Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1054 E. 2022/1010 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1054 Esas
KARAR NO: 2022/1010
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 18/10/2018
NUMARASI: 2016/109 Esas, 2018/903 Karar
DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 22/09/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; … Bankası A.Ş. Müflis Şirketin müşterek borçlu sıfatıyla imzalamış olduğu genel kredi sözleşmelerine istinaden kullanılmış olan kredi alacaklarını temlik sözleşmeleri uyarınca … A.Ş’ne devir ve temlik edildiğini, borçlu ve müşterek müteselsil kefiller tarafından kredi koşullarına uyulmadığından ilgili kredi hesaplarının kat edildiğini ve ilgililere ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmediğini, temlik kapsamında müflis şirkete kullandırılan kredinin teminatını teşkil etmek üzere yine şirket adına kayıtlı; Adana İli Yüreğir İlçesi … Mahallesi … Ada … parsel üzerinde 1. derecede, Adana İli Seyhan İlçesi … Mahallesi … Ada … Parselde … nolu bağımsız bölümün tam hissesi ile 20-21-22-23-24-25-26-27-28-29-30-31-32-33 nolu bağımsız bölümlerin ½ hissesi üzerinde 1. derecede ve Adana İli Yüreğir İlçesi … Köyü … Ada … Parsel üzerinde 3. derecede olmak üzere taşınmazlar üzerinde %5,99 oranında garame ipoteğinin de müvekkiline temlik edildiğini, belirtilen taşınmazlarla ilgili diğer garame ipoteği sahibi bankaların icra takiplerinin devam ettiğini, bu nedenle sıra cetvelinde de belirtildiği üzere alacaklarının rüçhanlı alacak olduğunu, müflis şirketin iflas tarihi olan 06.05.2015 tarihi itibariyle kredi sözleşmelerinden kaynaklanan 1.703.814,00 TL ve 649.429,00 USD toplam alacağın iflas masasına kayıt ve kabulünün talep edildiğini, ancak iflas idare memurluğunca sıra cetveli ile 33. numarada kayıtlı olan alacakları hakkında “…şirket yetkilisinin beyanı ve ibraz edilen belgenin incelenmesi neticesinde kayıtlı alacağın 2.160.435,00 TL’lık kısmın kabulüne ve derecesinde rüçhaniyetine, bakiye kısım olan 1.307.341,75 TL’lık kısmın ise içerisinde alacak kaydı bulunan bankalar ile protokol yapılmış ve protokol kapsamında ödemeler yapılması sonucu, yapılan ödemelerin düşülmemesi, usulsüz ve fahiş faizden kaynaklanması, BSMV istenemeyeceği ve işin halli muhakemeyi gerektirdiğinden” bahisle reddine karar verildiğini, Kredi Sözleşmesi ve hesap ekstrelerinin iflas dosyasına ibraz edildiğini, alacak kayıtlarının rüçhanlı olarak kabul edilip sıra cetveline kaydı yapılması gerekirken kısmi olarak kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca alacaklarının ipotek alacağı olduğundan iflas tarihinden itibaren faiz de işletilebileceğini beyanla İstanbul … İcra İflas Müdürlüğü’nün … iflas sayılı dosyasından Müflis … Ltd. Şti. ile ilgili olarak düzenlenen sıra cetvelinin 33. kayıt numarasında kayıtlı olup kısmen reddedilen 1.307.341,75 TL alacaklarının iflas tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte İİK.235. maddesi gereğince iflas masasına rüçhanlı olarak kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/462 Esas Sayılı dosyasından 06.05.2015 tarihinde iflasına karar verilen Müflis … Ltd. Şti hakkındaki iflas tasfiyesinin İstanbul … İflas Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile yürütüldüğünü, davacı tarafından müflis şirket masası alacaklılar sıra cetvelinin … numarasında kayıtlı alacağın dava dilekçesinde belirtilen nedenle kısmen reddi üzerine huzurdaki kayıt kabul davasının açıldığını, alacak talebinin davacı tarafından temlik alınan … Bankası A.