Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1066 E. 2019/2060 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1066 Esas
KARAR NO : 2019/2060
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1296 Esas
ARA KARAR TARİHİ: 02/01/2019
DAVA : KONKORDATO (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)
KARAR TARİHİ: 14/11/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar tarafından açılan konkordato talepli dava üzerine Mahkemece, 28/12/2018 tarihli tensip ara kararıyla davacılar hakkında geçici mühlet kararı verilerek; Konkordato geçici mühleti içinde borçlular aleyhine 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamayacağından hangi nedene dayanırsa dayansın borçlular hakkında muhafaza işlemleri de dahil tüm takip işlemlerinin yapılmasının önlenmesine ve evvelce başlamış takiplerin durdurulmasına, borçlular aleyhine ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararlarının uygulanmasının önlenmesine, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetlerin işlemeyeceğinin ve İİK’nın 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabileceği hususunun belirtilmesine, takas ile ilgili olarak İİK’nın 200 ve 201 inci maddelerinin uygulanmasına, Hacizli mallar hakkında niteliğine uygun düştüğü ölçüde İİK’nın 186 ncı madde hükmünün uygulanmasına, Geçici mühlet sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabileceği veya başlamış olan takiplere devam edilebileceği ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirlerinin alınamayacağı ve rehinli malın satışının yapılamayacağı hususunun belirtilmesine, borçluların, mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis etmesinin, kefil olmasının, taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devretmesinin, takyit etmesinin ve ivazsız tasarruflarda bulunmasının yasaklanmasına, aksi hâlde yapılan işlemlerin hükümsüz olduğunun belirtilmesine, borçluların tescilli-tescilsiz tüm gayrimenkulleri ile araçları üzerine 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi yolunda ihtiyati tedbir konulmasına, ayrıca üzerlerine ayni ve şahsi hak tesisinin önlenmesine, borçluların takip borçlusu olduğu veya üçüncü şahıs konumunda olduğu takiplerde kendilerine yönelik haciz ihbarnameleri gönderilmesinin tedbiren önlenmesine, borçlunun, borçlu olduğu banka hesaplarına geçici mühletin ilan tarihi ile sonrasında gelecek olan hak ediş bedelleri ve alacakları konusunda alacaklı bankaların kendi alacakları yönünden mahsup işlemi yapmalarının önlenmesine, hesabın konkordato projesi ve konkordato komiseri denetiminde kullanılmasına, alacaklı olsun veya olmasın bankaların mühlet kararını gerekçe göstererek borçlunun hesabında bulunan paralar üzerine bloke konulmasının önlenmesine, hesabın konkordato projesi ve konkordato komiseri denetiminde kullanılmasına, borçluların malvarlıklarının korunması amacıyla gerekli görülecek diğer tedbirlerin talep üzerine veya resen Mahkemece geçici mühlet içerisinde yeniden değerlendirilebileceği hususunda karar verilmiştir. Geçici mühlet karından sonra davacılar vekilinin 02/01/2019 tarihli dilekçesi ile müvekkillerin bankalar nezdindeki teminat mektuplarının nakde çevrilmesini tedbiren durdurulmasını talep etmiştir. Mahkemece 25/01/2019 tarihli ara karar ile talebin kabulü ile borçluların bankalar nezdinde ki teminat mektuplarının paraya çevrilmesine önlenmesine karar verildiği, bir kısım müdahiller vekilinin sunduğu 04/01/2019 tarihli itiraz dilekçesi ile mahkeme tarafından verilen ara kararın konkordato talepli huzurda görülen davanın konusu olmadığı, söz konusu ilişkinin davacı şirketten bağımsız nitelikte garanti sözleşmesi kapsamında olmakla bahse konu karar doktrin ve Yargıtay kararı dışında hukuka aykırı olduğundan karardan rücu edilmesini talep etmiştir. Mahkemece 17/01/2019 tarihli ara karar ile, mahkeme borçlunun mal varlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alabileceği ön görülmüş olup borçluların bankalar nezdinde bulunan teminat mektuplarının paraya çevrilmesi işlemi borçluların malvarlığını azaltıcı bir işlem olması ve konkordatoya tabi alacaklar arasında eşitsizliğe yol açması söz konusu olduğu ayrıca İİK’nın 287 nci maddesinin son fıkrası “Geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.” şeklinde olup anılan düzenlemeye göre mahkemece hükmedilen tedbirler kesin olup bu tedirler aleyhine itiraz kanun yoluna başvurulması mümkün olmadığından talebin reddine karar reddine karar verilmiştir. Müdahiller … vekili ile …A.Ş., … Ltd. Şti., … Ltd. Şti., …A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … Tic. A.Ş., … A.Ş. vekillerin ayrı ayrı yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçelerinde; teminat mektubunun iş bu huzurdaki davadan bağımsız olup davanın konusu ile bir ilgisi bulunmadığı, teminat mektubu banka ile müvekkil arasında bir garanti sözleşmesi olduğu, garanti sözleşmesi niteliğindeki teminat mektubu davacının borcundan tamamen bağımsız olup alacaklının bankaya başvurma hakkının konkordato sürecinden etkilenmediği gibi maddi hukuktan kaynaklanan haklarının kullanılmasını önlenmesine neden olacak şekilde tedbir kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan yerel mahkemece verilen 17/01/2019 tarihli ara kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Uyuşmazlık, konkordato talebi ve geçici mühlet kararı ile birlikte kanunen alınması gereken tedbirlerden borçlu şirkete ait banka teminat mektupların nakde çevrilmesinin tedbiren önlenmesi mümkün olup olmadığıdır. 28.02.2018 tarihinde kabul edilip, 15 Mart 2018 tarihli Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren, “İcra Ve İflas Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun “un 13 vd maddelerinde, 2004 sayılı İİK ‘nun “ Konkordato İle Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılması “ üst başlığını taşıyan on ikinci babında değişiklikler yapılmış, İflasın ertelenmesi kaldırarak konkordato yeni bir içeriğe kavuşturulmuştur. Geçici mühlet başlığını taşıyan 287/1. Fıkrada, mahkemenin konkordato talebi üzerine 286. maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhal geçici mühlet kararı vereceği ve 297’ nci maddenin ikinci fıkrasındaki haller de dahil olmak üzere borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alacağı düzenlenmiştir. İİK 287/son fıkrada “ Geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz “ ifadelerine yer verilmiştir. Bu durumda, İİK 287/son fıkrası gereğince davacı borçlu için mahkemece oluşturulan geçici hukuki koruma niteliğindeki ihtiyati tedbir kararına karşı yasa yoluna başvurulabilen kararlardan olmadığının kabulü gerekir.
Açıklanan nedenlerle, İİK 287/son fıkrası gereğince tedbir kararlarına karşı kanun yoluna başvurulamayacağından, ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran müdahil vekillerinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince talep eden müdahil vekillerinin istinaf başvurularının REDDİNE,2- İstinaf harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3- Müdahillerin yapmış olduğu istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bıkarılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK 287/son, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununu 353/1.b.1 ve 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.14/11/2019