Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1064 E. 2022/1032 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1064 Esas
KARAR NO: 2022/1032
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2018
NUMARASI : 2017/816 Esas, 2018/1297 Karar
DAVA: TAZMİNAT (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 22/09/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde Kobi Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan adreste, davalının sorumluluğunda bulunan ana cadde üzerindeki atık su ana boru hattının tıkanması ile hasar meydana geldiğini, 11.669,71 TL’lik hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, sigorta poliçesi umumi şartları ve TTK md.1481 amir hükümlerine göre müvekkili şirketin hasar bedelini ödedikten sonra sigortalısının haklarına halef olduğunu, davalıdan mektup ile tahsilinin istenildiğini ancak reddedildiğinden bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 11.669,71 TL’nin ödeme tarihi olan 26.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili idarenin yağmur suyu kanalları ile alakalı sorumluluğunun şarta bağlı bir sorumluluk ve görev olduğunu, sigortalının kanal bağlantısının idari mevzuata uygun olup olmadığının araştırılması gerektiğini, hasara maruz kalan binanın inşaat tekniğine aykırı yapılmış olması sebebiyle doğacak hasar ve zarardan idarenin sorumlu tutulamayacağından bahisle davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesince, davalı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresinin sorumluluk alanı içinde kalan Taşocağı Caddesindeki atık su ana boru hattının tıkalı olması nedeniyle kot farkından dolayı düşük kot bölgelerini pis suyun basmasının kaçınılmaz olduğu, dava dışı sigortalının da düşük katta bulunan yapıda daha yüksek paletler kullanması gerekirken düşük seviyeli palet kullanarak zararın artmasına neden olduğu, davacı sigortalısının müterafik kusuru nedeniyle zarardan %25 indirim yapılması gerektiği, bakiye zararın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği denetime elverişli bilirkişi raporundan anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresi içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; sigortalının müterafik kusurunun %100 olması gerektiğini, bağlantı projesinin getirtilerek olaya tatbik edilmeden hazırlanan bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu ve bu rapora dayanarak hüküm kurulamayacağını, taşınmaz sahibinin parsel çıkış bacasında atıksuyun geri gelmesini önleyecek tedbir almak zorunda olduğunu, soyut beyanlara dayalı rapor hazırlanamayacağını, alış ve satış faturalarının incelenmesi, ticari defterlere işlenip işlenmediğinin araştırılması gerektiğinden bahisle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, TTK 1472.maddesi gereğince, sigorta poliçesi kapsamında davacı sigorta şirketinin sigortalısına yaptığı hasar ödemesinin halefiyet ilkesi gereğince zararın meydana gelmesinde kusurlu olduğu iddia edilen davalıdan tahsili amacı ile tazminat istemine ilişkindir. Davacı ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında 03.10.2014/2015 tarihlerini kapsayan Kobi Paket Sigorta Poliçesi düzenlendiği, riziko adresinde 18.07.2015 tarihinde atık su baskını gerçekleştiği, davacı sigorta şirketinin sigortalısına 11.669,71 TL hasar ödemesi yaptığı, davacı şirketin sigortalısına ödediği 11.669,71 TL hasar tazminatının rücuen davalıdan tahsilini talep ettiği, borcun ödenmemesi üzerine eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, hasarın oluşmasında davalının kusurunun bulunup bulunmadığı ve hasarın miktarı noktasında toplanmıştır. Mahkemece uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu alınmıştır. 30.07.2018 tarihli bilirkişi raporunda; davalı …’nin atık su ana boru hattının teknik bakımdan düzgün ve çevreye zarar vermeyecek şekilde yapılmasından sorumlu olduğunu, nitekim olaydan sonra davalı idare çalışanları tarafından tıkalı olan ana caddedeki atık su hattının açılmasıyla problemin çözüldüğünü, idarenin her binada suyun geri tepmesini önlemek bakımından gerekli teknik tertibatların yapılması gerektiğini belirtmiş ise de ana hattın tıkalı olması halinde atık suyun geri tepmesinin kaçınılmaz olduğunu, binanın atık suyunun ana hatta verilmemesi nedeniyle her halükarda binanın düşük kot bölgelerini pis suyun basmasının kaçınılmaz olduğunu, binanın atık suyunun ana hatta verilememesi nedeniyle her halükarda binanın düşük kot bölgelerini pis suyun basmasının kaçınılmaz olduğunu, bu nedenle dava konusu atık su baskınının nedeninin davalı idarenin sorumluluğundaki ana borudaki tıkanma olduğu anlaşılmakla olayın meydana gelmesinde davalı idarenin %75 oranında asli kusurlu olduğu, sokaktan geçen ana pis su borusunun tıkanması sonucu oluşacak geri tepmeyi önlemeye yönelik alınabilecek bir tedbir olmadığı ve sigortalı dairenin bulunduğu binada … sözleşmesine aykırı bir tesisat yapıldığı yönünde dosyada bir belge bulunmadığı ancak davacıya sigortalı işyeri bodrum katta olup binanın kotunun ana caddedeki atık su kotundan daha düşük olduğu, bu durumda davacının sigortalısının su basmasına karşı önlem olarak daha yüksek paletler kullanması gerekirken düşük seviyeli palet kullandığından zararın oluşumunda %25 oranında müterafik kusurlu olduğu, hasar yönünden yapılan incelemede ise ekspertiz raporunda belirtilen malzeme ve işçilik bedellerinin piyasa rayiçlerine uygun olup kadri marufunda olduğu ve kusur oranına göre hesaplanan 8.752,28 TL’nin davalıdan talep edilebileceği belirtilmiştir. 24.08.2015 tarihli Hasar Ekspertiz Raporunda; hasarın yan tarafta faaliyet gösteren …’nin … ana kanalizasyon hattına bağlı atık su toplama ve tahliye rögarından kaynaklandığı, … tarafından uzun uğraşlar sonucu rögarın açıldığı, atık su baskını sonucu ürünlerin olduğu yerde palet olmasına rağmen suyun paletleri aşarak ürünlere zarar verdiği, bu durumun fotoğraf ve video ile kayıt altına alındığı, zarar gören emteanın bedelinin 17.953,40 TL olarak hesaplandığı, sovtaj bedeli düşüldükten sonra hasar bedelinin 11.669,71 TL tespit olunduğu belirtilmiştir. Somut davada; davacı şirket nezdinde 03.10.2014/2015 dönemi için sigortalı bulunan işyerine, 18.07.2015 tarihinde davalının sorumluluğunda bulunan atık su ana hattının tıkanması nedeni ile kot seviyesinin altında bulunan sigortalıya ait bodrum kata dolan sular nedeni ile hasar meydana geldiği, davacının sigortalısına 11.669,71 TL hasar ödemesi yaptığı, sokaktan geçen ana pis su borusunun tıkanması sonucu oluşacak geri tepmeyi önlemeye yönelik alınabilecek bir tedbir olmadığı ancak sigortalınında kottan düşük bodrumda daha yüksek palet kullanarak tedbir alabileceği bu suretle bilirkişiler tarafından davalı tarafın %75, sigortalının %25 kusurlu bulunmasının oluşa ve olaya uygun olduğu, bu kapsamda fotoğraflarla da ispat olunan zarar sebebiyle başkaca araştırma yapılmamasının da sonuca etkili olmadığı, kusur oranlarına göre bilirkişilerce hesaplanan 8.752,,28 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne yönelik mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcının peşin yatırılan 149,50 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 68,80 TL harcın karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya İADESİNE, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/09/2022