Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1115 E. 2022/1024 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1115 Esas
KARAR NO: 2022/1024
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/03/2017
NUMARASI: 2015/571 Esas, 2017/307 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 22/09/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde İnşaat Tüm Riskler Sigorta Poliçesi ile sigortalı dava dışı … İnşaat A.Ş’ne ait … Şantiyesinde 29.09.2014 tarihinde hırsızlık meydana geldiğini, 02.02.2015 tarihinde KDV dahil 108.316,28 TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, zararın, davalının güvenlik hizmetinin ifasında görevli personellerin zafiyeti, ihmali ve kusuru ile meydana geldiğini belirterek fazlaya ilişkin taleplerinin saklı tutulması kaydı ile şimdilik 12.000,00 TL’nin 02/02/2015 ödeme tarihinden itibaren işleyecek T.C.Merkez Bankası avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 21/11/2016 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah etmiş, davalının olayda %75 oranında kusurlu olduğunu belirterek dava değerini 62.837,97 TL arttırarak 74.837,97 TL’nin ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğunu, müvekkili ile…. A.Ş. arasında imzalanan Özel Güvenlik Sözleşmesi ile … Şantiyesinde her vardiyada 3 özel güvenlik görevlisi olmak üzere 9 kişi ile hizmet verdiğini, toplam 102.638,02 m2 inşaat alanına sahip şantiyenin özel güvenliğinin 2 vardiya halinde 3 kişilik güvenlik elemanı ile sağlanmasının gerçekte fiilen mümkün olmadığını, kameraların artırılması ve iyileştirilmesinin gerektiğini, fiziki eleman sayısının da artırılması hususunun defalarca rapor edildiğini, kamera sistemlerinin ancak hırsızlık olayından sonra yaptırıldığını,… A.Ş.’nin 30/09/2014 tarihinde müvekkili şirketi arayarak 29/09/2014 tarihinde … Şantiyesindeki malzeme deposunda iki hafta sonra sayım yaptıklarını, depodan 29.500 TL’lik malzemenin çalındığının anlaşıldığını, bu bedelin 31/10/2014 tarihli … seri nolu 29.500 TL’lik iade güvenlik bedeli açıklamalı fatura göndererek bu bedeli… A.Ş.den olan cari alacağından mahsup edildiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından yapılan araştırmada, olduğu iddia edilen hırsızlık olayı ile ilgili yetersiz sayıdaki kamera kayıtları incelendiğini, yapılan incelemede hırsızlık olayının olduğu iddia edilen depoyla ilgili herhangi bir görüntü kaydına ulaşılamadığını, çalışan güvenlikçilere sorulduğunda, hırsızlık olayı ile ilgili herhangi bir görgülerinin olmadığını kendilerine de herhangi bir ihbarın yapılmadığının söylendiğini, herhangi bir tanık da bulamadıklarını, … A.Ş. ile temasa geçen müvekkiline, hırsızlık yapıldığı iddia edilen deponun olduğu yerde, birçok taşeronun da depoları olduğunu, bu depolara sürekli giren-çıkan, malzeme getiren götüren kişiler olduğunu, Üstelik az da olsa mevcut güvenlik kamerasında bu hırsızlık olayının görüntülenemediğinin beyan edildiğini, sonrasında…’ın kamera sistemlerini arttırdığını, depolarının yerinin değiştirildiğini, daha sonra huzurdaki dava ile karşılaşan müvekkilinin… A.Ş.’nin, aynı olayla ilgili sadece beyana dayalı olarak davacıdan 91.793,46 TL+KDV ödeme aldığını öğrendiğini, dava dosyasında mevcut … Hizm.Ltd.