Ş.’nin de içinde bulunduğu Bankalar ile yapılan protokol çerçevesinde yapılan ödemelerin düşülmemesinden kaynaklandığını, ödemelerin düşülmesi halinde gerçek borç miktarının iflas masası tarafından kabul edilerek rüçhanlı sıraya alındığını, ayrıca ödemeler düşülmeden yapılan icra takibinde usulsüz olarak faiz işletildiğini ve BSMV istendiğini, müflis şirket ticari defterleri ve Banka kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile haklılıklarının ortaya çıkacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; Davacı bankada dahil 11 banka ile yapılan protokol hükümleri ve dahi davalı ile bağıtlanan Genel Kredi Sözleşmelerinin 42. maddesinde düzenlenen “Müşteri, banka tarafından cari hesabı veya hesapları kesilmesinden yahut sözleşmenin feshedilmesinden sonra, borç bakiyelerin tamamen ödeyinceye kadar bankanın, faiz, fon, komisyon, gider vergisi, sair vergi ve diğer masrafların, kesilme veya fesih anında geçerli olan oran ve koşullarla işletmeye devam edeceğini ve ayrıca borç bakiyesini ihtara rağmen derhal tediye etmediği takdirde temerrüde düşmüş sayılacağını, temerrüd halinde temerrüd faizi olarak altın ödemeleri işlemlerde bankanın altın kredilere uygulamakta olduğu en yüksek cari faiz haddinin, TL ödemeli işlemlerde bankanın borçlu hesaplara uygulamakta olduğu en yüksek cari faiz haddinin, döviz ödemeli işlemlerde ise bankanın döviz kredilere uygulamakta olduğu en yüksek cari faiz haddinin %25 fazlası ile buna ilişkin diğer vergi ve masrafları ödeyeceğini kabul ve taahhüt eder.” şeklindeki faize ilişkin düzenleme doğrultusunda sunulacak belgeler ile 11 banka ile düzenlenen 05/06/2012 tarihli protokolün 5.1.3 ve 6.1 maddesinde bildirilen faiz oranları dışında ve daha yüksek miktarda faiz uygulandığına dair ilgili bilgi ve belgelerin ibrazının büyük önem arz ettiği, ancak yargılama boyunca ilgili bilgi ve belgelerin defaatle istenmesine rağmen ibraz edilmediği, davacı bankanın kat ihtarnamesinde ve takipte TL alacakları için yıllık %41,25 oranında, yabancı para alacakları için %8,75 oranı üzerinden faiz ve dolayısıyla bu oranlar üzerinden hesaplanan faizin BSMV’sini talep ettiğini, ancak bu talebin dayanağı olan belgeler, hesap ekstreleri ile faiz oranına ilişkin belgelerin davacı tarafından sunulamamış yahut özellikle sunulmadığını, iflas idaresi tarafından reddedilen kısım yönünden davacının iddiasını ispatlayamadığı, davacının sunduğu ekstreler ile ihtarnameler arasında da ana para tutarının dahi çelişkili olduğu, bunların da davacı yanca açıklanamadığı, davacı tarafından ispata yönelik belgelerin sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Bilirkişi raporlarına yapılan itirazlarında eksikliklerin temini ve yeniden inceleme yapılması için yerinde inceleme talep edildiğini, ancak bu taleplerinin mahkemece reddedildiğini, delil olarak bildirilen sözleşme örnekleri ve banka kayıtlarının banka uhdesinde bulunduğundan taraflarınca temin edilmesinin mümkün olmadığını, yerel mahkeme tarafından gerektiğinde yerinde inceleme yetkisi verilmesi gerektiğini, davanın sadece evrak ibraz edilmemesi üzerine karara çıkarılmasının kabul edilemeyeceğini, yerinde inceleme yetkisi verilmemesi nedeniyle yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan, en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabule elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, İstanbul … İflas Müdürlüğünün … İflas dosyası için verilen 15/02/2016 tarihli İflas Müdürlüğü yazı cevabında, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/462 Esas sayılı dosyasında 06/05/2015 tarihinde iflasına karar verilen müflis … Ltd. Şti.’nin tasfiye