Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1170 E. 2022/967 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1170 Esas
KARAR NO: 2022/967
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 25/12/2018
NUMARASI: 2017/27 Esas, 2018/1316 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/09/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davalı tarafça keşide edilen Kartal … Noterliğinin 21.10.2016 tarih, … yevmiye nolu ihtarı ile müvekkilinin davalı kooperatife 60.000TL aidat borcu olduğunu, 10 gün içinde aidat borcunun ödenmesi gerektiği, aksi halde kooperatifle ilişiğinin kesileceğinin bildirildiğini, ihtara cevap verildiğini ancak davalının 23.11.2016 tarih, … yevmiye nolu 2. İhtarnameyi gönderdiğini, müvekkilinin … Blok no:… da bulunan bağımsız bölüm sahibi olduğunu, üyeliği …’ndan devraldığını, devir zamanı itibariyle üyelik borcunun 187.920,00TL’lik kısmının daha önceden ödendiğini, devir anında “Bahsi geçen dairenin devir işlemi yapıldığı tarihe kadar hiçbir borcu yoktur ve bu tarihten sonra da hiçbir ücret talep edilmeyecektir” şeklinde yönetim kurulu başkanından yazı alındığını, müvekkili tarafından daha sonra 04.05.2013 tarih … Sıra no.lu 50.000 TL bedelli, 28.02.2013 tarih … Sıra No.lu 50.000,00TL bedelli, 29.07.2013 tarih … Sıra no.lu 7.500,00TL bedelli makbuzlar gereğince kooperatife ödeme yaptığını, önceki ödeme ile birlikte toplam ödemenin 295.420,00 TL olduğunu, talep edilen bedelin sebebinin açıklanmadığını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydı ile müvekkilinin davalı kooperatif yönetimine herhangi bir aidat borcu olmadığının tespit edilmesine, kötüniyetli davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili vekili cevap dilekçesinde özetle; yapıldığı iddia edilen ödemelerin kooperatif kayıtlarında yer almadığını, davacının kooperatifteki … Blok … nolu daire üyeliğini …’ndan devraldığını, 01/07/2010 tarih ve … no.lu yönetim kurulu kararında tek imza bulunduğunu, oysaki bahsi geçen kararın verildiği tarihte kooperatifin çift İmza ile temsil edildiğini, dolayısı ile ‘bahsi geçen dairenin devir işlemi yapıldığı tarihe kadar hiçbir borcu yoktur ve bu tarihten sonra da hiçbir ücret talep edilmeyecektir.’ şeklindeki beyanın, müvekkili kooperatifi bağlamadığını, yetkisiz kişiye yapılan ödemelerin kooperatifi bağlamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, iddia, savunma ve bilirkişi raporuna göre; davacının, kooperatif kayıtlarına göre, devir yoluyla değil doğrudan kooperatife ortak olduğu; kooperatifçe davacının üye yapılma işleminin “doğrudan kooperatife üye kaydı” şeklinde gerçekleştirildiği; bilirkişi raporuna göre, davacının sahip bulunduğu … Blok … nolu dairenin zaten …’ndan devralmasının mümkün olmadığı, zira …u’nun … Blokta … ve … Blokta … nolu dairelerin eski maliki olduğu, davacının devir aldığına ilişkin kooperatif yönetim kurulunun 01/07/2010 tarihli … nolu kararının bu … Blok ve … Blok … nolu dairelere ilişkin olduğu; … tarafından bu dairelere bağlı üyeliklerin …’ye devrine ilişkin olduğu; davacının bizzat kendi başvurusu ile ve yönetim kurulu kararı ile kooperatif üyeliğine kaydedildiği, kooperatif kayıtlarına göre 2011 yılından dava tarihine kadar davacının ödemesi gereken bedelin 135.000,00 TL olduğu, her ne kadar davacı bu miktara itiraz etmiş ise de, bu miktarın kooperatif genel kurul kararları ile belirlenen aidat alacakları olduğu ve kooperatif genel kurul kararları iptal edilmediği için geçerli olduğu, davacı tarafından yapılan toplam ödemenin 75.000,00 TL olarak kooperatif kayıtlarında gözüktüğü, bu nedenle dava anında davacının kooperatif kayıtlarına göre, kooperatife 60.000,00 TL borcunun bulunduğu, davacının 28/02/2013 ve 04/05/2013 tarihlerinde makbuzlu olarak her biri 50.000,00’şer TL’den 100.000,00 TL ödeme yaptığı, bu ödemelerin kooperatif kayıtlarında gözükmediği, bu ödemelerin …’in imzaları ile tahsil edildiği, bu şahsın o tarihte kooperatif başkanı olduğu ve 2015 yılında yönetim kurulu