dilekçesinde talep edilen miktarın içinde kaldığından davalı vekilinin ıslaha karşı zamanaşımı definin irdelenmesine gerek bulunmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULU İLE, HMK’nun 353/1.b-2 maddesi uyarınca İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/366 Esas, 2019/52 Karar, 29/01/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 2-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, 8.446,95 TL’nin dava tarihi olan 30/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE, Davacı tarafın diğer ve fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE, Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 577,01 TL harçtan peşin alınan 3.684,22 TL’nin mahsubu ile fazla alınan 3.107,21 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE, Davacı tarafça peşin yatırılan 577,01 TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret Tarifesi’ne göre hesap olunan 8.446,95 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE, Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret Tarifesi’ne göre hesap olunan 32.013,08 TL’nin davacı taraftan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE, Davacı tarafça yapılan 2.400,00 TL bilirkişi inceleme gideri ve 123,80 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.523,80 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 98,84 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA, HMK 333 ve gider avansı tarifesinin 5. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine, İstinaf Giderleri Yönünden; 1-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcının peşin yatırılan 2.626,00 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 2.545,30 TL harcın karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya İADESİNE, 2-Davalı tarafından yapılan 80,70 TL istinaf karar harcı ve 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı toplamı 202,00 TL’nin davacı taraftan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE, 3-Davalı tarafça yapılan 35,00 TL yargılama giderinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE, 4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1.b-2 bendi ve aynı Kanunun 361/1 maddesi gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/09/2022