işlemlerinin yapıldığı, davacı şirketin iflas masasına … kayıt numarası ile yapılan Türk Lirası kredisi için 1.703.814 TL ve USD kredisi için 649.423 USD alacak talebinin 2.160.435,00 TL’lık kısmın kabulüne ve derecesinde rüçhaniyetine, bakiye kısım olan 1.307.341,75 TL’lık kısmın ise içerisinde alacak kaydı bulunan bankalar ile protokol yapılmış ve protokol kapsamında ödemeler yapılması sonucu yapılan ödemelerin düşülmemesi, usulsüz ve fahiş faizden kaynaklanması, BSMV istenemeyeceği ve işin halli muhakemeyi gerektirdiğinden” gerekçelerine istinaden reddine, sıra cetvelinin 20/01/2016 tarihinde … Gazetesi ve 22/01/2016 tarihinde ise Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, red kararının 26/01/2016 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre davanın 03/02/2016 tarihinde yani yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığının anlaşılması üzerine işin esasının incelenmesine geçilmiştir. Uyuşmazlık, temlik alan davacının müflis şirketten iflas tarihi itibari ile alacaklı olup olmadığı, masaya alacak kaydının mümkün olup olmadığı ve miktarı noktasında toplanmıştır. Mahkemece uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu alınmıştır. 16/02/2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda; ibraz edilen kredi ekstrlerinden hesaplamaya çalışılan ana para tutarları (531.469,92 USD ve 1.119.165,90 TL) ile davacı taleplerine konu ana para tutarları (559.606,00 USD ve 1.020.590,79 TL) arasında önemli farklılık bulunduğu, ayrıntılı ekstrelerin talep edilmesine rağmen taraflarına ibraz edilmediği, buna bağlı olarak davacının, davalıdan olan alacağının ana para tutarları arasındaki tutarsızlığın sebebinin tespit edilemediği, bankanın fiilen uyguladığı faiz oranlarına, keza temerrüt halinde uygulayacağı faiz oranlarına ilişkin hiçbir belge ibraz edilmediği, Genel Kredi Sözleşmesinin dosyada bulunmadığı, talep edilmesine rağmen ibraz edilmediği, bu bakımdan olması gereken faiz hesabının yapılamadığı, ayrıca garame ipoteği alınmasına neden olan ve davalı borcunun tahsiline yönelik davalı ile yapılan 05/06/2012 tarihli sözleşmenin bulunmadığı, keza bu sözleşmenin sonuçları ile ilgili olarak takibe intikal ettirilen tutarlara ilişkin “Yasal Takip Hesaplarının” ekstrelerinin dosyada bulunmadığı, buna bağlı olarak yasal takibe intikal ettirildikten sonra tahsilat yapılıp yapılmadığının da tespit edilemediği, davacı talebinin ispata muhtaç kaldığı, davacı tarafından gereken bilgi ve belgelerin ibraz edilmesi halinde taraflarınca yeniden incelenip değerlendirileceği ve alacak tutarının hesaplanacağı belirtilmiştir. Mahkemenin 23/03/2017 tarihli celse ara kararında bilirkişi ön raporunda belirtilen genel kredi sözleşmesi asıllarını, hesabın başlangıcından takip tarihine kadar ayrıntılı hesap ekstrelerini, temlik eden bankanın fiilen uyguladığı faiz oranlarına ilişkin belgelerini, 05/06/2012 tarihli sözleşme aslını, takibe konu yasal takip hesapları ve özellikle dava tarihine kadar tahsilat varsa buna ilişkin belgeleri ibraz etmek üzere davacı tarafa kesin süre verilmiş olup davacı vekilince celse arasında genel kredi sözleşmeleri, hesap ekstreleri ve ihtarname suretlerinin sunulduğu belirtilerek ara karar gereği belge asılları ile faiz oranlarına ilişkin belgelerin temlik veren bankadan istenmesinin talep edildiği, bunun üzerine Mahkemenin 23/03/2017 tarihli ara kararda sunulmasını istediği tüm belge asıllarını temlik veren … Bankası A.