Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1133 E. 2019/2052 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1133 Esas
KARAR NO : 2019/2052
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/12/2018
NUMARASI : 2018/1605 Esas, 2018/1623 Karar
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 14/11/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İHTİYATİ HACİZ TALEBİ İhtiyati haciz isteyen vekili talep dilekçesi ile; müvekkili ile davalı şirket arasında düzenlenen reklam hizmetleri sözleşmesi gereği, müvekkilinin reklam hizmet edimini yerine getirdiğini, ancak davalı şirketin toplam 23.600,00 TL fatura bedelini ödemediğini, çıkartılan ihtara rağmen borcun ödenmediğini, davalı ile yapılan yazışmalarda alacağın ikrar da edildiğini belirterek borçlunun borca yeter miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3 şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesi; 07/12/2018 tarih ve 2018/1605 D.İş. K sayılı kararıyla; alacağın varlığı ve miktarı ile muaccel olup olmadığının maddi hukuk anlamında irdelenmesi gerektiğini, ayrıca faturanın tek başına alacağın varlığını yaklaşık olarak kanıtlamayacağını belirterek ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz isteyen vekili süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde; ihtiyati haciz kararı için alacağın varlığı ve muaccel olduğunun kesin bir şekilde ispatı gerekmediğini, ayrıca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşul bulunmadığını, her alacağın yargılamaya konu olabileceğini, borçlu şirketin faturalara herhangi bir itirazı olmadığı gibi taraflar arasındaki mail yazışmalarında borcu kabul ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;İİK nun 257.maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Maddede, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahıstan olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında ise 2 bent halinde, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İİK nun 258. hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gerekenin alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delileri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Öte yandan ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi ya da maddi hukuk anlamında irdelenmesi şeklinde bir koşulda kanunda öngörülmemiştir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasa’ nın 2. maddesinde yer alan ” hukuk devleti” ilkesinin bir gereği olarak bireylere etkin hukuki himaye sağlamaktır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya gelince; ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından dosyaya sunulan faturalar, ihtarname ve fatura tutarına ilişkin borcun ödenmesine ilişkin mail yazışmaları dikkate alındığında, alacağın yaklaşık olarak ispat edildiği anlaşıldığından ihtiyati haciz isteyenin istinaf talebinin kabulüne, yerel mahkeme kararınınHMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca kaldırılarak ihtiyati haciz kararı verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/12/2018 tarih ve 2018/1605 D.İş 2018/1623 K. Sayılı kararının HMK.nın 353/1.b.2 maddesi KALDIRILMASINA,3a-İhtiyati Haciz Talebinin KABULÜNE, 3b-Aleyhine ihtiyati haciz istenilen ile üçüncü kişilerin muhtemel zararlarını karşılamak üzere alacağın % 15’i oranına nakit veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibraz olunduğunda, yukarıda isim ve adresi belirtilen borçlunun menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslarda olan hak ve alacaklarının, talebe konu borç tutarı olan 23.600,16.-TL ile sınırlı olmak kaydıyla ve icra ve iflas Kanununda belirli sınırlamalar çerçevesinde İHTİYATEN HACZİNE, 3c-İhtiyati haciz kararının İİK.nun 261.maddesine göre yetkili icra dairesince İNFAZINA, 3d-Varsa artan gider avansının alacaklıya İADESİNE,4-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,5-Davacı tarafından peşin yatırılan 44,40 İstinaf Karar Harcı + 121,30 TL İstinaf kanun yoluna başvuru harcı ile toplam 165,70 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, 6100. Sayılı HMK’nun 353/1-b.2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 362/1-f. Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/04/2019