Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1141 E. 2019/2024 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1141 Esas
KARAR NO : 2019/2024
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/994
KARAR NO : 2019/53
KARAR TARİHİ: 17/01/2019
DAVA : KONKORDATO (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 14/11/2019
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA: Davacılar, … Sanayi ve Ticaret A.Ş, …Ticaret A.Ş, …A.Ş ve … vekili 17.10.2018 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili ….A.Ş Şirketinin 2001 yılında kurulduğunu, şirketin tekstil sektöründe, çorap, eldiven ve sentetik iplik üretimi, satış ve pazarlama hizmetleri verdiğini, müvekkili ….A.Ş Şirketinin, iplik perakende ve toptan alım satımını yaptığını, ….A..Ş Şirketinin ise, çorap, iplik, dokuma örme kumaş mefruşat ve benzeri emtianın imalatını yaptırmak ve perakende ve toptan alımını, ihracını yapmak faaliyetleri ile iştigal ettiğini, müvekkili …‘ın ise şirket ortağı olduğunu, şirketleri ekonomik krizin etkilediğini, rekabetin artması İle birlikte karlılık oranının düştüğünü, döviz kurlarındaki aşırı hareketlilik nakit dengesini olumsuz etkilediğini, … A.Ş nin konkordato projesinin temel felsefesinin konkordatoya tabi alacakları ile 5 yıl vade konusunda anlaşarak tasdik tarihinden başlayarak aylık taksitlerle garameten ödemek olduğunu, projenin vade projesi olduğunu, şirketin tasfiyesi halinde alacaklıların alacağına tam olarak kavuşmasının mümkün olmadığını, … A.Ş bakımından ve … A.Ş bakımından da, 5 yıllık vade konusunda anlaşarak konkordatonun tasdiki tarihinden itibaren başlayarak aylık taksitlerle garameten ödemek olduğunu, müvekkili … ise üç şirketinde yönetim kurulu başkanı olarak görev yaptığını, şirketin hakim ortağı olduğunu, şirket işlerinin yürümesi için bankalara şahsi kefalet verdiğini, müvekkillerinin birlikte konkordato talep etmesinde yasal engel olmadığını iddia ederek, geçici mühlet kararı ile birlikte gerekli İhtiyati tedbir kararlarının oluşturulmasını, şirketlerin keşide ettiği çeklere karşılıksız şerhi vurulmasının önlenmesini, alacaklı bankalardaki şirketlere ait hesaplarda bulunan kanuni dayanağı olmayan mevcut blokajların kaldırılmasına, mühlet kararı içinde alacaklılar tarafından yapılabilecek takas ve mahsup işlemlerinin engellenmesine, mühlet boyunca şirketler tarafından üçüncü kişilere verilen teminat mektuplarının nakde dönüştürülmesinin engellenmesine, şirketlerin ve … malları üzerindeki muhafaza işlemlerinin hacizler baki kalmak kaydı ile kaldırılarak şirkete yedi emin olarak teslimine, şirketlerin borcuna müteselsil kefil olanlar hakkında İİK 303 maddesi gereğince işlem yapılmasına İhtiyati tedbir yoluyla karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Alacaklılar ve alacak iddiasında bulunanlar davaya katılarak yazılı ve sözlü beyanda bulunmuşlardır.Mahkemece,19.10.2018 tarihli karar ile davacı ….A.Ş dışındaki diğer davacıların açmış olduğu davalıların tefrikine karar verilmiştir. Asıl dosyadan ayrılan dosyalar, 2018/992 Esas, 2018/993 Esas, 2018/994 Esas sayılı dosya numarasına kayıt edilmiştir. Dosya kapsamından, tefrik edilen Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/993 Esas sayılı dosyasının 16.01.2019 tarihli celsesinde, dosyanın yeniden 2018/979 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, 29.11.2018 tarihli ara karar ile, İhtiyati tedbire itiraz edenlerin itirazlarının kısmen kabulüne, 13.11.2018 tarihli 5 nolu davacının şirket çeklerine İlişkin İhtiyati tedbir talebinin kısmen kabülü ile davacının 17.10.2018 tarihinden önce bankalara teminat olarak verdiği şirket