başkanlığından 28/06/2015 tarihli genel kurul kararı ile düştüğü, 4 – 63 nolu kararlarda ibra edilmediği, kooperatifin getirtilen ana sözleşmesinin 46. Maddesinde; “kooperatif adına düzenlenecek evrakın muteber olması veya kooperatifi ilzamı için….iki yetkilisinin imzası gerekir” düzenlemesinin bulunduğu, davalı kooperatifçe, kooperatife tebliğ edilen her biri 50.000,00’şer TL’lik ve … tarafından imzalanan ve kaşelenen ödeme belgelerindeki imzalara itiraz edilmediği, ana sözleşmenin 46. Maddesindeki çift imzalı düzenlemenin; kooperatifçe tahsil edilen üye aidat bedelleri yönünden uygulanmayacağı, üye aidatlarını kooperatif başkanının kooperatif kaşesini kullanarak tek başına tahsil edebileceği; bu husus belirlendikten sonra kooperatifçe eski başkana karşı zimmet davası açılabileceği gerekçesi ile davanın kabulüne, dava tarihi itibariyle davacının davalı kooperatife üye aidat borcu olmadığının tespitine, Davacı tarafın % 20 tazminat isteminin ise şartları oluşmadığı için reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak, davacının dosyaya sunduğu 28.02.2013 ve 04.05.2013 tarihli her biri 50.000 TL’lik makbuzların usulen davalı müvekkili kooperatifi bağlamadığını, gerekçenin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Kooperatif Kanunun “İMZA ” başlıklı 60. Maddesinde “” Kooperatifi temsile yetkili kılınan kimseler imzalarını ancak kooperatifin unvanı altına koymak suretiyle kooperatifi bağlarlar. “Kooperatif Kanunun ” TESCİL” başlıklı 61. maddesi “”Kooperatif yönetim kurulu, kooperatifi temsile yetkili kılınan kimselerin isimlerini ve imzalarını ticaret siciline bildirir ve bu yetkiye dayanak olan kararları ticaret sicili müdürlüğünde yetkilendirilmiş personele tasdik ettirir.” hükmünün bulunduğunu, Kooperatifin 10.06.2012 tarihli olağan genel kurul toplantısında; … Yönetim kuruluna …, … , …’nın 1 yıl süre ile seçildiğini, Yönetim Kurulunun 11.06.2012 tarih ve 199 nolu kararı ile görev taksimi yapıldığını, başkanlığa …, ikinci başkanlığa … ve muhasip üyeliğe …’nın seçildiğini, 12.06.2012 tarih ve 200 nolu karar ile “temsil ve ilzam hakları belirtildiğini, Kartal … Noterliği 29.06.2012 tarih … yevmiye nolu imza sirkülerinde kooperatifte yetkililerin …, …, …’nın belirtildiğini, İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunda 27.06.2012 tarihinde tescil edilen Kartal … Noterliği 19.06.2012 tarih …-… yevmiye no ile tasdik edilen 11.06.2012 tarih 199 yönetim kurulu kararı ile 12.06.2012 tarih 200 nolu yönetim kararında temsil ve ilzam başlıklı kısmın 6. maddesinde “kooperatifi taahhüt altına sokmaya ve ilzam edecek her türlü sözleşme, senet, makbuz, çek ve belge imzalamaya, Yönetim Kurulu Başkanı …’ in yanında yönetim kurulu üyelerinden en az birisinin kooperatif unvanı üzerine atacakları iki imza ile kooperatifi en geniş şekilde temsil ve ilzam edilmesine” karar verildiğini, yine 29.06.2013 tarihinde yapılan 2012 yılı Genel Kurul Toplantısında 8. Maddesine göre Yönetim kurulu asil üyeliklerine …, …, yedek üyeliğe …, …, …’nın oyçokluğu ile seçildiğini, 21.06.2014 tarihinde yapılan 2013 yılı Genel Kurul Toplantısının 9. Maddesine göre Yönetim kurulu asil üyeliklerine …, …, …, …, …’in oyçokluğu ile seçildiklerini, 30.06.2014 tarihli 232 nolu karar ile temsil ve ilzama hak ve esasların belirtildiğini, Kooperatif Kanunun 60. maddesi, Ana sözleşmenin 46. maddesi, 11.06.2012 tarih 199 yönetim kurulu kararı ile 30.06.2014 tarihli 232 nolu kararında kooperatifi borçlandırmaya en az iki yönetim kurulunun imzasının arandığını, makbuzlarda tek imza bulunduğunu, kaldı ki davacının kendi iddiası ile bile çeliştiğini, kooperatife devir yolu ile girdiğini iddia ettiğini, oysa dava dilekçesinde devre ilişkin atfedilen yönetim kurulu kararı ile davacı dışında kişilerin devir yaptığını, 2013 yılında 3 ay süre farkı ile 50.000 TL+50.000 TL= 100.000 TL ödemesinin olağan akışa aykırı olduğunu, mizan kayıtlarında davacının borcunun 135.000 TL üye aidat alacağı olduğunu, 75.000 TL ödeme yapıldığını, davacının