Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/122 E. 2019/1760 K. 10.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/122 Esas
KARAR NO : 2019/1760
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/10/2018
NUMARASI : 2018/115 Esas, 2018/1222 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/10/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili 09.03.2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait akaryakıt satış istasyonunun “…. İstasyonum … Sigortası” ile davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, poliçenin fırtına ve hırsızlık rizikolarını da teminat altına aldığını, 01/02/2015 tarihinde meydana gelen şiddetli fırtınada istasyonun ağır hasar gördüğünü ve toplam 62.292,90 TL miktarında hasar oluştuğunu, hasarın 30.780,00 TL’lik kısmının akaryakıt istasyonunun çevresindeki çitler ile bahçe ve çevre duvarlarında meydana geldiğini, ancak davalı sigorta şirketinin, bu kısımdaki hasarın teminat kapsamı dışında olduğunu, uğranılan zararın tamamı için ibra belgesi verilmesi durumunda sigorta kapsamı içinde gördüğü 31.512,90 TL zarar miktarı için ödeme yapabileceğini bildirdiğini, müvekkilinin, uğradığı zararın tamamı ödenmeden ibra belgesi vermek istemediğinden, davalının sigorta kapsamında gördüğü zarar miktarını da ödemediğini, sigorta akdinin sigortalı işyerindeki hırsızlık ve cam kırılması rizikolarını da kapsadığını ve işyerinin teminat dışında kaldığıır. ileri sürülen çitler ile bahçe ve çevre duvarlarındaki hasarın da bu kapsamda tazmin edilmesi gerektiğini belirterek 62.292,00 TL hasar bedelinin rizikonun gerçekleştiği 01.02.2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında özetle; yangın sigortası genel şartları uyarınca, sigortalıya ait işyerinin bahçe ve çevre duvarı, rıhtımlar, teras vs gibi kısımlarının ancak sigorta poliçesinde açıkça belirtilmeleri halinde teminat kapsamında olduğunu, anılan yerlerin poliçede belirtilmediğini, bu nedenle istasyon çevresi dışındaki çitler ile çevre ve bahçe duvarı hasar bedeli talebinin red edildiğini, davacının hırsızlık teminatı şartlarına göre işyerinde gerekli önlemleri almış olmasının, yangın sigortası kapsamında ödeme yapılması gerektiği anlamını taşımayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece, fırtına sonucu meydana gelen zararlar ek kloz ile teminat içine alınmış ise de, genel şartlar hükümleri gereği bahçe ve çevre duvarları ile çitlerin ancak poliçede özel olarak belirtilmeleri kaydıyla teminat kapsamı içinde sayılabileceğini, ancak bahçe duvarı ve çitlerin poliçede ayrıca belirtilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 31.512,90 TL hasar bedelinin 12.03.2015 ekspertiz rapor tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davacı tarafın istinaf yoluna başvurması üzerine. Dairemizin 2017/1139 Esas, 2017/1935 Karar sayılı Kararı ile; “…Aydınlatma yükümlülüğüne ilişkin olarak bilgi formu ile ilgili bilgilerin davalı sigorta şirketinden celbedildikten sonra davacının buna dair iddialarının TTK hükümleri, Sigortacılık kanunu ve sigorta sözleşmelerinde bilgilendirmeye ilişkin yönetmelik hükümleri gereğince değerlendirilmesi ve 6100 sayılı HMK nun 297.maddesine uygun şekilde karar verilmesi..” gereğine değinilerek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.Mahkemece bilgilendirme formu getirildikten sonra 2018/115 Esas, 2018/122 Karar sayılı ilamı ile; davalı sigorta şirketinin aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirdiğini kanıtlayamadığını, ancak TTK’nın 1423/2 maddesi uyarınca davacının 14 günlük süre içinde sözleşme yapılmasına itiraz etmediğinden, poliçedeki yazılı şartların geçerli olduğunu, bahçe ve çevre duvarı ile çitlerin poliçede belirtilmediğinden bu kısma yönelik talebin yerinde olmadığı gerekçesiyle 31.512,90 TL hasar tazminat bedelinin 12.03.2015 ekspertiz tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde; fırtına nedeniyle meydana gelecek zararların Yangın Sigortası Genel Şartları hükümleri doğrultusunda poliçede ek teminat kapsamında olduğunu, müvekkilinin tüm işyerinin sigorta kapsamına olduğu inancı ile poliçe düzenlediğini, poliçe de bahçe ve çevre duvarı ile çitlerin teminat kapsamında olmadığı hususunda kendisine bilgilendirme yapılmadığını, poliçede yollama yapılan Yangın Sigortası Genel Şartları, genel işlem koşulu niteliğinde olup, sözleşmenin yapılması sırasında içeriği ile ilgili müvekkiline açıkça bilgi verilmediğinden geçerli olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştirDavalı vekili istinaf dilekçesine cevap vermemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;Dava, akaryakıt paket sigortası poliçesi kapsamında, fırtına nedeniyle uğranılan zarar bedelinin tahsiline ilişkindir.