Ş.’den istenmesi için müzekkere yazdığı, banka tarafından sadece 3 adet Genel Kredi Sözleşmesi asılları gönderildiği, bu haliyle ek rapor alınması için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup bilirkişi heyeti 14/03/2018 tarihli ek raporunda kök rapor tanzimi sonrasında dosyaya kök rapor aşamasında talep ettikleri bilgi ve belgelerin halen ibraz edilmemiş olması nedeniyle kök raporlarındaki görüşlerinin değişmediği, bu nedenle davacı tarafından, müflisin kullandığı söz konusu kredilerden dolayı alacaklı olup olmadığının tespit edilebilmesi için müflisin kullandığı Türk Lirası (Varsa, Krediye uygulanan Faiz Oranlarının da yer aldığı) Kredi Ekstreleri ile Bankanın Krediyi Takip hesabına aktardığı 25.11.2013 tarihi itibariyle TL Ticari Kredilere (TCMB’na Bankaca Bildirilen Faiz Oranları değil) “Bankanın Fiilen Uyguladığı” en yüksek Ticari Kredi Faiz oranının, keza Takip Hesaplarına intikal ettirildikten sonra tahsilat yapılıp yapılmadığını görmek için Takip Hesaplarının Ekstrelerinin, müflisin kullandığı Dövize Endeksli Türk Lirası Kredisinin (Varsa Krediye uygulanan Faiz Oranlarının da yer aldığı, yada uygulanan faiz oranlarının belirtildiği) Yabancı Para (USD) Kredi Ekstreleri ile Dövize Endeksli Türk Lirası Ticati Kredilere (TCMB’na Bankaca Bildirilen Faiz Oranları değil) “Bankanın Fiilen Uyguladığı” en yüksek Ticari Kredi Faiz oranının, keza Takip Hesaplarına intikal ettirildikten sonra tahsilat yapılıp yapılmadığını görmek için Takip Hesaplarının Ekstrelerinin, ayrıca garame ipoteği alınmasına neden olan ve davalı borcunun tahsiline yönelik davalı ile yapılan 05.06.2012 tarihli sözleşmenin, dosyaya ibraz edilmesi halinde, ek raporun tanzim edilebileceği bildirilmiştir. 14/03/2018 tarihli ek bilirkişi raporundan sonra davacı vekili eksik olan tüm bilgi ve belgelerin temlik eden bankadan celbini talep etmiş olup Mahkemece bu amaçla yazılan müzekkereye verilen cevap üzerine ek rapor alınması için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup bilirkişi heyeti 17/07/2018 tarihli ek raporunda, Genel Kredi Sözleşmeleri ve davalı şirketin borçlu olduğu 11 adet banka ile birlikte yapılan borç ödeme ile ilgili 05.06.2012 tarihli sözleşme, davalı bankanın kullandığı kredilere ilişkin (daha önce dosyaya ibraz edilenlerden bir farkı olmayan) ekstreler ibraz edilmiş ise de talep edilen temerrüt faizine esas (TL Kredilerde %33, USD Kredilerde %7) faiz oranlarının belirtildiği belgeler, davalının kullandığı kredilere uygulanan faiz oranlarının yer aldığı ekstre veya resmi bir belge, keza davalının kullandığı Dövize Endeksli (USD) Kredinin, yabancı para borç ve alacak hareketlerinin yer aldığı kredi ekstresi, davalının kullandığı belirtilen TL Krediye ilişkin (Sadece 25.11.2013 tarihli tek bir bakiyenin yer aldığı ekstre ibraz edildiğinden) kredinin açılışından, 06.05.2015 iflas tarihine kadar olan tüm hesap hareketlerinin yer aldığı Kredi Ekstresi ibraz edilemediğinden davacının, davalıdan olan alacağın net olarak hesaplanamadığı, davalının … Bankası Çukurova Kurumsal Şubesi’nden kullandığı TL Kredinin … nolu Kredi Hesabına alınmadan önceki (mümkün ise kredinin açılışından itibaren), iflas tarihi olan 06.05.2015 tarihine kadar olan dönemin tüm hesap hareketlerinin olduğu, faiz oranlarının belirtildiği ekstrenin, keza ihtar tarihi olan 25.11.2013 itibariyle temerrüt faizi olarak uyguladığını belirttiği %33 oranını fiilen uyguladığı bir başka müşterisine ait kredi ekstresinin veya %33 oranını fiilen uyguladıklarına ilişkin ispat edici bir başka belgenin, … no.lu Dövize Endeksli (USD) Krediye (ve bu kredinin … no.lu, … no.lu ve … no.lu Takip Hesaplarına) ait, kredinin açıldığı tarihten iflas tarihi olan 06.05.2015 tarihine