makbuzları dikkate alınırsa kooperatif kayıtları ile birlikte 175.000 TL ödeme yaptığı, ancak bir kimsenin fazladan 40.000 TL ödemesinin olağan akışa aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Davacının davalı kooperatif üyesi olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalının gönderdiği ihtarda talep ettiği kadar davacının davalıya borçlu olup olmadığı noktasında toplanmıştır.Mahkemece kooperatif kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu alınmıştır.30.04.2018 tarihli bilirkişi raporunda; dava dilekçesinde belirtilen … blok … nolu normal katın …’na aidiyetinin defter kayıtlarında saptanamadığını, defter kayıtlarında …’na aidiyeti saptanamayan bir dairenin devir yoluyla başka birine intikalinin mümkün olmadığı, dilekçede belirtilen 01.07.2010 tarih ve 163 nolu yönetim kurulunun davacı ile ilgisinin bulunmadığı, kararın …na ait … blok … nolu daire ile … blok … nolu dairenin …’ye devrine ilişkin olduğu, kararda …’in adının geçmediği, kararda … blok … nolu normal katla ilgili bilginin bulunmadığı, davacının 05.06.2010 tarih ve 161 sayılı yönetim kurulu kararı ile doğrudan ortaklığa kabul edildiği, davacının kooperatif genel kurul kararlarına göre dava tarihi 09.01.2017 tarihi itibarı ile toplam 135.000,00- TL. Aidat borcu tahakkuk ettirildiği, kayıtlarda toplam 75.000,00 – TL ödeme gözüktüğü, davalı kayıtlarına göre davalının 60.000,00 TL alacağının gözüktüğü, davacının mahkemeye her biri 50.000,00 TL tutarlı 28.02.2013 ve 04.05.2013 tarihli makbuzlar ibraz ettiğini, makbuzlarda tahsil eden kısmında … imzasının bulunduğu, 2013 yılı itibarı ile genel kurul kararlarına dayalı olarak tahakkuk ettirilen davacıya ait yevmiye defteri mizanında kayıtlı borç tutarı 40.000,00 TL olduğu halde dönemin yönetim kurulu başkanı … makbuz karşılığı yapılan ödemenin 100.000,00 TL olduğu, makbuzlardaki ödemelerin kooperatif kayıtlarında gözükmediği belirtilmiştir. Davacı vekili tarafından dava dilekçesine ekli, 15.12.2016 tarih, … yevmiye nolu belgede davacı kooperatife hitaben “kooperatifteki … Blok …nolu normal kat daireyi tüm borç ve alacakları ile birlikte …’dan devralmak istiyorum. Gereken devir işlemlerinin yapılmasını rica ederim.” şeklinde dilekçe sunduğu, dilekçenin altına ” 01/07/2010 tarih ve 163 no.lu yönetim yönetim kurul kararı ile devir işlemi tamamlanmıştır.” açıklaması düşüldüğü, altında yönetim kurulunu temsilen 2 imzanın yer aldığı, yine aynı dilekçenin altına yönetim kurulu üyeleri … ve … imzalı “devir tarihi itibari ile dairenin borcu yoktur. Bu tarihten sonra ücret talep edilmeyecektir” ibaresinin not olarak eklendiği, 2 adet her biri 50.000,00 TL bedelli makbuzların altında kooperatif kaşesi altında … imzasının bulunduğu, yine dilekçe ekinde … tarafından kooperatife verilen senet dökümlerine ilişkin suret bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı vekili 30.05.2018 tarihli dilekçesinde bilirkişi raporuna karşı ciddi itirazlarda bulunmuş, dilekçe ekinde 12.05.2017 tarihli ibranamede eklemiştir. Davacı tarafından ileri sunulan vakıalar ile bilirkişinin belirttiği vakıalar arasında ciddi çelişkiler mevcuttur. Mahkemece çelişki üzerinde durulmamış, davacı vekili tarafından ibraz edilen ibraname değerlendirilmemiş, yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm tesis edilmiştir. Bu sebeple, kooperatife ait defterler üzerinde konusunda uzman kooperatif bilirkişi marifeti ile inceleme yapılarak, davacının üyeliği ne şekilde kazandığı, kooperatif genel kurul kararları ile belirlenen mali yükümlülükleri yerine getirip getirmediği, davacının dava tarihi itibari ile borcunun bulunup bulunmadığı konusunda bilimsel veri ve içeriğe sahip denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna göre hüküm tesisi yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/27 E. 2018/1316 K. 25.12.2018 tarihli kararının HMK 353/1a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 6-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/09/2022