çeklerinin davacıya iadesine mezkur çeklerin kredi tutarlarına mahsup edilmemesine ve 17.10.2018 tarihinden sonra yapılan mahsup bedellerinin davacıya iadesine yönelik İhtiyati tedbir kararı verilmesine dair İhtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, İhtiyati tedbire itiraz edenlerin diğer itirazlarının reddine karar verilmiş karara karşı bir kısım müdahil vekilleri itiraz ederek istinaf talebinde bulunmuş, mahkemenin, 04.01.2019 tarihli ara kararı ile, çeklere ilişkin, bankaların geçici mühlet ilanından önce doğmuş alacaklarına ilişkin olarak takas, mahsup ve bloke işlemleri yapılmaması yönünde İhtiyati tedbir kararı verilmesine, davacı şirketin banka hesaplarına geçici mühletin ilan tarihi ve sonrasında gelecek olan alacakları konusunda alacaklı bankaların kendi alacakları yönünden mahsup işlemi yapılmasının tedbiren önlenmesine karar verilmiş, ara karar bir kısım müdahil vekilleri tarafından istinaf edilmiştir. Mahkemece, 25.01.2019 tarihli ara karar ile, 04.01.2019 tarihli tedbir taleplerine ilişkin ara kararla ilgili … A.Ş, müdahil … A.Ş vekillerinin tavzih dilekçelerinde, davacıya kullandırılan kredilerin bankalara temlik cirosu ile verilen çek ve senetlerden kaynaklanan hakkın kendilerine ait olması nedeniyle maddi hukuktan kaynaklanan bu hakların meşru hamil oldukları çek ve senetlerden oluşan tahsil bedellerinin mahkemece verilen 04.01.2019 tarihli karar kapsamına girip girmediği yönünde kararın açık olmaması nedeniyle tavzih yoluyla düzeltilmesi talebinde bulunulduğu, HMK 305 vd maddeler incelenerek, tedbir talebinin tavzihen düzeltilmesine karar verildiği, kararda, müdahil bankalara verilen çeklerin bankalarca kullandırılan kredilerin teminatı olarak verildiği, bu çeklerin davacıya iadesi yönünde tedbir kararı verilmemiş olduğu, sadece bankaların kredi kapsamında teminat olarak verilen ciro edilen çeklerin kredi tutarlarına mahsup edilmemesi yönünde ve söz konusu çeklere İlişkin olarak bankalara geçici mühlet ilanından önce doğmuş alacaklarına ilişkin olarak takas, mahsup ve bloke işlemleri yapmamasına dair açıkça hüküm kurulduğu, mahsup bedellerinin davacıya iadesinin ise doğrudan maddi hukuku ilgilendiren bir mesele olup tedbir yoluyla tahsil hükmü kurulamayacağı bu talebe yönelik tedbir kararı verilmemiş olduğu, müdahillerin talep etmiş oldukları kredi kapsamında kullandırılan temlik cirosu ile bankaya verilen çeklerin mühlet kararından sonra kredi tutarlarına mahsup edilememesi hususu sadece tedbir kapsamında olduğu gerekçede açıkça belirtildiği verilen tedbir kararının bu şekilde tavzihen açıklanmasına, 04.01.2019 tarihli verilen kararın kaldırılması talebinin reddine dair ara karar davacı …Sanayi ve Ticaret A.Ş vekili tarafından istinaf edilmiştir. 17.01.2019 tarihli celse ara kararının “14” nolu bendinde ise “müdahillerin finansal kiralama sözleşmesinin tedbir kapsamından çıkarılmasına dair İtirazının kabulü ile söz konusu finansal kiralama sözleşmesinin mahkemece verilen tedbirler kapsamında olmadığının tespitine karar verilmiş, karar davacılar, … Sanayi ve Tic.A.Ş ve…Tic.A.Ş vekili tarafından istinaf edilmiştir. 01.02.2019 tarihli ara karar ile ise itiraz talebinin kısmen kabulü İle davacılara iade edilen tahsil edilmeyen 44 adet çekin … A.Ş ‘ye iadesine, takas mahsup yasağı kapsamında davacıya iade edilen bedeller yönünden müdahil taleplerinin reddine karar verilmiş, karar müdahil vekili tarafından istinaf edilmiştir. ( Mahkeme tarafından, 14.03.2019 tarihli celsede, davacılar hakkında 17.03.2019 tarihinden itibaren bir yıl süre ile kesin mühlet kararı verildiği, dosyanın henüz derdest olduğu anlaşılmıştır.)