kadar olan dönem için USD Para cinsinden hesap hareketlerinin ve bu krediye uyguladıkları faiz oranlarının gösterildiği kredi ekstresinin, ayrıca 25.11.2013 tarihi itibariyle temerrüt faizi olarak %7 oranını fiilen uyguladıkları, bir başka müşterisine ait kredi ekstresinin yada %7 oranını fiilen uyguladıklarına dair ispat edici bir belgenin müteaddit kez talep edilmesine rağmen dosyaya ibraz edilememesi nedeniyle davacının 06.05.2015 İflas Tarihi itibariyle alacağının kesin olarak hesabının yapılmasının mümkün olmadığı bildirilmiştir. Temlik eden … Bankası A.Ş. ile temellük eden … A.Ş. arasında Beşiktaş …Noterliğinin … yevmiye numaralı Alacak Temliki Sözleşmesi yapılmış olup krediye konu alacağın bu şekilde devir ve temlik edildiği anlaşılmaktadır. Davacı … A.Ş.’nin 17/03/2017 tarihli karar ile … A.Ş. İle … A.Ş. hükmi çatısı altında birleştiği dosyaya sunulan belgelerden anlaşılmıştır.HMK nın İspat Hakkı Başlıklı 189/1 maddesinde, “taraflar kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptir. ” HMK nın Başka Yerden Getirtilecek Deliller başlıklı 195. maddesinde , “tarafların ellerinde bulunmayan ve incelenmesine karar verilen delillerin getirtilmesi için, mahkemece ilgili resmi makam ve mercilerle üçüncü kişilere bu husus bildirilir. Mahkemeye getirtilmesi mümkün olmayan deliller, bulunduğu yerde incelenebilir veya dinlenebilir.” HMK nın Bilirkişinin Yetkileri başlıklı 278/4 maddesinde, “bilirkişinin oy ve görüşünü açıklayabilmesi için bir şey üzerinde inceleme yapması zorunlu ise mahkeme kararı ile gerekli incelemeyi yapabilir. Bu işlemin icrası sırasında taraflarda hazır bulunabilir.” düzenlenmiştir. HMK’da yer alan bu düzenlemeler uyarınca davacı tarafın dava dilekçesinde usulüne uygun şekilde banka defter ve kayıtlarını delil olarak göstermesine, 17/07/2018 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde ve 18/10/2018 tarihli karar celsesinde yerinde inceleme yetkisi verilerek inceleme yapılmasını talep etmesine rağmen temlik eden dava dışı banka kayıtları üzerinde HMK’da yer alan ve yukarıda yer verilen düzenlemeler de gözetilerek yerinde inceleme yapılmadan sadece celbedilen belgeler incelenerek alınan rapor doğrultusunda karar verilmesi isabetli olmamıştır. Davacı kredi ilişkisinin tarafı olmayıp temlik alan sıfatıyla 3. kişi konumundadır. Bu sebeple kredi ilişkisine dair tüm belgelerin dava dışı temlik eden bankanın uhdesinde bulunması sebebiyle istenildiğinde davacı tarafından tüm belgelerin ibraz edilememesi ve bankadan talep edildiğinde de gönderilememesi gibi bir durumun ortaya çıkması mevcuttur. Kaldı ki davacı vekili eksikliklerin temini için temlik veren banka ile yapılan yazışma ve görüşmelere cevap verilmediğini de bildirmiştir.Sonuç olarak HMK 189/1 maddesinde belirtilen ispat hakkını kısıtlayacak şekilde ve HMK 195. ve 278/4 maddelerine aykırı olarak bu maddeler uyarınca inceleme yaptırılıp bilirkişi raporu alınarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenlerle kabulü ile, HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, temlik eden bankaya ait ticari defter ve kayıtların yukarıda açıklanan şekilde incelenmesi sağlanarak, bilirkişilere bu hususta yerinde inceleme yapma yetkisi tanınmak suretiyle bilirkişi raporu alındıktan sonra, diğer delillerle birlikte değerlendirilerek karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiğine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/109 Esas, 2018/903 Karar ve 18/10/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanuna bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/09/2022