Şti.’nin 14/11/2014 tarihli ekspertiz raporunu kesinlikle kabul etmediklerini, rapor incelendiğinde; Hasarın sigorta şirketine geç bildirildiğini, Ekspertiz talep tarihinin de 10.10.2014 tarihi olduğunu, ekspertizin olaydan 11 gün sonra yapıldığını, deponun bu süre zarfında zilyetliğinin… A.Ş. de olduğunu, Karakol şikayetinin… A.Ş.’nin Mekanik Tesisat Teknikeri olan … tarafından olaydan 3 gün sonra yapıldığını, Üstelik karakol şikayetinde çalınan malzemenin önce 189.885 TL olduğu beyan edilmesine rağmen, …A.Ş.’nin davacıdan 91.793,46 TL zarar talebi olduğunu, …’ın ifadesi incelendiğinde, sabah 09.00 sıraları işe geldiğinde depo kapısının asma kilidinin kırılmış olduğunu gördüğünü beyan etmesine rağmen, 30/09/2014 tarihli Olay Yeri İnceleme Raporunda, asma kilit demir halkanın boş, ama kilidin yerinde olmadığının tespit edildiğini, bu sebeple asma kilidin kırık olduğu yönündeki beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, sadece Polis tarafından çekilen olay yeri fotoğraflarından depoda meydana geldiği iddia edilen hırsızlık olayının ve ne miktar malzeme çalındığının tespitinin mümkün olmadığını, Olay Yeri Tespit Tutanağında, boş kolilerin dağınık olduğunun görüldüğüne dair tespit karşısında, hırsızlık olayını gerçekleştiren kişilerin kolilerin boşaltılması ile uğraşmasının hayatın doğal akışına ters olduğunu, kolileri hızlı hızlı yüklemek varken, boşaltarak yaklaşık 2670 parça armatür vs. küçük parçaları araca yüklemenin tercih edilemeyeceğinin kesinlikle dikkate alınmadığını, fotoğraflara göre yaklaşık 91.000 TL’lik malzemenin fiilen daha fazla yer kaplayacağını, yine çalındığı iddia edilen malzemelerin nelerden ibaret olduğunun tespiti için, depodaki tüm malzemenin sayılması gerekirken böyle bir sayımın yapılmadığını, çalındığı iddia edilen malzemelerin sadece faturalarının olmasının, işbu malzemelerin çalındığına delil olma özelliği bulunmadığını, zira çalınan malzemelerin işbu faturalarla alınan malzeme olup olmadığının tespitinin ancak malzemelerin giriş faturalarının şirket muhasebesinden temin edilmesinden ve depodaki tüm malzemenin kontrol ve sayımının yapılmasından ve inşaatta kullanılıp kullanılmadığının da tespitinden sonra mümkün olabileceğini, 2 gün içerisinde bu sayımın ve tespitin yapılabilmesinin de mümkün olmadığını, bu kadar kısa süre içinde böyle bir tespitin yapılmasının hayatın doğal akışına da aykırı olduğunu, yapılması gereken sayım ile ilgili ekspere hiçbir tutanak sunulmadığını, dosyada Şantiye Şefi ve özel güvenlik personelinin imzasını taşıyan havi hiçbir tutanağın olmadığını, sigorta ettirenin davacıya sunduğu fatura tarihleri incelendiğinde, (4) adet faturanın olay tarihinden 1-1,5 yıl önce alınmış malzemelere ait olduğunu, 2014 Mayıs ve Haziran ayına ait faturaların ise olay tarihinden yaklaşık 4-5 ay öncesine dayandığını, fatura tarihlerine göre hırsızlık tarihinden yaklaşık 1,5 yıl önce alınmış malzeme ile 5 ay önce alınmış malzemelerin aynı yerde ve deponun ön tarafında olmasının hayatın doğal akışı gereği mümkün olmadığını, dosyalardaki tüm faturalarda bulunan armatür, rezervuar, valf vs.nin inşaatın bitirilme seviyesine göre, yaklaşık 9 ay veya 1-1,5 yıl önce alınacak ve depoda saklanacak ürünler olmadığını, bu malzemelerin teslimatı yapılan bloklarda kullanılan malzeme olabileceğinin kuvvetle muhtemel olması üzerinde durulmadığını, üstelik karakol şikayetinde çalınan malzemenin 189.885 TL olduğu beyan edilmesine rağmen, davacıdan 91.793,46 TL talep edildiği de dikkate alındığında, davacının sigortalısının beyan ve talebinde samimi ve inandırıcı olmadığını, belli ki… A.