İlk derece mahkemesi; taraflar arasında düzenlenen poliçe ile fırtınadan doğacak zararların, Yangın Sigortası Genel Şartları hükümleri doğrultusunda teminat kapsamına alındığı, Yangın Sigortası Genel Şartları A.2 maddesi uyarınca bahçe duvarı ve çitlerin poliçede belirtilmeleri kaydıyla teminat kapsamında olduğu, taraflar arasında düzenlenen poliçede de anılan kısımların belirtilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davacı taraf; bahçe duvarı ve çitlerin poliçe kapsamında olmadığına ilişkin davalı sigorta şirketinin aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, poliçede atıf yapılan Yangın Sigortası Genel Şartlarının genel işlem niteliğinde olup içeriği ile ilgili açık bilgi verilmediğinden geçerli olmadığını, bu nedenle bahçe duvarı ve çitlerle ilgili hasarın da sigorta bedeline dahil olduğunu belirterek karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur.Dosya kapsamından; davacı sigortalı ile davalı sigorta şirketi arasında 04.12.2014 başlangıç, 04.12.2015 bitiş tarihli, Ak Akaryakıt Paket Sigorta Poliçesinin düzenlendiği, iş yerinin Akaryakıt bayii olduğu, sigorta poliçesi özel şartlarında, ek teminat grubu olarak, fırtına vb nedenlerden doğan zararların yangın sigortası genel şartları ve ilgili kloz hükümleri doğrultusunda teminata dahil edildiği, 01.02.2015 tarihinde meydana gelen kuvvetli fırtına nedeniyle, reklam tabelalarında, çevre çitlerinde, aydınlatma direklerinde yazar kasalarda ve yangın dolabında hasar meydana geldiği, 12.03.2015 tarihli ekspertiz raporunda, hasar toplamının 31.512,90 TL olduğu, eski tel sistemin sökülerek yeniden yapılması hasar toplamının ise 30.780,00 TL olduğunun belirtildiği, sigorta şirketi tarafından çitler ile bahçe ve çevre duvarlarında meydana gelen hasarın sigorta teminatı dışında olduğu beyanı üzerine iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında, sigorta sözleşmesi ile meydana gelen riziko ve hasar bedeli konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık; poliçede ek teminat altına alınan fırtına hasarına ilişkin teminatın, çitleri ve duvar hasarını kapsayıp kapsamadığı, davalı sigorta şirketinin aydınlatma görevini yerine getirip getirmediği noktasında toplanmaktadır.01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1423. maddesi “sigortacı, sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerinden oluşan aydınlatma yükümlülüğünü sigortalıya karşı yerine getirmese dahi sigortalı, sözleşmenin yapılmasına 14 gün içinde itiraz etmemiş ise sözleşme poliçede yazılı şartlar ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlar kapsamında yapılmış olur.” hükmünü öngörmektedirDosya kapsamından davalı sigorta şirketinin düzenlediği bilgilendirme formunun imzasız olduğu, davalının aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirdiğini kanıtlayamadığı görülmektedir. Ancak davacının 04.12.2014 başlangıç, 04.12.2015 bitiş tarihli poliçeye 14 günlük süre içinde itiraz etmediği anlaşılmakla, poliçe ve eki olan genel şartların aynen geçerli olduğu kabul edilmelidir. Nitekim Yargıtay 17. HD’nin 2016/16351 Esas, 2017/8265 Karar sayılı kararı da benzer doğrultudadır. Buna göre taraflar arasında düzenlenen sigorta poliçesinde fırtınadan doğacak zararların da, Yangın Sigortası Genel Şartları hükümleri doğrultusunda ek teminat kapsamına alındığı, ancak Genel Şartların A.2 maddesi gereği bahçe ve çevre duvarları ile çitlerin ancak poliçede özel olarak belirtilmeleri kaydıyla teminat kapsamı içinde sayılabileceği, anılan yerlerin de poliçede belirtilmediği gözetildiğinde, mahkemece bu kısımlara yönelik davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından HMK’nın 353/1.b.1 bendi uyarınca başvurunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubuna, bakiye 32,30 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 121,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 98,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,20 TL olmak üzere toplam 55,50 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.10/10/2019