İSTİNAF NEDENLERİ:Müdahil vekillerinin, İhtiyati tedbirlere ilişkin ara kararlara itirazları ve tavzih talepleri üzerine verilen ara kararlar ,müdahiller vekili ve davacılar … Sanayi Ve Ticaret A.Ş vekili ile …Ticaret A.Ş vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.Davacı … Sanayi ve Ticaret A.Ş vekili, 25.01.2019 tarihli, 04.01.2019 tarihli ara kararın tavzihine İlişkin ara karara İlişkin istinaf nedenleri olarak, tavzih kararının kaldırılmasını talep ettiklerini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 305. maddesi gereğince, hüküm fıkrasında taraflara tanınan hakların ve yüklenen borçların tavzih yolu ile sınırlandırılamayacağını, tavzih kararında, tavzihin amacına aykırı şekilde hükmü düzeltme yoluna gidildiğini, davacı haklarını sınırlandırıcı, açık olmayan bir tavzih kararı verildiğinin anlaşıldığını, tavzih yolu İle hüküm fıkrasında bir değişiklik yapılmasının mümkün olmadığını belirterek yerel mahkemenin 25.01.2019 tarihli tavzih kararının kaldırılmasını istemiştir.Davacılar … Sanayi ve Ticaret A.Ş ve …Ticaret A.Ş vekilinin 17.01.2019 tarihli ara karara dair istinaf nedenlerinde, 993 Esas sayılı dosyanın 16.01.2019 tarihli celsesinde, dosyanın 2018/979 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verildiğini, böylece her iki davacı şirket hakkındaki davanın 2018/979 Esas sayılı dosyada görülmeye devam edildiğini, 2018/993 Esas sayılı dosyanın 16.01.2019 tarihli duruşma tutanağına, müdahil … A.Ş vekilinin finansal kiralama sözleşmesi ile ilgili tedbire dair itirazlarının gelen rapor ve işletmenin konkordato süresi boyunca devamlılığı ilkesi dikkate alınarak ve ayrıca müdahil banka vekillerinin blokelerle ilgili taleplerinin mühlet kararından sonra mahsup yapılamayacağı anlaşıldığından itirazlarının reddine bu hususta gerekçeli ara karar yazılmasına karar verildiği, birleştirilen 2018/979 Esas sayılı dosyasında ise bir gün sonra, 17.02.2019 tarihli celsede , müdahillerin finansal kiralama sözleşmesinin tedbir kapsamından çıkarılmasına dair itirazlarının kabulü ile söz konusu finansal kiralama sözleşmesinin mahkemece verilen tedbir kapsamında olmadığının tespitine dair karar oluşturulduğunu, davacılar hakkında aynı konuda bir gün ara ile iki farklı kısa karar verildiğini, uyumsuzluk olması nedeniyle bozulması gerektiğini, İİK 307. maddede iade koşullarının düzenlendiğini, maddenin finansal kiralama konusu malların iadesinin ertelenmesine imkan tanıdığını, geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğuracağını belirterek, 17.01.2019 tarihli gerekçeli ara karara yapılan 18.02.2019 tarihli itirazlarının reddine dair kararın kaldırılmasını, finansal kiralama konusu malların geçici mühlet yasağı kapsamında olduğuna ve bu malların İhtiyati tedbire konu edilemeyeceğine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, İİK 285 vd maddelerinde düzenlenen konkordato talebidir.Uyuşmazlık, konkordato talebi ve geçici mühlet kararı ile birlikte verilen İhtiyati tedbir kararlarına itiraz üzerine verilen kararların yerinde olup olmadığı, ne şekilde oluşturulması gerektiği, tavzih talebinin kabulü ile verilen hükmün değiştirilip değiştirilemeyeceğidir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/1. fıkrasında , istinaf yoluna başvurulabilen kararlar üst başlığı altında, ilk derece mahkemesinde verilen nihai kararlar ile İhtiyati tedbir, İhtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. Aynı yasanın 391/3. fıkrada , ihtiyati tedbir talebinin reddi halinde, kanun yoluna başvurulabileceği, bu başvurunun öncelikle inceleneceği, kesin olarak karara bağlanacağı ifade edilmiştir.