Ş.’nin davacıya yüklü miktarda sigorta primleri ödediğinden davacı tarafından hatırlı müşteri olarak görüldüğünü, davacının sigortalısının hırsızlık olayı ile ilgili müvekkiline kestiği iade fatura bedelinin 29.500 TL olduğu dikkate alındığında, gerçek zararının maksimum 29.500 TL olarak kabulü gerektiğini, müvekkilinin gerçekte, hırsızlık olayı ile ilgili hiçbir kusuru olmadığını, ödeme yapılmasının tamamen ticari ilişkinin devamını sağlamak, müvekkili şirketin piyasadaki ticari itibarını korumak amaçlı olup, yapılan 29.500 TL’lik ödemeden dolayı, olayda müvekkilinin kusurlu olduğu şeklinde yorumlanamayacağını, asıl kusur fiziki güvenlik sayısını artırmayan ve kamera sistemlerini güçlendirmeyen… A.Ş.nin olduğunu, asla kabul anlamına gelmemek kaydıyla, mahkemece 29.500 TL’den daha fazla bir zarar tespit edildiği takdirde, ödenen 29.500 TL’nin mahsubu talepleri bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece; 07.03.2017 tarihli bilirkişi raporundaki çoğunluk görüşü tarafından belirlenen %40 oranındaki kusurun isabetli olduğu, çalınan malzemelerin toplam tutarının 108.316.28 TL olduğu, bedelin kadri maruf olduğunun her iki bilirkişi raporuyla da sabit olduğu, davalının kusur oranına tekabül eden 43.326,51 TL’den davalının ödediği 29.500 TL’lik kısmın mahsubundan sonra davalının 13.826,51 TL’den sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın ıslah dilekçesi dikkate alınarak KISMEN KABULÜ ile 13.826,51 TL’nin ödeme tarihi olan 02.02.2015 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; olayın tamamen davalı güvenlik şirketinin basiretsizliğinden ve güvenlik zafiyetinden meydana geldiğini, davalının asli ve tam kusurlu bulunduğunu, mahallinde keşif yapıldıktan sonra bilirkişiler … ve … tarafından tanzim edilen bila tarihli ilk bilirkişi raporunda davalı güvenlik şirketine %75 oranında kusur izafe edildiğini, 02.03.2017 tarihli dosya üzerinden düzenlenen bilirkişi raporunda davalı güvenlik şirketine %40 oranında kusur izafe edildiğini, ayrık görüşte davalıya %30 oranında kusur verildiğini, Yargıtay’ın müstekar içtihatları doğrultusunda dosyada mübrez çelişkili bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden hüküm tesis edilmesinde yasal isabet bulunmadığını, davalının, dava dışı sigortalıya 31.10.2014 tarih, … seri no’lu 29.500,00 TL’lik iade fatura kapsamında cari hesabından kesinti sureti ile tahsilat yapıldığını beyan ve iddia ettiğini, bunun üzerine dava dışı sigortalı… İnşaat A.Ş. aleyhine müvekkili tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …0 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, dava dışı sigortalının hırsızlık sonucu KDV dahil 117.745,00 TL zararı olduğunu, … Sigorta A.Ş.’nin bu zararın KDV dahil 108.000,00 TL’sini ödediğini, sigorta poliçesindeki muafiyet şartı gereği 9.745,00 TL’sini keserek ödemediğini itirazen belirterek 29.500,00 TL’sinden işbu 9.745,00 TL’sini tenzil ederek 14.08.2015 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına 19.755,00 TL ödeme yaptığını, zarar miktarı 108.000,00 TL’den 19.755,00 TL’nin mahsubu gerektiğini, mahkemenin bu hususları değerlendirmediğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının hasar ödemesini sigortalının beyanına davalı olarak yaptığını, sigorta eksperinin davacının selefinin gerçek zararının tespiti yönünden. beyana istinaden sunulan faturalar haricinde başkaca hiçbir delil ve araştırma yapmadığını, davacının gerçek zararı ispat etmesi gerektiğini, ayrıca hırsızlık olayının gerçekleşip gerçekleşmediğinin dosyadaki delillere göre şüpheli olduğunu, davacının sigortalısının iddia edilen hırsızlık olayıyla ilgili olarak maddi zararlarına karşılık olaydan 1 ay sonra müvekkiline kestiği 29.500 TL’lik iade faturası ile tazmin ettiğini, bu sebeple, davacının sigortalısının olsa olsa tüm zararının 29.500 TL olabileceğini, bu yöndeki itirazların dikkate alınmadığını, mahkemece, yeni bir rapor alınması yerine, eksik inceleme ile verilmiş bilirkişi raporundaki bedeli gerçek zarar olarak kabul edilerek, kusur oranlarına göre davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, hırsızlığın olduğu iddia edilen tarihte, inşaatın bitirilme seviyesine göre, fatura içeriği malzemelerin kullanılıp kullanılmadığına ilişkin hiçbir taleplerinin mahkemece araştırılmadığını, biran için gerçek zararın 29.500 TL’den fazla olduğu kabul edilse dahi, sigortalının aldığı bu bedelin zarar bedelinden düşülmediğini, sigortalının olayda tam kusurlu bulunduğunu, müvekkili tarafından risk analizlerinin yapıldığını, iş verene gerekli önlemlerin alınması konusunda bilgilendirmelerin yapıldığını, sigortalının gerekli güvenlik tedbirlerini almamakta ısrar ettiğini, güvenlik önlemlerinin ancak 15.12.2014 tarihinde tamamladığının dosyadaki 15.12.2014 tarihli mail çıktısı ile davacının selefi tarafından açıkça ikrar edildiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, İnşaat All Risk Poliçesi gereği sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücu’an tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, dava dışı sigortalı… A.Ş.’ne ait Esenyurt/ İstanbul adresinde bulunan … Projesi inşaatının 22.04.2013 – 18.02.2015 tarihleri arasında davacı şirket nezdinde sigortalandığı, 29.09.2014 tarihinde şantiyede meydana gelen hırsızlık nedeniyle davacı sigortacının davaya konu sigorta poliçesi gereğince sigortalıya 02.02.2015 tarihinde KDV dahil 108.316,28 TL hasar bedeli ödediği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, teminat altına alınan inşaatta hırsızlık olayı olup olmadığı, kusur ve zararın miktarı noktasında toplanmıştır. Mahkemece mahallinde keşif yapılmış, uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu alınmıştır. 25.10.2016 tarihli bilirkişi raporunda; Ekspertiz raporunda çalınan malzemelerin cinsi, miktarı ve birim fiyatı belirtilerek hasar bedelinin 99.783,96 TL olarak hesap edildiği, çalınan inşaat malzemesi değerlendirmesinin doğru ve kadri marufunda olduğu, İstanbul Valiliğinden alınan izin belgesine göre mahallinde 12 personelin görev alması, görev alanının sac levha ile çevrili olması ve kesintisiz kayıt yapan kamera sisteminin kurdurulmasının istendiği, olay tarihindeki personel sayısı ve güvenlik kameralarının yeterli olmadığı, görev alanının tamamının sac levhayla çevrili bulunmadığı, bu nedenle, istenen şartların işveren tarafından tamamen yerine getirilmediği, 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun 5. Maddesi ve Uygulama