İhtiyati tedbir, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun onuncu kısım, birinci bölümünde, “ Geçici Hukuki Korumalar “ üst başlığı altında, ihtiyati tedbirin şartlarını düzenleyen 389 vd maddelerde yer almıştır.HMK 398. maddeye göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği ve ya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan hallerde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Mahkemece, gecikme nedeniyle bir sakınca ya da ciddi bir zararın doğacağı konusunda talepte bulunanın haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi halinde, sakınca veya zararı ortadan kaldıracak şekilde tedbire karar verilebilir. İİK 287/1. fıkrada, 297. maddenin ikinci fıkrasındaki hallerde dahil olmak üzere, mahkemenin, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alacağı belirtilmiştir. Bu hükmün lafzından da anlaşılacağı üzere, malvarlığının muhafazası için alınabilecek tedbirler sınırlı değildir. Konkordato talebi üzerine kanunda öngörülmeyen ancak mahkemece verilebilecek İhtiyati tedbirlerin amacı, konkordato talep eden borçlunun malvarlığı veya işletmesinin bütünlüğünün korunması ve konkordatonun amacına ulaşmasının sağlanmasıdır. 7101 sayılı kanunla yürürlükte kaldırılan İflasın ertelenmesi taleplerinde, maddi hukuka İlişkin tedbirlere karar verilemeyeceği kabul edilmekteydi. Konkordatoda ise, maddi hukuka müdahale edebileceğine İlişkin düzenlemeler kanun koyucu tarafından düzenlenmiştir.( İİK m.294/1, 294/3,294/4, 294/6,296/1,296/2 ).Yasanın 296. maddesinde, kesin mühletin sözleşmeler bakımından sonuçları üst başlığı ile, ilk fıkrada, sözleşmenin karşı tarafın konkordato projesinden etkilenip etkilenmediğine bakılmaksızın, borçlunun taraf olduğu ve işletmenin faaliyetinin devamı için önem arz eden sözleşmelerde yer alıp da borçlunun konkordato talebinde bulunmasının sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğine, haklı fesih sebebi sayılacağına yahut borcu muaccel hale getireceğine İlişkin hükümlerin borçlunun konkordato yoluna başvurmasında uygulanmayacağına yer verilmiştir. Bu düzenlemeler ve konkordatonun amacı göz önünde tutulduğunda, iflas erteleme taleplerinde olduğu gibi maddi hukuka ilişkin tedbirlerin alınamayacağına dair kabul şekli yerinde kabul edilmemektedir.28.02.2018 tarihinde kabul edilerek, 15 Mart 2018 tarihli Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren, “İcra Ve İflas Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun “un 13 vd maddelerinde, 2004 sayılı İİK ‘nun “ Konkordato İle Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılması “ üst başlığını taşıyan on ikinci babında değişiklikler yapılmış , İflasın ertelenmesi kaldırarak konkordato yeni bir içeriğe kavuşturulmuştur. Konkordato mühleti verilmesi, komiserin atanması, konkordatonun tasdiki çekişmesiz yargı işlerindendir. Çekişmesiz yargı işlerinin düzenlendiği HMK’nun 382. maddede, icra ve iflas hukukundaki çekişmesiz yargı işleri arasında yer almıştır. 385/2. fıkrada, çekişmesiz yargı işlerinde aksine bir hüküm bulunmadıkça resen araştırma ilkesinin geçerli olacağı belirtilmiştir.Konkordato da, başlangıçta ihtiyaç duyulmayan ihtiyati tedbirler, sebebin ortaya çıkması ile mahkemeden talep edilebilir. Sonradan gerçekleştirilen İhtiyati tedbir talebinin incelenmesi için ıslah dilekçesinin verilmesine veya itiraz eden alacaklıların muvafakatına ihtiyaç yoktur. Ancak, konkordato talep eden borçlunun, HMK ‘nun, yargılamaya hakim olan ilkeler arasında yer verdiği, taraflarca getirilme, taleple bağlılık ilkeleri gereğince, kanunda düzenlenmeyen ihtiyati tedbirler yönünden bir talepte bulunması gerekir. Aynı yasanın 390. maddede İhtiyati tedbir talebi, 3. fıkrada , İhtiyati tedbir talep eden tarafın, dilekçesinde dayandığı İhtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat ermek zorunda olacağına yer verilmiş, İhtiyati tedbir kararı ise ,391. maddede açıklanmıştır. 394 maddede İhtiyati tedbir kararına itiraz düzenlenmiştir. 25.01.2019 tarihli ara karar ile mahkemece, 04.01.2019 tarihli ara karara dair tavzih talebi kabul edilerek ara kararın tavzihen açıklanmasına hükmedilmiştir. Hükmün tashih ve tavzihi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun ikinci bölümünde düzenlenmiş, 305. maddede hükmün tavzihine yer verilmiştir.Yasal düzenlemede, hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyorsa yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa icrası tamamlanana kadar taraflardan her birinin hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebileceği, “2”. fıkrada ise, taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların tavzih yolu İle sınırlandırılamayacağı, genişletilmeyeceği ve değiştirilemeyeceği belirtilmiştir. Yasanın düzenlemesi emredici niteliktedir. Davacıların bir diğer istinaf konusu ara karar ise, asıl ve birleşen dosya ara kararları ve gerekçeli kararlarının, finansal kiralama sözleşmeleri İle ilgili bölümünün çelişkili olmasına dairdir. Yukarıda ayrıntılı şekilde özetlendiği üzere , birlikte açılan davalar önce tefrik edilerek her biri ayrı esas numaraları üzerinden yargılamalara devam edilirken daha sonra ki aşamada yeniden birleştirilmiştir. Mahkeme kararlarının nasıl olması gerektiği yasal düzenlemeler kapsamında ayrıntılı şekilde ifade edilmiştir. Somut olayda, mahkeme ara kararlarının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 391 maddesinde düzenleme bulan “ İhtiyati tedbir kararı “ ve 297. maddedeki hükmün kapsamının dair düzenlemeye uygun şekilde oluşturulduğunu kabul etmek mümkün görülmemiştir. Gerek ilk karar, gerekse de tavzihe konu karar bu konuda yeterli kabul edilemeyecektir. Anayasanın 141. maddesi ve usul kanunun ilgili hükümleri uyarınca, bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılır düzenlemesi kapsamında, taraf iddialarının veya yalnızca dosya özetinin, gerekçe kabul edilmesi doğru ve yerinde olmayacaktır. zira taraflar hak ve borçlarının ne olduğunu ancak gerekçe ile anlayabilecektir. Ayrıca gerekçeli kararın tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyet kazanan kısa karara uygun olması gerekmektedir. Birleşen dosyaların yargılaması esas dosya ile birlikte yapılmasına rağmen müstakil dava özelliğini koruyacaktır. Somut olayda olduğu şekilde, tavzih kararı ile İhtiyati tedbir kararının değişmesi ve sınırlandırılması da kabul edilemeyeceğinden ve ayrıca asıl ve birleştiren dosya ara kararlarının farklı anlam oluşturulacak nitelikte oluşturulması ve gerekçelerin de yeterli olmaması nedeniyle, talebin niteliği de göz önünde bulundurularak, usul kurallarına dair eksiklerin önemli bulunması ve usul eksikliği halinde esasa dair inceleme yapılamayacağından, yukarıda ihtiyati tedbire dair genel açıklamalar dışında, işin esası incelenmeksizin davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü uygun görülmüştür.Müdahil vekillerinin istinaf başvurularına gelince, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 394/5. fıkrasında, itiraz hakkında verilen karara karşı kanun yoluna başvurulabileceği düzenlenmiş ise de, 2004 sayılı İİK ‘daki İhtiyati tedbire karşı kanun yoluna başvurulamayacağına ( m.287/ son )dair düzenleme