Yönetmeliğinin 10. Maddesine göre; davalının özel güvenlik hizmetinin verilebilmesi için İçişleri Bakanlığından alınması gereken Özel Güvenlik Faaliyet Belgesine dosyada rastlanmadığı, tarafların bu konuda herhangi bir itirazının bulunmadığı, belgenin var kabul edildiği, İşveren ile yüklenici arasında 20 maddelik özel Güvenlik Hizmet sözleşmesi imzalandığı, Sözleşmenin 7. maddesinde; “Bu sözleşmede yer almayan ancak uygulama sırasında güvenlik için zaruri olan konular tespit edildiğinde, Arma Güvenlik tarafından gerekli tedbirlerin alınması için İşveren’e bildirilecek, İşveren bu önerileri değerlendirip sonuçlandıracaktır.” 13/2. maddesinde ; “Taraflardan herhangi birinin sözleşmedeki şartları yerine getirememesi halinde işbu sözleşmedeki adrese yazılı olarak ve taahhütlü veya noterden gönderilecek ihtarname ile en geç 15 gün içinde aykırılığın giderilmesi bildirilecektir. Bildirimde yerine getirilmeyen şartlar açıkça belirtilecektir. Aykırılığın giderilmemesi halinde 15 gün içinde ihbarı yapan taraf sözleşmeyi tek taraflı fesh edebilecektir.” hükümlerinin yer aldığı, davalının maddede açıklandığı şekilde bir girişimde bulunmadığı, davalının gerek güvenlik zafiyeti ve gerekse talep edilen eksiklikleri zamanında yerine getirmediği, bu sebeple davalı güvenlik şirketinin % 75 kusurlu olduğu, davalının kusur oranına göre hasarın 74.837.97 TL’sinden sorumlu olduğu belirtilmiştir. 06.03.2017 tarihli heyet raporunda; dava dışı sigortalının inşaat alanı için (12) kişilik özel güvenlik kadrosu izini aldığı halde eksik özel güvenlik personeli çalıştırdığı, inşaat sahası güvenliği ile ilgili herhangi bir risk analizi yaptırmadığı, inşaat alanında olay tarihinde yeterli … kamera sistemi kurulmadığı, inşaat malzemelerini daha korunaklı, çelik kapı bulunan ve alarm sistemi takılı olan güvenli, kilitli, bir depoda muhafaza etmesi gerekirken bunu yapmadığı, bu durumda dava dışı yanın basiretli bir tüccar gibi davranmadığı, depo olarak kullanılan yer içerisindeki malzemelerin işçileri tarafından gün içerisinde giriş çıkışının kendi çalışanlarının kontrolünde bulunması, 10 ay gibi uzun bir zaman hizmet veren özel güvenlik firmasının bir personelinin bu noktada görev yapmasının istenmemiş olması nedeni ile sigortalının %60 oranında kusurlu olduğu, davalının söz konusu inşaat alanında, koruma ve güvenlik işine başlamadan önce hazırlanması gereken projenin koruma ve güvenlik Risk Analizinin yapılmadığı, mevcut özel güvenlik sayısının yetersizliğine rağmen koruma ve güvenlik hizmetine talip olduğu, güvenlik hizmet sözleşmesinde görev alanının şantiye alanı olduğu, sözleşmede depo alanlarının güvenliğinin sağlanacağına ilişkin hüküm bulunmadığı, güvenlik görevlilerinin görev tanımlarına dair güvenlik personeline de tebliğ edilmiş bir belge bulunmadığı, inşaat alanında alınması gereken tedbirlerin yeterli şekilde alınmadığı ve davalının kontrol görevini yapmadığı davalının %40 oranında kusurlu olduğu, dava öncesinde dava dışı sigortalı tarafından 31/10/2014 tarih … seri nolu 29.500 TL’lik iade fatura kapsamında davalı yanın cari hesabından kesinti suretiyle tahsilat yaptığı, rücuya konu KDV dahil 108.316,28 TL tutardan ödenen işbu tutarın tenzili sorasınsa % 40 oranında kusur oranı dikkate alınarak davalının 31.526,51 TL tazminat tutarından sorumlu bulunduğu ifade edilmiştir. 