özel yasaya İlişkin olduğu gibi, yasanın kabulüde sonraki tarihlidir. Bu durunda , davacı borçlular için mahkemece oluşturulan geçici hukuki koruma niteliğindeki İhtiyati tedbir kararına karşı yasa yoluna başvurulamayacağının kabulü gerektiğinden müdahil vekillerinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi uygun görülmüştür.Mahkemece verilen birden fazla ara karara dair istinaf konun yoluna başvuru yapılmıştır. Ancak, dosya kapsamından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 343 vd maddelerinde düzenlenen şekilde, her bir ara karara yönelik başvurularının ayrı ayrı başvuru defterine kayıt edilmediği, aynı dosya üzerinden birden fazla ara kararın aynı istinaf numarası ile istinaf incelemesine gönderildiği anlaşılmıştır. Bu hususta ayrıca usul kurallarına uygun düşmemektedir. Yasal düzenlemelerle birlikte, her bir ara kararda farklı talepler, itirazlar ve itiraz edenler mevcut olduğundan, karışıklık ve çelişki ile olası hak kaybının önüne geçmek için buna dair usul kurallarına azami dikkat etmek gerekmektedir.
Açıklanan nedenle, ve özellikle konkordato İle ilgili İcra ve Kanunu hükümleri ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun ilgili hükümleri uyarınca ,müdahil vekillerinin ara kararlara dair istinaf başvurularının reddi, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun ise işin esası incelenmeksizin kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Konkordato talep eden davacı borçlu şirketler … Sanayi Ve Ticaret A.Ş ile …Ticaret A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun esasa dair hususlar incelenmeksizin kabulüne, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/979 Esas sayılı dosyasında verilen 17.01.2019 tarihli ve 18.02.2019 tarihli ara kararlarının ve davacı … Sanayi ve Ticaret A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun işin esası incelenmeksizin kabulüne, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/979 Esas sayılı dosyasında verilen 25.01.2019 tarihli ara kararlarının KALDIRILMASINA ,2- Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,3- Müdahil … Bankası A.Ş vekilinin, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/979 Esas sayılı dosyasında verilen 29.11.2018 tarihli ara karara karşı istinaf başvurusunun, müdahil …A.ş vekilinin 04.01.2019 tarihli ara karşı istinaf başvurusunun, müdahil … A.Ş vekilinin 04.01.2019 tarihli ara karara karşı istinaf başvurusunun, müdahil … A.Ş vekilinin 04.01.2019 tarihli ara karara karşı istinaf başvurusunun, müdahil … Bankası A.Ş vekilinin 04.01.2019 tarihli ara karara karşı istinaf başvurusunun, müdahil …Bankası A.Ş vekilinin 25.01.2019 tarihli ara karara karşı istinaf başvurusunun, müdahil …Bankası A.Ş vekilinin 04.01.2019 tarihli ara karara karşı istinaf başvurusunun, müdahil … A.Ş vekilinin 04..01.2019 tarihli ara karara karşı istinaf başvurusunun, müdahil …Bankası A.Ş vekilinin 04.01.2019 tarihli ara karara karşı istinaf başvurusunun, müdahil … A.Ş vekilinin 01.02.2019 tarihli ara karara karşı istinaf başvurusunun, müdahil Şekerbank … vekilinin 04.01.2019 tarihli ara karara karşı istinaf başvurusunun,müdahil …Bankası A.Ş vekilinin 04.01.2019 tarihli ara karara karşı istinaf başvurusunun ayrı ayrı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 352/1- b bendi gereğince REDDİNE,4- İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,5- İstinaf yargılama giderlerinin tarafların üzerlerinde bırakılmasına,6- İşin niteliği ve istinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1- f bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.14/11/2019