06.03.2017 tarihli Özel Güvenlik Uzmanı … tarafından ibraz edilen ayrık raporda; aynı gerekçelerle sigortalının %70, davalının %30 oranında kusurlu olduğu, dava öncesinde dava dışı sigortalı tarafından 31/10/2014 tarih … seri nolu 29.500 TL’lik iade fatura kapsamında davalı yanın cari hesabından kesinti suretiyle tahsilat yaptığı, rücuya konu KDV dahil 108.316,28 TL tutarın %30 kusur oranına isabet eden 32.494,88 TL tazminat tutarından, ödenen tutarın tenzili sonrasında davalının 2.994,88 TL tazminat tutarından sorumlu bulunduğu belirtilmiştir. 14.11.2014 tarihli Ekspertiz raporunda; yaklaşık 20 dönüm arazi üzerinde 945 konut ve 27 işyerinden oluşan projenin yaklaşık %75 seviyesinde fiziki gerçekleşmesi olduğu, inşaatta bir bloğun hak sahiplerine teslim edildiği ve devam eden inşaatın sac bölümlerle ayrıldığı, inşaat çevresinin yer yer açık olduğu, 4 adet güvenlik kulübesi bulunduğu, kamera ve alarm sistemi bulunmadığı, bu hasar sonrasında kameralar takıldığının beyan edildiği, 29.09.2014 tarihinde gece bilinmeyen bir saatte depoya gelen şahıs ya da şahısların giriş kapısının kilidini kırarak açıp burada bulunan batarya ve musluk ağırlıklı malzemeleri aldıkları, hırsızlık olayının meydana geldiği alanın F Blok -2 bodrum kat araç girişinin hemen sağında bulunan ön ve sol yan cephesi metal profillerle desteklenmiş trapez saclarla kapatılmış depo yapısı olduğu, Eksperitz sırasında deponun kilit halkalarının onarılmış ve kilitli olduğu, depoda az miktarda malzeme bulunduğu, hırsızların bir araçla otoparka girdikleri ve depoya yanaşıp kapı kilidini kırarak hırsızlığı gerçekleştirdiklerinin tespit edildiği belirtilmiştir. Kollukça düzenlenen 30.09.2014 tarihli Olay Yeri İnceleme ve Tespit Tutanağında; “Bahse konu yer… inşaat şantiyesinde F Blok binasının -2. katında firmanın deposu olduğu, depo kapısının açık, asma kilit demir halkalarının boş, asma kilidin yerinde olmadığı, depo içindeki kolilerin dağınık, yerlere atılmış, kolilerin içinde malzeme olmadığı, depo giriş kısmının ise tamamen boşaltılmış olduğu tespit edildi. Olay mahallinin fotoğrafları çekildi .Teknik incelemede vücut izi tespit edilemedi ” şeklinde tesit yapılmıştır. Tüm dosya kapsamına göre; dava dışı sigortalı… A.Ş.’ne ait Esenyurt/ İstanbul adresinde bulunan … Projesi inşaatının 22.04.2013 – 18.02.2015 tarihleri arasında davacı şirket nezdinde sigortalandığı, 29.09.2014 tarihinde şantiyede hırsızlık meydana geldiği, davacının sigortalısına 108.316,28 TL hasar ödemesi yaptığı, ekspertiz raporunda belirtilen hasar miktarının mahkemece alınan her iki bilirkişi raporunda da kadri maruf kabul edildiği, 06.03.2017 tarihli heyet raporunda çoğunluk tarafından belirlenen kusur durumunun olayın oluş şekli ve dosya kapsamına uygun olduğu, sigortalının hasar nedeni ile davalının hak edişlerinden 29.500 TL’lik kesinti yaptığı, davalının kusur oranına tekabül eden 43.326,51 TL’den davalının ödediği 29.500,00 TL’lik kısmın mahsubundan sonra davalının 13.826,51 TL’lik zarardan sorumlu olduğu, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla tarafların istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 maddesi gereğince tarafların istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcı taraflarca peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/09/2022